Dünyanın En Efsanevi 10 Elması

İnsanlar sadece küçük bir madde için yüzyıllar boyunca mücadeleler vermiş. Güzelliğinin ve ortalama yaşının arkasındaki tarih herkeste merak uyandırmış. Ona sahip olabilmek için, yuvalar yıkılmış, savaşlar çıkmış, kanlar dökülmüş. Biraz abarttık mı, belki ama “elmas” kelimesi sanırım çok da abartmadığımızı göstermeye yetecektir. Yerkürenin insanlara hediyesi olan bu değerli taşa öyle anlamlar yüklemişiz ki kimisinin lanetli olduğu bile söylene gelmiş. Maddi değeri bizim ona verdiğimiz değerle alakalıdır, evet ama tarihi değeri gerçekten yadsınamaz bir gerçektir. Küçük taş parçasının vitrinlere gelene kadar başından geçenleri hiç merak ettiniz mi?

Elmasın sevgi, saflık ve dayanıklılığından esinlenerek yaşamı sembolize ettiğine inanılır. Bazı elmasların 4.25 milyar yaşında olduğu tahmin edilmektedir. Elmasların en az 990 milyon yıl önce oluştuğu düşünülürse, bu kanı gerçek olabilir. Elmaslar; karat, renk, kesim ve saflık derecesine göre sınıflandırılır. Büyük olağanüstü elmaslar, doğanın güzel örneklerinden olmasıyla ün kazanmıştır. Başka bir popülerlikleri de sahiplerinin büyük kişilikler olmasından kaynaklanır. Sizler için hazırladığımız listede ise bugüne kadar yerküreden çıkarılmış en pahalı ve değerli elmasları bulacaksınız. Dilerseniz bu değerli taşlara birlikte göz atalım.

İşte karşınızda dünyanın en efsanevi 10 elması:

10 Tiffany Sarı Elmas

Tiffany Sarı Elmas şimdiye kadar keşfedilen en büyük sarı elmaslardan biridir. Güney Afrika’nın Kimberley Madeni’nde 1878 yılında keşfedilen elmas, 287.42 karat ağırlığındadır.

1837 yılında Charles Lewis Tiffany tarafından kurulan Tiffany&Co. 1800’lerin 2. yarısında elmas tüccarları arasında öne çıkmıştır. Kral Louis Philippe 1848 yılında Paris’teki politik karışıklık sırasında, firmadan bu elması satın aldı. 1887 yılında Fransız Crown Jewels satışında Tiffany’den yapılan bu alışveriş en güzel elmas olarak tarihe geçmiştir.

9 Yüzüncü Yıl Elması

1 Mart 1988 tarihinde De Beers 100. Yılını kutlamak için bu elması şekillendirdi. Başkan Julian Oglivie konuşmasında De Beers Premier Mine’nin son derece mükemmel ve 599 karat ağırlığında bir elmasa sahip olduğunu açıkladı. Fakat bu elmas, başkanın bahsettiği karatta kalamadı. Kenarlarında bazı çatlaklar olduğu için küçültülmek zorunda kaldı. Bu elmastan 50 karat kesmek 154 gün sürdü. Elmas, bir boyunca ünlü dizi Tower of London’a ödünç verildi. Son zamanlarda bu değerli taşın satıldığına dair söylentiler var.

8 Umut Elması

Oldukça büyük olan Umut Elması, Doğa Tarihi Müzesi’nde muhafaza edilmektedir. 45.52 karat ağırlığındaki (9.10 gr) derin mavi elmas, kristal yapısı içinde bor miktarları nedeniyle çıplak gözle mavi olarak görülür. Efsanevi Umut Elması 20. Yüzyılın başlarında tasarlandı.

Hindu Tanrıçası Sita’nın gözü dikkate alınarak tasarlanan yapısıyla elmasın “lanetli kökeni” hakkında efsaneler de vardır. Söylentilerin Viktorya Çağı’nın bir söylentisi olduğu, amacın ise taşa mistik anlamlar yükleyerek değerinin arttırılması olduğu da söyleniyor. Yıllar boyunca birçok kişi tarafından sahip olunan ve uğursuzluk getirdiğine inanılan elması 1907 yılında Sultan Abdülhamit satın aldı. Abdülhamit’e taşı satan kuyumcu bir kazada hayatını kaybetti. Sultan Abdülhamit de 1.5 sene sonra saltanatını kaybetti. Bu elmas bu günlerde Washington Smithsonian Institute’de sergilenmektedir.

7 Orlov Elmas

Orlov, Moskova Kremlin Elmas Fonu koleksiyonu’nun bir parçası olan büyük bir elmastır. Yarım tavuk yumurtası büyüklüğündeki elmasın tarihi, Güney Hindistan’da 18. Yüzyıl’da başlar. Orlov hakkındaki hikayelerin ayrıntıları zamanla kaybolmuş. Ancak genel kanı elmasın bir zamanlar güney Hindistan’da bulunan bir tapınaktaki heykelin gözü olarak yer aldığıdır. Elmas, orijinal Hint gül tarzı kesimindedir. Ayrıca Orlov renk açısından da oldukça nadirdir. Rengi, soluk mavimsi-yeşilli beyaz olarak belirtilmiştir.

6 Klopman Elmas

Klopman elmas oldukça büyük yapısıyla dikkat çeker. Elmasla ilgili bir lanet olduğu da söylenmektedir. Bir işadamı, uçakta o güne kadar gördüğü en büyük, en çarpıcı elmas yüzüğü taşıyan zarif bir kadının yanına oturur. Sonrasında yüzüğü takan kadına sorar “bu yüzüğün özel bir adı var mı?” kadın “Klopman Elmas” diyerek cevap verir. Kadın, çok güzel bir parça olduğunu ama Umut Elması’na benzediğini ve onun da lanetli bir elmas olduğundan bahseder. Adam “peki, lanet denir?” diye sorduğunda, Mr. Klopman cevabını alır ve uçaktan kaçar. “Klopman” adı ve mizahı nedeniyle o zamandan beri oldukça popülerdir. Elmasın ise şu an nerede olduğu bilinmiyor.

5 Kaşıkçı Elması

Kaşıkçı Elması, Osmanlı İmparatorluğu Hazine parçası olarak Topkapı Sarayı’nda muhafaza edilmektedir. 86 karat (17 gr), armut biçimli elmas hakkında çeşitli hikayeler anlatılır. Bunlardan en yaygın olanı ise İstanbul’da sokaklarda yaşayan bir balıkçının sahildeki çöplükte elması bulduğudur. Elması bir kaç gün cebinde taşıyan adam, karşılaştığı ilk kuyumcuya bu değerli taşı gösterir. Kuyumcu taşın değerini görür görmez anlar ve adamı kandırarak kaşık karşılığı (bazı rivayetlere göre yemek karşılığı) elması adamdan alır. Bu nedenle de elmasın “Kaşıkçı Elması” olarak anıldığı anlatılır.

4 Sancy Elmas

55 karat olan bu elmas armut şeklinde kesilmiştir. Elmasın ilk sahibinin 1477 yılındaki savaşta kaybeden Burgundy Dükü Charles The Bond olduğu biliniyor. Taş, 16. Yüzyıl sonlarında adını da kazandığı ülkemizde Fransız Büyükelçiliği yapan Seigneur de Sancy’in eline geçti. Daha sonra taşla birlikte ülkesine dönen Seigneur, Fransız Kralı III.Henry’e elması ödünç verdi. IV.Henry de Sancy isimli taşı alarak, 1664 yılında İngiltere prensi I.James’e taşı sattı. 1688 yılında, İngiltere Stuart Krallığının son kralı II. James taşı alarak Paris’e kaçtı. Elmas Fransız Devrimi sırasında kayboldu.

3 Afrika Yıldızı

Güney Afrika Büyük Yıldız Elmas 1905 yılında keşfedildi. Bu elmas tam olarak 621,35 gram ağırlığındadır. Dünyanın en büyük 2. elması olma özelliğine sahiptir. Adını, kendisini bulan madencilik şirketinden alır.

530 karat ağırlığında olan büyük Cullinan, Afrika’nın Büyük Yıldızı olarak da bilinir. 1907 yılında bu elmas İngiltere VII.Kralı Edward’a verildi. Elmas halen diğer İngiliz mücevherleri ile birlikte Londra Kulesi’nde tutuluyor.

2 Darya-i Nur

Darya-i Nur yani “Okyanusun Işığı”, yaklaşık 182 karat (36 grm) ağırlığındadır. Soluk renkteki pembe elmas oldukça nadirdir. Darya-i Nur’un Tahran’da bulunan İran Merkez Bankası’nda tutulduğuna inanılıyor.

Pers Nadir Şah, 1739 yılında Kuzey Hindistan’da bulunan Delhi’yi işgal etti. Orada bulunan yerlilerin de birçoğunu katletti. Bu olay sırasında da içlerinde Darya-i Nur’un da bulunduğu Babürlerin efsanevi hazinesini ele geçirdi. Bu hazinelerin tümü Nadir Şah tarafından İran’a taşınmıştır. Darya-i-Nur’un da o zamandan beri orada olduğu düşünülmektedir.

Hikayesi filmlere konu olan bu göz alıcı elmas, daha birçok sırrı içinde barındırır. Bu elmas hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak istiyorsanız Eşsiz Güzellikte ve Servet Değerindeki Darya-i Nur isimli yazımıza göz atabilirsiniz.

1 Koh-i-Nur Elmas

Koh-i Nur, “Dağların Işığı” anlamına gelir ve dünyanın bilinen en büyük elmasıdır. 105 karat (21,6 gr) olan elmas, büyük bir tarihsel öneme sahiptir. Elmas ilk olarak Hindistan’da bulunmuştur. 1304 yılında başlayan hikayesi oldukça efsanevidir. O tarihlerde bu taşa sahip olanın dünyaya hükmedeceğine inanılmıştır. Bu inanış da onu imparatorluğun simgesi yapmıştır. Bu inanış elmasın sahibi olmak isteyenler arasında büyük mücadelelere neden olmuş ve elmas oldukça fazla el değiştirmiştir.

1739 yılında İran şahı Nadir’in Delhi’yi işgal etmesiyle elmas İran’a götürmüştür. Elmas daha sonra, 1849 yılında Punjab’a bağlı bir İngiliz’in eline geçmiş ve İngiltere’ye götürülmüştür. En sonunda Londra’ya gelen taşın sergilenemeyecek kadar yıpranmış olduğu gözlenmiş. Bu yıpranma sonucu yeniden kesilmesine karar verilmiş. Böylece 186 karat ağırlığındaki elmas 108.93 karata düşmüştür. 1853 yılında Kraliçe Viktorya, büyük taşın lanetli olduğuyla ilgili tartışmayı sonlandırmak için tacının içine bu elması koydurmuştur. Elmas şu an Londra Kulesi’nde yer almaktadır.

Elmasların bu gizemli, komik, ürkütücü, düşündürücü tarihine birlikte göz attık. Kanlı Elmas isimli filmi izlediniz mi bilmiyorum, ama yüzyılları kapsayan bu öykünün çok güzel bir özetidir. Kenya Devlet Başkanı Kenyatta’nın söylediği bir söz geliyor aklıma “Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklar vardı. Gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler bize. Gözlerimizi açtığımızda İncil bizim elimizdeydi, topraklarımız ise onların.” Yorum sizlerin…