Göz teması kurmak, karşınızdaki insana duygularınızı aktarmanın en güzel yollarından bir tanesidir. Sosyal etkileşim sırasında, en güçlü bilgi kaynaklarımızdandır. Bir insanın gözlerinin içine bakarak o an neler hissettiğini ve size karşı olan duygularını anlayabilirsiniz.
Göz teması kurmanın yararlarını işinizde, ilişkilerinizde ve hatta yabancı insanlarda dahi görebilirsiniz. Yaptığınız konuşmaların karşınızdakinin ilgisini çekip çekmediğini dahi öğrenebilirsiniz. Cana yakın olan insanlar, genellikle göz teması kurmaya daha çok eğilimlilerdir. İnsanlara karşı tedbirli olan ve dışa dönük olmayanlar ise göz temasından kaçınmaya çalışırlar. Ayrıca yalan söyleyen insanların da göz teması kurmaktan kaçındıkları söylenenler arasındadır.
Bu konuda birçok dedikodu dolaşıyor. Örneğin; “bir insanın gözlerinin içine 10 saniyeden fazla bakarsanız, ya aşık olursunuz ya da karşınızdaki insanı öldürme isteği hissedermişsiniz.” Genel olarak, insanlar tanımadıkları kişiler ile 3.5 saniyeden fazla göz teması kurarsa rahatsız oluyorlarmış. Tabii, sinirli yapıdaki insanların fazlasıyla olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu 1 saniye dahi olabilir. Ancak bu kişi sevdiğiniz bir insan olunca, saatlerce göz teması içerisinde bulunabileceğinizi düşünürsünüz.
Peki, karşınızdaki insanın gözlerinin içine 4 dakika bakarsanız ne olur diye hiç merak ettiniz mi? Arthur Aron ve eşi Elaine Aron, araştırmaları için bu konuyu ele almışlar. Bunu yaparlarken de farklı çalışma grupları oluşturmuşlar. Gruplar şu şekilde:
- Birbirlerini hiç tanımayan iki insan
- 4. buluşmalarında olan bir çift
- 1 senedir beraber olan bir çift
- 5 senedir beraber olan bir çift
- 2 senelik evli çift
- 55 senelik evli çift
Araştırmacıların, çalışma gruplarının tepkilerini kaydettiği videoya aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Videoda gruplar, başlarda ne kadar heyecanlı olduklarından ve bu durumun garipliğinden bahsediyor. Sonrasında ise o beklenen uzun bakışmalar başlıyor… Zil sesi geldiğinde ise süre doluyor ve çiftler birbirlerine ne hissetiklerini soruyolar. İşte, en ilginci ise bu kısımda yaşanıyor. 4. buluşmalarında olan ve 1 senedir beraberlik yaşayan çiftimizin mutlulukları, zaten gözlerinden belli oluyor. Pek de fazla konuşmalarına gerek yok açıkçası. Diğer gruplarda ise söylenenler oldukça güzel ve etkileyiciydi. Öncelikle, 55 senedir evli olan çiftimizden başlayalım. Beyefendi karısına nasıl hissettiğini sorduğunda, aldığı cevap: “Garip, 55 yıllık evliliğimiz boyunca birbirimizin gözlerine hiç bu şekilde bakmamıştık, gerçi ben kan şekerini ölçmek için bazen bakıyorum” diyor. Aynı soruyu hanımefendi sorduğunda, beyefendi: “Bu kadar dikkatli bir şekilde bakınca, sana ne kadar ihtiyacım olduğunu ve bana neler ifade ettiğini anladım. Başka birisiyle olmayı hayal dahi edemem” diyerek hanımefendinin gönlünü bir daha kazanıyor. Birbirlerini daha önceden tanımayan çalışma grubundaki arkadaşlar, garip ancak ilginç bir şekilde, birbirlerine yakın hissetiklerini belirtiyorlar. Özetle, şöyle söyleyebiliriz: Araştırmaya katılan bütün çiftler, bu 4 dakikanın birbilerini yakınlaştırdıklarını ve çok güzel olduklarını ifade ediyor.
İnsanlarla mümkün oldukça göz teması kurmaya çalışın. Çünkü anlattıkları şeyleri dinlediğinizi göstermenin en iyi yolu budur. Ayrıca, siz konuşurken de karşınızdakinin gözlerinin içine bakmaya çalışın. Böylelikle karşınızdakini etkileme şansınız daha fazladır. Bakışlarınızla bir insanı rahatsız da edebilirsiniz, mutlu da. Bu, tamamen size bağlı olan bir şey!