
Hafta başında Beyaz Saray’dan yapılan açıklama İran’dan petrol alımında muafiyet tanıdığı Çin, Güney Kore, Hindistan, Japonya, Tayvan, Türkiye, İtalya ve Yunanistan’ın 2 Mayıs itibarıyla yaptırım kararından etkileneceği bildirildi. ABD Başkanı Donald Trump, muafiyet süresinin uzatılmayacağını bildirirken, tedarik konusunda destek olunacağını bildirmesine rağmen fiyatlar yükseldi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, tek taraflı yaptırımları tanımadığımızı ve komşularımızla ilişkilerimize kimsenin müdahale edemeyeceğini bildirmişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ise İran’a yaptırımlar konusunda ABD’yi ikna etmeye çalıştıklarını duyurdu.
Hami Aksoy, düzenlenen basın toplantısında ABD ile Türkiye arasındaki sorunları ele aldı.Tüpraş’ın ABD’nin yaptırımları konusunu yakından takip ettiğini söyleyen Aksoy, rafinerinin İran petrolüne çok uygun olduğunu, bu nedenle de ABD’yi ikna etmeye çalıştıklarını dile getirdi. Toplantıda bilgisi paylaşılan bir diğer konuş ise ticaret ilişkileri oldu. İran ile ticaret mekanizması konusunda Ticaret Bakanlığı ile çalışıldığı aktarıldı.
Bakan Çavuşoğlu, İran ile Avrupa ülkelerinin kurmaya çalıştığı INSTEX benzeri bir mekanizma kullanmayı düşündüklerini açıkladı. Almanya, Fransa ve İngiltere, yaptırımlara rağmen İran ile dolar dışı para birimlerinde ticareti sürdürebilmek için bu mekanizmayı oluşturdu ve Mart ayında yapılan açıklamada, birkaç hafta içerisinde devreye alınacağı bildirilmişti.
“Patriot almayacağız demedik, görüşmeler devam ediyor. F-35 ödemesi zamanında yapılıyor” şeklinde açıklama yapan Aksoy, Suriye’deki çalışmalara da değindi. Türkiye’nin güvenliği için YPG konusunda somut adımların beklendiğini dile getiren Aksoy, güvenli bölge olarak tanımlanan yerin 32 kilometre olması ve YPG’nin bulunmaması gerektiğini aktardı.
S-400 hava savunma sistemi konusunda Ankara’nın kararlarında bir değişiklik olmadığını, ABD’nin Suriye’deki çalışmaları bir şekilde bu konuya bağlamak istediğini söyledi. ABD’ye güvenlik için S-400 ihtiyacımız olduğunun bildirildiğini ancak tehdit unsuru olarak kullanılmasının iki ülke arasındaki ilişkilere yakışmadığını dile getirdi.