Evet, siz de pek çok kişi gibi “mecburen mecburen mecburiyetten” diye işe gidiyor olabilirsiniz. Yani her gün saatlerinizi geçirdiğiniz iş yerinizden zerre keyif almıyor, işle alakalı hiçbir şeye olumlu düşüncelerle bakmıyorsunuz. Çalıştığınız şirketin başarısıyla da başarısızlığıyla da ilgilenmiyorsunuz. Yalnızca mesai saatinizi doldurmaya uğraşıyor ve ay başında alacağınız maaşı düşünüyorsunuz. Saatler çıkış zamanınızın geldiğini gösterdiğinde iş yerinizden adeta koşa koşa uzaklaşıyor, sabah gelirken her halinizden belli olan o miskinliğin m’sini bile üzerinizde taşımıyorsunuz. Tatil günlerini iple çekiyorsunuz, mesai günlerini sevmiyorsunuz ve pazartesilerden ise duble nefret ediyorsunuz. Dediğim durumları sürekli olarak yaşıyor, şimdi de lafı nereye bağlayacağımı merak ediyorsunuz.
Hemen söyleyeyim. Değinmek istediğim konu; pek çok çalışanın işine karşı aynı düşünceleri beslediği! Mutsuz çalışan sayısının her geçen gün biraz daha artarak, işini severek yapan insanların neredeyse parmakla gösterilecek kadar az olduğu! Günün önemli bir bölümünün geçirildiği iş yerlerinin hep asık suratlı insanlarla dolup taştığı! Çalışanların çoğunun işe sadece para kazanma amacı güderek gittiği! Evet; sanıyorum ki vurgulamak istediğim konuyu yeteri kadar açtım.
Peki, insan her gün saatler boyunca mutsuz olarak hayattan hiç keyif alabilir mi? Hayatın büyük bir bölümünü kaplayan iş yaşamında isteksizce yer aldığında, kişi sizce ne kadar mutlu olabilir? Saatlerce dakikaların geçmesini bekledikten sonra insan işinde nasıl huzurlu vakit geçirebilir? Sabah kalktığında yine aynı işkenceyi çekeceğini bile bile insan nasıl 3566563. koyunu saymadan uykuya dalabilir? Kısacası; insan nasıl “halimden hoşnutum“ diyebilir? İşte bu nedenle; yani gerçekten mutlu olabilmeniz için işinizi sevmenin bir yolunu bulmanız gerektiğini söylüyorum. Aşağıdaki öneriler de tam bu noktada size fikir verecek nitelikteler!
Daha Stressiz İş Günleri Yaşamak için Uğraşın!
Büyük ihtimalle, işinizi sevmemenizin en büyük nedenlerinden bir tanesi bu! Yani gün içinde haddinden fazla stres yaptığınız için yaptığınız işten keyif alamıyorsunuz. Önünüzde duran yığınla yapılacaklara bakıyor, girilmesi gereken toplantıları düşünüyor, yöneticinizin o küçümser bakışlarıyla karşılaşmamak için bütün gün ondan köşe bucak kaçmaya çalışıyorsunuz. Sonuçta; her gün aynı gerginliği yaşıyorsunuz ve tüyleriniz sinirden diken diken olmuş şekilde evinize dönüyorsunuz.
Peki, iş hayatındaki stresin azaltılabileceğini neden aklınıza getirmiyorsunuz? Neden onunla başa çıkmak için bir sürü farklı yöntem olduğunu araştırmıyorsunuz? Belki de stresten hiçbir şekilde kurtulamayacağınıza inanıyorsunuz. Ama emin olun ki bu şekilde düşünerek çok yanılıyorsunuz. Çünkü işe yarar yöntemlerle mesai saatlerinizi pekala daha stressiz şekilde geçirebilirsiniz.
İlgili Yazı: Stressiz Bir İş Günü Geçirmek için Yapılması Gerekenler
Başaramıyorsanız, İşten Artakalan Zamanlarda Rahatlayın!
İş yerinizdeki gerginlikten kurtulmak için elinizden geleni yapmanıza rağmen kendinizi hala baskı altında mı hissediyorsunuz? Daha az stresli bir iş hayatı yaşamak için duyduğunuz bütün önerileri uyguluyor ama gün içinde ister istemez geriliyor musunuz? Hiç endişelenmeyin, çünkü elde ettiğiniz sonuç gayet olağan! Çünkü hiçbir işin sıfır stresli olduğu söylenemez! Diğer bir deyişle; her işin kendine göre bir zorluğu, ayrı bir meşakkati vardır.
İşte bu nedenle; iş hayatında stres yaşamaktan tamamen kurtulamayacağınız gerçeğini kabullenmelisiniz. Ama tabii bu kabullenip bir kenara çekilmeniz anlamına gelmiyor. Yapmanız gereken şey, işinizdeki stresi azaltmaya çalışmakla birlikte işten artakalan zamanlarda daha kaliteli vakit geçirmek olmalıdır. Yani mesai bittikten sonra sizi olumsuz etkileyebilecek insanlardan, yerlerden ya da eylemlerden uzaklaşmalısınız. Bunlar yerine sizi rahatlatacak şeylere yönelmelisiniz. Hemen aşağıdaki yazılar kendinizi şımartmak ve rahatlamak için kolayca uygulayabileceğiniz farklı önerilerle dolu:
- Televizyon İzlemekten Daha Faydalı Aktiviteler
- Kendinizi Şımartmak için Her Gün Yapabileceğiniz Şeyler
Haftaya İyi Bir Başlangıç Yapın!
Yani size Pazartesi günlerini sevmeyi öğrenmelisiniz diyorum. Çünkü ister inanın ister inanmayın ama haftaya nasıl başladığınız onun nasıl devam edeceğini büyük ölçüde etkiliyor. İşte bu nedenle; ilk iş günü olan pazartesiyi sevmek için kendinize göre bir yol bulmalısınız. Örneğin; o sabah normalden biraz daha erken saatte kalkabilirsiniz ve sevdiğiniz biriyle kahvaltı yapmayı deneyebilirsiniz. Ya da yolunuzun üzerinde güzel bir mekanda şöyle misler gibi bir kahve içerek kendinizi güne hazırlayabilirsiniz. Gülümseyerek uyanabilirsiniz, alarmınız çalar çalmaz yataktan çıkmayarak birkaç küçük esneme hareketiyle hem bedeninizi hem de zihninizi açabilirsiniz. Zaten Pazartesi günlerini sevmeyi öğrendikten sonra haftanın diğer günlerine karşı çok daha sempatiyle yaklaşacak, eskisine kıyasla işinizi daha çok seveceksiniz.
Mutlaka İnceleyin: Pazartesi Günlerini Sevmek için Ne Yapılmalı?
Yetenekli Olduğunuz Alanlara Yönelmeyi Deneyin!
İşinizi sevmek için yapabileceğiniz şeylerden bir diğeri de yeteneklerinizi keşfetmek! Çünkü mutsuz çalışanların çoğu yeteneği ya da ilgisi olmadığı alanlarda çalışmasıdır. Bunun için kişi yaptığı işi sevemiyordur. İşte bu nedenle; hangi alanlarda başarılı olduğunuzu düşünmelisiniz. Ne gibi işleri keyif alarak ve zorlanmadan yaptığınıza karar vermelisiniz. Örneğin; yeni ilişkiler kurmayı seviyor, insanlarla kolaylıkla iletişim kurabiliyorsanız; mesleğinizi seçerken bu yeteneğinizi ön plana çıkartacak iş seçiminde bulunmalısınız. Ya da .alıştığınız iş yerinde yeteneğinizi gösterebileceğiniz pozisyonlarda görev almak için uğraşmalısınız. Gerekiyorsa işinizi tamamen değiştirmelisiniz. Tabii, bunun için öncelikle kendinize şu soruları sormanız gerekiyor:
İşinizin Eğlenceli ve Güzel Yanlarını Görmeyi Öğrenin!
Siz de “işimi sevmiyorum” diyenler arasında mısınız? O zaman işinizin eğlenceli ve güzel yönlerini görmeyi öğrenmelisiniz. Mesela; işiniz için çıktığınız seyahatleri, katıldığınız konferansları, özel gün kutlamalarını, yeni insanlarla tanışma fırsatınızı, elinize geçen parayı ve benzeri şeyleri düşünerek işinize sempatiyle yaklaşmayı deneyebilirsiniz. Çünkü her şeyde olduğu gibi iş konusunda da bakış açınız önemlidir. İşinizi ne kadar sevip ne kadar sevmeyeceğinizi belirleyecektir. Eğer siz yaptığınız işin iyi taraflarına odaklanırsanız, mesaiye daha çok istek duyarak gider, paranızı daha çok hakkını vererek kazanırsınız. (Daha iyi odaklanmak için yapılması gerekenler hakkında bu yazımdan bilgi alabilirsiniz.)
İş Arkadaşlarınıza Yardım Edin!
Evet, iş arkadaşlarınıza yardım ederek mesai saatlerinizi daha mutlu bir şekilde geçirebilirsiniz. Bilgi birikiminizden faydalanmak isteyenlere, tecrübelerinize ihtiyaç duyanlara ve fikrinizi almak isteyen iş arkadaşlarınıza yardım eli uzatabilirsiniz. Böylece hem kendiniz hem de etrafınızdakiler için iyi bir şeyler yapabilirsiniz. Sonuçta; birine yardım ettiğinizde doğal olarak siz de mutlu olursunuz. Kendinizi yeterli hissedersiniz.
Daha Çok Bağlantı Kurun!
Yaptığınız işten keyif almak için kurabildiğiniz kadar çok bağlantı kurmalısınız. İş arkadaşlarınızla, üstlerinizle, partnerlerinizle, müşterilerinizle, kısacası işinizle alakalı kimselerle bağlantı kurmalısınız. Bağlantılarınızı doğru şekilde sürdürmeyi bilmelisiniz. Çünkü meslektaşlarınız ya da uzmanı olduğunuz konulara aşina olanlar sayesinde, alanınızı daha çok benimsersiniz. Etrafınızdaki ağ büyüdükçe ne kadar önemli bir iş yaptığınızı anlayabilirsiniz. Her gün gittiğiniz mesainin bir maaş çekinden daha fazla şey ifade ettiği gerçeğini görebilirsiniz.
İlginizi Çekebilir: Yeni İnsanlarla Tanışmak için Kullanabileceğiniz Etkili Taktikler
Yorucu Çalışma Saatlerine Alternatif Çözüm Yolları Getirmeyi Deneyin!
Eğer gereğinden daha çok zamanınızı iş yerinizde geçirdiğiniz düşünüyor ve sırf bu yüzden yaptığınız işe dört elle sarılamıyorsanız, o zaman bu sorununuza alternatif çözüm yolları bulmayı denemelisiniz. Örneğin; yöneticinizle konuşarak çalışma saatlerinizi ya da günlerinizi azaltmasını isteyebilirsiniz. Ya da ondan size daha esnek çalışma saatleri olan bir görev vermesini isteyebilirsiniz. Tabii, bu isteğinizi doğru bir ifadeyle dile getirdiğinizden emin olmanız gerektiğini de ayrıca hatırlatmak isterim.
Aksi takdirde; hiç istemeyeceğiniz tepkilerle karşılaşabilir, “çalışma saatlerimi azaltayım” derken daha kötü pozisyonlara sürgün edilebilirsiniz. Diğer bir ifadeyle; kaş yaparken göz çıkarmış olursunuz. Çalışma saatleriniz azaldığınızda kazancınızın da azalacağını bilmelisiniz. Neticede; tüm bu noktaları düşünerek çalışma saatlerinize alternatif çözüm yolları üretmek tamamen sizin elinizde!
İstifa Zamanınızın Gelip Gelmediği Konusunda Karar Verin!
İşinizi sevmek için elinizden gelen her şeyi yapıyor ama yine de olumlu bir sonuç elde edemiyor musunuz? Yukarıda bahsedilen her bir öneriyi uyguladınız ama iş ortamınız için hala “aynı tas aynı hamam” gibi sözler mi kullanıyorsunuz? O zaman en son çare olarak; istifa etmeyi düşünmelisiniz. Yani gereken her şeyi yapmış ama yine de bir arpa boyu yol kat edememişseniz, işi bırakma zamanınızın gelip gelmediği hususunda detaylıca düşünmelisiniz diyorum.
İlginizi Çekebilir:
Sonuçta; yaptığınız işte mutsuz olmanız hayatınızın diğer alanlarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Daha açık söylemem gerekirse; her gününüzü zoraki bir iş yaparak geçirdiğinizde, zamanla yaşam enerjinizi kaybeder, iş dışındaki zamanlarda da mutlu olamamaya başlarsınız. Ve kesin olan bir şey var ki, hiçbir iş sizin mutluluğunuzdan daha önemli değildir. Tamam, belki yeni işinizde daha az para kazanacaksınız ama emin olun aradaki parasal farkı daha çok gülümseyerek katbekat kapatacaksınız.