Teknoloji toplumun büyük kesimleri için genellikle büyük bir eşitlikçi ve kapsamlı ekonomik ilerlemeye olanak sağlayan bir faktör olarak görülse de unsurun aynı zamanda toplumsal bölünmeyi sürdüren rolüyle karşımıza çıkabileceği vurgulandı.
En azından Uluslararası Para Fonu’nun yeni raporundaki ana düşünce buydu. Çünkü IMF yeni çalışmasında, kadınların erkek meslektaşlarına kıyasla teknolojiye karşı daha fazla iş kaybetme riski taşıdıklarını bildirdi.
IMF teknolojinin mevcut hızında ilerlemeye devam etmesi durumunda büyük ekonomilerdeki 26 milyona varan kadın çalışanın, gelecek 20 yılda işlerini teknolojiye kaptırabileceklerini öngördü.Bu da yüzde 9’luk erkek oranına kıyasla kadınların yüzde 11’lik yüksek iş kesintisi riskiyle karşı karşıya olduklarını, söz konusu durumun kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkını daha da genişletebileceğini ortaya koydu. Raporda belirtilen eşitsizliğin öncelikle mesleki bölünmelerden kaynaklandığı çünkü kadınların oransız bir şekilde düşük vasıflı, yazı işleriyle ilgili ve satış rollerinde konumlandırıldığını, bunun da fazlasıyla rutin ve otomasyona eğilimli roller anlamına geldiği söylendi.
“Kadınların ortalama olarak tüm sektörlerde ve mesleklerde erkeklere kıyasla otomasyona daha yatkın olan daha rutin ve düzenlenebilir işler yaptıklarını görüyoruz. Dahası kadınlar, teknolojik değişimin insan becerilerine tamamlayıcı olabileceği ve emek üretkenliğini artırabileceği analitik girdi ve soyut düşünme gerektiren işlerde, erkeklerden daha az görev alıyorlar” dendi. Raporda IMF araştırmacılarının geliştirdiği rutin görev yoğunluğu endeksi ifadesine de yer verilirken kadın işçilerin endeksinin erkeklere kıyasla yüzde 13 daha yüksek olduğu görüldü.
Ancak rapordaki endeksin sonuçları tekdüze değildi. Cinsiyete dayalı rutinlik açığı Orta Avrupa ve İskandinavya’da çok daha düşükken Japonya, Slovakya, Singapur ve Estonya’da en yüksek seviyelerdeydi. IMF bunun ülkelerin uzun süredir devam eden cinsiyet önyargılarının yanı sıra otomasyon yolu üzerindeki konumlarının göstergesi olduğunu aktardı. Ayriyeten rapor ayrıca en yaşlı ve daha az eğitimli kadınların iş otomasyonu açısından en büyük risk altında olduğunu ortaya serdi.
Nitekim son yıllarda, daha fazla genç kadın büro işlerinden ve düşük vasıflı mesleklerden hizmet ve profesyonel mesleklere doğru kayıyordu. Burada; “Kadınlar giderek daha fazla teknolojinin yerini alabileceği işlerden ayrılıyorlar. Kadınlar ve erkekler arasındaki cinsiyete dayalı otomasyon, en yüksek otomasyon riskine maruz kalan işçiler arasında bile daha genç gruplar için daha küçük” ifadeleri kullanıldı.