
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden anlaşmasız şekilde ayrılması ihtimalleri yükselirken bu durumun getireceği olumsuzluklar değerlendirilmeye devam ediliyor. Eğer İngiltere AB’den herhangi bir anlaşma yapmadan ayrılırsa, Birlik tarafından üçüncü ülke sınıflandırılmasına tabi tutulacak.
Bu durumda getirilecek bazı gümrük vergileri sebebiyle ihracat gücünün zayıflayacağı tahmin ediliyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan finans yöneticileri anketi de anlaşmasız Brexit olasılığının yüksek olduğu sonucunu ortaya çıkarmıştı.
İngiliz bankalarından Barclays, anlaşmasız ayrılık halinde bazı ürünlerde uygulanan gümrük vergisinin %27’ye kadar yükselebileceğini öngördü.Ülkenin önde gelen bankalarından biri olan Barclays tarafından yapılan uyarıda İngiltere’nin anlaşmasız ayrılması halinde yiyecek ve içecek ürünlerinde vergilerin %27’ye kadar artırılabileceği belirtildi.
2018 yılında yapılan 48 milyar sterlinlik yiyecek-içecek ithalatının %71’inin AB üyesi ülkelerden alındığı bilgisi göz önünde bulundurulduğunda İngiltere’nin anlaşmasız ayrılıktan çok ciddi zarar göreceği sonucu ortaya çıkıyor. Banka söz konusu sektörün toplam yıllık maliyetinin 9,3 milyar sterlin seviyesinde olacağını tahmin etti.
Ek gümrük tarifesi uygulamasının doğrudan tüketici tüketiciye yansıyacağı ve enflasyon oranlarını yükselteceği öngörüldü. İngiltere toplam ihracatının yaklaşık %44’lük kısmını AB ülkelere yapıyor. Değer olarak bakıldığında 616 milyar sterlinlik ihracatın 274 milyar sterlinlik kısmının AB’ye yapıldığı görülüyor.
Anlaşmasız ayrılık halinde Avrupa Birliği ile Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) kurallarına göre ticaret yapılacak.Bu kapsamda İngiltere AB’nin gözünde üçüncü ülke statüsüne gerileyecek. Yani kimyasal madde, gıda ürünleri ve ilaç gibi kalemlerde gümrük vergileri artırılacak. İngiltere’nin AB’nin anlaşma yaptığı 70’ten fazla ülkede geçerli olan tercihli pazar erişimini kaybetmesinin ülkenin ihracatını %60 azaltacağı tahmin ediliyor.
Oxford Economics İngiltere Başekonomisti Martin Beck, şu anda şirketlerin sadece beşte birinin anlaşmasız ayrılığa hazır olduğunu söyledi. Beklenen senaryonun gerçekleşmesi halinde ülkenin ithalat ve ihracat planlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı. En çok zararı AB’ye ihracat yapan şirketlerin göreceğini belirten Beck, İngiltere’nin daha az zarar görmesi için gerekli çalışmaları sürdürdüğünü aktardı.
İngiltere’nin Dover limanından, Avrupa ülkelerine gidecek yük gemileri ancak gerekli belgelerin bulundurulması şartıyla geçiş yapacak.İngiltere’nin Brexit sürecini 31 Ekim’den sonraya bırakma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyen Beck, ne kadar ertelenirse ertelensin ekonominin zarar göreceğini belirtti. Erken seçim konusuna da değinen ekonomist, “Kasım ya da aralık ayında yapılacağının düşündüğümüz erken genel seçimi kimin kazanacağını asıl mesele olduğunu düşünüyoruz. Muhafazakar Parti’nin kazanması halinde anlaşmasız ayrılık olasılığı artacaktır. İşçi Partisi’nin kazanması ise yeni bir referandumun yapılması ve İngiltere’nin AB’de kalma olasılığının artmasına neden olacaktır.” dedi.
Anlaşmasız ayrılık ihtimalinin 31 Ekim tarihinde çıkışının yasaklanması ile azaldığını söyleyen Özkardeşkaya bunun kısa vadede bir anlaşma yapılacağına yorumlanmaması gerektiğini söyledi. Bir türlü çözüme kavuşmaya sürecin uzatılmasının belirsizlikleri artırdığını, yarattığı depresif hal ile ileriye dönük karar verme kabiliyetini azalttığını ve şirketleri olumsuz etkilediğini dile getirdi.