
Haziran ve Temmuz aylarında sakin bir seyir gösteren ve ortalama 6,85 seviyesinde seyreden dolar kuru iki gündür rekor tazeliyor. Perşembe günü 7,20 seviyesinden kapanan kur, haftanın son işlem gününe yükselişle başladı. Erken işlemlerde ise bir kez daha zirveyi yeniledi.

En son 2018 yılının yaz aylarında böyle bir tabloya tanık olmuştuk. ABD ile yaşanan rahip Brunson krizinin diplomatik ilişkileri zedelemesinin etkisiyle dolar kuru 7,24 seviyesine kadar çıkmıştı. O dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz oranı %24 seviyesindeydi.
Banka kurun yükselişini durdurmak amacıyla art arda gelen toplantılarda yüklemeli bir şekilde faiz indirimine gitti. 2018 yılının Temmuz ayında başlayan faiz indirimi ile %8,25 seviyesine kadar geriledi. Böylelikle dolar 6 TL’nin altına inmiş ve makul sayılabilecek seviyelere gerilemişti.
Ekonomideki toparlanmanın da etkisiyle Türk lirası büyük ölçüde istikrar kazandı ve kur 2020 yılına 5,94 seviyesinden başladı. Fakat son günlerde liradaki değer kaybını yeniden hızlandığını görmekteyiz.
Hafta başında Londra swap piyasasında gecelik TL faizlerinde yaşanan sert oynaklık kurda da etkisini hissettirdi. Dolar 7,32 ile tarihi rekorunu kırarken, Euro şu dakikalarda 8,66 civarından işlem görüyor.
Merkez Bankası piyasa yapıcı bankalara ilişkin alınan yeni kararını açıkladı.10 Ağustos 2020 tarihinden geçerli olmak üzere piyasa yapıcı bankalara Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde tanınan likidite imkân limitleri yarıya düşürülmüştür: https://t.co/W0wJn4rJ71
— Merkez Bankası (@Merkez_Bankasi) August 7, 2020
Dün döviz kurlarındaki sert yükselişin ardından Merkez Bankası elindeki tüm araçları fiyat ve finansal istikrar hedefi doğrultusunda kullanmaya devam edeceğini açıkladı. Ardından Başkan Murat Uysal, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hüseyin Aydın ve bazı isimler bir araya geldi.
3 saat süren toplantıda piyasaların normalleşmesine ilişkin kurumların işbirliği ve güçlü koordinasyon içinde çalışacağı mesajı verildi. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinde toplam vaka 20 milyona yaklaşırken, şu ana kadar 717 bin kişi hayatını kaybetti.
Yaşanan sağlık krizi küresel ekonomiye tarihin en sert darbesini vurdu. Ancak Türkiye gibi kırılganlığı yüksek olan ülkeler daha fazla etkilendi. Turizm sektörünün neredeyse bitmesi, yüksek enflasyon, cari açık, azalan ihracat ve döviz rezervleri risk unsurları olarak öne çıkıyor.
Tüm bunlar lira üzerinde baskıları artırırken, uzmanlar faizlerin düşürülmesinin şart olduğunu belirtiyor. İş Yatırım analistlerinden Serhat Gürleyen, kura saldırıların nedenini iki madde olarak açıkladı.
İlk olarak aşırı genişleyici politikaları gösteren Gürleyen, “Bunlar, dünya ekonomileri küçülürken Türkiye ekonomisinin daha az küçülmesine hatta belki de küçülmemeye teşvik ediyor. Bu nedenle de cari açığımız bozuluyor. Kura saldırı da ikinci gerekçe ise düşük faiz ortamı. Düşük faizler ve finansal baskılama, portföy tercihlerini değiştirerek finans hesabında bozulmaya ve rezerv kaybına sebep oluyor.” dedi.