Paratic Haber: Ekonomi, Finans RSS Interactive

Politika Faizi ve Ekonomik Etkileri Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Merkez bankalarının ekonomideki faiz oranlarını belirlemek için kullandığı politika faizi nedir, yükselirse veya düşerse etkileri ne olur? Detaylar Paratic'te!
Politika Faizi ve Ekonomik Etkileri Hakkında Bilmeniz Gerekenler
YAYINLANMA ZAMANI
SON GÜNCELLEME
Yorum

Faiz, borçlanma açısından parayı belirli bir süre elinde bulundurmanın bedelidir. Bir başka deyişle; bir borç anlaşmasının satışı sonucunda elde edilen gelir oranıdır. Birçok faiz türü bulunurken, gerek dolaylı gerekse direkt olarak bunları etkileyen politika faizi nedir, ne işe yarar biraz inceleyelim.

Politika faizi, merkez bankasının resmi tabela faizidir. Bir hafta vadeli repo ihale faizi olarak da bilinir. Ekonomiyi büyük ölçüde etkileyen bu faiz, enflasyon ve döviz kurları üzerinde doğrudan kendini belli eder. Dolayısıyla büyük tartışmaları da beraberinde getirir.

Politika faiz nedir detaylarıyla ve örnekleriyle anlattığımız bilgilere şimdi göz atabiliriz:

Politika Faizi Nedir?

Politika faizi, merkez bankalarının istediği likiditeyi sağlamak amacıyla belirlediği orandır. Bu oran üzerinden bankalara kredi verir. Çünkü merkez bankası doğrudan konut, taşıt ve tüketici kredilerinin faiz oranlarını belirleyemez. Ancak bunları dolaylı bir şekilde etkileyebilir.

Merkez bankası politika faizinde değişiklik yaparak, bankaların para yaratma sürecini yani kredi maliyetlerini etkiler. Bu şekilde insanlar borç almaya istekli veya isteksiz olurlar. Sonucunda da para arzı kontrol edilmiş olunur.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ülkemizde politika faizini belirleyen tek kurumdur. Bankaların repo taleplerine politika faizi doğrultusunda cevap verir. Bankalar da repo yapmak için ellerindeki bonoları ve tahvilleri teminat gösterirler. Bu şekilde TCMB’den para temin ederler.

Bir Hafta Vadeli Repo İhale Faizi
Kaynak: TCMB

Bir başka deyişle siz bankadan bir kredi çekmek istediğiniz zaman, banka da merkez bankasından kredi çeker. Politika faizi de bankanın çektiği kredinin faizini oluştururken, siz de bankaya bir faiz ödemiş olursunuz.

Politika faizi merkez bankasının elindeki en güçlü silahtır. Elbette tek araç değildir, ancak piyasaları etkileyen en önemli gündem maddesi olduğu için herkesçe takip edilir. Her yılın sonunda bir sonraki yılın toplantı tarihleri açıklanır. Aylık bazda gerçekleşen toplantılardan birkaç gün sonra da tutanakları yayımlanır ve oranlar resmileşir.

Politika faizine ilişkin kararlar, ülkemizde Para Politikası Kurulu (PPK) tarafından alınır. Amerika’da ise ABD Merkez Bankası’nın (FED) komitesi Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) tarafından alınıyor. Bu kurul ve komiteler, enflasyon beklentilerini, döviz kuru gelişmelerini, maliye politikası göstergelerini, toplam arz-talep dengesini, kamu ve özel sektör fiyat davranışlarını ele alarak politika faizini belirlerler.

Politika Faiz Oranını Kim Belirler?

Politika faizi nedir başlığı altında merak edilen sorulardan biri de politika faiz oranını kimin belirlediğidir. Verilecek basit yanıt, politika faiz oranının her ülkenin merkez bankasının ilgili kurulu tarafından belirlendiğidir.

Yani ülkemizde politika faiz oranı TCMB’nin Para Politikası Kurulu’nca belirlenirken ABD’de karar FOMC tarafından alınır.

Yani Rusya politika faizi Rusya Merkez Bankası’nın Para Politikası Komitesi, Almanya politika faizi ise Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Para Politikası Kurulu tarafından alınmaktadır.

Kısacası faiz oranları, büyük ölçüde, hedef faiz oranını korumayı aktif olarak taahhüt eden merkez bankaları tarafından belirlenir.

Politika Faizi Neden Önemlidir?

FED’in açıklamasına göre faiz oranlarının önemli olmasının nedenlerinden biri, hanehalkı ve işletmelerin borçlanma maliyetleri ile harcama kararlarını etkilemesidir.

Örneğin daha düşük faiz oranları, daha fazla insanı yeni bir ev, otomobil veya ev tadilatı için borç almaya teşvik edecektir.

Daha düşük oranlar işletmeleri de yeni ekipman satın alma, tesisleri güncelleme veya daha fazla işçi çalıştırma gibi genişlemeye yatırım yapmak için borç almaya yönlendirir.

Daha yüksek faiz oranları ise tüketiciler ve işletmeler tarafından bu tür borçlanmalar için kısıtlayıcı olacaktır.

Fed, maksimum sürdürülebilir istihdam, düşük ve istikrarlı enflasyon ile ılımlı uzun vadeli faiz oranları gibi koşulları gerçekleştirmeye yönelik zemini oluşturmaya yardımcı olmak için faiz oranlarını belirlemeye çalışır.

Politika Faizi Nasıl Belirlenir?

TCMB’ye göre Merkez Bankası’nın kullandığı politika faiz oranına ilişkin kararlar Para Politikası Kurulu (PPK) tarafından alınır. Faiz kararları alınırken, orta vadeli bir bakış açısıyla, gelecek dönem enflasyon görünümüne odaklanılır.

Aynı zamanda dışsal şokların enflasyon üzerindeki geçici etkilerine anında tepki verilmemesi ve orta vadeli hedeflere vurgu yapılarak politika tepkisinin zamana yayılması ilkesi benimsenir.

PPK faiz kararı alırken, toplam arz-talep dengesi, maliye politikasına ilişkin göstergeler, parasal göstergeler ve kredi büyüklükleri, ücret, istihdam, birim maliyet, verimlilik gelişmeleri, kamu ve özel sektör fiyatlama davranışları, enflasyon beklentileri, döviz kurları ve bunları etkileyebilecek gelişmeler, olası dışsal şokların analizi ve Merkez Bankası bünyesindeki ekonomik tahmin sisteminden elde edilen projeksiyonları içeren geniş bir bilgi kümesinden yararlanılır.

Küresel olarak bakıldığında kısa vadeli faiz oranları yine merkez bankaları tarafından belli başlı göstergelere göre belirlenir. Bir hükümetin ekonomik gözlemcileri, istikrarlı fiyatlar ve likidite sağlamaya yardımcı olan bir politika oluşturur.

Bu politika rutin olarak kontrol edilir, böylece ekonomideki para arzı ne fiyatların artmasına neden olacak kadar büyük, ne de fiyatların düşmesine neden olabilecek kadar küçük olur.

Para politikası yapıcıları dengeyi kurmak için faiz aracını kullanır. Para arzını azaltmak isterlerse, faiz oranını yükseltirlerken para arzını artırmak isterlerse faiz oranını düşürürler.

Politika Faizinin Ekonomi Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Politika faizindeki değişimler tüm ekonomideki aktivite seviyelerini ve dolayısıyla enflasyonu etkilemektedir. Etki, çeşitli kanallar aracılığıyla ve genellikle bir miktar gecikmeyle iletilir.

Basitleştirmek gerekirse, politika faizinin ekonomiyi ve enflasyonu talep kanalı, döviz kanalı ve beklentiler kanalıyla etkilediği söylenebilir.

Talep kanalıyla etkide, faiz oranı seviyeleri yükseldiğinde, hanehalkı ve işletmelerin tüketim ve yatırım için daha az parası olur. Ayrıca birçok firma için yatırım yapmak daha az ilgi çekici hale gelir çünkü krediler daha pahalıyken üretilen mal ve hizmetlere talep azalmıştır.

Düşük talep, daha düşük üretime ve daha az işe (istihdam edilen kişi sayısı azalır ve işsizlik artar) yol açabilir, bu da ücret ve fiyat enflasyonunu azaltabilir. Talep kanalıyla iletilen bir politika faizi artışı, kural olarak enflasyonun olması gerekenden daha düşük olmasına yol açmaktadır.

Döviz kanalıyla etkide ülkenin para biriminde artış ya da azalış olabilir. Örneğin FED politika faizi tüm dünyanın aksine artıyorsa dolar talebi artabilir ve dolar değer kazanabilir. Aynı zamanda ABD’den yapılan ihracat döviz bazında daha pahalı hale gelirken ithalat daha ucuz hale gelir.

Sonuç olarak, döviz kanalıyla iletilen bir politika faizi artışı, daha ucuz ithal mallara ve ücretlerle fiyatlar üzerinde daha az baskıya yol açmaktadır.

Beklentiler kanalında çalışanlar-işletmeler fiyatların önemli ölçüde artacağını beklerse, genellikle düşük enflasyon beklentisine kıyasla daha yüksek ücret artışı talep ederler.

Enflasyon beklentileri aynı zamanda döviz kuru hareketlerini de etkiler ve bu da fiyatlarla ücretler üzerinde etki yaratır. Yüksek enflasyon beklentileri bu nedenle yüksek enflasyona katkıda bulunur. Düşük enflasyon beklentilerinde ise tam tersi geçerlidir.

Politika Faizi Artarsa Ne Olur?

Politika Faizi Artarsa Ne Olur?Politika faizinin artması, bankanın daha yüksek bir faizle borçlanması anlamına gelir. Bu şekilde borçlanma isteğinin azaltılması amaçlanır. Bir başka deyişle talebin arzı geçmeye başladığı dönemlerde faizlerde artışa gidilebilir. Politika faizinin artırılması, daraltıcı ya da sıkı para politikası olarak da anılır.

Politika faizi yükselirse ne olur sorusunun yanıtı en basit haliyle kredi maliyetlerinde yükseliştir. Daha yüksek faiz oranları, kredileri hem işletmeler hem de tüketiciler için daha pahalı hale getirir ve sonunda herkes faiz ödemeleri için daha fazla harcama yapar.

Amaç genellikle para arzını kısmak ve yüksek enflasyonu düşürmektir. Zaten politika faizi enflasyon ilişkisi de 2022 sonrası sıklıkla duyulur hale gelmiştir.

Politika faizi mevduat faizi ilişkisinde ise paralellik olduğu görülür. Çünkü politika faizinin artması sonucunda kredi ve mevduat faizleri de artar.

Bankalar yüksek faiz ortamında borçlanmak istemeyecekleri için merkez bankasından alacakları fonu düşük tutarlar. Dolayısıyla siz de bankadan kredi çekmek istediğinizde ya çok yüksek faize maruz kalırsınız ya da çeşitli engellerle karşılaşarak ret cevabı alırsınız.

Basit olarak merkez bankasının faiz artırım veya indirim kararı alması, tamamen arz-talep ilişkisine bağlı olarak değişir. Yani ülke ekonomisinde paranın azaldığı ve talebin arttığı bir durum söz konusuyla faizler yükselir.

Bu duruma farklı bir açıdan göz atalım: Eğer bir merkez bankası faiz artırım kararı alıyorsa o ekonomide enflasyonun yüksek olduğu, risklerin yükseldiği ve likiditenin yani para arzının çok da iyi olmadığı anlaşılır.

Faiz artırımının vatandaşın cebine etkisi ise şu şekilde açıklanabilir: Bir ülkede enflasyon yükseliyorsa merkez bankasının faiz oranlarını artırması beklenir. Bu beklentiler oluştuğu zaman vatandaşlarda iki eğilim gözlemlenir. Bunlardan birincisi, faiz yükselmeden düşük bir oranla borçlanmakken, ikincisi enflasyonun daha da yükseleceği beklentisiyle malı bugünden daha düşük bir fiyattan satın alma eğilimidir.

Politika Faizi Düşerse Ne Olur?

Politika Faizi Düşerse Ne Olur?Bir ekonomide paranın bollaştığı ve talep edenin de arz kadar fazla olmadığı durumlarda faiz düşecektir. Benzer şekilde bir merkez bankasının faiz indirim kararı alması, talebi artırarak bollaşan likiditeyi dengelemek istediği anlamına gelir. Politika faizinin indirilmesi, genişletici para politikası olarak anılır.

Faizlerin indirilmesiyle kredi faizleri düşer, vatandaş daha rahat borçlanır, daha fazla harcama yapar, yatırımlar ve istihdam artar. Dolayısıyla ekonomi büyür. Ancak bunun sonucunda talep enflasyonu da artmaya başlar. Bu durumu ülkemizde sıklıkla “enflasyonla büyüme” olarak duyuyoruz.

Ülkemizde faiz indirimi ve enflasyon artışı konusunda yaşanan çelişki de burada ortaya çıkıyor. Normal ekonomi dinamiklerine göre enflasyon beklentileri düşmeden politika faizi düştüğü zaman, piyasada faizler düşmüyor. Çünkü piyasa faizleri belirlenirken, sadece merkez bankasının belirlediği politika faizi etkili olmuyor.

Enflasyonist beklentiler ve ileriye yönelik riskler de piyasa faizinde etkili oluyor. Dolayısıyla merkez bankasının politika faizini indirmesiyle orta ve uzun vadede enflasyonist beklentiler nedeniyle piyasa faizleri artmaya devam ediyor.

Konuya teorik olarak baktığımızda politika faizi düşerse;

  • Tasarruf miktarı azalır,
  • Kredi miktarı artar,
  • Borsa olumlu etkilenir,
  • Dolar yükselir,
  • Ticaret hacmi artar.
  • Yerel para birimi cazibesini yitirir.

Genişleyici para politikasında stagflasyon da öne çıkmaktadır. Çünkü stagflasyona çözüm olması amacıyla işsizliği düşürmek için genişleyici maliye politikası izlenir. Tersine enflasyonu azaltmak için daraltıcı para politikası uygulanmalıdır. Böyle durumlarda ülkenin merkez bankası ile hükümetinin işbirliği içinde olması son derece önemlidir.

Politika Faizi Döviz Kurlarını Nasıl Etkiler?

Basitçe bu durum, paranın değerini doğrudan etkiler. Faiz oranlarının düşürülmesiyle para arzı artar. Dolayısıyla paranın bollaşması sonucunda yerel para değer kaybeder. Faiz arttığında ise para arzı azalır ve sonucunda yerel para değer kazanır.

Bu durumu şu şekilde de ifade edebiliriz. Bir ülkenin merkez bankası faiz artırımına gittiği zaman, ülkenin parasına yatırımcı ilgisi artar. Çünkü yerel para diğer dövizlere göre daha fazla faiz geliri sunar. Dolayısıyla hem yerli hem de yabancı yatırımcı yerel para birimine geçer. Dolayısıyla yerel paraya talebin artması, değerinin yükselmesini sağlar.

Merkez bankası faiz indirdiğinde ise yatırımcılar faizin daha yüksek olduğu dövizleri, yerel para birimine tercih etmeye başlar. Dolayısıyla yerel para, diğer dövizler karşısında güç kaybeder.

Son olarak politika faizi konusunda örnekler verelim. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 19 Kasım 2020 tarihinde Naci Ağbal başkanlığındaki ilk Para Politikası Kurulu toplantısında 475 baz puanlık faiz artırımı açıklamıştı.

Naci Ağbal 475 Baz Puan Faiz Artırımı
Kaynak: Paratic Piyasalar

Bu kararla politika faizi yüzde 10,25 seviyesinden yüzde 15’e yükseltildi. Karar öncesinde 8,5 lira zirvesine kadar yükselen dolar kuru, kararla birlikte 7,50 liraya kadar indi. Piyasa beklentisiyle birlikte başlayan düşüş eğilimi, Şubat 2021’e kadar devam etti.

Naci Ağbal Faiz Artırımı Uzun Vadeli Etki
Kaynak: Paratic Piyasalar

Bu toplantının en önemli yanlarından birisi de politika faizinin belirlenme şekli oldu. Bu toplantıda tüm fonlamanın, temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar verildi. Faiz yönetiminde sadeleşme olarak tanımlanan bu karar ile faiz koridoru yerine fonlama politika faizi üzerinden yapılmaya başlandı.

TCMB tarihinden bir faiz indirimi örneğine de göz atalım. TCMB 21 Ekim 2021 tarihli Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki PPK toplantısında piyasa beklentisinin aksine sürpriz bir şekilde 200 baz puanlık faiz indirimi kararı alınmıştı.

Şahap Kavcıoğlu Faiz İndirim Kararı
Kaynak: Paratic Piyasalar

Politika faizi yüzde 18’den yüzde 16’ya indirilmişti. Piyasa beklentilerinde ise 100 baz puanlık bir indirim yapılabileceği konuşuluyordu. Bu kararın ardından dolar kuru 9,50 sınırına kadar yükselerek tüm zamanların zirvesini kaydetti. Hatta bu kararla başlayan yükseliş eğilimi, uzun vadede dolar kurunu 18,40 lira zirvesine kadar taşıdı.

Şahap Kavcıoğlu Faiz İndirimi Uzun Vadeli Etki
Kaynak: Paratic Piyasalar

Özetlemek gerekirse; politika faizlerinde yapılan değişiklikler, piyasadaki oyuncuların borç alma ve borç verme maliyetlerini değiştirir. Hem bankaların uyguladığı faizleri hem de tahvil, hisse senedi gibi varlıkların değerini etkiler.

Faizler, bireylerin ve kurumların kaynaklarını tasarrufa ya da harcamaya yöneltmesinde belirleyicidir. Faizin düşük olduğu bir ortamda tasarruf üzerinden elde edilecek gelir de düşük olacağı için harcama eğilimleri artacaktır. Faizin yüksek olduğu dönemde ise yatırımlardan elde edilecek gelir artacak ve harcamalar azalacaktır.

Politika Faizi Tüketici Harcamalarını Nasıl Etkiler?

Merkez bankaları, bir ülkedeki hedef faiz oranlarını ayarlayarak, ekonomi sıcakken borçlanma maliyetini artırmak için yükseltir ve ekonomi durgunken borçlanmayı daha ucuz hale getirmek için düşürür.

Faiz oranları yükseldiğinde, tüketiciler harcamak yerine tasarrufa yönelir.

Oranlar düştüğünde, insanlar artık tasarruf etmeyi istemeyebilir, bunun yerine harcamak ve yatırım yapmak, hatta düşük faiz oranlarında tüketmek için kredi almak isteyebilir.

Yani faiz oranlarındaki bir artış, tüketicileri daha yüksek getiri oranları elde edebilecekleri için tasarruflarını artırmaya yönlendirebilir. Buna karşılık faiz oranlarındaki bir düşüş ise tüketicileri satın almaya, kredi çekmeye ve yatırım yapmaya yönlendirebilir.

Politika Faizi Yatırımları Nasıl Etkiler?

Para politikası, bir ülkenin merkez bankası tarafından ekonomide dolaşan para miktarı ve bu paranın değeri ile ilgili olarak uygulanan stratejileri ifade eder. Para politikasının nihai amacı uzun vadeli ekonomik büyümeyi sağlamak olsa da merkez bankalarının bu amaca yönelik farklı hedefleri olabilir.

Yatırımlar da politika faizi nedir, ne iş yarar sorularında öne çıkan konulardandır. Politika faizi ne işe yarar yanıtlarında da olduğu gibi para arzı için düzenleyicidir.

Mesela bir durgunluk sırasında merkez bankasının faiz oranlarını düşürmesi, ekonomiye para ve likidite eklemedi yapar. Bu da yatırım ve tüketimi teşvik ederek varlık fiyatları üzerinde genel olarak olumlu bir etki yaratır.

Para politikasının yatırımlar üzerindeki etkisi, dolaylı olduğu kadar doğrudan da olabilir. Doğrudan etki, faiz oranlarının seviyesi ve yönü aracılığıyla olurken dolaylı etki ise enflasyonun nereye gittiğine ilişkin beklentilerden kaynaklanır.

Politika Faizi ve Borsa İlişkisi Nedir?

Politika faizi ve borsa arasındaki ilişki de merak edilen konular arasında yer alıyor. Çünkü sıkı para politikası, yatırımları ve risk iştahını düşürürken borsa üzerinde negatif etki yaratıyor. Bunun yerine altın ve dolar gibi güvenli limanlar için alımlar artıyor.

Genişlemeci para politikası ise tersine hisse senetleri gibi riskli varlıklar için iştahı destekliyor. Bu durum yatırımcı duyarlılığını daha da artırarak borsayı pozitif etkiliyor.

Borsa dahil tüm piyasaların, yerel ve küresel politika faizi kararlarını izlemesinin nedeni de bu durum. Mesela dünyanın en büyük ekonomisi ABD’nin FED’i, faiz oranını değiştirdiğinde hem ekonomiyi hem de borsaları etkiler.

Çünkü borçlanma bireyler ve işletmeler için az ya da çok pahalı hale gelir. Öte yandan faiz oranı değişikliklerinin borsa üzerindeki herhangi bir etkisi genellikle hemen görülürken, ekonominin geri kalanı için herhangi bir yaygın etkinin görülmesi yaklaşık bir yılı bulabilir.

Daha yüksek faiz oranları, kazançları ve finans sektörü hariç hisse senedi fiyatlarını olumsuz etkileme eğilimindedir.

Peki, hisse senetleri için iştah neden azalır? Şöyle ki daha yüksek borçlanma maliyetleri ve daha az gelir, bir şirketin gelecekteki nakit akışlarını düşürür. Çünkü sıkı para politikası ortamında, şirketin büyümesi de kârlılığı da artacaktır.

Dolayısıyla şirketin hisse senedi fiyatı da düşecektir. Yeterli sayıda şirketin hisse senedinde değer kaybı olmasıyla tüm piyasa ve kilit endeksler de gerileyecektir.

Bununla birlikte bazı sektörler, parasal sıkılaşmadan olumlu etkilenir. En çok fayda sağlama eğiliminde olan sektörlerin başında finans sektörü gelmektedir.

Bankalar, aracı kurumlar, ipotek şirketleri ve sigorta şirketlerinin kazançları genellikle faiz oranları yükseldikçe artar çünkü borç verme için daha fazla ücret talep edebilirler.

Sıkça Sorulan Sorular

  • Politika faizi ile piyasa faizi arasındaki fark nedir?

    Politika faizi, bir ülkenin merkez bankası tarafından belirlenen ve bankaların kredi alabilecekleri faiz oranıyken piyasa faizi olarak bilinen banka faizi, bankalar tarafından belirlenen orandır.

  • Politika faizi düşürme veya artırma kararı ne zaman uygulanır?

    Politika faiz oranında ayarlama yapma kararı, ülkenin para arzı, enflasyonu ve ekonomik büyümesine müdahale ihtiyaçlarında alınır.

Size daha iyi hizmet verebilmek için Yasal Mevzuat çerçevesinde, veri politikalarımızda belirtilen amaçlarla sınırlı olmak üzere çerezler (cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgi ve izin iptali ile ilgili olarak Gizlilik Politikamızı inceleyebilirsiniz.

Ayrıntılar
Sponsorlu | 2023/4Ç Kar/Zarar %36.13/63.87%
Yatırımlarınızı GCM Yatırım Aracılığıyla Yönetin
Kişisel Yatırım Temsilciniz ve Piyasa Analizlerine Ücretsiz Ulaşın