“Çok bunaldım, sıkıntıdan ölmek üzereyim, neden bu kadar mutsuzum, off şu gün bir bitse…” Evet, bu sözler eminim hepinize tanıdık gelmiştir. Sonuçta hemen herkesin enerjisinin düşük olduğu ya da şu meşhur çakralarının tam olarak çalışmadığı zamanlar vardır, öyle değil mi? Hani ne yapacağımızı bilemediğimiz günler, dakikaların geçmek bile bilmediği işkence gibi saatler, can sıkıntımızdan başka hiçbir şeye odaklanamadığımız anlar var ya, işte onlardan bahsediyorum!
Evet, ne kadar mutlu bir hayatımız olsa da işler ne kadar yolunda gitse de bazen karamsarlığa düşmekten kendimizi kurtaramayız. Aslında iyi olan her şey, şaşırılır biçimde aniden farklılaşmaya başlar. Sevdiklerimizi kırıp döker, daha önce severek yaptığımız şeylerin anlamsız olduğunu düşünürüz. Özellikle de sevgili hem cinslerim olan kadınlar, bu durumu erkeklere göre daha sık yaşamaktadır. Duygusallığımızdan mı, fiziksel özelliklerimizden dolayı mı bilemeyeceğim. Ancak biz bu “enerjim düştü” olayını karşı cinse göre daha fark edilir ve fark ettirir düzeyde yaşıyoruz. Her neyse, çünkü konuya buradan girersem çıkamayabilirim.
Ne diyorduk? Kötü günler! Elimizin kolumuzun kalkmadığı, 2000 liralık kredi kartı ödemesinin gözümüze milyonluk bir borç gibi göründüğü, yan masamızdaki iş arkadaşımızı bir kaşık suda boğmak istediğimiz kara günler… Efendim? Abartıyor muyum? Bence hiç de değil. Şurada biz bize konuşuyoruz. Azıcık dürüst olmayalım mı yani? Siz de bazen bu dediğim durumların benzerlerini yaşamıyor ya da en azından aklınızdan geçirmiyor musunuz? Elbette, geçiriyorsunuz. Çünkü siz mutsuzken etrafınızdaki her şeyi kendinize benzetmek istiyorsunuz. Ruh haliniz kötü diye başkalarının da mutsuz olmasını, siz üzerinizdeki kara bulut yüzünden ıslanırken başkalarının da güneşe hasret kalmasını diliyorsunuz.
Ne yazık ki doğamız gereği zaman zaman bunları yaşıyoruz. Ama tabii bu dediklerimin anlık ve geçici istekler olduğu konusunda bir anlaşalım. Yoksa yukarıdaki düşüncelerle bir ömür yaşamak imkansız olurdu. Yani sanırım hiçbiriniz, hayatı boyunca mutsuz olmayı ve etrafındakileri de kendisiyle birlikte mutsuzluğa sürüklemeyi istemiyordur. Hayır hayır. Biz burada genel anlamda mutsuzluktan değil, sadece küçük ve anlık mutsuzluklardan bahsediyoruz. Biraz şımarıkça, biraz da çocukça duygu değişimlerinin üzerinde duruyoruz. Belki 3, belki 6 ayda bir olan ruhsal değişimlerimizden dem vuruyoruz. Yoksa uzun vadede mutsuzluk mu? Aman diyelim, dağlara taşlara!
Evet, modumuzdaki bu küçük düşüşlerin geçici olduğunu biliyoruz. Ancak bu düşüşlerden kurtulmak için bir şey yapmadığımızda kötü sonuçlarla karşılaşabileceğimizi de unutmamak lazım. Yani tamam, bazen kendimizi kötü hissedebiliriz. Bunda bir sıkıntı yok. Diğer bir deyişle, küçük mutsuzluklar yaşamak gayet insani bir durum. Fakat iyi hissetmek için ne yapmamız gerektiğinin de farkında olmalıyız. “Herkese oluyor canım, mevsim değişikliğindendir, birkaç güne geçer” diye de kendimizi kandırmamalıyız. Omuzlarımızın düşmeye başladığını hissettiğimizde hemen modumuzu değiştirmek için bir şeyler yapmalı, sonradan pişman olmamak için önlemimizi önceden almalıyız.
Neticede aşağıdaki öneriler sizlere bu konuda yardımcı olacak nitelikteler. Havanın griliğinden, mevsim geçişlerinden ya da herhangi başka bir nedenden dolayı kötü hissettiğinizde bu önerilerden dilediğinizi uygulayarak ruh halinizi anında iyileştirebilirsiniz. O zaman artık başlayalım. İşte kulağınıza küpe yapmanız gereken etkili ruh hali değiştirme taktikleri:
Yakın Hissettiğiniz Biriyle Konuşun!
Yakından kastım illaki iyi tanıdığınız biri olmasına gerek yok. Pekala evcil dostunuz ya da sokakta karşılaştığınız bir kediyle de olabilir. Konuşun ve acınızı hafifletin. Canınızı sıkan ne ise anlatın. Hatta canınızı sıkan hiçbir şey olmasa bile konuşun. Karşınızdaki kişiyle neden böyle hissettiğinizi bilmediğinizi, bazen böyle olduğunu, ne bileyim işte aklınızdan geçen ne varsa hepsini paylaşın. Diğer bir deyişle, sesli düşünün. Ama karşınızda sizi anladığını bildiğiniz biri mutlaka olsun. Hiçbir şey söylemesine gerek de yok. Anlattıkça açılacak, belki konuşmanın sonunda ne için üzüldüğünüzü bile unutacaksınız.
Ağlayın!
Bu öneri belki erkeklere göre değil, ama deneyenler ağlamanın da kişinin üzerinde olumlu etkisi olduğunu bilir. Eğer ağlamak için mutlaka bir şeylere ihtiyaç duyuyorsanız, o zaman farklı şeyler deneyin. Mesela; sevdiğiniz bol ağlamalı filmlerden birini açarak, içinizdeki zehri atana kadar ağlayabilirsiniz. Veya her dinlediğinizde gözlerinizin dolmasına neden o şarkıyı başlatabilirsiniz. Belki size ağlamanın verdiği hafif göz, burun kızarıklığıyla birlikte küçük bir de baş ağrısı kalacaktır; ancak üzerinizdeki ağırlık da tuzlu gözyaşlarınızla birlikte gitmiş olacaktır.
Nerede Hareket, Orada Bereket!
Kendinizi kötü hissettiğiniz anlarda ruh halinizi hemencecik değiştirecek şeylerden bir tanesi de hareket etmektir. Evet, belki yerinizden kıpırdamak bile istemiyorsunuz biliyorum; ama kendinizi birazcık zorlamalısınız. Kalkın ve açık havada biraz yürüyün. Hatta seviyorsanız, koşmayı deneyin. Bulunduğunuz yerden çıkma imkanınız yoksa o zaman basit egzersizler yapın. Adım atın, dans edin, zıplayın, artık ne yapıyorsanız işte. Kısaca hareket edin. Sonuçta hareket ettiğinizde vücudunuz daha çok endorfin hormonu salgılamaya başlayacak ve o düşük moddan kurtulmuş olacaksınız.
Duş Alın!
Ruh haliniz üzerinde anında etki yapacak önerilerden bir tanesi de duş almak. Hele bir de sabah akşam banyo yapan ördeklerdenseniz, o zaman değmeyelim keyfinize. Bu öneriyi ihtiyacınız olan her an kullanabilirsiniz. Banyonuza mumlar koyabilir, hafif bir müzik eşliğinde üzerinizdeki bütün olumsuzluğu atabilirsiniz. Suyun iletkenliğine güvenin ve saçınızın telinden başlayıp ayağınızın ucundan bilinmezlere doğru akan şeyin su değil aklınızdaki olumsuz düşünceler olduğunu bilin.
Hem Yapın Hem Yiyin!
Modunuzu yükseltmek için sadece yemek yerine yapmayı da deneyin. Yani öyle markete saldırıp, bir poşet abur cuburu midenize indirdiğinizde pek iyi sonuçlar alamayabilirsiniz. Ancak bunun yerine damak zevkinize uygun bir şeyler yapar ve kendinize mükellef bir sofra kurarsanız, işte o zaman iyi hissedersiniz. Doğrayın, bölün, kavurun, kızartın. Soğanlar pembeleştikçe olaylara bakış açınızda iyileşecek, yaptıklarınızı yedikten sonra ise büyün sıkıntılarınızdan kurtulacaksınız. Ne demişler, mod boğazdan gelir. Pardon, candı o! Olsun canın da modun da iyisi boğazdan gelebilir.
Çocukluğunuza Dönün!
Hayır hayır, hemen anlatmaya başlamayın. Burada çocukluğunuza inmiyoruz sadece dönüyoruz. Yani çocukken sizi mutlu eden şeylerle uğraşın. Mesela, ne? Mesela, baloncuk yapın. Hani şu bakkallardan aldığımız küçük oyuncaklar vardı ya! Annemizin bulaşık deterjanını nasıl bittiğini anlamadığı ve sadece bizim gerçeği bildiğimiz zamanlardaki gibi baloncuk yapmayı deneyin. Ya da birkaç liraya satılan kitaplardan alın ve boyama yapın. Misket veya seksek oynamaya ne dersiniz? Yoksa sizin favoriniz yakantop muydu? Uzun lafın kısası, size çocukluğunuzu hatırlatacak bir şeyler yapın.
Nefes Aldığınızdan Emin Olun!
Tabii ki nefes alıyorsunuz. Ancak kendinizi kötü hissettiğiniz anlarda stres oranınız artacak ve büyük ihtimalle düzensiz nefes almaya başlayacaksınız. Hem bunun önüne geçmek hem de kendinizi rahatlatmak adına, kontrollü bir biçimde nefes almayı öğrenmelisiniz. Örneğin; 4 saniye nefes alıyorsanız, verme süreniz bunun 2 katı yani 8 saniye olmalıdır. Doğru nefes almayı öğrendiğiniz takdirde, gevşediğinizi ve düşüncelerinizin berraklaştığını hemen fark edeceksiniz. Bu nedenle, doğru nefes aldığınızdan emin olun diyorum.
Uyuyun!
Elbette kalın perdelerinizi kapatıp, günlerce uyumayacaksınız. Ama şöyle güzel bir banyonun ardından izlenen keyifli bir film sonrası azıcık kestirmeyi düşünebilirsiniz. Uyuyarak sorunlarınızdan kaçmış olmayacaksınız, ama bu şekilde zihninizi ve bedeninizi şarj ederek daha enerjik olabilirsiniz. Evet, kendinizi kötü hissettiğinizde uyumayı deneyebilirsiniz. Kim bilir; belki de küçük bir şekerleme yapmak, o an en çok ihtiyaç duyduğunuz şeydir.
Sarılın!
Sevgilinize, annenize, arkadaşınıza ya da sıcacık tüylü dostunuza sarılın. Birine sarılmak size çok daha iyi hissettirecek, yalnız olmadığınızı anlamanızı sağlayacaktır. Çünkü biz insanlar doğamız gereği sevdiğimiz insanlalra fiziksel temas kurmak isteriz. Hem mutlu hem de mutsuz olduğumuz anlarda birilerine sarılmak isteriz. İşte bu nedenle, siz de anında daha iyi hissetmenizi sağlayacak bu öneriyi değerlendirmelisiniz. Belki sevgilinizin omzu o anda olmanız gereken en doğru yerdir. Ya da çocukluğunuzdaki gibi annenizin dizinde yatmak size her şeyden daha iyi hissettirecektir.
Kısacası boynu bükük, hüzünlü, hayattan bıkmış bir berduş misali ortalarda gezmek de sizin elinizde; hayattan ve yaşamaktan zevk alan birey olmak da. Burada önemli olan kafanızdaki negatif duygulardan arınmak olmalı. Ben yamam, edemem, gidememleri bırakın artık. En iyisimi bu akşam gözlerinizi yumun ve ertesi gün aynı siz olarak açmayın…
İnsanı rahatlatan en güzel şey, Allaha samimi bir kalple dua etmek, gerçekten sizi duyan ve her ihtiyacınıza cevap verebilecek bi kudretin sizi duyduğunu düşünün ve Allaha dua edin, inşallah Rabbim dualarımıza cevap verecektir, Benim neye ihtiyacım olduğunu benden daha iyi bilen alemlerin Rabbi olan Allaha hamd olsun Elhamdülillah.
??
Hiçbiri işe yaramıyor maalesef uyumak dediniz ama ben zaten mutsuzluktan böyle şeyleri ariyom gece
Daha önce kimseye sarılmadım aileme bile bu durumdan temastan tiksiniyorun offf
1. öneri de yakınım dediğim herkes bana kazık attı ve yalan söyledi o yüzden kimseye güvenemem
2.öneri de babamın erkek adam ağlamaz lafıyla hareket ediyorum ve uzun zamandır soğuk kanlı olmaya çalışıyorum
3.öneri de pandemi döneminde pek hareket edebileceğimiz bi kısım yok
5.yemek yapmak vs. benim yaş gruplarımda ailenin sana kızması ile aynı şey bunu bile bile yapmak saçma olur ki daha çok mutsuz hissedebiliriz
6.Ben ve benim gibiler çocukluğunu yaşamamışlar yani hayata karşı hep bi dik duruşu olanlar bunu yapamaz çünkü nasıl yapacağını bilemez
7.Böyle Bir Durumda Her Nefes Aldığımızda İçimizde Bir Şey Batıyor Bunu Psikolojik Olarak Hisseden Çoktur Eminim
8.Mutsuzken Uyumaya Çalışmak Güzel Bir Eylem Olsa Da Uykuya Dalma Sürecinde İnsanın Birşey Yapmadığı İçin Neden Mutsuz Olduğu Ve Yaşadığı Şeyler Aklına Gelir
9.Herkesi Kaybetmiş Ve Hiç Kimseye Güvenemeyen Bi İnsan Birine Yalandan Sarıldıktan Sonra Veya Gerçekten Sarılıp Karşısındakinin Ona Aynı Mutlulukla Sarılmadığını Anlayınca Daha Da Mutsuz Olacaktır İç Sesini Dinleyen Herkes Bu Duruma Düşebilir
Çooooook faydalı oldu
Hiçbiri işey yaramıyor malesef
sarılabiliecek bir kişi olsaydı sarılırdım
bence çok ama çoooookkkkk güzel tiyolar çok teşekkürler ve sağolun
Düşünsene bı şeyler yapman gerekiyo ama elinden hiç bir şey gelmiyo bı boşluktasın