ABD Finans Sistemi İklim Değişikliğinin Riskleriyle Karşı Karşıya

Büyük ölçüde sera gazlarının yol açtığı küresel ısınma artık çağımızın en büyük problemlerinden birisi. Küresel ısınma; hava sıcaklıklarının artması, buzulların erimesi, kuraklığın ve çölleşmenin yaşanması anlamına geliyor. Tüm bunlar gerçekleştiği zaman ise iklim değişikliği ortaya çıkıyor.

Son yıllarda hükümetler bilim insanlarının hazırladığı senaryolar ve yönlendirmeler doğrultusunda yaşadığımız dünyayı korumak için tedbir almaya başlasa da atmosfere karbondioksit salınımı her geçen gün artıyor.

İşin ekolojik yaşam ve iklim üzerinde yarattığı etkinin yanında bir de finans sektörüne yansıması var. ABD Emtia Vadeli İşlemler Komisyonunun (CFTC) raporunda iklim değişikliğinin ABD finans sistemine etkileri değerlendirildi.

Küresel ısınmanın yol açtığı değişikliklerin iş gücü ve sağlık kadar tarım gibi alanları da bozduğu kaydedildi. Eğer küresel ısınmayı yavaşlatmak için önemli adımlar atılmazsa; istihdam, gelir eşitsizliği ve fırsat yaratma olmak üzere ekonomide dengeleri değiştireceği söylendi.

İklim değişikliğinin ABD finans sistemi için büyük risk oluşturduğu belirtilen raporda, ekonomide kırılganlığın artacağı, hükümetin harcamalarının yükselmesiyle zorlayıcı kamu borç yükünün oluşacağı ifade edildi.

Finansal inovasyonun sadece iklim riskini verimli bir şekilde yönetmek için değil, aynı zamanda net sıfır geçişini hızlandırmaya ve ekonomik fırsatları artırmaya yardımcı olmak, sermaye akışını kolaylaştırmak için de gerekli olduğu aktarıldı.

Raporda oldukça karamsar ifadeler yer alırken, bundan sonrasında çözüm yollarına odaklanılması önerildi. Ortaya konulan sonuçlar doğrultusunda politika yapıcıların ve hükümetin iklim değişikliğine dirençli bir finans sistemi inşa etmeye yönelik ciddi adımlar atması gerektiği belirtildi.

30’dan fazla katılımcının fikirleriyle hazırlanan rapor sonucunda, herkes ortak bir paydada buluşurken, ABD ekonomisine acilen aksiyon alma çağrısında bulunuldu.

Raporda tüm sistemin iklim değişikliği risklerini çalışmalarına dahil etmesi, mali politikaya entegrasyonunu dikkate alması ve borsadaki şirketlerin emisyonlarını açıklaması gerektiği söylendi. Hazırlanan çalışmanın; bankacılık, tarım, mali piyasalar, enerji ve sigorta olmak üzere tüm sektörlerdeki durumu yansıttığı eklendi.