Şimdi dürüstçe cevap verin, gerçekten istediğiniz hayatı yaşıyor musunuz? Yoksa hayatın sizi getirdiği noktada yaşantınızı devam ettirmeye mi çalışıyorsunuz? Mutluluğun ne demek olduğunu sahiden biliyor musunuz, yoksa yaptığınız şey küçük mutluluklar peşinde oradan oraya koşuşturmak mı? Evet, maddiyatın neredeyse her şey üzerinde hükümranlığını ilan ettiği şu zamanda çoğu insanın aslında hiç istemediği hayatları yaşamaya çalıştığını biliyoruz. Bedenlerinin içine sığmakta zorlanan kocaman ruhlar gibi pek çok kişinin de yaşadığı eve, çalıştığı işe sıkış tıkış sığmaya çalıştığını görebiliyoruz. Gözlerimizi birazcık açınca tüm bunların gerçek olduğunu kolaylıkla anlayabiliyoruz. Güzel bir kariyer fırsatı için eğitim sürecini tamamlamak, iş güç sahibi olmak, evlenmek, çoluğa çocuğa karışmak, bir ev bir araba almak için yıllarca çalışmak ve dahasıyla geçen ömürlerin keşkelerle dolu olduğunun az çok farkındayız.
Ya da farkında mıyız? O sıkış tıkış yaşanan hayatların bedbahtlığının gerçekten farkında mıyız? Halinden hoşnut olmayan, ömür yolculuğundaki adımlarını bilinçsiz ve amaçsızca atan ne kadar çok insan olduğunu hakikaten biliyor muyuz? Mutluluk haplarıyla ayakta durmaya çalışan, ancak çok zengin olduğunda mutluluğa ulaşabileceğini düşünen insanların ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduklarının ayrımında mıyız? Deyim yerindeyse öylesine yaşayan, hayalini sorsanız kem küm ettikten sonra büyük ihtimalle “çok paramın olması” gibi saçma cevaplar verebilecek ne kadar da çok kişi olduğunu ne kadar biliyor, bu durumu ne kadar umursuyoruz? Peki ya tutkunuz dediğinizde, şöyle bir durup düşünen, daha tutkusunun ne olduğunu bile bilmeyen ne kadar da çok mutsuz var.
Mutluğunun ve gerçek anlamda tatmin edici bir hayatın ancak tutkuların peşinden gidildiğinde ulaşılabildiğini bilen pek az insan var. Nitekim bu kişilerin büyük kısmı da gerçeği bildiği halde yine de var olan düzeni sürdürme eğilimi gösteriyor diyebilirim. Tutkularının peşinden gitmek yerine, önüne altın tepsiyle sunulmuş yaşamı tercih eden bu kişiler, yaptıkları seçimden çoğunlukla pişmanlık yaşıyor; ama ne yazık ki bazı şeylerin farkına vardıklarında genellikle Bor’un pazarı da çoktan geçmiş oluyor. Çünkü artık tutkuların peşinden gitmek için ne yeterli enerji ne zaman ne de güç bulabiliyorlar. O saatten sonra yapılabilecek tek şey, pişmanlığın canlı örneği olabilecek nitelikte bakışlarla uzaklara dalıp dalıp gitmek oluyor.
Peki, ya diğerleri? Yani tutkularının peşinden gitme cesareti gösterenler! Onların bakışlarına hiç dikkat ettiniz mi? Tutku dolu insanların gözlerindeki o ateşi, isteği, azmi, o hayran olunası kıvılcımı daha önce hiç fark ettiniz mi? Evet, hayatlarını istedikleri gibi şekillendiren, “kaderim böyleymiş” demek yerine önüne geleni değil uzakta olanı seçme cesareti gösteren o tutkulu insanlardan bahsediyorum. Bazılarını bildiğimiz, bazılarından ise hiç haberdar olmadığımız inançlı kimselerden. Tarihe adını yazdırmış ünlü isimlerden birkaçını düşünmeniz bile zihninizde tutkulu insan figürünü oluşturmanız için yeterli olacaktır. Yapacaklarına, yapacağını söylediği şeylere kimsenin inanmadığı; ama önünde sonunda dediklerini yapan insanlar. İşte o insanların gözlerinde pişmanlığın kırıntılarını bile göremezsiniz. Çünkü onlar ne istediklerinin farkında olan ve tutkularının peşinden gitmeyi bilen kişilerdir ve doğal olarak da başarıyı yakalayanlardır. Çünkü kişi hayattaki çağrısını, gerçek misyonunu bulduğu zaman başarılı olması kaçınılmaz sonuçtur. İşte bugün bahsetmek istediğim konu bu tutku dolu insanların dikkat çekici özellikleri!
Soruna Değil Çözüme Odaklanırlar!
Tutkularının peşinden giden başarılı insanların en önemli özelliklerinden biridir çözüm odaklı olmaları! Onlar soruna değil de çözüme odaklanmanın kişiyi başarıya götüreceğini bilirler. Zorluklar karşısında ah vah etmek, dizlerini dövmek yerine o durumdan nasıl kurtulabileceklerini düşünen tutkulu insanlar bu özellikleri sayesinde istedikleri her şeyi başarabilirler. Bu tıpkı arabanın lastiğinin patlamasına lanet etmekle, onu değiştirmek ya da sorunu ortadan kaldırmak için başka bir şekilde harekete geçirmek gibidir.
Çözüm odaklı düşünemeyen insanlar başlarına gelen aksilikleri, şanssızlıkları düşünerek var olan problemi daha da büyütmekten başka bir şey yapmamış olurlar. Diğer taraftan; tutkularının peşinden gitmekle meşgul olan kişiler ise onları yollarından alıkoyabilecek sorun ne kadar büyük olursa olsun bir şekilde onu ortadan kaldırmanın yolunu bulmaya çalışırlar. Bu davranışlarıyla da doğru olan şeyi yaparlar. Her sorunun üstesinden gelinebileceğine, her şeyin bir çaresi olduğuna inanan azimli kişilikler; buna inanmakla ne kadar doğru bir şey yaptıklarını bilirler.
Alçakgönüllülükleri ile Tanınırlar!
Bu dünyada egolarıyla hareket eden ve sahne ışıklarının her zaman üzerilerinde olmasını isteyen ne kadar çok insan olduğunu biliyoruz. Bencillikle narsistlik arasındaki ince çizgide duran ne kadar fazla egolu kişi var… Peki ya sizce, tutkularının peşinden giden insanlar da egosu yüksek olan kişiler arasında olabilirler mi? Evet, çoğu insan tutkularının peşinden giden insanların genellikle bencil kişiler arasında olduğunu düşünse de gerçekler hiç de bu şekilde değildir. Çünkü sanılanın aksine tutkulu insanlar aynı zamanda alçakgönüllülükleri ile de tanınırlar. Onlar başkalarının övgüleriyle egolarını beslemez, aksine takdirler karşısında takındıkları mütevazı tavırla çoğu zaman insanları şaşkınlığa uğratırlar. Çünkü onlar övgü almak, ilgi çekmek ya da herhangi başka bir sebepten dolayı değil; kendileri için hayallerinin peşini bırakmazlar.
Her Zaman Bir Amaçları Vardır!
Zamanın ne kadar değerli olduğunu bilme, bu başarılı kişiliklerin özellikleri arasında var. Onlar hiçbir zaman öylesine yaşamaz, her adımlarını bir amaca ulaşabilmek için atarlar. Mantıklı kararlar almayı bilen ve hiçbir zaman başıboş hareket etmeyen bu insanlar kendilerine sürekli yeni hedefler belirlerler. Hepsine bir bir ulaşan insanlar asla “ben tamamım” demez, hep yenilerini bulmaya çalışırlar. Kariyerinde çok başarılı olmayı hedefler, buna ulaştıktan sonra iş kurmayı seçer, sonra bölgenin en iyi şirketi olma peşinde koşar, kısacası hiçbir zaman “artık yeter” demezler. İşte bu özellikleri sayesinde yaşamlarındaki her anın kıymetini bilirler, çünkü geçen her bir dakika onları amaçlarına bir adım daha yaklaştırmaktadır.
Cesur Davranır, Cüretkar Kararlar Alırlar!
Tutkularının peşini bırakmayan insanlar, risk almaktan korkmaz ve cüretkar tavırlarıyla etraflarında hayranlık uyandırırlar. Hedeflerine ulaşabilmek için tereddüt bile etmeden tehlikeli yollara giren başarılı kişilikler, bazen zor durumlarla karşılaşsalar da muhakkak sonunda isteklerine ulaşırlar. Bir şeyleri başarmak için korkuların üzerine gitmek gerektiğini bilen insanlar, tutkularının verdiği güçle bunu diğerlerine göre çok daha kolay bir şekilde yaparlar. Çünkü sıradan şeylerin peşinden koşan insanların risk almaktan korkması gayet olağan bir durumdur. Oysaki risk ona değecek bir şey için alındığında, ortada korkudan eser bile kalmaz. İşte tutkulu insanlarda da bu durum açıkça görülebilmektedir.
Her Zaman Öğrenmeye İstek Duyarlar!
Hayat boyu öğrenmek isteyen ve edindikleri bilgileri kullanmayı bilen bu kişiler, kendilerine kattıkları her yeni şeyin önemini bilirler. Hem okudukları hem de tecrübe ettikleri bilgilerden faydalanan ve çizdikleri yolda sık sık öğrendiklerinden faydalanan kişiler, dünyanın öğrenilmesi gereken sayısız bilgiyle dolu olduğunu bilirler. Edinimleriyle hiçbir zaman yetinmeyen ve öğrenmeye karşı her zaman aç olan bu insanlar, bilginin mutlak güç olduğunun farkındadırlar. Bu özellikleri sayesinde de hedeflerine diğerlerinden çok daha hızlı ve kolay bir şekilde ulaşırlar.
İnançlarını Hiçbir Zaman Kaybetmezler!
Kimsenin düşüncesine aldırış etmeyen, başkalarının alaycı bakışlarını umursamayan ve ne olursa olsun asla inandıkları şeyden vazgeçmeyen kişiler, sahip oldukları bu özellikleri sayesinde de diğerlerinden ayrılırlar. Tıpkı; Walt Disney, Thomas Edison ve daha pek çok başarılı isim gibi… Tutkularıyla alay edilen bu kişiler sonunda inandıkları şeyleri başarmış ve inandıkları şeyler uğruna boşuna savaşmadıklarını bütün dünyaya kanıtlamışlardır. İşte bu nedenle eğer gerçekten istediğiniz hayatı yaşamak istiyorsanız, ne istediğinize karar verin ve onu yapabileceğinize inanmaktan asla ama asla vazgeçmeyin. Çünkü inancınız istediğiniz şeye ulaşıp ulaşamamanızda en belirleyici ölçüt olacaktır.
Resmin Tamamını Görmenin Ne Demek Olduğunu Bilirler!
Büyük düşünen bu insanlar olaylara dar açılardan değil, çok daha geçiş açılardan bakmanın ne kadar gerekli olduğunu bilirler. Bunun için de sürekli gelişmeye ve yen fikirlerle, yeni bakış açılarıyla tanışmaya çalışırlar. Parçaları değil, bütünü görmek için çabalayan ve hiçbir zaman bir tane açıyla sınırlı kalmayan tutku dolu kişilikler, bunun ne kadar önemli olduğunu bilirler. Burunlarının ucundan başka hiçbir şeyi göremeyen insanlardan biri olmamak için bu konuda gerçekten hassas davranan insanlar, görünenle hiçbir zaman yetinmezler.
Olumsuz Düşünceleri Yanlarına Bile Yaklaştırmazlar!
Çünkü onlar olumsuz düşüncelerinin kişiye zarardan başka hiçbir şey katmadığını bilirler. Daha doğrusu, aslında hepimizin bildiği bu gerçeği umursamazlık yapmazlar diyelim. Çünkü negatif düşüncelerin bize bir faydası olmadığını hepimiz biliyoruz. Ama nedense yine de bildiklerimizle çelişkili bir şekilde davranıyoruz. Tutkularının peşinden giden kişiler ise başka birçok konuda olduğu gibi bu konuda da üç maymunu oynamıyorlar. Negatif düşüncelerden uzak durmak için ellerinden gelen her şeyi yapan ve farkındalıkları sayesinde bunu başaran insanlar, zaten diğer özellikleri sayesinde de negatif düşüncelerden olabildiğince uzak duruyorlar. Bir kere, kendilerine olan inançları onları olumsuz düşüncelerin esiri olmaktan kurtarıyor. Ayrıca isteklerinin peşinden koştukları ve hiçbir zaman boşluk hissi yaşamadıkları için de o malum kara bulutlardan korunabiliyorlar. İşte bu yaklaşımları da onların tutkularının peşinde giden yolda hızla ilerlemelerine yardımcı oluyor.
Başarısızlıktan Korkmazlar!
Başarısız olmaktan korkmayan tutku dolu kişilikler, bunun yenilmek anlamına gelmediğini açıkça bilirler. Defalarca düşmelerine rağmen her seferinde ayağa kalkan ve her seferinde daha güçlü bir şekilde yollarına devam eden bu kararlı insanlar, yenilgileri yenilgi olarak düşünmezler. Onların öğrenmek, ilerlemek ve tecrübe kazanıp aynı hatayı yapmamak için gerekli olan birer basamak olarak düşünürler. Bu nedenle de başarısızlıktan ölesiye korkup en ufak bir yenilgi karşısında hayallerinin peşini bırakan kişilerden biri olmazlar. Çünkü açıkça bilirler ki başarısızlık başarının bir parçasıdır.
Hedefe Ulaşmak için İstemenin Yeterli Olmadığını Bilirler!
Tamam, tutku dolu kişiler hayallerini gerçeğe dönüştürmek için onu deli gibi isterler; ama aynı zamanda istemenin yeterli olmadığını da bilirler. Hayali kurulan o zirveye ulaşmanın kolay olmayacağını, bunun için çok çalışmak, zaman zaman savaşmak, defalarca düşüp kalkmak gerektiğini bilen kişiler işte bu nedenle de başarıyı garantilerler. İstemekle yetinen insanlar gibi “istiyorum ama olmuyor, istiyorum ama başaramıyorum” demek zorunda kalmazlar. Nitekim onlar istemekle yetinmeyip istedikleri şey için harekete geçmenin, ona ulaşabilmek için emek vermenin hakkını vermeyi de bilirler.
Sonuçta; tutkularınızın peşinden gitmek istiyorsanız bu niteliklere ne kadar sahip olduğunuzu, eksik hissettiğiniz yönlerinizi iyice düşünmelisiniz. Eğer önünüzde bunu başarabilmiş bir örnek varsa ki var, sizin onlardan hiçbir eksiğinizin olmadığının farkına varmanız yeterli olacaktır. Tabii biraz da çaba… Yaşadığınız bu süreçteki değişiklikleri yalnız siz değil, size yakın olan kişiler de görecektir…