Günümüzde esprilere konu olan internet kafeler, ilk açıldıkları dönemlerde ünlülerin bile ziyaret ettikleri, ulaşılması zor mekanlardı. Türkiye’de ilk olarak 1995 yılında Cyber Cafe adıyla Etiler’de açılan internet kafe, günümüzde sayısı 30 bini bulacak bu eğlence mekanlarının öncülerinden biri olmayı başarmıştı. 2000’lerin başında ülke çapında oldukça popüler mekanlar haline gelen internet kafeler genellikle, dönemin sosyal ağı mIRC, Half Life, Counter-Strike, Age of Empires, Red Alert, Warcraft ve GTA Vice City gibi bir dönemin bağımlısı olduğu oyunlarla çok daha popüler hale geldiler. Elbette ki daha sonra karşımıza gelen Silk Road, Knight Online, Diablo ve World Of Warcraft gibi MMORPG oyunları da mekanların vazgeçilmezleri arasında yer aldılar.
Fakat saymış olduğumuz bu oyunlardan şüphesiz ki en popülerlerinden biri Counter-Strike efsanesiydi. Valve Corporation tarafından yayımlanan ve Sierra Entertainment tarafından dağıtılan bu efsane, 1999 yılından bu yana hemen herkesi büyülemeyi başarmıştı. Harçlıklarımızı yoluna serdiğimiz, uğruna okuldan kaçtığımız, gecemizi gündüzümüze katıp saatlerce başından kalkmadığımız bu efsane video oyunu, 80’lerin sonlarında ve 90’ların başında doğan her bireyin gençliğine damgasını vurmuştur. Düşük grafiklerine, kolay ulaşılabilirliğine rağmen, efsane olmayı başarmış Counter-Strike’ın başarı hikayesini sizlerle paylaşmak istedik.
İşte karşınızda Counter-Strike efsanesinin başarı öyküsü:
Yan Oyun Olarak Başlayan ve Unutulmaz Bir Efsaneye Dönen Counter-Strike
Bir dönemin atari salonlarından çıkmayan gençleri, 1998 Kasım’ında Half-Life adında akıl almaz bir bilgisayar oyunu ile tanıştı. Yılın Bilgisayar Oyunu Ödülü’nü kazanan bu oyun, 14 milyon kopya satışı ile korsanlarından bile daha fazla satan tek bilgisayar oyunu unvanının da sahibidir. Bu etkileyici oyun çıktıktan sadece bir yıl sonra Min Le ve Jess Cliffe adındaki iki oyun geliştiricisi, terörist ve anti teröristlerin mücadelesine sahne olacak bir yan oyun geliştirmeyi kafaya koydular. Half-Life’ın oyun modu olarak çıkan bu FPS (Birinci Şahıs Nişancı) oyunu, kullanıcılar tarafından fazlasıyla beğenildi. Bu durum süper zengin oyun şirketleri arasında yer alan Valve Corporation’ın dikkatini çekti ve Counter-Strike’ın isim hakkını almaya karar verdi. Böylelikle yeni bir efsanenin doğuşu gerçekleşti.
Haritaları Oyuncular Tarafından Tasarlanan Efsanevi Bir Oyun
Counter-Strike oyununun, belki de böylesine beğeni toplamasının en büyük nedenlerinden bir tanesi de haritalarının oyuncuları tarafından geliştirilmesiydi. Halihazırda anti terör timi ve teröristler arasındaki bu çatışma, oyuncuların beğenisini kazanmışken, sadece tek haritanın olması büyük bir eksiklikti. Bu nedenle Lee ve Cliffe, yeni haritalar oluşturmaya karar verdiler. Ancak oyunun yaratıcıları, harita yapımında oldukça geç kalmışlardı. Çünkü Counter-Strike’ın oyuncuları çoktan yeni haritalar geliştirmişlerdi. Dust, Assault, Aztec, Inferno, Siege ve Nuke gibi haritalar, bu oyunun unutulmaz bir efsane haline gelmesini sağladılar.
Oyun Yaratıcısının Sesinden “Fire in the Hole!”
Counter-Strike dünyası, Valve Corporation’ın arkasındaki beyin olan Gabe Newell’in adı verilen Gabe gibi “Yüzlük Bot” olarak adlandırdığımız güçlü botların eklenmesiyle, çok daha eğlenceli bir oyun haline geldi. Elbette ki botların belirli repliklere ihtiyaçları vardı. “Go go go!” repliğiyle başlayan mücadele, “rager that (anlaşıldı)” cümlesiyle onaylanıyor, “enemy down (düşman indirildi)” ve “fire in the hole! (bomba atıyorum!)” bildirileriyle de şekilleniyordu. Bu seslere artık aşina olmuştuk; ama oyundaki botları kim seslendiriyordu? Oyunun yapımcılarından Jess Cliff tarafından seslendirilen Counter-Strike botları, ilerleyen dönemde “Türkçe öğrendiler.” Kurtarılmayı bekleyen rehinelerin “hadi çıkarın beni bu cehennemden” yakarışlarını hatırladıkça sizin de içiniz dağlanmıyor mu?
Counter-Strike’ın Türkiye’de Efsaneleşmesi
Türkçeleştirilmesiyle artık ailemizin oyunu “Kantır” haline gelen bu başyapıtın vazgeçilmez öğelerinden biri de oyuncuların karakterlerine vermiş oldukları takma isimler ya da nicklerdi. “Azrail”, “kR@l”, “polatalemdar”, “headshooter”, “nori counter” ve daha niceleri oyunu daha da sahiplendiğimizin göstergesiydi. Fakat oyunun en acımasız ekipmanları olan bombalar da oyuncular arasında klasikleşmiş bir diyalog olan “sis atma…” cümlesinin doğuşuna neden olmuşlardı.
OYUN TARİHİNDE EN PAHALI HATALAR İÇİN TIKLAYIN.
Flaş ve sis bombaları, bizleri canımızdan bezdirmiş olsa da bu ekipmanları kullanmadan duramazdık. Kurulan bombaları etkisizleştirdiğimizdeki mutluluk, “headshot” olarak adlandırılan kafadan vurma çabaları, “kesin hile var” diyalogları, duvarlara basılan damgalar, “ekran yapma” cümlesi, “bıçakla gel” diyip taramalıyla ateş etmek ve beklenilmedik anda bıçakla öldürülmek gibi durumlar da oyunla birlikte hayatımızın içerisine girmeyi başardı.
Satış Rakamlarıyla Counter-Strike
1999 yılında yaratılan Counter-Strike, hem dünyada hem de ülkemizde oldukça büyük bir başarı yakalamıştı. Günümüzde Grand Theft Auto V, Uncharted 4, Titanfall 2 ve Overwatch gibi üstün grafiklere sahip video oyunları piyasaya sürülse de bu oyun ile büyüyenler için Counter-Strike, halen daha dijital oyun tarihinin efsanelerindendir. Dünyanın en çok satan video oyunları arasında yer alan bu efsanenin, 2008 yılı itibariyle 498 milyonun üzerinde kopya satışı gerçekleşmişti. Elbette ki bu rakam, Counter-Strike’ın efsane oluşunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Counter-Strike Versiyonları
BETA versiyonuyla oyunseverlerle buluşan Counter-Strike, Version 1.5 ile efsaneleşti ve 1.6 ile gücünü daha da pekiştirdi. Elbette ki Counter-Strike’ın bu başarısı, devam oyunlarıyla gelecek nesillere de aktarılmalıydı. İlk olarak 2004 yılında Counter-Strike: Condition Zero karşımıza geldi. Seri, Counter-Strike: Source oyunu ile devam etti. Efsanenin en yeni versiyonu ise 2012 yılında Counter-Strike: Global Offensive adıyla karşımıza geldi.
Hatalarla dolu bir oyun olmasına rağmen Türk gençlerinin gönlünü fethedip, en sevilen bilgisayar oyunlarından bir tanesi haline gelen Counter-Strike’ın başarılarla dolu hikayesini sizlerle paylaşmak istedik. Çeşitli capslere ve esprilere konu olan Counter-Strike, halen daha en çok oynanan oyunlardan biridir. Peki, sizler de yazımızı okuduktan sonra arkadaşlarınızla toplanıp, birkaç el “Counter atmak” istemediniz mi?
Hayır arkadaşlarımda Counter atmak istemedim. Evet çok güzel oyunda 1-1.5 sene oynadım. Sadece bana zaman ve sağlığımın bozulmasına sebep oldu. Oyunların faydası olduğunu düşünmüyorum. Özellikle Türkiye’de Gençlerin oyun oynama gibi bir lüksü olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Türkiye’de ne olacağımız belli değil. Önceliğimiz yarına emin adımlarla basabilecekmiyiz ? Olmalı yoksa bir bakmıssın. CS’de 40 kill almışsın ama aynı sahneler senin ülkende yaşanıyor.