“Milletin çocuğu hiç senin gibi yapıyor mu, onun bütün notları iyi senin niye olmuyor, Ahmet annesini babasını hiç üzmüyor, neden Ayşe kadar başarılı olamıyorsun, hiç ablana çekmemişsin…” ve benzeri bitmek bilmez kıyaslama cümleleri!
Yoksa siz de çocuğunuza aynı şekilde yaklaşıyor musunuz? Onu başkalarının çocuklarıyla ya da kardeşleriyle kıyaslıyor musunuz? Çocuğunuzu teşvik etmek ya da başarılı olmasını sağlamak adına böyle hatalı davranışlar sergiliyor musunuz? Eğer öyleyse, kıyaslama yapmanın çocuğunuz üzerinde gerçekten olumsuz etkiler hatta silinmez izler yaratacağını bilmelisiniz.
Çünkü siz çocuğunuzun iyiliği için uğraştığınızı düşünürken farkında olmadan ona zarar veriyorsunuz. Size göre masum olan o kıyaslama cümleleriyle, çocuğunuzun ruhunda derin yaralar açıyor, ona kendini pek çok farklı yönden yetersiz hissediyorsunuz. Tamam, söylediklerinizin onu zerre kadar etkilemediğini düşünebilirsiniz. Ama emin olun ki çocuğunuz ağzınızdan çıkan her bir kelimeden etkileniyor. Belki bunu belli etmiyor ama o her bir sözcüğünüzü bilinçaltına yerleştiriyor. Ve ne yazık ki gelişimi, duyduğu o kıyaslama cümleleri yüzünden kötü etkileniyor.
Şayet çocuklar arasında kıyaslama yapmanın onlara ne kadar zarar verebileceğini daha net görmek istiyorsanız, aşağıdaki başlıkları bir bir incelemelisiniz derim. Zira kıyaslamanın bu kötü sonuçlarını gördükten sonra çocuğunuza “onun çocuğu şöyle iyi, bunun çocuğu böyle iyi” demeyi bırakacağınızdan adım kadar eminim!
İşte çocuklar arasında kıyaslama yapmanın 5 büyük zararı:
Öz Güveninin Sarsılmasına Neden Oluyor!
Çocuğunuzun kendine güvenmesini istersiniz, değil mi? Yani siz de bütün anne-babalar gibi çocuğunuzun her yaşta her durumda “ben yapabilirim” demesini, zorluklar karşısında güçlü durabilmesini istersiniz, diye düşünüyorum. Ancak kıyaslama yapıyorsanız, öz güveni yüksek çocuklar yetiştirmenizin pek mümkün olduğu söylenemez. Çünkü bu şekilde çocuğunuza yetersiz hissettiriyor, onun öz güven yönünden gelişeceği veya geliştirileceği zamanlarda, sarf ettiğiniz karşılaştırma sözleriyle kendine güvenmesine izin vermiyorsunuz.
Onu takdir etmeyerek, yeteneklerini ona göstermeyerek ve başka çocuklardan övgüyle söz ederek, çocuğunuzun kendine olan güvenini zedeliyor, “ben yapamıyorum, zaten hiçbir şeyi beceremedim ki” gibi düşünceler içine girmesine yol açıyorsunuz. Kısacası; çocuğunuzun kendi ayakları üzerinde duramayan, başkalarının yönlendirmeleriyle hareket eden bir birey olmasını istemiyorsanız, kıyaslama yapmaktan vazgeçmeli, şimdiye kadar verdiğiniz zararı telafi etmek için elinizden geleni yapmalısınız. Hatta yeri gelmişken aşağıdaki yazıyı incelemeli, yarattığınız hasarı nasıl düzelteceğinizi öğrenmelisiniz derim.
İnceleyin: Öz Güveni Yüksek Çocuklar Yetiştirmek için 12 Öneri
Kıyaslanan Çocuk Zamanla Hırçınlaşıp Mutsuzlaşıyor!
Hani siz söylediklerinizin aşırı yaramaz ya da hırçın olan çocuğunuza etki etmediğini düşünüyorsunuz ya! Hani “şunun çocuğu ne kadar uslu, ne kadar çalışkan, ne kadar yetenekli” gibi sözlerinizin çocuğunuzun bir kulağından girip diğerinden çıktığını zannediyorsunuz ya! İşte tam da bu noktada, çocuğunuzun davranışlarının yaptığınız büyük hatanın eseri olabileceğini düşünmeniz lazım. Çünkü söyledikleriniz yüzünden kendini yetersiz hissetmeye başlayan çocuğunuz, duygularını saldırganlaşarak gizlemeye çalışabilir. Diğer bir deyişle; o yetersizlik hissi çocuğun hırçın, öfkeli, mutsuz ya da fazlasıyla içe kapanık olmasına yol açabilir. Yani çocuğunuz böyle davranışlar sergiliyorsa, bunun nedenini kendinizde aramalı, ona başkalarının çocuklarını örnek göstermekten vazgeçmelisiniz.
Çocuğun Aklına “Annem-babam beni sevmiyor!” Düşüncesi Yerleşiyor!
Kıyaslama yapılan çocuklar zamanla “annem-babam beni sevmiyor” diye düşünmeye başlıyorlar. Çünkü hiçbir şekilde takdir edilmiyor, hep başka çocuklarla karşılaştırılıyorlar. Kıyaslandığı Ayşe ya da Ahmet’in anne-babası için daha değerli olduğunu düşünüyor, ne yapsalar da ebeveynlerinin onları yeteri kadar sevmeyeceğini düşünüyorlar. Hatta belki de “annem-babam çocuklarının ben değil de Ayşe Ahmet olmasını isterdi” diyerek giderek derinleşen bir mutsuzluğun içerisine sürükleniyorlar. Ve ne yazık ki yeteri kadar sevgi gösterilmeyen her çocuk gibi onlar da bu duyguyu hayatları boyunca üzerlerinden atamıyorlar.
İlerleyen Yaşlarda Kendisini Farklı Biri Olarak Göstermeye Meylediyor!
Kıyaslanan çocuklar, bu zararlı tutumun etkilerini yalnızca küçüklüklerinde değil yetişkin olduklarında da yaşıyorlar. Çünkü kendilerini birileri tarafından onaylanıp, birileri tarafından takdir edilmeye aç hissediyorlar. Bu nedenle de başkalarının doğru bulduğu davranışları sergileyip başkalarının hayranlıkla baktığı yollardan gitmeyi tercih ediyorlar. Diğer bir deyişle onlar ilerleyen yaşlarda kendilerini dışarıya farklı kişiler olarak göstermeye çalışıyorlar. Uzun lafın kısası; gerçek kimliğini çoğunlukla maskeler altında gizleyen bu kişiler, çocuk yaşta bilinçaltlarına işlenmiş “kıyaslama” olayının acısını yetişkinlik döneminde de çekiyorlar.
Başarısızlığa Yol Açıyor!
Çocuğunuzun başarılı olmasını istiyorsanız, onu başkalarının çocuklarıyla ya da kardeşleriyle kıyaslamaktan vazgeçmelisiniz. Ne bileyim; ders notları düşük diye ona “şunun karnesi böyle iyi, bu sınıf birincisi olmuş” dememelisiniz. Spor müsabakalarında derece yapamadı diye ona madalya alan çocukları sormamalı, çocuğunuzun suçlu, yetersiz hissetmesine neden olmamalısınız.
Çünkü başkalarıyla karşılaştırılan çocuklar, başarılı olma potansiyelleri olsa bile aldıkları tepki yüzünden bunu gösteremez, küçük yaşlarda tanıştıkları bu yaklaşımın etkilerinden belki de hayatları boyunca kurtulamıyorlar. Hatta ilerleyen dönemlerde başarı anlayışı da bu yönde olan kişiler haline geliyor, başarıya hep başkalarının sahip oldukları veya olmadıklarını düşünerek yaklaşıyorlar.
Sınava hazırlanan bir öğrenciyim ve her zaman annem beni başkalarıyla kıyaslıyor. Ama bunu gerçekten çok acıtıcı bir şekilde yapıyor. Mesela “Sen asla onun gibi olamazsın, ona bak neler yapıyor, gün boyu odasından çıkmıyor ders yapıyor, bi ona bi kendine bak, sen onun yarısı bile olamazsın” gibi ve daha fazlası. Artık gerçekten cok yoruldum ve yavaş yavaş kendimi sevmemeye başladım. Sadece anne ve babalara bir şey önereceğim: Çocuklarınızı lütfen başka çocuklarla kıyaslamayın çünkü bunun onların üzerinde ne kadar büyük etki bıraktığını tahmin bile edemezsiniz
bende daha yeni kıyaslandım ama annem bilmiyoki içimde derin yaralar açtığımı ben bu lafları ölesiye kadar hatırlıcam ama annem yarın unutacak internette çok yazıyo çocuklarınızı kıyaslamayın diye ama benim annem inatla kıyaslıyor bence annem şöyle düşünüyo ben onu kıyaslıım o daha çok azim gösterir yapar ama hiç benim gözümden bakmıyor hiç umarsamıyo çocuğun psikolojisi nasıl diye ben babamla çok iyi anlaşırım babam beni hiç kıyaslamaz ama babamda konuşmaz annemde telefonda ablamda talefonda evde bi tek ben kalıyorum bende leptoptayım ama annemin şunu bilmesi gerekir çoçuğunu kimseyle kıyaslamayıp sen başarırsın sen yaparsın demiyolar ama ben şundan eminimki büyünce çocuğum olursa ona asla böyle davranmıcam
Yemin ederim aynı.14 Yaşındayım LGS öğrencisiyim.Karne notlarım düşük geldi ana denemelerde hep yüksek alıyorum.Kuzenimde özel sers falan alıyo karne notları yüksek geldi ama denemelerden hep düşük alıyor.Sen onun tırnağı olamazsın şuyu buyu olamazsın diyo beni çıkdırtıyor.Bende okurken gözlerimden yaşlar döküldü.Her gece yatağın altında ağlıyorum
benim en çok annem böyle yapıyor onu hiç sevmiyorum
Evet ben 14 yaşında bir öğrenciyim ve bu durumların hepsi bende var daha yeni gine kıyaslandım ve şu an ağlayarak okuyorum yazıları yeter artık biz çocukları rahat bırakın ki düşüp kalkmayı bilelim iki saattir aģlıyorum ve sanırım buygun gece uyumayacağım
annem beni sürekli kıyaslardı ve şuan gerçekten acısını çekiyorum eğer büyüyünce çocuğum olursa her başarısızlığında yanında olup destek olacağım 🙂
evet maalesef cocuklugumda bu durumla cokca karsılastım ve yukarda yazan yan etkılerınden bazılar cok tanıdık gelıyor bu konu cok ama cok anemlı bende elımden gegdıgı kadar boyle durumlara mudahale edıyor ınsanların bılınclenmesıne calısıyorum bu konunun aslında okullarda daha cok ıslenmesı lazım ozellıkle unıversıtelerde aıle saglıgı merkezlerında el bırosurlerıyle ve sosoyal medydada