Her Türlü Zorluğu Yenebilmek için Yapmanız Gerekenler

Hani şu her düştüğünde ayağa kalkmayı bilen, karşısına çıkan her türlü zorluğun karşısında dik durabilen mücadeleci ve güçlü insanları bilirsiniz. Yakın çevrenizde olmasa bile etrafınızda mutlaka böyle insanlar vardır. Çoğu kişiyi yıkabilecek olaylar karşısında bile sendelemeden yoluna devam eden ve sağlam duruşuyla herkesi kendine hayran bırakan insanlar. İşte bu kişilerin ne yapıp da bu kadar güçlü olabildiklerini merak etmeden duramayız. Bu güç, doğuştan mı gelmektedir; yoksa başka bir sırrı falan mı vardır?

Pes etmemekte keçi kadar inatçı olan ve ne olursa olsun gülümsemeye devam eden insanlar bunu nasıl başarmaktadır! Aslına bakarsanız onlar da bazı durumlar karşısında zorlanmakta, ama mücadele etmekten vazgeçmeyerek ilerlemeye devam etmektelerdir. Yani pek çok kişinin karaları bağlayıp oturmayı tercih ettiği durumlar onlar için çözülmesi gereken bir problem anlamına gelmektedir. Çünkü güçlü insanlar, başarının ancak bu şekilde elde edilebileceğinin farkına varmışlardır. Bu hayattaki başarı, insanların hepsinin güçlükler karşısında bir kaya kadar sağlam durdukları en açık gerçeklerden bir tanesidir.

Eğer siz de her türlü zorluğun karşısında dimdik durabilen insanlardan biri olmak istiyorsanız, o zaman değiştirmeniz gereken bazı düşünce tarzlarınız ve benimsemeniz gereken yeni alışkanlıklarınız olduğunu bilmelisiniz. Tüm benliğinizle inanarak sürdüreceğiniz bu alışkanlıklar sayesinde siz de hayranlık duyulan güçlü kişilikler arasına katılabilirsiniz. Şayet bunu gerçekten istiyorsanız, okumaya devam edin ve her türlü zorluğun karşısında asırlık bir çınar gibi durabilen insanların sırrını öğrenin.

İşte hayata karşı her zaman dik durabilmeniz için dikkat etmeniz ve yapmanız gereken şeyler:

Zamanın En Kıymetli Hazineniz Olduğunu Bilin!

Elinizdeki zamanın en kıymetli hazineniz olduğunu ve her saniye biraz daha azaldığını bilin. Evet, bunu tabii ki biliyorsunuz; ama siz benim ne demek istediğimi anlamış olmalısınız. Bir zorluk karşısında yıkılmanın, üzülmenin, ah vah etmenin size hiçbir faydası olmayacağını anlatmaya çalışıyorum. Bu şekilde yalnızca kıymetli zamanınızı heba etmiş ve o sırada yapabileceğiniz pek çok şeyden vazgeçmiş olursunuz. Eğer bunun farkına varabilirseniz, zorluklar karşısında yıkılmak yerine o zamanı mücadele ederek geçirmeniz gerektiğini anlayacak ve ister istemez bunun için çaba harcamaya başlayacaksınız. Sonuçta yerine yenisini koyamayacağınız tek şey zaman ve siz buna hak ettiği değeri kesinlikle vermelisiniz.

Kötüleri Bırakarak İyi Alışkanlıklar Edinin!

Zorluklar karşısında dik durabilmek için yapmanız gereken şeylerden biri de yeni ve iyi alışkanlıklar edinmeniz. Kötü olan tüm alışkanlıklarınızı bırakarak, bunların yerini iyi olanlarla doldurmanız. Örneğin; kötü beslenme alışkanlıklarından vazgeçerek kendinize yeni bir düzen oluşturmalısınız. Eğer varsa gece hayatını bırakarak, başarılı insanlar gibi erken yatıp erken kalkmayı alışkanlık haline getirmelisiniz. Sürekli borçlarınızdan şikayet ediyorsanız, kötü para harcama alışkanlıklarınızı bırakmalısınız. Bir şeyleri ertelediğiniz için başarısız olduğunuzu düşünüyorsanız, bunu bırakarak planlı davranmayı benimsemelisiniz. Anlayacağınız bütün kötü alışkanlıklarınızdan uzaklaşmalı ve yerine size faydası olacakları koymalısınız. Bu şekilde çok daha güçlü bir insan olacak ve zorluklar karşısında nasıl davranmanız gerektiğini çok daha iyi bileceksiniz.

Her Zaman Olumlu Düşünün!

Karşısına çıkan en ufak bir sorunda yerle bir olan ve ne yapacağını bilemeyen insanların en büyük hatalarından bir tanesi de budur. Onlar olumlu düşüncenin gücünü bilmedikleri için sürekli aynı hatayı yapmakta ve neden bu kadar güçsüz olduklarını anlayamamaktadırlar. Oysaki zayıflıklarının nedeni aşikardır. Onlar olaylara olumsuz düşünceyle yaklaştıkları için doğal olarak olumsuz sonuç elde etmekte ve ardından içten içe umdukları bu sonuç karşısında şaşırmaktadır. Yani hem kötüyü çağırıp hem de kötüye şaşıran bu insanlardan biri olmamak için her zaman olumlu düşünmeye çalışın. Hayatınızın her alanında bardağın dolu tarafına odaklanın ve sahip olduklarınızı asla küçümsemeyin!

Kendinize Yürekten İnanın!

Her türlü zorluğun karşısında asırlık bir ağaç gibi sapasağlam durabilmek istiyorsanız, kendinize gerçekten inanmalısınız. “Ben bunu asla yapamam, bir daha nasıl toparlarım ki elimdeki her şeyi kaybettim, daha kötüsü olmazdı…” gibi düşüncelerin hepsini aklınızdan silip atın. Karşınızda koca bir dağ da olsa, uğraşarak onu aşacağınızı ve ardındaki hedefe önünde sonunda ulaşacağınızı bilin. Tüm kalbinizle buna inanın. Çünkü her ne kadar klişe de olsa, inanmanın başarının yarısı hatta belki de daha çoğu olduğu şüphe götürmez bir gerçektir.

Uzlaşmacı Olun!

Hem özel hem iş hayatınızda uzlaşmacı olmayı prensip haline getirin. Müşterilerinizle, iş ortaklarınızla, sevdiklerinizle kısacası hayatınızdaki herkesle ortak bir nokta bulmaya çalışın. Problemler karşısında sorunu kesip atmak yerine, onu olabildiğince çok irdeleyin. Kaçmanın hiçbir zaman çare olmadığını, ancak üzerine giderek bir problemi halledebileceğinizi anlayın. İşte bunu alışkanlık haline getirdiğinizde, zorluklar karşısında çok daha farklı bir yaklaşım sergileyecek ve eskisine göre olayların içinden daha kolay çıkabildiğinizi göreceksiniz.

Minnettar Olmayı Öğrenin!

Karşınıza çıkan herhangi bir sorunda yerle bir olmak istemiyorsanız, minnettar olmayı öğrenmelisiniz. Gözünüzü açtığınız ilk andan itibaren şükretmeyi bilmeli, yeni bir güne uyandığınız için teşekkür ederek sahip olduklarınızın farkına varmalısınız. Dünyada milyonlarca kişinin başa çıkamadıklarınızdan çok daha büyük sorunlarla uğraştığını anlamalı, ufacık şeyler yüzünden motivasyonunuzun düşmesine izin vermemelisiniz. Hatta her günün sonunda yaşadığınız iyi şeyleri tek tek yazmayı deneyebilir, bu şekilde minnet duymak için ne kadar çok nedeniniz olduğunu açık ve seçik olarak görebilirsiniz.

Abartısız Yaşamayı Tercih Edin!

Yeteneklerinizin ve sahip olduklarınızın farkına vararak abartısız yaşamayı öğrenin. Durumunuz son model bir araba almaya müsait değilse, altından kalkamayacağınız borçlara girmekten uzak durun. Geliriniz lüks bir evde yaşamak için yeterli değilse, daha basit bir evde oturmayı deneyin. Gücünüz o an için hayal ettiğiniz işi kurmaya yetmiyorsa, beklemeyi ve hazırlık yapmayı öğrenin. Yani kendinize yapabileceklerinizden fazla sorumluluk yüklemeyin. Her şeyin bir zamanı olduğunu ve boyunuzu aşan sularda yüzmek için biraz daha deneyim kazanmanız gerektiğinin farkında olun. Yoksa yapamayacaklarınızın içinde çırpınıp durur, çırpındıkça da daha fazla dibe batmak durumunda kalırsınız.

Gerçek Mutluluğu Keşfetmeye Çalışın!

Mutluluğun parada, mevkide ya da somut şeylerde olduğunu düşünmekten vazgeçin. Belki çok zengin olmak istiyorsunuz; ama mutluluğun ne demek olduğunu bilmiyorsanız, tonlarca paranın bile bir işe yaramayacağını anlayın. Çünkü zorluklar karşısında güçlü durabilmek istiyorsanız, mutluluğun ne demek olduğunu bilmelisiniz. Yaşamın gerçek anlamını çözebilmeli, hayatınızdaki önceliklerinizi düzgünce belirleyebilmelisiniz. Gereksiz detaylardan kurtulup, temel noktalara odaklandığınızda güçlendiğinizi hissedecek ve mutlu biri olarak hiçbir şeyin sizi yıkmasına izin vermeyeceksiniz.

Planlı Davranmayı Alışkanlık Haline Getirin!

Çünkü bunu öğrendiğinizde hem karşınıza çıkabilecek olumsuzlukları azaltacak hem de olasılıklara karşı her zaman hazırlıklı olmayı öğreneceksiniz. Adımlarınızı düşünerek attığınızda, planlı davranmanın size ne kadar çok şey kattığını anlayacak ve güçlü insanların bir sırrını daha öğrenmiş olacaksınız. Her durumda bir B planı, hatta C planı olan insanlar ne kadar zor bir durumla karşılaşabileceklerini bildikleri için; gardını alır ve hiçbir zaman mücadeleye hazırlıksız yakalanmazlar. İşte siz de bunu öğrendiğinizde, zorluklar karşısında daha sağlam durmaya başladığınızı yaşayarak göreceksiniz.

Olaylara Farklı Açılardan Bakmayı Öğrenin!

Her türlü zorluğun üstesinden gelebilmek için olaylara farklı açılardan bakmayı öğrenmelisiniz. İçinden çıkamadığınız bir durumu enine boyuna ölçüp biçmeye çalışmalı, nerede hata yaptığınızı anlamak için uğraşmalısınız. Bulunduğunuz yerden göremediğiniz bir detayın farkına varabilmek için konumunuzu değiştirmeniz ve sorununuzdaki kör noktaları ortadan kaldırmanız gerektiğini anlamalısınız. Geniş bir bakış açısına sahip olmayı öğrendiğinizde, karşınıza çıkan devasa engellerin belki de ufacık sorunlar olduğunu öğrenecek ve küçük bir adımınızla tüm bunların üstesinden rahatlıkla gelebileceksiniz.

Yardım İsteyin!

O çok güçlü, o çok sağlam insanların da yaptığı gibi siz de başa çıkamadığınız bir durumda yardım istemeyi öğrenin. Bunun acizlik olmadığını ve dünyadaki herkesin bazen yardıma ihtiyaç duyduğunu bilin. Mesela, derin bir kuyuya düştünüz diyelim. Önce buradan tek başınıza çıkmanın imkansız olduğunu kabullenmelisiniz. Ancak kabullenmenin pes etmek olduğunu da düşünmemelisiniz. İçine düştüğünüz durumun farkına vardığınızda yapabileceğiniz tek şey, yardım istemek ve birinin size merdiven uzatmasını sağlamaktır. Çünkü sadece bu şekilde kör kuyudan kurtulabilir ve mücadele etmeye devam edebilirsiniz. Yani siz siz olun, başa çıkamadığınız sorunlar karşısında bir bilene danışmaktan çekinmeyin. Belki onun küçük bir hareketi, sizin kurtuluşunuzu sağlayacaktır. Denemeden bilmezsiniz, değil mi?

Kendinizi Zorlamayı Öğrenin!

Kuvvetli fırtınalar karşısında bile yolunuza devam edebilmek için yapmanız gereken şeylerden bir diğeri kendinizi zorlamayı öğrenmeniz. Peki, bunu nasıl yapacaksınız? Hemen söyleyeyim. Küçük alıştırmalardan başlayarak her gün biraz daha güçlenmek için çaba harcayacaksınız. Örneğin, normalden daha geç saatte uyuduğunuz bir günün sabahında alarmınızı 15 dakika erkene kurun. Ya da çok yorgun olduğunuz bir akşam, dışarı çıkıp 15 dakikalık bir yürüyüş yapmak için kendinizi zorlayın. Almak için öldüğünüz bir kıyafeti görmezden gelmeye çalışın. Yani ısrarcı olmayı alışkanlık haline getirin. Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmak için çaba harcayın. İşte bu şekilde yavaş yavaş güçlenecek ve sert rüzgarlar karşısında daha dik durabileceksiniz.

Düşün ama Hemen Toparlanın!

Tıpkı inatçı bebekler gibi, ne kadar çok düşseniz de her seferinde ayağa kalkmak için çaba harcayın. Oturup ağlamak yerine, kenardan köşeden tutunun ve hedefinizden hiç şaşmadan ilerlemeye devam edin. Evet, bazen canınız acıyacak. Bazen oturduğunuz yerden kalkmak istemeyeceksiniz. Bazen hüngür hüngür ağlamak, hatta belki de havlu atmak isteyeceksiniz. Ama ancak isteklerinize karşı çıktığınızda o hayran olduğunuz güçlü kişilikler gibi dik durabilirsiniz. İradenize söz geçirmeyi öğrendiğinizde, düşüşünüz ne kadar kötü olsa da tekrar ayağa kalkmak için çabalayacak ve çabalarınızın karşılığını mutlaka alacaksınız.

Gerektiği Zaman Rol Yapın!

O an hiçbir şeyle mücadele etmek istemeyebilirsiniz. Mücadeleyi bir kenara bırakın, kolunuzu kıpırdatacak haliniz bile olmayabilir. Evet, gün gelecek böyle durumlarla da karşılaşacaksınız. Ama burada yapmanız gereken şey, gücünüz olmasa bile varmış gibi davranmak. Mutlu değilseniz bile yüzünüze bir tebessüm yerleştirmek. Başarılı hissetmeseniz bile, sanki küçük dağları yaratmışsınız gibi davranmak. Anlayacağınız, rol yapmak! Çünkü bu şekilde ilk başta zorlansanız bile, kısa sürede büründüğünüz role alışacak ve gerçekliğine inanmaya başlayacaksınız. Yani o anlık bunalımlarınızı gerçeğe dönüştürmemiş olacaksınız.

Her türlü zorluğu yenebilmek için yapmanız gerekenleri bir bir inceledik. Gördüğünüz gibi hayranı olduğunuz güçlü kişiliklerden biri olabilmek için çaba harcamanız gerekiyor. Bazı şeylerden fedakarlık yapmanız ve emek harcamayı bilmeniz lazım. Belki burada bilmediklerinizi anlatmadım, ama yere sağlam adımlarla basmak için göz ardı ettiklerinizi hatırlatmak istedim. Umuyorum ki yukarıdaki maddeler üzerinizde tam da bu etkiyi yapmıştır. Geriye bunları hayatınıza uyarlayıp uyarlamamak kalıyor. Ama kaya gibi sert olmak istiyorsanız, değiştirmeniz gereken özelliklerinizi bir an önce şekillendirmeye başlamalısınız.