Fantastik, absürt ve daha nicesi… Esasen onun için birçok farklı sıfatı kullanabilir, hayranlığımızı daha da üst seviyelere çıkarabiliriz. Nitekim o, son yıllarda çektiği dizi yahut filmlerle evlerimize misafir olan, kendine has mizahı ile kahkaha sınırlarını zorlayan ve her defasında kafasının farklı çalıştığını ısrarla ispatlayan biri. Evet, Leyla ile Mecnun’un kaptan köşkünde oturan isminden bahsediyoruz, yani Onur Ünlü’den.
Özellikle son on yıllık süre içerisinde büyük bir ivme kazanan Onur Ünlü kimdir tanımaya ve artık kültleşmiş dizileri ile filmleri hangileri göz atmaya hazır mısınız?
- Onur Ünlü Kimdir?
- En İyi Onur Ünlü Filmleri
- 1 Polis (2006)
- 2 Güneşin Oğlu (2008)
- 3 Beş Şehir (2009)
- 4 Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi (2011)
- 5 Sen Aydınlatırsın Geceyi (2013)
- 6 İtirazım Var (2014)
- En İyi Onur Ünlü Dizileri
- 1 Leyla ile Mecnun (2011-2013)
- 2 Şubat (2012-2013)
- 3 Ben de Özledim (2013)
- 4 Beş Kardeş (2015)
- 5 Görünen Adam (2017)
Onur Ünlü Kimdir?
1973 İzmit doğumlu olan Onur Ünlü, genç yaşlarda sanata merak salanlardan. Özellikle 90’lı yıllarda Ah Muhsin Ünlü mahlası ile çeşitli mecralarda şiirleri yayınlanan başarılı sinemacı, daha sonrasında Deli Yürek’in kadrosuna dâhil olarak sektöre de ilk adımını atmıştır. Burada senaryo ekibinde yer alan ancak oyuncu kadrosunda da boy göstererek rüştünü ispatlayan Onur Ünlü, sonrasında efsane olacak vurulma performansını da Deli Yürek’te sergilemiştir.
Birkaç dizinin daha senaristliğini yaptıktan sonra beyazperdeye adım atan Onur Ünlü, ilk filmi Polis ile otoritelerden geçer not almayı başarınca, kariyeri de büyük bir ivme kazanmıştır. Nitekim ardı arkası kesilmeyen uzun metrajlar ile hayran kitlesini büyüten başarılı sinemacı için dönüm noktalarından biri ise şüphesiz Leyla ile Mecnun’dur. Kardeşinin de ortaklarından biri olduğu Eflatun Film yapımcılığında izleyicisi ile buluşan dizinin yönetmen koltuğu ise tabii ki Onur Ünlü’ye emanetti.
Her ne kadar o, dizinin ilerleyen bölümlerinde kendisini “Genel Yönetmen” olarak konumlandırsa da her daim dizi de Onur Ünlü’nün nevi şahsına münhasır karakterini hissetmek mümkündü. Nitekim Leyla ile Mecnun’u da efsane yapan yegâne hususlardan biridir bu.
Leyla ile Mecnun döneminde kurdukları “Leyla the Band” ile de müzikteki rüştünü ispatlayan Onur Ünlü, diziden yakın arkadaşları ile birlikte sahnelerin de tozunu attırmayı ihmal etmemiştir. Her ne kadar dizi ve film çalışmalarından mütevelli artık vakit ayıramadıkları bu proje, tatlı bir hatıra olarak hafızlarımızda yer etmiştir.
Özellikle çektiği nitelikli komedi filmleri ile muadillerinden ayrılmayı başaran Onur Ünlü, festivallere mizahı tekrardan yerleştiren adam olarak da bilinmektedir. Nitekim yönetmenliğini yaptığı Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi, 2011 yılında düzenlenen Adana Altın Koza Film Festivali’nden En İyi Ödül ile dönerken, bir nevi de “Komedi filmi festivalde yarışamaz” algısını kırmaktaydı. Bu da esasen başlı başına Onur Ünlü’nün başarısı olarak belirmektedir.
Tabii, Onur Ünlü zaman zaman aldığı radikal kararlarla da gündeme gelmiştir. Leyla ile Mecnun’un hemen akabinde, siyah-beyaz olarak çektiği “Sen Aydınlatırsın Geceyi” isimli filmi, vizyona sokmak yerine, üniversitelerde yahut festivallerde izleyicisiyle buluşturmayı seçen Onur Ünlü, cesur adımlarıyla da farklı bir kişilik olduğunu ortaya koymaktadır.
Gelgelelim 2017 itibariyle, Onur Ünlü bir kez daha şaşırtıcı bir hamleyle karşımızda. Özellikle dijital platformların git gide gücünü yükselttiği şu günlerde o, tüm kanalları ve online mecraları elinin tersiyle iterek, YouTube’da diziye başlama kararı aldı. Elbette, daha öncesinde Sıfır Bir yahut Patlak Sokaklar gibi üst düzey YouTube dizilerine rastlamak mümkün. Ancak sektörün önde gelen bir ismini, böylesi büyük bir prodüksiyonla internette görmek, ilgi çekici bir durumu da beraberinde getirmektedir. Bölümleri 15’er dakika süren ve fantastik bir hikayeyi bizlere sunan Görünen Adam, hikayesinden ziyade, öncü olabilme potansiyeline bünyesinde barındırmasıyla fark yaratmaktadır.
En İyi Onur Ünlü Filmleri
Görünen Adam vesilesiyle tekrardan gündemde olan ve iki uzun metrajı da vizyona girmek için hazır kıta bekleyen Onur Ünlü’yü bu vesileyle tekrardan hatırlayalım ve dillere pelesenk olmuş filmlerine bir kez daha göz atalım istedik. Kafası farklı çalışan adam Onur Ünlü’nün en iyi filmleri karşınızda.
1 Polis (2006)
Onur Ünlü’nün ilk uzun metrajı olma özelliği taşıyan ve adıyla müsemma şekilde ilerleyen bir polisiyeyi huzurlarımıza getiren Polis, sürükleyici hikâyesi ve Haluk Bilginer’in başrolde ortaya koyduğu performans ile ilgi çekmeyi başaran bir film.
Film, cinayet büronun uslanmaz ve oldukça tecrübeli polisi Musa Rami’yi odak noktasına alır. Nitekim bu polis, teşkilatın efsanelerinden olmuş, adını katillerin korkulu rüyası yapmayı başarmış bir isimdir. Gelgelelim ki Musa Rami’nin 63. yaş gününde aldığı kötü haber, onun hayatının tümden değişmesine neden olacaktır. Çünkü o kanserdir ve pek de fazla uzun ömrü kalmamıştır. Musa Rami’yi bu süre zarfı içerisinde hayata bağlayan yegâne husus ise bir üniversite öğrencisi olan Funda’dır. Evet, Funda ona göre yaşça küçüktür ancak o, bu güzel kıza karşı duygularını kontrol edememektedir. Bu dakikadan itibaren Musa Rami, başındaki musibetlerden sevdiklerinin zarar görmemesi için var gücüyle savaşacak, bir yandan da güzeller güzeli Funda’yla hayata tutunmaya çalışacaktır.
Haluk Bilginer’in anbean oyunculuk dersi verdiği Polis, aynı zamanda Onur Ünlü’nün şimdilerde alıştığımız mizahi filmlerinden de oldukça farklı bir yerde durmaktadır. Nitekim usta yönetmen ilk uzun metrajında, izleyenlerini daha sürükleyici ve gizem sosu yüksek bir hikâyenin ortasına bırakmaktadır. Haluk Bilgiler filmleri arasında ise oldukça önemli bir yer edinmiştir.
Musa Rami gibi kült bir karakteri bizlere kazandıran ve “Şiddete meyyalim vallahi dertten” söylemini lügatimize yerleştiren Polis, Onur Ünlü sinemasının ilk halkası olması hasebiyle oldukça değerli bir noktada durmaktadır.
2 Güneşin Oğlu (2008)
Onur Ünlü’nün pratik zekâsının bir ürünü olan ve fantastik yapısıyla izleyenlerini içine çekmeyi başaran Güneşin Oğlu, ruhları özgür kalmış birtakım insanları odak noktasına alırken, sıra dışı hikâyesi vesilesiyle de eğlendirmeyi ihmal etmiyor. Bu özelliğiyle fantastik filmler arasında sinemamızın nadide örneklerindendir.
Emekli edebiyat öğretmeni Fikri Şemsigil, hayatı boyunca gerçekleşmesi muhtemel olan mucizesini bekleyip durmuştur. Günlerden bir gün, NASA’yı dahi teyakkuza geçirdiği söylenin güneş tutulması ise tam da Fikri Şemsigil’in beklediği mucizenin habercisidir. Nitekim bu olaydan sonra, onun ruhu özgür kalacak ve bedenler arasında dolaşmaya başlayacaktır. İlk başta fazlasıyla enteresan olan bu durum, git gide içinden çıkılmaz bir karmaşayı da beraberinde getirmektedir. Bu mucizevî hadiseyle birlikte, kendisi ile ilgili yeni bilgilere de vakıf olan Fikri Şemsigil için artık tek bir amaç vardır; o da gün batmadan önce kendi bedenine dönebilmek! Tabii bu, hiç de sandığı kadar kolay olmayacaktır.
Onur Ünlü’nün Cihangir’de bir kafede aklına düşen ve on gün gibi kısa bir sürede çekimlerini tamamladığı Güneşin Oğlu, sinemamızın son yıllardaki en sağlam fantastik film örneklerinden biri. Özellikle sıra dışı yapısını harmanladığı eğlencesi ile muadillerinden ayrılan ve başından sonuna kadar dikkat dağınıklığına mahal vermeyen film, bir yandan Onur Ünlü’nün keskin manevralarıyla içine çekerken, bir yandan güldürmeyi ihmal etmemektedir. Haluk Bilginer, Bülent Emin Yarar, Özgü Namal, Hümeyra gibi popüler simaların başrolünde yer aldığı film, a’dan z’ye bir bütün olmayı başarıyor ve harikulade bir ekip çalışması olarak huzurlarımıza geliyor.
3 Beş Şehir (2009)
Onur Ünlü sinemasının o ana kadar ki zirve projesi olan ve minimalist anlatısıyla türevlerinden ayrılan Beş Şehir, içinde barındırdığı farklı hikâyelerle çarpıcı bir anlatı haline dönüşüyor ve sürükleyiciğini anbean katlayarak ilerlemeyi başarıyor.
Birbirinden bağımsızmış gibi gözüken ancak birbirinin içine geçen hikâyeleri bizlere servis eden Onur Ünlü, toplumda karşımıza çıkması muhtemel karakterlerle realist bir anlatı ortaya koyarken, bir yandan da kendi sinemasına has fantastik unsurları bir kez daha huzurlarımıza getiriyor. Sahi, iki ayağı üzerinde yürüyen, insanlarla dertleşen, hatta ve hatta canı sıkıldığında sigara yakan bir kedinin olduğu film, tam da Onur Ünlü kafasını betimlemiyor mu?
Özellikle soluk sinematografisi ile dikkat çeken ve merkezine aldığı platonik aşk kavramıyla ilgi odağı olan Beş Şehir, anlatısını İstanbul dışına taşıyan ender filmlerden biri olma özelliği de taşımaktadır. Çekimleri İstanbul, Afyon ve Eskişehir’de yapılan film, hayatları oradan oraya savrulmakla geçen, insanların anlatısını önümüze getirirken, esasen hayatın içinden bir parça olmayı da başarmaktadır.
Onur Ünlü filmografisinin en kıyıda köşede kalmış işlerinden biri olan Beş Şehir, mizahın kapı dışarı edildiği, gerçekçiliğin had safhada yansıtıldığı bir film olma başarısı gösteriyor. Başrolünde yer alan Tansu Biçer, Beste Bereket, Ahmet Rıfat Sungar ve Bülent Emin Yarar’ın oyunculukları vesilesiyle de alkışı fazlasıyla hak etmektedir.
4 Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi (2011)
Kimisine göre aşırı acıklı, kimisine göre ise feci eğlenceli bir film olan Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi, sinemamızın en nadide kara mizah örneklerinden biri olarak huzurlarımıza gelirken, anbean kendisine hayran bırakmayı da başarmaktadır.
Film, tanınmış bir Anayasa Profesörü olan Celal Tan’ın sıkıntılı geçecek 65. yaş günü ile startını verir. O, eşinin vefatının ardından oldukça genç olan eski bir öğrencisi ile evlenmiş ancak nihayetinde de bu genç kadını öldürmüştür. Bu dakikadan itibaren Celal Tan’ın ailesi ile yaşadığı ilginç ve bir o kadar da absürt olaylara tanıklık ettiğimiz film, ciddiyetten uzak tavrıyla bir yandan güldürürken, diğer yandan da tiye aldığı politik hususlarla lafı da gediğine oturtmayı başarmaktadır.
Kara mizah türünde üretilen en leziz yerli filmlerden biri olma özelliği taşıyan Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi, tüm karanlık atmosferine rağmen üst düzey bir güldürü olmayı başarıyor ve izleyenlerine keyifli dakikalar yaşatmasıyla türevlerinden ayrılıyor. Nitekim filmi özel yapan hususlardan biri de 2011 yılında Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Senaryo ödüllerini kazanmasıdır. Bu ödüller, festivallerden dışlanan komedinin, tekrardan bu alanda başarılı olabileceğini göstermesi hasebiyle oldukça değerli bir noktada durmaktadır.
Başrollerini Selçuk Yöntem, Bülent Emin Yarar, Tansu Biçer gibi başarılı oyuncuların paylaştığı film, yalnızca güldürmeyen, aynı zamanda eleştirisini de gerekli yerlere gönderen bir iş olarak öne çıkmaktadır. Nitekim Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi’ni komplike bir hikaye haline getiren yegane husus da budur.
5 Sen Aydınlatırsın Geceyi (2013)
Bazı filmler vardır; nereden nasıl başlayacağınızı bilemezsiniz. İşte Sen Aydınlatırsın Geceyi de böylesine muazzam ve lezzetli bir iş. İçinde barındırdığı fantastik öğelerle türünün, ülkemizdeki medarı iftiharı konumunda bulunan ve aynı zamanda minimalist anlatısıyla da izleyenlerini büyüsüne ortak eden film, bir yandan absürtlüğü ile güldürmeyi başarırken, diğer yandan da dramatik yapısıyla ciddi bir seyirlik olmayı başarıyor.
Onur Ünlü, siyah-beyaz olarak anlatmayı tercih ettiği hikâyesinde, bu sefer kamerasını Akhisar’a çeviriyor ve oldukça ilginç bir kasabayı merkezine alıyor. Nitekim bu kasabada yaşayan herkesin farklı farklı özellikleri vardır. Kimi ölümsüzdür, kimi zamanı durdurur, kiminin cüssesi bir devi andırır, kimi ise uçabiliyordur… Ancak hiç biri de süper kahraman değildir! İşte böylesine enteresan bir kasabada yaşayan Cemal’in hikâyesinin anlatıldığı Sen Aydınlatırsın Geceyi, güçlü yazılmış karakterlerine ek olarak, kendine has bir şekilde anlattığı aşk hikâyesiyle de ilgi çekiciliğini arttırmayı başarıyor.
En başta demiştik ya; “Onur Ünlü kafası farklı çalışan bir adam” diye. İşte usta sinemacı, kafasının neden farklı çalıştığını Sen Aydınlatırsın Geceyi’de net bir şekilde ortaya koyuyor. Başka bir yönetmen yapsa, feci halde sırıtma potansiyeli taşıyan böylesi bir hikâyeyi, Onur Ünlü alıyor ve harikulade bir anlatıya dönüştürüyor. Bu da onun usta bir hikâyeci olduğu kadar, usta bir yönetmen olduğunu anlamamıza da yardımcı oluyor.
Başrollerini Ali Atay, Demet Evgar ve Ahmet Mümtaz Taylan gibi isimlerin paylaştığı Sen Aydınlatırsın Geceyi filmini özel kılan bir diğer durumsa vizyona girmemesi. Evet, Onur Ünlü biraz da tekelleşen dağıtım sistemini eleştirmek için filmini sinemalarda göstermeyi reddetmiş, bunun yerine festivallerde ve üniversite gezilerinde izleyicisi ile buluşmayı yeğlemiştir. Bu bile onun, ne denli aykırı bir isim olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
6 İtirazım Var (2014)
Polisiye, gizem, gerilim ve tabii ki komedi… Onur Ünlü filmografisinin en nefis filmlerinden İtirazım Var, sıra dışı bir imam olan Selman Bulut’un hikâyesini bizlere sunarken, bir yandan da sürükleyici bir cinayet soruşturmasıyla izleyenlerini baş başa bırakmaktadır.
Selman Bulut, imamı olduğu camiye gelmiş ve cemaatiyle birlikte namaz için saf tutmuştur. Ancak Salih Kalyoncu isimli bir tefecinin, namaz kıldığı sırada öldürülmesi olayları bambaşka bir boyuta taşıyacaktır. Tabii bu olayın bir yandan da Selman Bulut isimli bu nevi şahsına münhasır imamın izleyici ile tanışmasına da vesile olacaktır. Nitekim o, antropoloji yüksek lisansı yapmış, İncirlik Üssü’nde çalışmış eski bir boksördür. Ee, durum böyle olunca da Selman Bulut’un bu cinayet soruşturmasının peşine düşmemesi kaçınılmaz bir süreç halini almıştır. Keza cinayetin onunla olan bağlantısı da her şeyin tuzu biberi olarak belirmiştir. Bu dakikadan itibaren, bu sıra dışı imamın, Salih Kalyoncu’nun katillerini bulmak için verdiği amansız mücadeleyi izleyenlerine aktaran film, tüm bunların yanı sıra, güldürmeyi de ihmal etmemektedir.
Onur Ünlü’nün karakter yaratmadaki başarısını artık sağır sultan dahi duymuştur. Ancak onun tüm filmografisinde gördüğümüz en özel figürlerden biri de hiç şüphesiz Selman Bulut. Özellikle Serkan Keskin’in oyunculuğu ile gönüllerimize taht kuran Selman Bulut, bir kurgu karakterden ziyade gerçek olabilmeyi başarıyor ve deyim yerindeyse kanlı canlı bir şekilde karşımızda beliriyor. Bu da esasen filmin en büyük başarılarından biri olarak öne çıkıyor.
İtirazım Var’ı özel kılan hususlardan biri de en baba polisiyeye taş çıkaracak düzeyde vuku bulan heyecan dozajı. Nitekim finale kadar gizemini koruyan ve sürpriz sayılabilecek bir sahneyle kapanışını yapan film, bu yönüyle de muadillerinden ayrılmaktadır. Tabii tüm bu karanlık atmosferin altından filizlenen mizaha da ayrı bir parantez açmak gerekir. Nitekim Onur Ünlü, ondan beklenilen şekilde sakin ama absürt bir eğlenceyi izleyenlerine sunmasıyla da bir kez daha takdir kazanıyor.
Başrollerini Serkan Keskin, Hazal Kaya, Öner Erkan ve Büşra Pekin’in paylaştığı film, hem gülmek hem de üst düzey bir gizeme tanıklık etmek isteyenlerin kaçırmak istemeyeceği türden bir film olarak öne çıkarken, başından sonuna kadar düşmeyen temposu ile de alkışı fazlasıyla hak etmektedir.
En İyi Onur Ünlü Dizileri
Onur Ünlü’yü muadillerinden ayıran en önemli nokta, kendisini yalnızca beyazperdeye hapsetmemesinde gizlidir. O, yeri geldiğinde televizyon için de harikulade işler yapmış ve sevenlerinin gönlünü bir kez daha fethetmeyi başarmıştır. Pekâlâ, en iyi Onur Ünlü dizileri hangileridir? Dilerseniz hep birlikte göz atalım.
1 Leyla ile Mecnun (2011-2013)
Türk televizyonlarının en önemli yapı taşlarından biri olan, mahalleyi ele alışıyla, mizahıyla, absürtlüğüyle ve en önemlisi yer yer hortlayan ancak hepimizin bam teline oturan dramatik yapısıyla Leyla ile Mecnun, bu gözlerin görmüş olduğu en iyi birkaç yerli diziden biri olarak hala güncelliğini korumaktadır.
Türk Edebiyatı’nın efsanevi âşıklarından adını alan Leyla ile Mecnun, esasen bir modern zaman masalı olarak karşımıza gelmektedir. Ee tabii durum böyle olunca da absürtlüğün dibine vurmak hele ki Onur Ünlü ve Burak Aksak ikilisinin elinden çıkmış bir iş olunca, kaçınılmaz bir süreç halini almaktadır. Evet, Leyla ile Mecnun fazlasıyla eğlenceli bir diziydi, ancak onu özel yapan en önemli unsur samimiyeti ve yarattığı karakterlerdi. İsmail Abi, Mecnun, Erdal Bakkal, İskender Abi, Hırsız Yavuz o kadar bizdendi ki dizi bu nedenle toplumun her kesimine hitap etti ve birçoklarının gönlünü fethetti.
Birbirine sıkı sıkıya bağlı bir mahalleyi odak noktasına alan ve Mecnun’un Leyla’sına kavuşma sürecini izleyenlerine aktaran dizi, tüm bunların yanı sıra her bölüm vuku bulan gerçek üstü hadiseleriyle de oldukça farklı bir konuma yerleşmeyi başarmıştır. Nitekim Leyla ile Mecnun’u izlerken, İsmail Abi’nin atalarına saygı duyabilir, Dosteyevski’yi bir anda Kireçburnu’nda görebilir yahut kendinizi Mecnun’un beyninin içinde düzenlenen bir şarkı yarışmasında bulabilirsiniz. Başka bir projede olsa, sırıtacak bu durum, Burak Aksak’ın kalemi ve Onur Ünlü’nün harikulade yorumuyla oldukça eğlenceli bir hal alıp, üç sezon boyunca evlerimize konuk olmuştur.
Leyla ile Mecnun’u özel kılan diğer konu ise tam anlamıyla bir ekip işi olmasıdır. Senaryoyu yazan Burak Aksak’tan, Mecnun’u oynayan Ali Atay’a kadar herkesin bir bütün olması ve üzerine eklenen Onur Ünlü’nün yönetmenlik becerisi, bu projeyi yerli dizilerin nirvanası konumuna yerleştirmektedir. Üç sezon süren ve ekibin Haziran Direnişi’ne destek vermesi neticesinde yayından kaldırılan Leyla ile Mecnun, yarattığı birlik duygusuyla, eğlencesiyle ve yer yer ortaya çıkan arabesk ruhuyla, izleyen herkesin gönlünü kazanmayı bilmiş ve karakterlerini de hayranlarının sevgilisi yapmayı başarmıştır. Ne diyelim, belki paralel evrende bir yerlerde hala çayı Erdal Bakkal’da içenler vardır…
2 Şubat (2012-2013)
Onur Ünlü’nün TRT ile arasının iyi olduğu dönemlerde izleyicisi ile buluşan Şubat, karanlık atmosferi, ele aldığı karakterler ve sürprize gebe yapısıyla, televizyon ekranlarının gördüğü en spesifik işlerden biri olarak hafızlara kazınmayı bilmiştir.
Yapımcılığını Eflatun Film’in üstlendiği, senaryosunu Funda Alp’in kaleme aldığı Şubat, Onur Ünlü’nün tasarladığı bir projedir. Evet, Onur Ünlü birebir yönetmen koltuğunda oturmaz ancak yine de işin yönetim kısmında söz sahibidir ve nitekim onun dokunuşlarını da anbean dizi de görmek mümkündür. Fazlasıyla fantastik ve hayatın içinden bir hikâye olan Şubat, sokakta yaşayan ve toplayıcılık yaparak hayatlarını geçindiren bir grup insanın yer altındaki distopik hayatlarını huzurlarımıza getirirken, yarattığı oldukça özgün karakterlerle de seyir zevkini yukarı çekmeyi başarmıştır.
Şubat, Aziz Bey, Saltuk, Duble Davut ve Deli İbrahim gibi karakterlerin etrafına örülü olay örgüsü, esasen televizyon ekranlarının pek de aşina olmadığı bir yapı ile izleyenlerini selamlamaktadır. Özellikle oldukça iç karartıcı bir şekilde ilerleyen atmosferi ile ilgi odağı olmayı başaran dizi, Onur Ünlü’nün izleyenlerine armağan ettiği en farklı işlerden biri olarak da belirmektedir. Çünkü Şubat, her ne kadar hayatın içinden değilmiş gibi dursa da bizzat hayatın ta kendisidir. Nitekim bu noktada dizinin mottosunu hatırlatmakta da fayda var: “Yarayla alay eder, yaralanmamış olan”
Onur Ünlü’nün bir kontrol mekanizması olarak arz-ı endam ettiği Şubat’ın yönetmen koltuğunda Volkan Kocatürk oturmaktadır. 32 bölüm süren ve yarattığı özgün karakterlerle hafızlara kazınan Şubat, farklı hikâyesi, ezber bozan aurası ile eşine az rastlanacak türden bir iş olarak gönüllerimizi kazanmayı bilmiştir.
3 Ben de Özledim (2013)
Leyla ile Mecnun, 4. sezon senaryosu hazır olmasına rağmen siyasi nedenlerden dolayı bitirilmiş, ekip ise bir anda öylece ortada kala kalmıştı. Tabii ki onlar Leyla ile Mecnun gibi bir başyapıtı yaratan insanlardı ve öylece susamazlardı. Tam da bu noktada dizi sonrası ekibin ne yaptığını anlatan Ben De Özledim projesi doğdu ve çok sevdiğimiz bu deli dolu insanlarla bir kez daha televizyon ekranlarda buluşma şansına eriştik.
Ben De Özledim esasen, İşler Güçler’in başlattığı akımın bir devamı niteliğinde. Tanıdığımız, bildiğimiz oyuncuların, hatta yönetmenlerin ve senaristlerin kendi isimleriyle oynadıkları dizi, ekibin Leyla ile Mecnun sonrası nasıl hayatlar yaşadıklarına eğilirken, bir yandan da absürtlük sınırlarını zorlamayı ihmal etmemektedir. Bu diziyi özel kılan en önemli unsur ise Leyla ile Mecnun’un finalini içinde barındırmasıdır. Hani şu, Erdal Bakkal aslında tuzluk, İsmail Abi’nin ise pullu pullu bir Japon balığı olduğunun ortaya çıktığı o meşhur sahne…
Ekran ömrü pek uzun soluklu olmayan ve 13. bölümün sonunda sevenlerine veda eden Ben De Özledim, ekibin Leyla ile Mecnun ile olan duygusal bağını ortaya koyarken bir yandan da fazlasıyla kahkahayı attırmayı da ihmal etmemiştir. Onur Ünlü’nün yönetmen koltuğunda oturduğu ve aynı zamanda başrollerden biri olarak arz-ı endam ettiği dizi, Leyla ile Mecnun kadar olmasa da onun hatırasına gösterdiği saygı ile sevenleri tarafından keyifle izlenmiş ve ekibin kendi isimleriyle oynaması hasebiyle fazlasıyla ilgi çekmiştir.
4 Beş Kardeş (2015)
Onur Ünlü’nün eğlence ve dramı harikulade bir şekilde harmanladığı ve beş kardeşin kendi duygusal dünyasına doğru yolculuğa çıkardığı dizisi Beş Kardeş, başrolünde yer alan popüler oyuncular vesilesiyle ilgi odağı olmayı başarmıştır. Ana akım medya içerisinde ise tutunabilmeyi başaramamış, kısa süre sonra yayından kaldırılmıştır. Ne var ki dizi, içinde barındırdığı replikleri, samimiyeti ve Onur Ünlü’nün izleyenin bam teline dokunan yorumuyla hafızalara kazınmayı bilmiştir.
Sait, Nazım, Orhan, Turgut ve Aziz… İsimlerini Türk Edebiyatı’nın duayenlerinden alan beş kardeş, aynı evde yaşayan, ancak farklı hayatları olan insanlardır. Genç yaşta anne ve babalarını kaybeden, bu nedenle dört kardeşine ebeveyn olmak durumunda kalan Sait, ailenin en büyüğü ve sözü dinlenen tek kişisidir. Bu da esasen onu bu beş kardeşin en önemlisi konumuna yerleştirmektedir. Tabii, bu beş kardeşin hepsi, kendi hayatlarının kahramanıdır. Ancak akşam olup eve geldiler mi de hepsi bir hayatın figüranıdır. Tam bir aile komedisi olarak karşımıza gelen ve ayrı ayrı özellikleri, yaşantıları olan kardeşlerini odak noktasına alan Beş Kardeş, deyim yerindeyse bir Yeşilçam melodramını andıran tadıyla da birçoklarının gönlünü kazanmayı bilmiştir.
Serkan Keskin, Nadir Sarıbacak, Tansu Biçer, Fatih Artman ve Osman Sonant’ın başrolleri paylaştığı dizi, bir konakta yaşayan beş kardeşin masalsı öyküsünü anlatırken, bir yandan güldürüp bir yandan da hüzünlendirmeyi başarmaktadır. Özellikle Onur Ünlü’nün nevi şahsına münhasır dokunuşları ile seyir zevkini arttıran dizi, bünyesinde yer verdiği ebedi göndermelerle de tadından yenmez bir dizi olarak hafızlara kazınmıştır.
5 Görünen Adam (2017)
Onur Ünlü’nün som bombası olarak görücüye çıkan Görünen Adam, usta sinemacının bir uzun metraj film olarak düşündüğü ancak son anda yaptığı değişiklerle internet dizisine dönüştürdüğü bir proje olarak huzurlarımıza gelmektedir.
Popüler video izleme paylaşım adresi olan YouTube üzerinden izleyenleriyle buluşan Görünen Adam, her biri 15’er dakika olan bölümleri ile karşımıza gelirken, Onur Ünlü’nün fantastik kafasını bir kez daha önümüze getirmektedir. Farklı bir evrende geçen ve üçüncü kişilerin, yani bizlerin yalnızca ayna yardımıyla görebildiği insanların yaşadığı bu distopyada, farklı bir DNA yapısına sahip olan Eşref Şerif’in yaptığı deney sonucu kahramanımız Kurtuluş, görünen adam olur ve diğer insanlar tarafından görünemez. Anlatması bile oldukça zor olan bu konudan filizlenen Görünen Adam, şimdilerde altıncı bölümü ile malum adreslerde yerini almış durumda.
Naçizane yorum katmak gerekirse aceleye gelmiş ve fazla özenilmemiş bir dizi olarak bulduğum Görünen Adam, yine de Onur Ünlü kafasını sevenlerin izlemesi gereken fantastik bir iş. Özellikle fazlasıyla karikatürize olan karakterlerinin dizinin seyir zevkine negatif etki ettiğini de belirtmeden geçemeyeceğim.
Başrollerini Erkan Kolçak Köstendil, Selim Bayraktar, Osman Sonant ve Betül Akdeniz’in paylaştığı dizi, her ne kadar tarafımca pozitif eleştiriler alamasa da, online ortamda yaratabileceği akım nedeniyle değerli bir noktada durmaktadır. Nitekim ülkenin en önde gelen yönetmenlerinden birinin YouTube’a dizi yapmasından bahsediyoruz. Umarız ki Görünen Adam; gençleri ve diğer popüler isimleri internete dizi yapma konusunda cesaretlendiren, öncü bir proje olur ve Onur Ünlü’nün bu çabası da boşa gitmemiş olur!
işlem yapmak için
GCM Yatırım
yanınızda!
Paratic Haber
Paratic Piyasalar
