
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 17 Mart’ta yapılan toplantıda politika faiz oranını yüzde 14’te bıraktı. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) eski başekonomistlerinden Prof. Dr. Kenneth Rogoff ile Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan Türkiye’nin faiz oranları ve enflasyonuna yönelik değerlendirme yaptı.
Faiz Artışı Yapılmadan Enflasyon Düşmez
Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenneth Rogoff Türkiye’de Merkez Bankası yöneticilerinin art arda değiştirilmesi nedeniyle, kredibiliteye zarar verildiği ve enflasyonun kontrol altına alınamadığını söyledi.
Türkiye’nin yirmi yıl öncesinde yaşanandan daha kötü bir ekonomik krize doğru yol alabileceğini söyleyen ekonomist, savaşa rağmen küresel büyüme ve faiz ortamı uygunken ekonominin sert bir iniş yapmasını önlemek için hala zaman olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’nin ciddi bir faiz artırımına gitmeden enflasyonu aşağı çekebilmesinin zor olduğunu, faiz oranlarının daha erken yükseltilmemesinin ve ekonomi yönetimindeki görevden almaların, bu sürecin daha sancılı olmasına sebep olacağını sözlerine ekledi.
Özilhan: Enflasyondaki Yükseliş Her Yerde Endişeye Yol Açıyor
TÜSİAD Olağan Genel Kurul Toplantısı‘nın açılışında konuşan Özilhan, Rusya – Ukrayna savaşı nedeniyle turist sayısında beklenen rakamlara ulaşılamayacağını, Avrupa’daki yavaşlamanın ihracatı etkileyeceğini, artan petrol ve doğal gaz fiyatlarının ithalat faturasını kabartacağını belirtti.
Bunların cari açık üzerinde ilave yük yaratacağını ifade eden Özilhan, Türk lirası üzerindeki baskının artacağını ve bunun da enflasyonist baskıyı güçlendireceğini söyledi.
“Enflasyondaki yükseliş her yerde endişelere yol açıyor” ifadesini kullanan isim, temel sebeplerinden birini üretimin hammadde, ara malı ve yatırım malında ithalat bağımlılığının yüksek olması olarak açıkladı.
Dışa bağımlı olduğumuz sürece dışarıdan enflasyon ithal ettiğimizi, enerji ve temel girdi fiyatlarının dünyada arttıkça bu artışın içeriye enflasyonda yükselme olarak yansıdığını sözlerine ekledi.
Ardından sözü faiz konusuna getirdi. “Negatif reel faizler çok yüksek olunca tasarrufların yatırıma dönüşme mekanizması çalışmıyor. Para tasarrufa yönelmek yerine dövize, altına, emlak yatırımına, ithal elektronik eşyaya ve ithal otomobile yöneliyor.” dedi.
Sözlerine “Üretim yapısını değiştirmeden, ithal girdilere olan bağımlılığı ortadan kaldırmadan, yatırıma yönelecek tasarrufları artırmadan, tarım ve sanayi üretimini hızlandırmadan fiyat istikrarını kalıcı olarak sağlayabilmek mümkün değil.” Şeklinde devam eden Özilhan, bunun için uzun vadeli politika geliştirilmesi gerektiğini belirtti.