
Gün boyu çalışıp çabalıyor, ama işleri bir türlü yetiştiremiyor musunuz? Sizden çok daha az çalışıyormuş gibi görünen takım arkadaşınızın performansının daha iyi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Akşama kadar bin bir türlü işle uğraşıyor, ama nedense hiçbir görevi tam olarak yerine getiremiyor musunuz? Eğer öyleyse, bu konuda yalnız olmadığınızı bilmelisiniz. Çünkü günümüzde aynı sorunlarla karşı karşıya kalan çok sayıda insan var. Yani gün boyunca çalışan, yemek çay molalarından feragat eden, işten geç çıkan; ama hala etkili bir biçimde performansını sergileyemeyen kişiler! Akşam olduğunda hiçbir işini halledemediğini görüp nasıl olup da bu kadar yorulduğunu merak eden çalışanlar! “Elimden geleni yapıyorum!“ bahanesinin altına sığınıp, takım arkadaşlarından daha başarısız olanlar. Doğal olarak da bu başarısızlığın nedenini merak edenler…
Şayet siz de yukarıdaki soruların cevabını merak ediyorsanız, işte o zaman tam yerindesiniz demektir. Çünkü bugün yukarıdaki problemlerin nasıl çözülmesi gerektiği üzerine konuşacağız. Yani üretkenliğinizi nasıl arttırmanız gerektiğinden bahsedeceğiz. Zira yukarıda bahsettiğim sorunların tek nedeni verimli çalışmak ya da üretkenliğinizi arttırmak için hiçbir girişimde bulunmamak. Peki, herkesin diline dolanan, seminerlere konu olan, üzerine sayfalar dolusu makaleler yazılan üretkenliği arttırmak için neler yapılabilir? İsterseniz, üretkenliği arttırmak için neler yapılması gerektiğini aşağıda madde madde inceleyelim:
2 Saat Boyunca Dünyayla Tüm Bağlantınızı Kesin ve Sadece Çalışın!
Bunu her gün yaptığınız takdirde üretkenliğinizin ne kadar arttığını kendi gözlerinizle göreceksiniz. Yani her gün 2 saat sürecek bir inzivaya çekilmenizi öneriyorum. Evde çalışıyorsanız odanızın kapısını kilitleyin, ofisteyseniz bilgisayarınızın ekranına gömülün, dışarıdaysanız sadece yaptığınız işe odaklanın. Kısacası ne yaparsanız yapın ama hiçbir şekilde dikkatinizin dağılmasına izin vermeyin. Eğer bunu başarabilirseniz, 2 saat içinde normalden ne kadar fazla iş yaptığınızı görecek ve yetenekleriniz karşısında gerçekten şaşıracaksınız.
Çünkü biz sürekli çalıştığımızı düşünsek bile, aslında durum hiç de öyle değildir. Telefonumuzun çalmasıyla dağılır, arkadaşımızın öksürüğüyle irkilir ya da herhangi başka bir nedenden dolayı konsantrasyonumuzu bozarız. Normalde 2 saatte bitireceğimizi bir işi 4 saatte ancak bitirir, sonra da neden bu kadar az iş yapmıyorum diye düşünmeden edemeyiz. Oysaki bunun nedeni gayet açıktır. Dış nedenlerden ya da başka şeylerden dolayı sürekli rahatsız edilir ve işe gerektiği gibi kendimizi veremeyiz. Ama yukarıda dediğimi her gün yaptığınız takdirde, bu engellerle çok daha az karşılaşmış olacak ve doğal olarak da başarı oranınızı arttıracaksınız.
Telefonunuzdan Uzak Durun!
Evet, bütün gün çalıştığınızı düşünüyor; ama sizden istenen performansı bir türlü gösteremiyorsanız, telefonunuzdan uzak durmanız gerektiğini bilmelisiniz. Hatta yapabiliyorsanız telefonunuzu kapatmanızı öneririm. Şimdi diyeceksiniz ki acil bir şey olursa ne yapacağım? O zaman arkadaşlarınıza, eşinize veya sizi sık sık arayan kişilere acil durumlar dışında aramamalarını tembih edebilirsiniz. Ya da bulunduğunuz yerde bir telefon varsa sizin için önemli kişilere o numarayı verir; bu şekilde gelen mesajlar, bildirimler ve saçma aramalardan da kurtulmuş olursunuz. Yani yapabilecekleriniz tamamen size bağlı.
İsterseniz telefonunuzun titreşimini açın ve sadece önemli kişilerin telefonunu açın. Ama gelen her mesajda, her bildirimde aklınızın bu teknolojik alete gitmesine izin vermeyin. Çünkü küçükten büyüğe herkesin elinde olan bu aletler, günümüzdeki en önemli engelleyicilerden bir tanesi. Gün içinde sosyal medya mecralarına bakmak için telefonu elinize kaç kez aldığınızı bir düşünsenize? Kim ne fotoğraf eklemiş, kim nereye gitmiş, fotoğrafınızı kimler beğenmiş, kim ne kadar süre önce çevrimiçi olmuş… Tüm bu boş işlerle uğraşırken işimizden oluyor ve sosyal medyada gezinirken bir bakıyoruz ki zaman yok yere akıp gidiyor. İşte bu nedenle, gün içinde telefonunuzdan olabildiğince uzak durmaya çalışmalısınız.
Sadece Bir İş ile Uğraşın
Aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışmak yerine, her işi tek tek yapmaya çalışın. Çünkü kişinin çoklu görevlerdeki üretkenlik oranının çok düşük seviyelerde olduğu söylenmekte ve açıkça görülmektedir. Yani siz aynı anda birden fazla iş yapmaya çalıştığınızda kendinizi başarılı ve daha çok çalışıyor gibi hissedebilirsiniz. Ama ne yazık ki sizin ne ikiden fazla eliniz ne de birden fazla beyniniz var. Kısacası siz üstün yeteneklere sahip bir süper kahraman değilsiniz. Tamam, belki aynı anda birden fazla iş yapıyor olabilirsiniz; ama benim üzerine basmak istediğim nokta bu değil. İsterseniz bu şekilde çalışmaya devam edin. Fakat görevleri tek tek ele aldığınız takdirde çok daha başarılı olduğunuzu göreceğinizi ve eskiye nazaran daha verimli çalışacağınızı da bilin.
Güne Nefret Ettiğiniz İş ile Başlayın!
Nefret ettiğim iş mi, hönk? Tamam, bu fikrin kulağa çok hoş gelmediğinin farkındayım; ama biraz bekleyin. Çünkü açıklaması gayet mantıklı. Şöyle ki; güne en sevmediğiniz iş ile başlarsanız, geri kalan saatlerinizi çok daha verimli geçirirsiniz. Nitekim enerjinizin en yüksek olduğu sabah saatlerinde sizin için can sıkıcı bir işle uğraşmak normalden daha kolay olacaktır. Aynı zamanda bu size geriye kalan işlerinizi düşünerek strese girmenizi engellemek açısından da büyük fayda sağlayacaktır. Düşünsenize, öğleden sonra 3’e kadar sevdiğiniz işlerle meşgul oldunuz. Geriye kalan birkaç saatinizi ise en sevmediğiniz iş için harcayacaksınız. Diğer bir deyişle, en zoru en sona bıraktınız; ama büyük bir hata yaptınız. Çünkü hem enerjinizi hem de günü bu sıkıcı işi yaparak bitirmek hiç işinize gelmiyor. Bunun yerine zor olanı sabah yapmış olsaydınız, güne çok daha stressiz bir biçimde devam eder ve kolay olan işleri mesainin son saatlerinde rahatlıkla yapabilirdiniz.
25’e 5 Kuralını Uygulayın!
Yani 25 dakika boyunca tam anlamıyla konsantre olun ve işinize odaklanın. 5 dakika dinlenin. İşe bir zamanlayıcı ya da kronometre almakla başlayabilirsiniz. Sonrası zaten kendiliğinden gelecektir. Bu taktiğin gerçekten motive edici olduğunu bilmelisiniz. Çünkü zamanlayıcınız çalana kadar var gücünüzle çalışacak, 5 dakikalık dinlenme molanızda zihninizi boşaltacak, bir diğer 25 dakika için kendinizi hazırlayabileceksiniz. Yeri gelmişken 5 dakikalık molalarınızda telefonunuzu elinize almanızı pek önermediğimi bilmelisiniz. Çünkü hemen bağımlısı olduğunuz oyunlara başlayacak ya da sosyal medya hesaplarınıza girecek, 5 dakikalık arayı yanına bir sıfır atarak 50 dakikaya yükselteceksiniz. Yani aranızı sevdiğiniz bir şarkıyı dinleyerek, işinizle alakalı olmayan eğlenceli videolar geçirerek ya da motivasyonunuzu bozmayacak bir şeyler yaparak geçirmeye çalışmalısınız. Çünkü taktik ancak o zaman etkili olacaktır. Sonuçta 25’e 5 kuralını uyguladığınızda gününüzü ne kadar verimli kullandığınızı görecek ve performansınıza siz bile şaşıracaksınız.
Yemek Aralarınızı Daha Üretken Olmak için Kullanın
Evet, öğlene kadar bu şekilde çalıştınız ve veriminizin otomatikman ne kadar arttığını gördünüz. Şimdi gelelim öğle aranıza. Şimdiye kadar öğle yemeklerinizde ne yapıyordunuz bilmiyorum, ama bundan sonra yeni alışkanlıklar edinmeniz gerekiyor. En başta öğlen yağlı ve baharatlı olan ağır yiyeceklerden kaçınmalısınız. Çünkü bu tür yiyecekler size ağırlık yapacak ve tüm öğleden sonranızı esneyerek geçirmenize neden olacaktır. Mesela, çorba, salata, sebze yemeği, meyve gibi hafif şeyler yiyebilirsiniz. Ayrıca yemek sırasında bir şeyler okuyabilir, üretkenliğinizi arttıracak müzikler dinleyebilir veya öğleden sonra yapacağınız işleri gözden geçirebilirsiniz. Emin olun bu yeni alışkanlıklar sizin koca bir saatinizi saçma dedikodular, sosyal medya takipleri ve şamata yaparak harcamanızdan çok daha faydalı olacaktır.
Ölü Zamanlarınızı Okuyarak ve Öğrenerek Geçirin
Eğer üretkenliğinizi arttırmak istiyorsanız, sürekli yeni bir şeyler öğrenmeye çalışmalı ve okuma alışkanlığı edinmelisiniz. Her gün düzenli olarak kitap okumanız gerektiğinden bahsetmiyorum bile. Benim demek istediğim, gün içindeki ölü zamanlarınızı değerlendirmek için bir şeyler okumanız. Mesela, en son ne zaman otobüs beklerken bir şeyler okudunuz? Ya da hastanede sıra beklerken? Banka kuyruğunda saatlerce insanları izlemekten başka ne yapıyorsunuz? Ya da arabanızla işe giderken ne yapıyorsunuz? Neden radyo dinlemek yerine bir 15 dakika da sesli kitap dinlemiyorsunuz? Gün içinde o kadar çok boşa harcanan vakte sahibiz ki bu zamanları bir şeyler okumak için kullansak haftada birkaç kalın roman bitirmiş kadar oluruz. Bu nedenle artık ölü zamanlarınızın değerlendirilecek kadar kıymetli olduklarını bilin. Unutmayın; boş zaman yoktur, boşa harcanan zaman vardır.
Yapılacaklar Listesi Hazırlayın ve Bu Listeyi Dikkat Çekici Hale Getirin
Üretkenliğinizi arttırmanın yolarından biri de yapılacaklar listesine sahip olmanız. Evet, bir önceki akşam hazırladığınız yapılacaklar listesini masanıza koydunuz diyelim. Burada işe başlamadan önce yapmanız gereken, listenizi biraz daha dikkat çekici hale getirmeniz ve işleri bir sıralamaya sokmanız. Bunun için listenizi renkli kalemlerle süsleyebilirsiniz. Atıyorum öncelikli olan işlerinizi kırmızı kalemle renklendirin. Orta derecede önemli olanları maviyle, en az öneme sahip olanları ise sarıyla işaretleyin. Sürekli gözünüzün önünde olacak bu liste sayesinde hem ne yapacağınızı bilecek hem de bunların önceliklerinin farkında olarak hareket edeceksiniz. Sadece birkaç dakikanızı ayırarak yapacağınız bu işin üretkenliğinizde ne kadar etkili olacağını aynı gün içerisinde göreceğinziden emin olabilirsiniz.
Ölçüt Olarak Kendinizi Ele Alın
Verimliliğinizi arttırmanın yollarından biri de ölçüt olarak kendinizi ele almanızdır. Yani başarılarınızı başkalarının başarılarıyla kıyaslamamalısınız. Öte yandan, eski başarılarınız sizin için bir bağlayıcı da olmamalı. Yani herkes tarafından takdir edildiğiniz bir şeyi sürekli olarak yaptığınızda, üretkenliğinizi arttırmış olmazsınız. Başarı oranınızı arttırmak için sürekli kendinizi geliştirmeye çalışmalı ve tek rakibinizin kendiniz olduğunu bilmelisiniz. Yeri gelmişken Franz Kafka‘nın üretkenlikle ilgili sevdiğim bir sözünü sizinle de paylaşmak isterim. “Üretkenlik daha önce yapamadığınız şeyleri yapabilmektir.” İşte bu noktada, üretkenliğinizi arttırmak için hep bir adım ileriye gitmek durumunda olduğunuzun farkına varmalısınız.
İşe Başlamak için İlham Gelmesini Beklemeyin
Evet, çoğu kişinin yaptığı bu hata kişinin verimini düşüren en önemli engellerden biridir. Yani işe başlamak için oturup bir yerlerden ilham gelmesini beklemek! İşte bunu kesinlikle yapmamalısınız. Eğer çalışmak için ille de ilhama ihtiyaç duyuyorsanız, o zaman ilhamınızı kendiniz yaratmalısınız. Bunun için müzik dinleyebilir, kişisel gelişim makaleleri okuyabilir, başarılı isimlerin hikayelerini inceleyebilir ve daha birçok farklı şey yapabilirsiniz. Ya da işinizin başına geçip çalışmak için kendinizi zorlayabilirsiniz. Sonuçta bu hayatta başarılı olmak için genellikle kendinizi zorlamanız gerektiğini biliyorsunuz, değil mi?
İşte üretkenliğinizi arttırmak için uygulayabileceğiniz muhteşem taktikler bunlardı. Sonuçta bundan sonraki hayatınızı daha başarılı ve daha üretken bir insan olarak geçirmek istiyorsanız, yukarıda söylenenlere dikkat etmeniz gerektiğini bilmelisiniz. Eğer gerçekten farklı bir siz olmak istiyorsanız, paylaştığım tavsiyelere mutlaka kulak verirsiniz ve tabii ki benim temennim bu yönde! Daha ne diyeyim, hayat sizin başarı sizin! Ben size sadece yolu gösterebilirim, oradan gidip gitmemek tamamen size kalıyor.