
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), COVID-19 Küresel Salgınının Borsa İstanbul’daki Sektörel Etkileri isimli değerlendirme notunu yayımladı. Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetlerinin getirileri ve bu getirilerin volatiliteleri üzerindeki etkilerini sektörlere göre inceledi.
TEPAV, değerlendirmesinde salgının etkilerinin sektörlere göre değişiklik gösterdiğini dile getirdi. Bu değişikliğin ise küresel bağlantılar, teknoloji düzeyiyle mal ve insan hareketliliğiyle ilişkisine göre yaşandığını belirtti.
Değerlendirmeyi yaparken 3 kritik tarihi baz alan TEPAV; salgının Çin’de başlaması, Türkiye’de ilk vakanın görülmesi ve 65 yaş ile üstü için sokağa çıkma yasağının getirildiği tarihleri göz önünde bulundurdu. Hisse senetlerinin bir önceki yılın aynı gününe göre değişimini göz alan TEPAV, yıllık getiri oranlarını dikkate aldı.
Aynı zamanda hisse senedi getirilerinde görülen değişikliğe bakarak, sektörleri dört kategoriye ayırdı. Bu dört kategori:
- Salgının Çin’de başlamasından pozitif etkilenip, Türkiye’de görülmeye başlanmasından negatif etkilenen sektörler (Kategori 1)
- Salgının Çin’de başlamasından etkilenmeyip, Türkiye gelişmelerinden etkilenen sektörler (Kategori 2)
- Salgının Çin’de başlamasından negatif etkilenen sektörler (Kategori 3)
- Salgından bağımsız, her dönem olumlu gelişmeler gösteren sektörler (Kategori 4) olduğunu belirtti.
Kategori 1 sektörlerinin ortak özelliğini, düşük teknolojili ve ülke içi ticaretle ilgili olması şeklinde açıkladı. Bu sektörlerde 7 Ocak’tan sonra görülen artışın, aynı sektörlerin Çin’de salgının başlaması ile rekabet gücünün oluşmasından kaynaklanabileceğini tahmin etti.
Türkiye’de salgının başladığı tarihte ise bu sektörlerin düşüşe geçtiğini ifade etti. Ancak 21 Mart’ta alınan sıkı önlemler sonrasında Kategori 1 sektörlerinin yeniden yükselişe geçtiğine dikkat çekti.
Kategori 2 sektörlerini ise kimya, metal ana sanayi, metal eşya, taş-toprağa dayalı sanayi, toptan ticaret ve spor olarak listeledi.Bu sektörlerin ortak özelliklerinin, imalat sektörlerinden daha yüksek teknolojiye sahip olmaları şeklinde açıkladı.
Bu sektörlerin, salgının Çin’de başlamasından etkilenmedikleri belirtildi. Ancak vakaların ülkemizde görülmeye başlanmasından kötü etkilenip, sıkı önlemlerin alındığı tarihte yeniden yükselişe geçtiğine dikkat çekti.
Kategori 3 sektörleri; holdingler, mali hizmetler ve finansal kiralama olduğu ifade edildi.Bu grupta yer alan sektörlere ait şirketlerin, daha çok uluslararası ticaretin artmasından ve küreselleşmeden olumlu etkilendiklerini belirtti.
Dolayısıyla salgının Çin’de başlamasından olumsuz etkilendiklerini açıkladılar. Yurt içi gelişmelere ise duyarsız kaldığına dikkat çekti.
Kategori 4 sektör ise elektrik, gaz ve buhar gibi istihdamın görece düşük olduğu şirketlerden oluştuğu sonucuna ulaştı.Bu sektörün ise salgından bağımsız olarak her dönem olumlu yönde hareket ettiğine dikkat çekti.
Volatilitedeki değişimler açısından da salgının etkilerinin getiri sonuçlarıyla benzer davranışlar sergilediğini söylemenin mümkün olduğu belirtildi. Sektör getirilerinin volatilitesi incelendiğinde, belirsizlik dönemlerinde artan bir oynaklıktan farklı olduğu görüldü.
Araştırmada, 21 Mart’ta alınan sıkı tedbirlerden sonra gıda ve içecek sektöründe anlamlı bir değişik olmadığı da söylendi. Yani salgının ardından bu sektördeki oynaklığın en başından beri devam ettiği kabul edildi. Raporun Sonuç ve Öneriler kısmını inceleyerek, daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.