Dünyanın En Büyük 10 Marka Savaşı

Ticaret gerçek anlamda zorlu bir sektör. Bulunduğunuz iş kolunda tek olmadığınızı da düşünürsek zirvede kalabilmek, yüksek miktarda kar edebilmek için sürekli çabalamanız gerekiyor. Bazen aldığınız bir karar rakiplerinizin bir adım önüne geçmenizi sağlarken, bazen tam tersi bir etki yaratabilir. Kahraman bakkalın süper marketle olan mücadelesindeki orantısız rekabet ile karşılaşmamak için de oldukça güçlü olmalısınız.

Dünyanın dev markaları ise aralarındaki kıyasıya rekabetle dikkat çekiyor. Her biri kendi hedef müşteri tabanı için yarışır ve bu da işletmeler arasında rekabeti oluşturur. İş hayatında rekabet çok sağlıklı değil gibi görünse de her zaman kazançlı fırsatlar sunar. Kazanç ise 2 taraflı olarak vardır. Firma rekabet içerisinde olduğundan sürekli zinde kalması gerektiğinin farkında, müşteriler ise bu yarış neticesinde daha kaliteli ürünlere çok daha ucuz fiyatlarla sahibi olur. Aslına bakılırsa bu durumdan herkes karlı çıkıyor. Dilerseniz dünyanın dev markalarının verdiği kıyasıya rekabete sizler için hazırladığımız listede daha yakından göz atalım.

İşte karşınızda dünyanın en büyük 10 marka savaşı:

10 Nike – Reebok

Reebok ve Nike arasındaki savaş, 30 yılı aşkın bir süredir devam etmektedir. Nike’nin kurucusu Phil Knight, muhasebe mesleğini bırakarak 1895 yılında bir İngiliz markası olan Reebok ayakkabı markasını başlattı. Torunları 1958 yılında şirketin adını Afrika’da bir ceylan türü olan Reebok olarak değiştirdi. 1979 yılında iyi bir spor malzemesi dağıtıcısı olan Paul Fireman İngiltere’de bulunan ayakkabı markasını keşfetti. ABD’de bu kaliteli markayı satmak için 1984 yılında şirketi satın aldı.

İki marka arasındaki en çarpıcı farklardan biri müşterileridir. Reebok erkek ve kadın müşterilere odaklanırken; Nike, özellikle erkek tüketiciler üzerinde duruyor. 1987 yılında Reebok, Nike’ı devraldı. O zamandan beri iki marka da kendi markalarını temsil eden yüksek profilli sporcular ile satışlarını artırdı. Nike Michael Jordan ile Reebok Shaquille O’Neal ile güçlerini birleştirdi. Daha sonra ise Reebok Adidas tarafından satın alındı, yinede bu rekabet hiç bitmedi.

9 Marvel – DC

Rekabet muhtemelen arkadaş canlısı ikili için aşırı güçlü bir kelimedir. Fakat onların rekabeti bize olumlu yansıyor. Roman devlerinin rekabeti kaliteyi arttırıyor, böylece bu rekabetin sağlıklı olduğunu söyleyebilmemiz mümkün.

8 Nintendo – Sony

Bu rekabet 15 yıldır devam etmektedir. Sony, Microsoft ile meşgul olmasına rağmen, Nintendo Sony’nin belası olmaya devam ediyor.

Nintendo oyun kartları üreten bir marka olarak Japonya’da yolculuğuna başladı. 1970 yılına kadar bir oyun şirketi kurmayı düşünmüyordu. Bu sıralar Sony, Playstation’ı tanıttı. Sony 3D grafik ve CD desteği formatıyla oyun pazarına da hakim oldu. Buna karşılık Nintendo bu karmaşık dünyaya adım atarak N64’ü başlattı. Daha sonra 3 kat daha fazla satış yapan Sony’nin CD teknolojisi, Nintendo tarafından desteklenen kartuş tabanlı teknoloji olduğu ortaya çıktı. Günümüzde iki oyun şirketlerinin yeni modelleri birbirleri ile yarışıyor. Sony Playstation ile Nintendo Wii ile pazara hakim olmaya çalışıyor.

7 Lamborghini – Ferrari

İki süper araba şirketinin göze çarpan ortak bir şeyi var. Bu gösterişli ve son derece liks olan markaların ikisi de İtalyalıdır. Ayrıca logolarında da kendilerini temsil ettiğine inandıkları hayvanlar vardır. Bu iki dev şirketin arasındaki 47 yıllık kan davası devam ediyor. Tabi ki bu durum alıcılara da olumlu yansıyor.

6 Duracell – Energizer

Bu iki şirketin gücü oldukça sık kullandığımız elektronik aletlerden gelir. Peki, ikisi arasındaki fark nedir? Duracell 1960 yılların ortalarında açılmışken; Energizer, 18002lü yıllardan beri piyasanın içerisindedir. İki şirkette kendi ürününü satmak için maskot olarak bir tavşan kullanıyor. Aralarındaki savaş kıyasıya devam ediyor. Hatta son zamanlarda rekabeti destekleyen bir Facebook sayfası bile kurulmuş.

5 Disney Channel – Nickelodeon

Disney dünyada medya şirketlerinin devi olarak biliniyor. Fakat son zamanlarda iyiden iyiye başarısı artan bir şirket onlara başarı için daha fazla çalışmaları gerektiğini hatırlattı. Nickelodeon, yıllardır çocuk ve genç izleyicilerin hakim olduğu bir temel kablolu TV şovudur. Disney Nickelodeon’un başarısını engelleyebilmek için onların yöneticilerinden bazılarını kendi bünyesine kattı. Son zamanlarda ise Disney Hannah Montana ve High School Musical programlarıyla başarılara imza atmıştır, ama Nickelodeon Glen Martin DDS ve Spectacular ile kalitesini bir kez daha kanıtlamıştır. Bu rekabet uzun süre devam edeceğe benziyor.

4 Miller – Budweiser

Alkol ticaretinin rekabeti seven bir tarafı olduğu kesin. Özellikle bira ticareti oldukça rekabetçi ortam oluşturmaya müsaittir. Miller ve Budweiser şirketlerinin ikisi de pazarın yaklaşık yüzde 20’sine sahipler. Bu iki dev firmanın rekabeti 1980’lerin başında kafa kafayaydı. Ancak Miller, Miller Lite’in oldukça başarılı olmasıyla bu rekabette üstünlüğü ele geçirdi.

3 Steve Jobs – Bill Gates

Bugünde gördüğümüz gibi iki bilgisayar devi teknolojide çığır açmaya devam ediyor. Ne Gates’te ne de Jobs herhangi bir üniversitede eğitim almamalarına rağmen, ikisi de bilgisayar konusunda uzmandır. Gates, başlangıçta Windows’un işlerini güncel tutmak için ofis ve evlerde varsayılan işletim sistemi olarak kurguladı.

Apple ise 1997 itibariyle iflasa doğru giderken, Gates’in 150 milyon dolarlık yatırımı kabul edildi. Son 15 yılda ise Jobs, Apple ismiyle birçok akıllı telefon, müzik çalarlar ve tablet gibi ilgi çekici yeni teknolojileri piyasaya sürdü. İkili daima rakip olarak kabul edilirken, onlar gerçekte başarıları ile ün salmış iyi birer dosttur.

2 Burger King – McDonalds

20. yüzyılın ortalarından beri piyasada olan iki şirket McDonalds ve Burger King, birbirinin ciddi rakipleridir. İki fast food devi arasındaki yoğun rekabet, McDonald’s’ın kurucusu Ray Kroc tarafından şöyle özetleniyor: “Onlar boğularak ölecek durumda olsaydılar, ben onların ağzına hortum koyardım.”

1 Pepsi – Cola

Coca Cola ve Pepsi’nin rekabeti çok uzun solukludur ve hatta yarışa uygun isim bile koyulmuştur “Cola Savaşları”. İki meşrubat şirketinin savaşını ilginç kılan ise genellikle aynı hedef kitlesine hitap ediyor olmalarıdır. Coca Cola Noel döneminde reklamlara hakimdir ve “aile dostu” markası olarak karakterize edilmiştir. Diğer taraftan Pepsi, genç kitleyi hedef alarak kendi pazarını oluşturdu. Her iki şirket de kendi içeceklerinin reklamı için birçok ünlü ile anlaşma yaptı.

Rekabet şüphe yok ki kaliteyi arttırır. Aslında bu listeyi daha da uzatmak mümkün ancak buradaki markaların hepsi dünya pazarında oluşan büyük rekabetleriyle biliniyorlar. Ülkemiz markaları açısındansa özellikle tekstil sektörü bu duruma örnek verilebilir sanırım. Sizlerin aklına rekabetleriyle ünlü olan markalar geliyor mu?