Tamam, anne-babalık gerçekten mükemmel bir deneyim! Hatta kimilerine göre hayat, çocuk sahibi olduktan sonra anlam kazanıyor. Ve bazı ebeveynler, çocuk sahibi olmadan önce gerçek ve karşılıksız sevginin ne demek olduğunu bilmediklerini açıkça dile getiriyorlar. Kısacası; anne-babalık harikulade bir his! Peki, bu mükemmel tecrübenin ne kadar zor olduğu veya olabileceği konusunda ne düşünüyoruz? Yani anne-baba olmanın kişiye yaşattığı güzel duygulardan bahsettik bahsetmesine ama bu sorumluluğu layıkıyla üstlenmenin ne kadar zor olduğunu acaba biliyor muyuz?
Sonuçta; anne-baba olduğunuz ilk günden itibaren yaptıklarınız, söyledikleriniz ve yaklaşımlarınızla; bir bireyin sorumluluğunu taşımaya başlıyorsunuz. Ağzınızdan çıkan her kelimeyi aklının bir kenarına yazan, gördüğü her şeyden kendine göre bir şey çıkaran ve yaşam tarzınızdan örnek alan küçücük bir insandan sorumlu oluyorsunuz. Ve onu ne kadar doğru yetiştireceğiniz tamamen size bağlı!
Ebeveynlik aşamasına geçtikten sonra kendinizi bu deneyim için hazırlamanız gerekiyor. En kıymetliniz olan varlığı doğru bir şekilde yetiştirmek, onu doğru yönlendirmek için bilinçli hareket etmelisiniz. Büyüklerinizden gördüklerinize ya da kulaktan dolma bilgilere dayanarak, çocuğunuzu kötü etkilememelisiniz. Hatalı yetiştirme tarzı olan anne-babalardan biri olmamalısınız. Mesela; bu konuda ilk adımı aşağıdaki cümleleri inceleyerek atabilirsiniz. Çünkü hemen şimdi anne-babaların çocuklarına karşı sıklıkla kullandığı ama aslında hiçbir şekilde söylenmemesi gereken tehlikeli cümleler nelermiş, bunları birlikte öğreneceğiz.
“Çünkü Ben Öyle İstiyorum”
Tamam, karşınızdaki küçük bir çocuk olunca ona laf anlatmanın çok zor hale geldiğini biliyorum. Ya da ona laf anlatmak için gerçekten hiç gücünüz olmadığı anlar olabileceğinin de farkındayım. Ancak bu noktada anne- baba olduğunuzu hatırlayarak, kendinizi zorlamayı öğrenmelisiniz. Örneğin; çocuğunuza bir şey yapmasını ya da yapmamasını söylüyorsunuz. Ve o da doğal olarak size “neden” diye soruyor. Sonuçta karşınızdaki küçük insan bitmek bilmez merakıyla her şeyi sorgulamak istiyor. Ama siz hiçbir açıklama yapmadan “çünkü ben öyle istiyorum” deme hatası yapıyor, çocuğunuzu hem merak içinde bırakıyor hem de onun minik kalbini kırıyorsunuz. Ayrıca istediğiniz şeyi yapsa bile bunun nedenini bilmeden yapmasına yol açıyorsunuz. Çocuk yetiştirilirken yapılan klasik hataları bu yazımdan öğrenebilirsiniz. Buna göre minik yavrunuza nasıl yaklaşmanız gerektiğini anlayabilirsiniz.
“Sana Söylemiştim!”
Anne-babaların çocuklarına söylediği tehlikeli cümlelerden bir tanesi de bu! Yani çocuğun yapmış olduğu bir hataya cevap olarak karşısına dikilip suçlayıcı bakışlarla “ben sana demedim mi, söylemiştim değil mi” gibi sözler sarf etmek! Bunun yerine yapmanız gereken; yapmış olduğu hatadan kendi çabasıyla kurtulmasını beklemek! Bunu tek başına yapamıyorsa o zaman çocuğunuza doğru yolu bulması için yardım etmek! Ama asla “sana söylemiştim” demek değil!
“Ahmet-Ayşe Senin Gibi Yapıyor mu Hiç?”
Yapmayın! Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın! Çünkü bu hatalı yaklaşım, çocuğunuzda öz güven eksikliğinden tutun da yetersiz hissetmeye içe kapanmaya ve saldırganlığa varana kadar pek çok olumsuz etki yaratmaya neden oluyor. (Öz güveni yüksek çocuk yetiştirmek için ne yapmalı sorusunun cevabını buradan öğrenebilirsiniz.) Yani çocuğunuza “onun çocuğu senin gibi yapıyor mu, bak başkaları ne kadar uslu-akıllı-çalışkan…” gibi kıyaslama sözleri söylememelisiniz. Her çocuğun farklı olduğunun bilincine varmalısınız. Çocuğunuzun yeteneklerini keşfetmesi için ona yol göstericilik yapmalısınız.
İlgili Yazı: Çocuklar Arasında Kıyaslama Yapmanın 5 Zararı
“Hep Aynısını Yapıyorsun, Hiç Beceremedin ki!”
Çocuklarınıza söylememeniz gereken cümlelerden bir diğeri de bu! Yani ona “hep böyle yapıyorsun, zaten hiç yapamadın ki” gibi sözler söylememelisiniz. Çünkü bu cümleler çocuğunuzun kendini belirli kalıplar içerisine koymasına, sınırlarını daraltmasına ya da kendisiyle “ben zaten böyleyim” gibi yersiz sonuçlara varmasına yol açacaktır. Ve eminim onun daha küçük yaştayken kalıplaşmış düşüncelere sahip olmasını istemezsiniz.
“Bir Şeyin Yok, Bak Geçti Bile!”
Hadi ama çocuğunuzun canını yandığını siz de gayet iyi biliyorsunuz. Yapmak istediğiniz tek şey onu canı acımadığına dair kandırmaya çalışmak! Aslında onun canının yanmasına dayanamadığınız için böyle şeyler söylüyorsunuz. Ama cümleleriniz çocuğunuz tarafından bu şekilde algılanmıyor. Bu tıpkı sizin canınız sıkkınken, bir yakınınızın yanınıza gelip “hadi ama abartıyorsun, bu kadar üzülecek bir şey yok” gibi sinir bozucu laflar etmesine benziyor. Diğer bir ifadeyle, çocuğunuza “bir şeyin yok, gayet iyisin” derken o sizin hakkınızda “beni anlamıyor, acıyor işte” gibi şeyler düşünüyor. Yani çocuk bu noktada en yakınının onu anlamadığını düşünüyor. Çocuğunuzun bu şekilde yanlış düşüncelere girmemesi için yapmanız gereken şey; “eminim acıyordur ama biraz sabırlı olursan geçecek” gibi cümleler kullanıp, ona şefkat göstermektir.
“Şunu Yapmazsan Şunu Yapamazsın!”
Çocuğunuza karşı tehditkar bir tavırla kullanmamanız gereken cümlelerden bir diğeri de olumsuz ve şartlı cümleler! Tıpkı “ödevini bitirmezsen dışarı çıkamazsın, dersini çalışmazsan televizyon izleyemezsin, yemeğini yemezsen oyun oynayamazsın” gibi! Çünkü bu yaklaşımınızla onu hem tehdide alıştırıyor hem de yaptığı her şeyden sonra bir ödül beklemesine neden oluyorsunuz. Teşvik edici cümleler kullanarak bunu başarabilirsiniz. Mesela; “ödevini bitir de birlikte dışarı çıkmak için vaktimiz kalsın, önce yemek yiyelim daha sonra da oyun oynarız” gibi! Böylelikle onu motive edecek ve görevlerini çok daha heves duyarak yerine getirmesini sağlayacaksınız. (Motivasyonu arttırarak başarı getirecek önerilere buradan ulaşabilirsiniz.)
“Dur Yardım Edeyim!”
Çocuğunuza söylememeniz gereken cümlelerden bir diğeri de bu! Zira siz bu cümlenizle ona yardım ettiğinizi düşünüyorsunuz ama aslında yaptığınız şey bu değil! Çünkü “dur yardım edeyim” diyerek aslında ona “sen kendi başına yapamazsın” demiş oluyorsunuz. Yani hareketiniz çocuğunuz tarafından bu şekilde anlaşılıyor. İşte bu nedenle; çocuğunuzun tek başına bir şeyler yapmasına izin vermelisiniz. Üzerini kendi mi giyinmek istiyor? Bırakın giyinsin! Yemeğini tek başına mı yemek istiyor? Döke saça da olsa bırakın kendisi yapsın. Uzun lafın kısası; her çabalayışında “dur yardım edeyim” diyerek onun kendini yetersiz hissetmesine neden olmamalısınız. Çocuğunuzun istediği şeyi yapmasını beklediğinizde belki biraz fazla zaman kaybedeceksiniz ama emin olun harcadığınız dakikalar çocuğunuzun gelişimini olumlu yönde etkileyecek.
“Eğer Dediğimi Yapmazsan Ben de Seni Sevmem!”
Bu cümle size göre masumane bir “tehdit” ya da “teşvik” cümlesi olabilir. Ancak çocuğunuzun bakış açısından aynı şekilde görülmediğini bilmelisiniz. Çünkü bu çocuğunuz için onu sevmeyebileceğiniz gibi bir olasılık olduğu anlamına geliyor. Ve emin olun sizin sevginiz çocuğunuzun doğru gelişimi için öncelikli koşul! Yani asla ama asla çocuğunuz üzerinde “yemeğini bitirmezsen, dersini yapmazsan, uslu durmazsan seni sevmem” diyerek baskı kurmaya çalışmamalısınız.
“Hasta Olursun Sonra Doktor İğne Yapar!”
Geçmişte neredeyse bütün anne-babaların kullandığı bu cümle şu anda bazı bilinçli aileler tarafından kullanılmasa bile tehlike hala devam ediyor diyebilirim. Yani çocuk oynarken, yemek yerken, üzerini çıkarırken ya da benzeri şeyler yaparken, ebeveyn onu bu cümleyle sözde tehlikeye karşı korumaya çalışıyor. “Meyveni yemezsen hasta olursun, sonra doktora gideriz o da sana iğne yapar, çoraplarını çıkartırsan karnın ağrır doktora gitmek zorunda kalırız, bak düşersin sonra seni hastaneye götürürüz” gibi cümlelerle çocuğun kendine zarar verecek şeyler yapmaması için uğraşıyor olabilirsiniz. Tamam, burada kötü niyet olmayabilir ama uyarma şekli tamamen yanlış! Çünkü çocuk hastaneyle, doktorla korkutulduğu için belki de hayatı boyunca hastanelerden nefret edecek. Bu ihtimali göz ardı etmemelisiniz.
“Git Başımdan!”
Tamam, akşama kadar çalışıyor olabilirsiniz. Akşam eve gittiğinizde dinlenmek, şöyle huzur içinde TV karşısına geçmek ya da rahat rahat yemeğinizi yemek istiyor olabilirsiniz. Ama çocuğunuzun da akşama kadar sizden ayrı kaldığını düşünmelisiniz. Bütün gün sizi özlediğinin farkına varmalısınız. Yorgunluğunuzu çocuğunuzla ilgilenerek çıkarmaya çalışmalısınız.
Son olarak birkaç örnek vermek gerekirse; eve vardığınızda ona sarılıp öpmelisiniz. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacınız varsa, anlayabileceği dille “biraz izin vermesini” rica etmelisiniz. Ya da çocuğunuzla ilgilenebilecek yakınlarınızdan yardım istemelisiniz ama asla çocuğunuza “git başımdan, şimdi olmaz, görmüyor musun işim var” gibi tehlikeli sözler söylememelisiniz. Çünkü bu hareket bir süre sonra çocuğunuzla aranızda iletişim kopukluğu yaşamanıza neden olur. Aranızda görünmez duvarların örülmesine sebep olacaktır. Bunları unutmamalısınız ve yukarıda bahsettiğim tehlikeli cümlelerden uzak durmalısınız.