Yaşadığımız dünyada, tanıtımında hız, güç, hafiflik, pahalılık geçen ve bunların toplamını içeren belirli markalar vardır. Aslında bu tip tanımlar da ilk onların ismi gelir akıllara. Ne var ki bazı ülkelerden aslında en az bir Ferrari ve Lamborghini kadar spesifik araçlar üretenler olmuş ancak belirli nedenlerden dolayı iflas bayraklarını çekmişler. Hazırladığımız liste de Bugatti Veyron Süper Sport’tan dahi hızlı olan bir hipercar temsilcisi de yer alıyor.
kolayca yatırım yapın
Otomotivin tozlu sayfalarında gizli kalmış hız araçlarının bazıları şekilden kaybederken bazıları da imkanların yetersiz oluşundan savaşı başında kaybetmişler. Günümüze geçmişte ışık tutan spor otomobillerde neler varmış buyurun beraber bakalım!
1 Lotec Sirius
Lotec, Alman bir otomobil kuruluşudur. Modeli Sirius’u 2004 yılında göstermiş ve race car kategorisinde dikkat çekici değerlerle kendini ispatlamıştı. Şekli Koenigsegg ile McLaren karışımı gibi duran karoseri, karbon fiber maddesinin güç ve hafifliğinden yararlandırılmış.
Sirius’un ortaya yerleştirilen Mercedes kaynaklı motoru 6.0L V12 silindire sahipti ve 1.200 beygir güç üretmeyi başarıyordu. 3.8 saniyede hızlanmasını tamamlayan Sirius, SLR McLaren’e fazlaca meydan okuyabilecek bir hız aracıydı.
2 Ascari KZ1
Ascari Cars, İngiltere menşeli, İtalya adına yarışan yarış pilotu olan bir Hollandalı tarafından kurulmuş bir şirkettir. KZ1, kurucusu Klass Zwart’ın baş harflerini içermektedir. Sınırlı üretimde olacak araca sadece 50 kişi sahip olacaktı. 340 km/s’e kadar hıza çıkabilen KZ1, 2004-2010 yılları arasında epeyce kendinden söz ettirmişti.
Motor alt yapısı BMW’den gelmiş, E39 M5’in sahip olduğu S62 V8‘nin 500 beygir sınırına getirilmesiyle KZ1’e yerleştirilmiş. Hiç de fena olmayan 3.7 saniyelik kalkış süresi sonrasında +300 km sınırını aşabilen, sonradan garajlarda saklı kalan bir otomobil olarak kayıtlara geçti.
3 Gumpert Apollo
Eski Audi Sport Direktörü olan Roland Gumpert tarafından açılan şirket, kurucusunun kazandığı başarılar sayesinde kendi araçlarına da aynı şekilde profesyonel yaklaşmasını sağlamış. Apollo, Audi’den tedarik ettiği 4.0L çift turbolu V8, giberglas ve karbon fiber ile harmanladığı bir Chromoly çerçeve içerisine monte edildi.
Roland Gumpert, aracının çok hızlı gittiğini iddia etmesinin yanında daha da hayret verici bir şey üzerine çağrışımda bulunmuştu. Apollo aracının 305 km hızda tünelde ters şekilde gideceğini söylüyordu. Tabi ki buna cesaret eden olmamasıyla birlikte, aracın üstün aerodinamik bir yapıya sahip olduğunu vurguluyor.
4 Noble M600
İngiltereli küçük bir otomobil üreticisi olan Noble, M600 modelini 20 sene önce göstermiş ve tasarımsal anlamda bir Ferrari’nin duruşunu verebilmiş. Çok sessiz bir şekilde dünyadan ayrılsa da Noble M600’ü bu sene itibariyle yeniden hayata geçirerek testlerine başladı. M600’ün ilginç bir şekilde motor bölümü Volvo’nun çift turbolu V8 ile doldurulmuş.
Gelen 650 beygir ve 604 nm tork ile 2.9 saniyede kalkış yapabilmiş. Gerçekten hayret verici bir rakam. Günümüzde yeni Ferrari SF90 Stradale 3 elektrik motorla desteklenen motorundan çıkan 780 beygirle 2.5 saniyede kalkış yapabilmiş. Aracın son sürati de 320 km/h.
5 Vector W8 Twin-Turbo
Vector, bazı bilindik bedenler altında spor otomobilleri normalden fazla üste taşıyan mühendisliği ile eski yıllara damga vurmuş bir markadır. M12 ve W8‘in yapımcısı Gerald Wiegert’in Lamborghini Diablo , Diablo Roadster ve Ferrari F40’da parmağının olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, W8 Twin Turbo’nun kötü olması şansının sıfır olabileceğini biliriz.
Diablo’dan gelen bedenin altına çalışma yapan Wiegert, 625 beygirlik V8 ile hız çalışmalarına başlıyor. Sadece 22 adet üretimi olan Vector W8’den sonra şirket yukarıdaki 4 araç markası gibi o da kabuğuna çekildi.
6 Arash AF8
McLaren ile bazı başlangıçları yapmış, İngiliz bir firma olan Arash, AF8 gibi bir otomobili güzel hatlarla sunmuş olsa da gereken çoklu üretim moduna kendini alamamış. Ve bügün butik bir şirket olarak AF8’den yapabiliyor.
Son 2015 yılında çıkan bir AF8 sürümü, GM’den gelen 7.0L LS7 V8 motorla rüzgarları delip geçici hızlara ulaştırılmış. 6 vitesli manuel şanzımanla yaptırılan aktarımlar, karbon fiber ve kevlar karoserinin düşük ağırlık avantajıyla bir yerlere not alınacak değerlere ulaştırılmış.
7 Vencer Sarthe
Karışık ve teknolojik ögeleri gerekli yerlerden gerektiği kadar alınarak yapan bir marka ile karşı karşıyayız. Hollandalı Robert Cobben‘in sahip olduğu Vencer Sarthe, kurulan Le Mans hayali sonrası bir spor araç modeli yapmaya karar verilmiş. Dikkat çekici bir dış yapı tadında çizilen Sarthe’nin Jaguar ve Porsche ile bağlantılı olarak projesi yürütülmüş.
Onun hava taşıtı kupa görünümün altında Hennessey’den alınan 6.3L bir V8 yatmakta. Toplamda 622 beygir ve 618 nm tork, manuel bir şanzımanla tekerleklere aktarımlarını yapıyor. Sonucunda ne mi oldu; gerekli yatırım ve mali desteği alamayan marka, toprak altına çekilmek zorunda kaldı.
8 Mega Track
Bilmediğiniz spor otomobiller markalarında Mega Track’a da yer verdik. Mega, şu anda Polaris’in de sahip olduğu Fransız otomobil markası Axiam‘in bir parçasıdır. 1990’lı yıllarında başında geniş gövde tipiyle getirilen Mega Track da bir Mercedes S Serisi kadar uzun ve Hummer kadar geniş tutulan bir yol izlenmiş.
Ayarlanabilir süspansiyonu 20 inç jantlı tekerleklere bağlı ve 8 inç zemin yüksekliğinden 13 inçe çıkartacak bir alt yapı sistemine sahip. Dört tekerlek sistemine 6.0L Mercedes-Benz’in V12’si ile aktarımlar yapılmış. Planlara göre garip ama etkili olabilecek otomobilden 11 adet üretim planlaması yapılsa da yanlış şirket yönetimi yüzünden sadece 5 adeti yapma şansı bulmuşlar.
İlginizi Çekebilir :
Unutmadan söylememiz gerekirse, bahsetmiş olduğumuz bu 8 marka ve modelinin devamını Tarihin Unuttuğu Spor Otomobiller yazımıza girerek inceleme şansınız olacaktır. Gördüğünüz gibi varlığını belkide hiç duymadığınız spor otomobiller, günümüz şartlarında turbo destekleriyle gelinen hız rakamlarına rahatça ulaşabiliyorlarmış.
Kimi yanlış üretim stratejisinin kurbanı olurken, kimisi de gerekli maddi desteği alamadığı için kendi fişlerini çekmek zorunda kalmışlar. Model yılı olarak eski algısı olsa da bazıları halen daha garajların en güzel spor otomobilleri olabilirler…