Evet, kariyer üzerinde kötü etki yaratacak belli başlı davranışlar olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama bu davranışların tam olarak ne olduğundan çoğu kişi bihaber. Hatalı davranışlar nedeni yüzünden de pek çok kişi istediği başarıya ulaşamamaktadır. Bu davranışlar yalnızca iş hayatında uzun süredir yer alanları ilgilendirmiyor. Yıllardır aynı iş yerinde çalışmasına rağmen hala yerinde sayanlar için de geçerlidir.
Kariyeri kötü etkileyen davranışlar, iş hayatında yer alan ya da almak üzere olan herkesin bilmesi ve öğrenmesi gereken konudur. Yani üniversiteyi bitirmek üzere olan bir öğrenci, yeni mezun veya hala arayışta olan bir işsiz olabilirsiniz. Ya da tam aksine halihazırda işiniz de olabilir. Aynı iş yerinde yıllardır dirsek çürüten müzmin olmanız da mümkün. Sonuçta; bir şekilde iş hayatında yer alıyorsanız veya bunun için hazırlık yapıyorsanız, kariyeri olumsuz yönde etkileyecek davranışlar hakkında bilgi sahibi olmanız lazım.
Hatta ve hatta bu davranışları adınız kadar iyi bilmeniz lazım bile diyebilirim. Zira iş hayatında başarılı olmak ve kariyerinize istediğiniz şekilde yön vermek için bu davranışları öğrenmelisiniz. Aksi takdirde “kariyerimi nasıl geliştirebilirim, ne yaparım da terfi alırım, diğerleri bana açık ara fark atmışken ben neden aynı yerde bekliyorum” gibi sorularla ömür geçirmek zorunda kalırsınız.
Sizinle aynı dönemde mezun olmuş okul arkadaşlarınıza kıskançlıkla bakar ve onlar iyi şirketlerde iyi işler yaparken kudurursunuz. Çevrenizdekiler bir sürü farklı iş teklifi alırken, siz halihazırdaki işinizi kaybetmemek için içten içe dualar edersiniz. Evet, üzgünüm ama gerçekler bunlar! O kötü davranışlardan kaçınmadığınız takdirde, işte tam da söylediğim gibi sonuçlarla karşılaşırsınız.
Ama siz böyle kötü sonuçlarla karşılaşmayacaksınız. Çünkü şimdi öğreneceğiniz yanlış davranışları aklınızın bir kenarına yazacak ve şu ana kadar yapmış olduğunuz hataların farkına varacaksınız. Hani birçoğunuz “kariyerimde istediğim noktaya gelemedim, yan yattı çamura battı, başkaları yükseliyorken ben aynı yerdeyim torpilim yok, yöneticimle anlaşamıyorum, çöldeki kutup ayısı kadar şanssızım…” gibi cümleler kurmayacaksınız. Zira gerçeklerle yüzleşecek ve gereken her şeye dikkat ederek iş hayatınızda bir yıldız gibi parlayacaksınız.
İşte herkesin öğrenmesi gereken kariyeri kötü etkileyecek davranışlar:
Şikayet Etmek!
Kariyerinizi kötü etkilemek istiyorsanız, bol bol şikayet etmelisiniz. Bu gerçekten iş hayatında yapabileceğiniz en kötü şeylerden bir tanesi! Bu noktada pek çoğunuzun “ben şikayet etmiyorum ki” diye düşündüğünü de biliyorum. Başarısız insanların geneli gerçekleri görme konusunda fazlasıyla yeteneksizdir. Yani siz de sürekli şikayet etmenize rağmen bu kötü davranışınızın farkında olmayabilirsiniz.
İş yerinde sürekli “çok yorgunum, bu kadar iş nasıl yapılır, neden hep en zor görev bana veriliyor, zaten başım ağrıyor, hava ne kadarda bunaltıcı, bir kere de iyi bir şey olsun, bıktım artık patronun isteklerinden…” gibi sözler ediyor ve takılıp kaldığınız memnuniyetsizlik sendromu yüzünden etrafınıza kötü mü kötü enerji yayıyorsunuz. Efendim, hala mı şikayetçi olmadığınızı düşünüyorsunuz? Tamam, savunduğunuz gibi şikayetçi bir tip olmayabilirsiniz. Ama siz yine de aşağıdaki yazıya şöyle bir göz atın ve sürekli şikayet eden insanların özelliklerini taşıyıp taşımadığınızın kararını daha doğru bir şekilde verin derim.
İncelemelisiniz: Sürekli Şikayet Eden İnsanlar Hakkındaki Gerçekler
“Hayır” Diyememek!
Kariyer gelişimi üzerinde kötü etki yaratacak davranışlardan bir diğeri de “hayır” diyememek! Evet, pek çok çalışanın iş hayatında parlayamamasının nedeni budur. Kesinlikle bu davranıştan uzak durmalısınız. Çünkü “hayır” diyemediğiniz herkes ya da her şey, sizin bir adım daha gerilemenize, zarar görmenize neden oluyor. Mesela; daha yeni mola vermiş olmanıza rağmen başınıza dikilip “hadi bir kahve” diyen arkadaşınızı kıramıyorsunuz. Ya da işiniz başınızdan aşkın olmasına rağmen kendi sorumluluklarını sizin üzerinize yüklemeye çalışan mesai arkadaşınızı reddedemiyorsunuz.
Çalışmanız gerekiyorken ısrarla sizi oyalamaya çalışan arkadaşlarınıza mesaj yazmadan duramıyorsunuz. Sırf yöneticinize hayır diyemediğiniz için zaten yoğun olan programınızı biraz daha içinden çıkılmaz hale getirmekten çekinmiyorsunuz. Uzun lafın kısası; yerli yersiz her şeyi kabul ederek, daha doğrusu onlara boyun eğerek, kariyerinizin gelişimine bir kez daha balta vuruyorsunuz. Oysaki yapmanız gereken şey, hayır diyebilmenin faydaları üzerine düşünmek ve reddetmeyi öğrendiğinizde bir tek kariyerinizin değil aynı zamanda özel yaşamınızın da iyileşeceğinin farkına varmak olmalıdır.
Baskı Altında Ezilmek!
Kariyerinizi kötü etkileyecek davranışlar arasında bu da yer alıyor. Çünkü çoğu kişinin kariyer merdivenlerini istediği şekilde çıkamamasının altında baskı yatar. Ama tabii burada sorunun nereden kaynaklandığı çok önemli! Mesela; çalışma sisteminizden kaynaklı bir sorun mu yaşıyorsunuz? Yoksa üzerinize yüklenen sorumluluklardan dolayı mı? Probleminizin üstesinden tek başınıza gelebilir misiniz? Yoksa yaşadığınız durumu yöneticinizle paylaşmanız mı gerekiyor? Kısacası; önceliğiniz sizi yiyip bitiren stresin nedenini bulmak!
Şayet plansız programsız bir çalışma sisteminden kaynaklı stres yaşıyorsanız, yapılacaklar listesi hazırlama alışkanlığı kazanarak sorununuzdan kurtulabilirsiniz. Ve buradan yapılacaklar listesi nasıl hazırlanır, nelere dikkat edilir sorularının cevaplarına ulaşabilirsiniz. Ama yok hazırlığınızı tam olarak yapıyor, yaptığınız planlara sadık kalıyor ama yine de sık sık stresin esiri oluyorsanız, o zaman da fazla stresli işlerde çalışanlar için rahatlama tüyoları nelermiş öğrenmelisiniz. Ya da yöneticinizden dolayı üzerinizde baskı hissediyorsanız, o zaman da yöneticinizle iyi iletişim kurabilmek için dikkat etmeniz gereken şeyler nelerdir anlamalısınız. Sonuçta; baskı altındayken kariyerinizde ilerleyemez, ne yaparsanız yapın yine de hedefinizi tutturamazsınız.
Yağcılık Yapmak!
Sakın ola bunu yapmayın! Patronunuzun gözüne girmek için sakın ola yağcılık yapmaya kalkışmayın. Çünkü bu sizin hayalini kurduğunuz etkiyi yaratmak yerine, tam tersi yönde tepkiler almanıza yol açacaktır. Tamam, üstlerinizle aranızı iyi tutmak, onların sizi sevmesini sağlamak için böyle bir yaklaşım içinde olabilirsiniz. Ancak emin olun ki bu şekilde kariyerinizde ilerleyemezsiniz. Hatta ilerlemek şöyle bir yana dursun, patronunuzla ilişkinizi kötü etkilersiniz.
Sosyal Medya Mecralarından Çıkmamak!
Yoksa siz de bir sosyal medya bağımlısı mısınız? Siz de ondan muzdarip olabilir misiniz? Eğer öyleyse, acilen bundan vazgeçmelisiniz derim. Tabii, “kariyerimi nasıl geliştirebilirim” diye sorarken gerçekten istekli ve ciddiyseniz! Zira bu kötü alışkanlık, iş hayatınız üzerinde tahmin ettiğinizden çok daha fazla olumsuz etki yaratıyor.
Gün içerisinde sık sık bölünüyor, dikkatinizi dağıtıyor, aklınızı bambaşka yerlerde bırakıyor, elinizden düşüremediğiniz telefonunuz yüzünden kendinizi tam anlamıyla işe veremiyorsunuz. Siz başkalarının anlamadığını düşünseniz bile bağımlılığınız hem yöneticiniz hem de iş arkadaşlarınız tarafından görülüyor. Sonuçta; kariyerinde parlayan kaç kişi gün boyu Facebook, Instagram, Twitter, Vine, Tumblr… oradan oraya geziyor ki? Kısacası; iş hayatında parlamak istiyorsanız, o sosyal medya mecralarıyla aranıza mesafe koymayı öğrenmelisiniz.
İlgili Yazılar:
- Sosyal Medya Bağımlılığından Kurtulmanın 7 Etkili Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığının Negatif Sonuçları
Sürekli İzin Almak!
Kariyer hedefinizi tutturmak için dikkat etmeniz gereken konulardan bir diğeri de izin mevzusu! Çünkü hiçbir patron sürekli izin alan çalışanları sevmez. İşte bu nedenle; her hasta olduğunuzda ya da her işiniz çıktığında patronunuzun yanına gitmekten vazgeçmelisiniz. Tamam, bu hiç izin almayacağınız anlamına gelmiyor ama gerçekten ihtiyacınız olmayan durumlarda izin istemekten kaçınmalısınız.
Mesela; hafif bir soğuk algınlığı geçiriyorsunuz diye “çok hastayım, ölüyorum bitiyorum, doktor 5 gün rapor verdi” gibi açıklamalarla yöneticinizi aramamalısınız. Zira hasta olduğunuz halde işe gittiğinizde hem arkadaşlarınıza hem de yöneticinize işinizi ne kadar sevdiğinizi belli etmiş olacaksınız. Diğer bir ifadeyle; işler aksamasın diye ne kadar uğraştığınızı belli edecek ve haliyle de kazanan kişi siz olacaksınız.
Yalan Söylemek!
Büyük ihtimalle bu davranışın sizi yansıtmadığını düşünüyorsunuz. Ama zaten kim “ben yalan söylüyorum” der ki! Evet, herkes kendince dürüsttür. Herkes yalan söylemenin kötü bir şey olduğunu savunur. Ama burada elinizi vicdanınıza koyup, kendinize karşı dürüst olmalısınız. Mesela; sizin o pembe olarak düşündüğünüz yalanlar iş ahlakına ne kadar uygun? Hesap soran yöneticinizden azar yememek için verdiğiniz yanlış bilgiler sizce ne kadar etik?
Ya da şirketinizin özel bilgilerini başkalarıyla paylaşmak, sizce ne kadar doğru? Veya mesai arkadaşlarınızın başarılarını üstlenmek sizce ne kadar dürüstçe bir davranış? Uzun lafın kısası sevgili okurlarım; kariyeri kötü etkileyebilecek şeylerden bir diğerinin de az önceki örneklerdeki gibi davranışları sergilemek olduğunu bilmelisiniz
Yumurta Kapıya Dayanmadan Hiçbir İş Halletmemek!
Uzun zamandır aynı iş yerinde çalışıyor olmanıza rağmen, hayalini kurduğunuz terfiyi neden mi alamıyorsunuz? Diğerleri başarı merdivenlerini 3’er 5’er çıkarken siz yerinizde saymaktan başka bir şey yapamıyor musunuz? O zaman bir de kendinize erteleme alışkanlığınız olup olmadığını sormalısınız. Çünkü pek çok çalışan, erteleme alışkanlığı yüzünden kariyer gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlayamıyor.
Yapılacakları hep son ana bıraktığı için, diğer bir ifadeyle o meşhur deadline’ı kaçırdığı için istediği başarıyı elde edemiyor. “Nasıl olsa daha çok vaktim var, ooo bir haftada ben o işi 40 kere yaparım, aman daha 1 günüm var” diye diye ertelenen işlerden bahsediyorum. Nihayetinde “eyvah, bugün son gün, şimdi ben hangi işimi ne zaman yapacağım” gibi sözlerle kara kara düşünmek durumunda kaldığınızdan dem vuruyorum. İşte bu nedenle; kariyerinizi olumlu etkilemek istiyorsanız, bugünün işini yarına bırakma atasözünü kulağınıza küpe yapmalısınız.
İlginizi Çekebilir: Erteleme Alışkanlığından Kurtulmak için Yapmanız Gerekenler
Haddinden Fazla Samimi Olmak!
“Neden iş yerimde yükselemiyorum, parlak bir kariyere sahip olmak için daha ne yapmalıyım, niçin daha iyi bir şirkette çalışamıyorum…” gibi cümleleri sıklıkla kullanıyorsanız hatalı davranışlar sergiliyorsunuz. Ve bu davranışlar içerisinde dikkat etmeniz gerekenlerden bir diğeri de yöneticiniz ya da mesai arkadaşlarınızla paylaşmanızdır. Kısacası haddinden fazla samimi olmaktır. Çünkü fazla samimiyet, lakaytlık anlamına gelmektedir. Bu da kariyeriniz açısından hiç ama hiç iyi bir şey değildir.
Sonuçta; iş ortamı ne kadar sıcak ne kadar samimi olursa olsun, çalışanların birbirleriyle ya da yöneticileriyle olan iletişiminde uyulması gereken birtakım kurallar vardır. Ve bunların en önemlisi iletişimde belli bir mesafe olması, saygı sınırlarının dışına çıkılmamasıdır. Eğer siz diğer çalışanlarla ya da yöneticinizle aranıza mesafe koymayı bilmiyorsanız, bu yaklaşımınız yüzünden sıkıntı yaşayacağınızı, olumsuz tepkilerle karşılaşacağınızı bilmelisiniz.
Düşük Performansla Çalışmak!
Belki de hatanız bu! Belki de performansınızı yükseltmek için hiç uğraşmıyorsunuz. Hep aynı çizgide devam ediyor, size verilen görevleri ucu ucuna yetiştirerek mesai saatinizi dolduruyorsunuz. Diğerleri ekstra görevler için uğraşırken siz bir kenarda fazla iş verilmemesi için saklanıyor, yöneticinizin “sen” demesinden ölesiye korkuyorsunuz.
Çünkü performansınızın açık ve net biçimde farkındasınız. Ya da şöyle söyleyeyim. Aslında çok daha fazlasını yapabilecekken, siz sınırlarınızı zorlamamayı tercih ettiğinizi biliyorsunuz. Ama nedense konu kariyer yükselişine geldiğinde de “neden hep aynı pozisyondayım” diye şikayet etmekten de geri durmuyorsunuz. Oysaki kariyer hedefinizi tutturmak için yapmanız gereken şey performansınızı yüksek tutmaktır.
İlginizi Çekebilecek Yazılar:
- Başarılı İnsanların Üretkenliklerini Arttırmak için Kullandıkları Taktikler
- Daha Üretken Olmak için Uzak Durulması Gereken Alışkanlıklar
- Performansınızı Yüksek Tutacak 15 Etkili Öneri
Sürekli Soru Sormak!
Evet, sürekli soru sormak da kariyer baltalayıcı davranışlar arasında! Tabii, burada soru sormaktan kastımın sorgulamak olmadığını belirtmeliyim. Çünkü iş hayatında başarı için sorgulamaktan hiçbir zaman vazgeçmemelisiniz. Mesela; yöneticiniz size sorumluluğunuzda olmayan bir iş verdiğinde onu sorgusuz sualsiz kabul etmemelisiniz. Ya da çalışma sisteminizle alakalı bir değişiklik yapıldığında durumu sessizce kabul etmelisiniz anlamına gelmiyor.
Sürekli soru sormaktan kastım, aslında bilmeniz gereken şeyleri hep başkalarına sorarak öğrenmeye çalışmanızdır. Bu tıpkı bir öğretmenin başka bir öğretmene “nasıl ders anlatmalıyım” demesi gibidir. Sizin anlayacağınız; saçma sapan bir durumdur. İşte bunun farkında olarak; araştırmayı öğrenmelisiniz. Başkalarından duyarak hazıra konmayı bırakmalısınız. Zira bilmediğiniz yetmiyormuş gibi bir de üstüne sorarak öğrenmeye çalışıyorsunuz.
İletişim Konusunda Hatalı Davranmak!
İş yerinizde nasıl iletişim kurmanız gerektiğini sahiden biliyor musunuz? Yoksa iletişim kurma konusunda hep sınıfta mı kalıyorsunuz? Çünkü durum buysa, kariyeriniz için iyi bir şey yapmıyorsunuz demektir. Kariyerinizde istediğiniz noktaya ulaşmak için iletişim yeteneğinizi geliştirmeye uğraşmalısınız. Nerede nasıl konuşacağınız konusunu öğrenmelisiniz ve hatalı davranışlardan kaçınmalısınız.
Bunun için hem ağzınızdan çıkan kelimelere hem de kullandığınız vücut diline dikkat etmelisiniz. İş arkadaşlarınıza kaba, soğuk ya da haddinden fazla sıcak davranmamalısınız. Aynı şekilde yöneticiniz ve müşterilerinizle olan ilişkinize de dikkat etmelisiniz. Hatta bu noktada aşağıdaki yazılara bakmanızı ve varsa eksik olduğunuz yönlerinizi güçlendirmenizi öneririm.
- Vücut Dilini Etkin Bir Biçimde Kullanabilmek için Bilmeniz Gerekenler
- Güçlü Bir İletişim Yeteneği için Geliştirilmesi Gereken 6 Önemli Nokta
Şirketi Benimsememek!
Emin olun, çalıştığınız şirketi benimsemediğiniz her halinizden belli olacaktır. İşe geliş saatinizden tutun da mesai arkadaşlarınızla olan iletişiminize, takındığınız surat ifadenizden çalışma tarzınıza varana kadar pek çok davranışınızla şirketi ne kadar benimsediğinizi fazlasıyla belli ediyorsunuz. Özellikle de üstlerinizin dikkatini çeken bu durum sayesinde veya yüzünden kariyerinizi iyi ya da kötü yönde etkiliyorsunuz. Sonuçta; çalıştığınız şirketi benimsememişseniz, geleceğinizin parlak olmasını beklemeniz de saçma olacaktır.
Yalnızca Para için Çalışmak!
“Ben işimi yapar, alacağım paraya bakarım” düşüncesine sahip olmak da kariyeri kötü yönde etkileyen davranışlar arasında! Daha açık söylemem gerekirse, yalnızca para kazanmak için çalışıyor, başarı yerine maddiyata odaklanıyorsanız; doğal olarak kariyerinizde yükselemezsiniz. Çünkü alacağınız maaş dışında hiçbir şey düşünmezsiniz. Ekipte varlığınızı hissettirmez, mesai saatleri dışında fazladan 1 dakikanızı bile iş için harcamazsınız. Takımınızla doğru düzgün iletişim kurmaz, şirketin başarılı ya da başarısız olmasını düşünmez, hesabınıza yatacak paradan başka hiçbir şeyle ilgilenmezsiniz. Ve bu yaklaşımınızla da pek tabii olarak başarılı bir kariyere ulaşamazsınız.
Dedikodu Yapmak!
Kariyeri kötü etkileyen davranışlardan bir diğeri de dedikodu yapmak! Zira hiç kimse dedikoducuları sevmez. Yani özel hayatınızda yapamıyorsanız bile en azından iş hayatınızda dedikodudan uzak durmayı öğrenmelisiniz. Ne mesai arkadaşlarınız ne de yöneticiniz hakkında abuk sabuk konuşarak kariyerinizi sabote etmemelisiniz. Ekip arkadaşlarınızdan hangisi sevgilisiyle ayrılmış, hangisi yine rüküş giyinmiş, hangisi patronla akşam yemeğine çıkmış, hangisi torpilli olduğu için terfi almış…
Bütün bunları düşünmekten vazgeçmelisiniz. Dedikodu yaparak harcayacağınız zamanı, enerjiyi işiniz için harcamalısınız. Aksi takdirde, ya iş yerinin müzevir Müzeyyen’i olarak yıllarca aynı işi yapar ya da ekipten dışlanırsınız. Dedikodularınız yüzünden sonunda işinizi kaybedersiniz. Neticede karşılaşabileceğiniz sonuçları söyledim. Bundan sonrası tamamen size kalıyor. Yani tercih sizin! Dedikodu yapmak ya da yapmamak, işte bütün mesele bu!
Şirket Kurallarını Umursamamak!
Kariyer gelişim sürecinize olumsuz yönde zarar vermek istiyorsanız, şirket kurallarını umursamamalısınız. Mesai başlangıç saatiymiş, öğle molasıymış, iş kıyafetiymiş, kullanılması gereken üslupmuş, müşterilere nasıl davranılması gerektiği konusundaki kurallarmış, ast-üst ilişkisiymiş…
Bütün bunları göz ardı edip kariyerinizi dilediğinizce baltalayın ve kuralları çiğneyerek iş yerinizin uyumsuzu siz olun. Dikkat çekmek ve diğerlerinden farklı olduğunuzu kanıtlamak için pek tabii bunu yapabilirsiniz. Ama sonra da “yok efendim ben neden işimi kaybettim, vay efendim neden başarılı olamıyorum” gibi pişmanlık cümleleri falan da kullanmayın. Çünkü şirket kurallarına uymazsanız, bir anlamda bile bile lades demiş olursunuz.
“Bilmiyorum, Yapamam…” gibi Kelimeleri Fazla Kullanmak!
Yöneticiniz size farklı bir iş verdiğinde “ben yapamam, daha önce hiç denemedim, bu işin altından kalkabileceğimi pek sanmıyorum…” gibi sözler ediyor musunuz? O zaman havada bulut kariyerinde yükselmeyi unut sözünü duymayı da hak ediyorsunuz demektir. Şaka bir yana, iş hayatında başarılı olmak için kendinize güvenmeyi ve ekstra görevler için gönüllü olmanız gerektiğini bilmelisiniz.
Her zamankinden farklı bir işle karşılaştığınızda “ama ben bunu yapamam” demek yerine yapmak için uğraşmalısınız. Yenilikler karşısında şaşırıp kalmamalısınız. Sonuçta; “ben yapamam” dediğinizde üstünüzün gözünde olumlu bir imaj yaratmayacaksınız. Bu davranışınızla karşı tarafa açıkça “ben böyle iyiyim, kariyerimde yükselme gibi hedeflerim falan yok, beni benimle bırakın” gibi sözler etmiş olacaksınız. Oysaki yapmanız gereken şey yeteneklerinize güvenip, yapabileceğinize inanmak olmalıdır.
Bahane Üretmek!
“Geç kaldım çünkü çok trafik vardı, işi dün yapacaktım ama son anda çıkagelen müşteri beni haddinden fazla oyaladı, o kadar stresli bir ortam var ki çalışamıyorum, hastalandığım için dosyaları bugün teslim edemeyeceğim, bütün gece uyumadığım halde yine de işleri bitiremedim daha ne yapayım, bla bla bla…” Hepimiz biliyoruz ki iş hayatında söylenen milyonlarca farkı bahane cümlesi var. Çünkü bu konuda uzman olanlar, bahane üretme işinde gerçekten şaşılacak derecede yetenekliler. İş dünyası abartısız her şeye bir bahane bulan çalışanlarla dolu! Ve bir o kadar da başarısız olanlarla!
Sonuçta; kariyerinizi iyi yönde geliştirmek istiyorsanız, kaçınmanız gereken bir diğer davranış da o malum bahane cümleleri! Yani kendinize de mesai arkadaşlarınıza da yöneticinize de bahane üretmemelisiniz. “Yan yattı da çamura battı da, kıldı tüydü” diyerek hiçbir yere varmayacağınızı bilmelisiniz. Bu davranışınızla asla başarılı olamayacağınız gerçeğini görmelisiniz.
Sorumluluk Üstlenmemek!
Parlak bir kariyere ulaşmanıza engel olacak davranışlardan bir diğeri de sorumluluk almaktan kaçınmanızdır. Ya da suçu birilerinin ya da bir şeylerin üstüne atmanızdır diyeyim. Örneğin; sizin yükümlülüğünüzde olan bir proje hayal kırıklığıyla sonuçlandığında suçu takımınıza atmak gibi! Ya da ekip arkadaşınızın sizin kadar çalışmadığını söyleyerek, onun yüzünden başarılı olamadığınızı savunmak gibi! Düşük performansınızın nedenini soran yöneticinize özel hayatınızda bir sürü sorun yaşadığınızı söylemek gibi!
Evet, ne demek istediğimi anlamış olmalısınız. Ama daha açık konuşmam gerekirse de şunları söyleyebilirim. Eğer kariyerinizde yükselmek istiyorsanız, sorumluluk almayı da öğrenmeniz gerekiyor. Gerektiğinde “evet, bütün suç benim, ekibin başarısızlığında benim de payım olduğunu biliyorum, hatamı telafi etmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım” diyebilmelisiniz. Sorumluluk sahibi başarılı insanların ortak özellikleri adlı yazımı okuyarak, konu hakkında ayrıntılı bilgiler edinebilirsiniz.
Negatif Olmak!
Kariyeri kötü etkileyecek davranışlardan bir diğeri de negatif olmak! Asık bir yüz, düşük bir mod, kötü bir enerjiyle mesaiye başlamak. Aynı kötü enerjiyle mesaiyi tamamlıyorsunuz. Benimsediğiniz negatif yaklaşım yüzünden iş yerinizin ruh emicisi olarak anılıyor, hem yöneticiniz hem de mesai arkadaşlarınızdan olumsuz tepkiler görüyorsunuz. Sızlanmalarınız, bahaneleriniz, hep en kötü ihtimali görmeniz, kısacası olumsuzluğunuzla herkesi yiyip bitiriyorsunuz.
Kariyerinizde bir arpa boyu yol ilerleyemediğinizi düşünüp duruyor, zaten bu düşünceniz yüzünden istediğiniz hedefe ulaşamadığınız gerçeğini göremiyorsunuz. Çünkü siz bardağın dolu tarafını görmeyi bilmiyorsunuz. Hep en kötüsüne odaklanıyor, iş yerinizde adeta bitmişsiniz de okeye dönüyormuşsunuz gibi takılıyorsunuz.