
Avrupa Merkez Bankası’nın koltuğu Christine Lagarde’ye devredecek başkanı Mario Draghi, hafta sonunda Financial Times’a verdiği röportajda dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
19 millet arasında tartışmalı ve bölücü bir konu olan entegrasyon meselesine değinen Draghi, Euro Bölgesi ülkelerini daha fazla entegrasyon için söz vermeye çağırdı. “Önemli olan şey Euro birliğini daha güçlü hale getirmek ve bazı alanlarda, daha fazla entegrasyon bu amaca ulaşıyor” dedi.
Bu noktada Euro Bölgesi’nin aynı para birimini paylaşan 19 Avrupa ülkesinden oluştuğu ve para politikasına ECB’nin karar verdiği aktarıldı.Bununla birlikte, maliye politikalarına ulusal düzeyde karar verilmesinin genellikle tutarsızlıklar yarattığı ve bölgeyi finansal şoklara daha açık hale getirdiği bilgisi verildi. Çünkü bazı ülkeler maliye politikası söz konusu olduğunda daha fazla paylaşmaları gerektiğini savunurken, diğerleri ekonomileri üzerindeki kontrolünü kaybetmek veya borçlu olan ulusları finanse etmek zorunda kalmak korkusuyla Avrupa kurumlarına daha fazla yetki vermekte isteksizler.
Bu konuyla ilgili politik tartışmanın gitmek için hala uzun bir yolu olduğunu kabul etse de kendisinin iyimser olduğunu ekledi. 31 Ekim’de AMB’deki 8 yıllık görevinden ayrılacak olan Mario Draghi, 2014’ten bu yana maliye politikasının para politikası için gerekli bir tamamlayıcı olduğunu anlattığını belirtti. Şu anda ihtiyacın öncekinden daha acil olduğunu, para politikasının işini yapmaya devam edeceğini ancak olumsuz yan etkilerin giderek daha fazla görünür hale geldiğini kaydetti.
Yeterince şey yaptıklarını ve daha fazlasını yapabileceklerini öne sürerek; “eksik nokta, maliye politikası, Avrupa ile ABD arasındaki en büyük fark bu” dedi. Euro Bölgesi’nde ekonominin kötüleşmesiyle artan krize değinen Draghi; “Benim iddiam, bunun tek ülkeli bir dünya olmadığını görmeye çalışmaları gerektiğidir” dedi. Sonuçta Draghi, küresel bir yavaşlamaya karşı koymak için yüksek kamu harcamalarının her zamankinden daha acil ve gerekli olduğunu savunmasıyla dikkat çekti.