Bilirsiniz, bazı insanlar vardır ki her şeyden ama şikayet ederler! Mübalağa yaptığımı falan da düşünmeyin. Çünkü onlar bildiğiniz her şeye bir kulp takarlar. Mesela; güneşli güzel bir güne “off, dışarıda öldürücü bir sıcak var” gibi düşünce içerisine girerler. Ya da havanın ne kadar soğuk olduğundan dert yakınıp dururlar. Ilık bahar akşamları bile onlar için yeteri kadar güzel değildir. Ya rüzgar soğuk esiyordur, ya hiç esinti yoktur, ya bunaltıcıdır, ya da çok nemlidir bla bla bla… Anlayacağınız onlar için her zaman bir “ya” vardır. Zira hayata bakış açıları bu şekildedir. Onlar tek kelimeyle memnun olmamaya odaklanmışlardır. Sanki yaşama amaçları her şeyin inciğini cıncığını araştırıp olumsuz herhangi bir şey bulabilmektir. Ve bu yaklaşımlarıyla bir tek kendilerine değil çevrelerine de zarar verirler.
Evet, sürekli şikayet eden insanları tanımak belki de en çok bu nedenle çok gerekli! Zira etrafımızda onlardan varsa, bu aynı zamanda yaşam enerjimizi sömüren birileri var anlamına gelmektedir. Ve çoğunuzun hayatında her şeyden şikayet eden, hiçbir şeyden memnun olmayan kişiler olduğundan eminim. Onlar belki çok yakınınızda olan sevgilileriniz, belki hep pohpohlamak zorunda kaldığınız dostlarınız, belki de hep “hı hı” biçiminde kafa salladığınız iş arkadaşlarınızdır. Kimdir, nedir, size ne kadar yakınlardır, bilemem ama onlar hakkında farkına varmanız gereken bazı gerçekler olduğunu çok iyi biliyorum. Böylelikle onlarla daha kolay başa çıkabilir ya da bu yazıyı direkt olarak gözlerine sokarak yaptıkları şeyi anlamalarını sağlayabilirsiniz.
İşte sürekli şikayet eden insanlar ve onlar hakkındaki açık gerçekler:
Her Şeyden Şikayet Eder Ama Yine de Hiçbir Şey Yapmazlar!
Evet, her şeyden ama her şeyden şikayet eder ama yine de kıllarını kıpırdatmaya tenezzül etmezler. Mesela; ne kadar çok işleri olduğundan yakınırlar ama bir türlü çalışmaya başlamazlar. Ya da ödenmesi gereken bir sürü borçları olduğunu söylerler ama amaçsızca para harcamaktan da geri kalmazlar. Havanın ne kadar sıcak olduğundan dem vurur ama serin bir yere gitmek yerine güneşin alnında oturmaya devam ederler. Kısacası; bu insanlar şikayet etme konusunda deli gibi çaba sarf eder ama iş şikayet edilen şeyin ortadan kaldırılmasına geldiğinde nedense hiçbir şey yapmazlar.
Sürekli Şikayet Eden Sevgili Sonunda Kapı Dışarı Atılır!
Bir de her şeyi sorun eden sevgililer vardır. Ve pek çok kişinin o sevgililer yüzünden çileden çıktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Her zaman sorun çıkartacak bir şey bulan, çok arandığı zaman “bir rahat yüzü vermiyorsun” az arandığı zaman ise “sen beni hiç umursamıyorsun” diyen bu şikayetçi sevgililer hakkında da şu gerçeklerin farkına varmalısınız. Onlar ya sizi hiç sevmiyorlardır ya ayrılmak için bahane arıyorlardır ya çok kaprislilerdir ya da tek amaçları serzenişlerde olmaktır. İşte bunun için size önerim; her şeyden şikayet eden sevgili ya da eşi bir an önce hayatınızdan çıkarmanızdır. Aksi takdirde; yaşamınızı onları memnun etmeye adar, yani hayatınızı boşa kürek çekerek geçirmiş olursunuz.
Memnuniyetsizlikleri Tavan Yapmıştır!
Memnuniyetsizlik sendromundan muzdarip olan şikayetçiler hakkında farkına varılması gereken bir diğer gerçek de budur. Yani onların memnuniyetsizlikleri gerçekten tavan yapmıştır. Onlara göre mutlu olunacak hiçbir şey yoktur. Trafik leş gibidir, hava zaten her daim kötüdür, yine grip olmuştur, migreni yüzünden uyuyamamıştır, enerjisi düşüktür, bir sürü işi vardır, hayat çok zordur, eşiyle tartışmıştır, yemek her zamanki gibi berbattır… Kısacası; bu müzmin şikayetçiler memnun olmama konusunda üzerlerine rakip tanımazlar.
Kendilerini Mutsuzluğa Mahkum Ederler!
Nasıl mutlu olsunlar ki? Günün bütün bölümünü şikayet ederek geçiriyorlar! Her dakika eleştirecek bir şeyler arıyor, şikayet çakralarını sürekli olarak açık tutmaya çalışıyorlar. Ve bu yaklaşımlarıyla da kendilerini mutsuz ediyorlar. Memnuniyetsizlikleri yüzünden hayattan keyif alamıyor, bardağın dolu tarafı yerine boş tarafını gördükleri için ay gibi parlak günleri bile gece belliyorlar. Uzun lafın kısası sevgili okur; onlar o bitmek bilmez dırdırlarıyla bile isteye mutsuzluğu tercih ediyorlar.
Kötü Şansın Peşlerini Bırakmadığına İnanırlar!
Bu kronik şikayetçilerin bir diğer dikkat çeken özelliği de bu! Çünkü onlar doğuştan şanssızdırlar. En kötü şey hep onların başına gelmiş, ne büyük zorlukları hep onlar yaşamış, bütün kara bulutlar onların etrafını sarmıştır. Hiçbir zaman işleri yolunda gitmemiş, hep en kötü zarı atmış, her zaman en mağdur olmayı başarmışlardır. Sonuçta; şans onlara hiçbir zaman gülmemiştir. Anlayacağınız; sürekli şikayet eden insanlar aynı zamanda kötü şansın peşlerini bir türlü bırakmadığına inanan insanlardır. Oysaki gerçek insanın kendi şansını yaratabileceğidir.
İnceleyin: Şanslı Olmak için Yapılması Gerekenler
Öz Güven Eksikliklerini Bu Şekilde Kapatmaya Çalışırlar!
Her şeyden şikayet eden insanlara baktığınızda onların genellikle öz güven sorunu yaşadığını görürsünüz. Belki de bu nedenle sürekli şikayet etmeye, bahaneler bulmaya yönelir ve kendine güvenme konusundaki eksikliklerini böylece gidermeye çalışırlar. Suçu başkalarının üzerine atarak, mutsuzluğunun nedenini hep kötü giden şeylere bağlayarak, başarısızlığının peşini hiç bırakmayan aksilikler yüzünden olduğunu söyleyerek, kısacası kendi yetersizliklerini bulabildikleri en mantıklı bahanelerle kapatmaya çalışarak yaşarlar. Başlarına gelen her şey kötü kader veya kötü şans yüzündendir. Ve genellikle de öz güveni yüksek olmayan insanların sıklıkla kullandığı kelimeleri kullanırlar.
Aynı Zamanda Gamlı Baykuş Rolünü de Üstlenirler!
Gerçekleşebilecek bütün olasılıklar arasında en kötüsünü bulup, gamlı baykuş rolünü üstlenmek de onların işidir. Diyelim ki; bir arkadaşları defalarca aramasına rağmen yakınına ulaşamıyor. İşte böyle anlarda en kötü senaryoyu yazar, hiç çekinmeden karşı tarafa olabilecek kötü şeyleri sıralamaya başlarlar. “Eyvah, hava da çok kötü ya kaza yaptıysa, ya merdivenlerden düşüp kafasını çarpıp beyin kanaması geçirdiyse, zaten asansörden çok korkardı ya asansörde kaldıysa, ya organ mafyasının eline düştüyse…” gibi saçmalıklarla baykuş misali kötü haber bekçiliği yaparlar. Zira onlar için iyi bir ihtimal yoktur. İyi şeylerin olabilmesi için dünya da hayat da fazlasıyla kötüdür.
Konfor Alanlarından Dışarıya Bir Adım Bile Atmazlar!
Hani en başta da söylemiştim ya! Her şeyden şikayet eden insanlar memnun olmadıkları şeyleri değiştirmek için hiçbir şey yapmazlar diye! İşte tam da oraya geldik! Evet, onlar sürekli şikayet eder ama yine de alıştıkları düzende ilerlemeye devam ederler. Mesela; nefret ettikleri bir işi yapar ama istifa edip yeni bir alana yönelmeyi düşünmezler. Çevrelerindeki insanlardan dert yakınır ama yine de onların diplerinden ayrılmazlar. Sevmedikleri kişilerle birlikte olur ve ilişkilerini bitirmeyi akıllarına bile getirmezler. Çünkü onlar açık ve seçik olarak konfor alanlarının dışından çıkmazlar. Hatta değil çıkmak o görünmez sınırların dışına küçücük bir adım dahi atmazlar. Ve bu yaklaşımları yüzünden de bir kez daha “kaybeden” olma durumunu yaşarlar.
İlginizi Çekebilir: Konfor Alanının Dışına Çıkmak için Yapılması Gerekenler
Olana Değil Olmayana Odaklanırlar!
Bardağın dolu tarafını hiçbir zaman görmezler. Ya da yağmurdan sonra çıkan gökkuşağını! Etrafa yayılan mis gibi toprak kokusunu! Yapraklardaki damlacıklara yansıya güneş ışınlarını! Veya toprağın suya doymuş olduğunu! Çünkü onlar yerlerin ıslaklığına, çamuruna, kaygan zemine odaklanmışlardır. O an başka hiçbir şeyi görmeleri mümkün değildir. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi?
Sızlanmacı kişilikler için önemli olan şey her zaman neyin olmadığıdır. Örneğin; ona meyveli bir pasta götürürsünüz. Ama o size teşekkür etmek yerine “keşke çikolatalı olsaydı” der. Birlikte sessiz sakin bir yere gidersiniz. Ama o “bu ne böyle in cin top oynuyor” diyerek durumdan şikayet eder. Kalabalık bir yere gittiğinizde ise “başım şişti, yeter artık” diyerek sizi resmen deli eder. Çünkü o olan şeyin dışındaki başka her şeyi ister. Doyumsuz, memnuniyetsizdir. Ve üzülerek söylemeliyim ki bu kötü huylarından vazgeçmeleri çok ama çok zordur.
Artık bu durum dayanılmaz boyutlara geldi. Arar neden aramıyorsun ? kavga ederiz, sen şöylesin, böylesin. Dilimde tüy bitti, orta yolu hep ben bulmayım biraz kendine çeki düzen ver. Desem de, nafile. Tabi migreni unutmayalım önemli bir sağlık problemi migrenli bir sevgilin varsa, ne kanseri ne sirozu ömrün 20 yıl kısalmıştır net. Eğer kafana sıkmazsan…
Sevmeyi, karşılıksız sevmeyi dene
Benim de baba adli şahsiyet hem memnuniyetsiz hem şizofren Allah sabir versin
Bunun cozumu nedir
Kimisi, hayatta üzülmekten korkar. Hatta o kadar korkarlar ki hayatında kötü şeylerin başına gelip de üzüntü yaşamamak için hep en kötüsüne hazırlanmak isterler. Bu kişiler içinde nazik olan, duygusal kişilerdir. Taş kalpli bile olduğunu düşünebilirsiniz fakat kalplerinin dışındaki bu katmanı geçtiğinizde üfleseniz uçacak bir benlik yatar.
Kimisi artık şikayet ettiğine müdahale etmekten bıkmıştır ve bundan dolayı kıllarını kıpırdatmazlar çünkü daha ailelerini bile düzeltememişlerdir.
Kimisi için hiçbir şey değerli değildir ve değersiz bir şeye müdahale etmek de değersiz gelir, bencillikleri ve/veya narsistliği yüksektir. Bu tür kişilerden bir kısmı rasyoneldir. Bu rasyonellik hayata sizden daha farklı bakmalarını sağlar.
Kimisinin de özgüveni aşırı yüksektir, her şeyi yapabileceğine inanır ve yapamayanlara, çabalamayanlara laf eder.
Kimisi doğru gördüğünü söyler ki bunlardan bir kısmı gıcık bir kişilik olsa da bir kısmı da etrafındakilerden sorumlu hisseder. Mesela ailenizden de sorumlusunuz ki onlara göre bu düşünce bir veya birkaç tık ileri seviyededir.
Bu kişiler mükemmelci olabilir. Onlarda simetriklik de görülebilir. Kimisi o kadar takıntılı olur ki artık bu düzensizlikten rahatsız olup fenalaşabilir ve hatta fobi bile geliştirebilir.
Anlayacağınız bu tür kişilerde çeşitlilik vardır. Tek kişide birçok çeşidi bir arada görülebilir çünkü bu çeşitler birbirleriyle bağlantılıdır ve kısır döngüye benzer bir haldedir. Ne açıdan bakarsan, senin dünyanın gerçeği odur. Normda ahlaken yakınmalar negatif bir söylem gibi algılanır fakat insanlara hatalarını hatırlatmalarına bakarsak pozitif bir durum da sayılabilir. Dünya, sizin varsaydığınız dünyadır; görmediklerinin ışığı senin beyninde işlenmez.
kesinlikle benimde 🙁
Bende böyleyim. Ama ailemde de bu var. Kurtulmak istiyorum
O bende de var.annem..bir gün de binlerce sikayet
Benim sevgilimde aynen böyle hep birşeylerden şikayetçi hep memnuniyeysiz şöyle varlığıma şükür eden bir sevgilim olmadı hep aklı başka yerlerde bana hep geç kalıyor başkalarına koşuyor bıktım artık bende peşinden koşmaktan kendimi zorla hatırlatmaktan sevdirmekteb çok sıkıldım karşılık göremediğim birini de daha fazla şişirmeye de gerek yok hem bir hayali de de kalmadı benimle azında hep işleri arkadaşları ne bir iltifat nede bir sarılma yok aklı sosyal medyasında ikide bir orda geziyor bu kıymet bilmezin kıçına tekme vurmam yakın sırf onu unutmak için başka ile taşınacağım ve ondan kurtulacağım
O memnuniyetsiz öz annem ve nasıl kurtulacağımı bilmiyorum