Onlar ebeveynlerinin yaşama sebepleri, mutluluk nedenleri, en güçlü motivasyon kaynaklarıdır! Onlar anne babalarının dünyaları, kelimelere sığdıramayıp belirli bir anlam yükleyemedikleridir! Evet, hiç şüphesiz çocuklar anne babaların en değerli varlıklarıdır ve insan bu dünyadaki en çok değer verdiği varlığın mutlu olması için her şeyi yapar, değil mi? Elbette yapar! Yani bu konuda sanırım hiç kimsenin en ufak bir şüphesi dahi yoktur. Tamam, çocuklarımızı mutlu etmek bizim en büyük isteklerimizden bir tanesi, bunu zaten biliyoruz. Sevildiklerini hissettirmek, onların mutlu ve başarılı yetişkinler olmalarını sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Ama bir dakika! Acaba bunu gerçekten yapıyor muyuz? Yani çocuklarımızı mutlu etmek için diyorum, gerçekten gerektiği kadar çaba gösteriyor muyuz? Yoksa 21. yüzyılın şu hiç bitmeyecek meşguliyetleri içerisinde sadece kendimizi mi kandırıyoruz?
Çocuklarımıza pahalı oyuncaklar alarak, onları oyalanmaları için türlü türlü kurslara göndererek, birlikte vakit geçirmek denildiğinde sadece alışveriş merkezlerindeki renkli ve gürültülü oyun salonlarını düşünerek acaba vicdanımızı mı rahatlatıyoruz? Zaten çoğumuz akşama kadar çalışıyor, günün büyük bölümünü çocuklarımızdan ayrı geçiriyoruz. Peki, eve döndüğümüzde ne yapıyoruz? Tek kelime edecek halimiz kalmadığı için günün sonuna kadar yolumuzu gözlemiş çocuklarımızı hayal kırıklığına uğratıyoruz. Belki bunu istemeden yapıyoruz, ama çoğu zaman onlarla adam gibi iki çift laf bile etmiyoruz. Elimizden geldiğince onlarla ilgilendiğimizi düşünüyor, ama pek çoğumuz aslında yeterli öz veriyi göstermiyoruz. Oysaki onların en çok ihtiyaç duydukları şey bizim sevgimiz. Her akşam cebimizden çantamızdan çıkardığımız çikolatalar, bebekler ya da arabalar değil!
Tabletler veya telefonlar da değil! Çizgi filmler ya da bilgisayar oyunları da değil! Aslında onların yüzünü güldürebilecek tek şey bizim sevgimiz! Sevildiklerini hissettirebilmemiz! Bir çift kuru öpücük ya da sözle değil! Onlar için gerçekten gerçek bir şeyler yapmamız! Çünkü her ne kadar tersi düşünülse de çocuklar öyle kolaylıkla kandırılabilecek varlıklar değil. Onlar gerçek sevgi ile sevgi kırıntıları arasındaki farkı hemen sezerler. Aklınızın onda olmadığını hemen anlar ve belli etmeseler bile bundan olumsuz yönde etkilenirler. Evet, demek istediğim ya da bugün sizlere hatırlatmak istediğim şey çocuklarınıza gösterdiğinizi düşündüğünüz sevgi! Onlar için ayırdığınız zaman ve enerji! Hayatınızın en değerli varlığına ne kadar sevildiğini nasıl hissettirdiğiniz! Tabii ki bu soruların cevabını sadece siz verebilirsiniz. Ve olur da kendinizi yetersiz hissedersiniz diye ben burada aklınızın bir kenarında bulundurabileceğiniz bazı önerilerden bahsetmek istiyorum. Hem kendinizi hem de çocuğunuzun mutlu edebileceğiniz eğlenceli yöntemler üzerine fikir alabileceğinizi düşündüğüm tavsiyeleri hemen şimdi sizinle de paylaşacağım. Tabii uygulayıp uygulamamak tamamen size kalıyor! İsterseniz, daha fazla vaktinizden çalmadan, bu mutluluk ipuçları neymiş bir bir öğrenelim.
- Yemek saatlerinizi eğlenceli hale getirin. Gülen yüzlü omletler, salatalar, meyve pastaları yapın. Beslenme çantasına koyduğunuz muzun üzerine eğlenceli şekiller çizin. Yaratıcılığınızı kullanarak çocuklarınızın daha keyifli ve mutlu bir şekilde yemek yemesini sağlayabilirsiniz.
- Birlikte oyuncak yapmak için uğraşın. Bu hem sizi eğlendirecek hem de çocuğunuzu mutlu edecektir. Mesela; karton kutulardan, renkli fon kağıtlardan sevimli evler yapabilirsiniz. Ya da güzel arabalar, mutfaklar, uzay gemileri tasarlayabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey birazcık emek, birazcık da zaman ayırmaktır!
- Eğer hala yapmadıysanız, evinizin bir duvarını çocuğunuzun resimleriyle donatın. Bebekliğinden başlayarak, şu ana kadar olan bütün güzel anlarından oluşan güzel bir kolaj çalışması yapın. Çünkü çocuklar, içinde oldukları fotoğraflara kesinlikle bayılırlar. Hatta birlikte alışverişe çıkın ve onun zevkine uygun renkli çerçeveler alın. Tüm gününüzü bu eğlenceli dekorasyon işine ayırarak mutlu bir biçimde geçirebilirsiniz.
- Birlikte her akşam kitap okuyun. Çocuğunuzun yaşına uygun bir kitap seçin ve yatmadan önceki yarım saatinizi bu faydalı aktivite için ayırın. Çocuğunuzun yaşı ona kitap okumak için fazla büyük olsa bile bunu yapabilirsiniz. Her ikiniz de zevkinize uygun bir kitap seçebilir, yan yana uzanarak birlikte okumanın keyfine varabilirsiniz.
- Daha önce hiç yaptınız mı bilemiyorum, ama hem çocuklarınızı hem de kendinizi mutlu etmenin eğlenceli bir yolu daha var. Ne mi? Kostümler! Evet, kostüm giyerek çocuklarınızı gerçekten eğlendirebilirsiniz. Bunun için gidip öyle pahalı kostümler almanıza gerek de yok! Eminim, evinizde kostüm olarak kullanabileceğiniz kıyafetler vardır. Hiçbir şeyiniz yoksa eşinizin kıyafetlerini giymeyi deneyebilirsiniz. Düşünsenize, sabah çocuğunuzu uyandırmaya gittiğinizde karşısında yıllardır alıştığı annesini değil de babasının kıyafetleri içerisinde şöyle bıyıklı koca göbekli birini görüyor. Sizce de gülmekten yerlere yatmaz mı?
- Hikaye uydurma oyunu oynayın. Birbirinize sırayla hikayeler anlatın. Çocuğunuz bunun için çaba harcarken onu dikkatle dinlemeye ve ilgilendiğinizi göstermeye çaba harcayın. Bu şekilde hem yaratıcılığını güçlendirecek hem hayal gücünü geliştirecek hem de sizinle vakit geçirdiği için kendisini iyi hissedecektir.
- Onun en sevdiği yemeği yapın ya da çocuğunuzu yemeğe çıkartın. Tamam, sağlıklı beslenmesini istiyor olabilirsiniz; ama arada sırada canının istediklerini yemesine izin vermelisiniz. Biz bile hamburgerler, pizzalar, dondurmalar karşısında nefsimize sahip olamazken onlar nasıl bunu başarsınlar ki? Yani her zaman olmasa da arada sırada çocuğunuzu şımartabilirsiniz.
- Ona küçük sürprizler yapın. Mesela, yastığının altına yeni bir kitap koyun. Masasının üzerine güzel bir toka, sevimli bir oyuncak araba, tarzını yansıtan bir tişört ya da ne bileyim aklınıza gelen herhangi başka bir şey bırakın. Sürpriziyle karşılaştığında yüzüne yayılacak gülümse kesinlikle paha biçilemez olacaktır.
- Ona ait eşyaların üzerine ismini yazın. Mesela, tabağının üzerine bu Ali’nin Ayşe’nin… tabağı gibi çıkartmalar yapıştırın. Su şişesinin üzerine, odasının kapısına, dolabına, bornozunun üzerine… Bu şekilde hem ona ne kadar sevildiğini hissettirmiş hem de evinizi daha çok yuvası olarak görmesini sağlamış olacaksınız.
- Birlikte gidebileceğiniz aktivitelere katılın. Çocuk gösterilerine, kaliteli tiyatro oyunlarına, filmlere, konserlere, spor müsabakalarına… Küçük yaşta ona sosyalleşmeyi öğretin. Her yere tek başına giden ebeveynlerden biri olmak yerine, ailecek bir şeyler yapmayı bilen bilinçli ebeveyn olun.
- Onun hayat hikayesini anlatacağınız bir kitap yaratın. Kitabın kapağını çocuğunuzun bebeklik resimleriyle kaplayın. Üzerine de onun hayat hikayesi olduğunu yazın. Kitabın en başına çocuğunuzun doğum kilosunu, boyunu, ilk dişini ne zaman çıkardığını, ne zaman yürümeye başladığını ve benzeri bilgileri yazın. Küçük kısa cümlelerle çocuğunuzu anlatın. Geri kalan sayfalara da en sevdiğiniz fotoğrafları yapıştırıp, her birinin altına fotoğrafın çekildiği güne ait aklınızda kalanları yazın. Büyük annesinin, büyük babasının, teyzesinin, dayısının, arkadaşlarının, kedisinin, köpeğinin, yani çocuğunuzun hayatındaki herkesin onun kitabında yer almasına özen gösterin. Bu çocuğunuzun bir grup insanın parçası olmasını anlamasına yardımcı olacak ve onu gerçekten mutlu edecektir.
- Kendi aranızda görev paylaşımı yapın. Evet, bu şekilde hem onun oyalanmasını sağlayacak hem sorumluluk bilincini geliştirecek hem de işlerinizi hafifleterek çocuğunuz için daha çok enerji harcayabileceksiniz. Tabii, burada onu çok zorlamayacak yaşına uygun görevler verdiğinizden emin olun. Mesela, her gün balıklara yem vermek onun görevi olsun. Ya da siz yemekleri hazırlarken o da masayı hazırlasın. Belki siz öyle düşünmeyebilirsiniz, ama çocuklar kendilerine bir görev verilmesinden gerçekten hoşlanırlar. Bu şekilde işe yaradıklarını ve onların da yerine getirilmesi gereken sorumlulukları olduğunu düşünürler.
- Belki işiniz için bunu sürekli yapıyorsunuz. Peki, çocuklarınız için yapmayı daha önce hiç düşündünüz mü? Sunum yapmayı diyorum! Evet, siz de bu iş için birkaç saatinizi ayırarak çocuğunuza eğlenceli bir slayt gösterisi hazırlayabilirsiniz. Hatta yapabilirseniz, ailenizi anlatan küçük kısa filmler oluşturabilirsiniz. Emin olun, hoşuna gidecektir. Hatta belki de bundan sonraki uyku arkadaşı onun için hazırladığınız slayt gösteriniz olacaktır.
- Birlikte fidan dikin, çiçekleri sulayın, toprakla uğraşın. Kendi bahçeniz yok diye çocuğunuzu toprakla uğraşmaya hasret bırakmayın. Gidin ve gönüllü ağaçlandırma çalışmalarına katılın. Balkonunuzu küçük bir seraya çevirin. Çocuğunuzun toprağı sevmesini, bir çiçeğe iyi bakıldığında onun insana nasıl güzel karşılık verdiğini anlamayı öğretin.
- Onun her zaman yanında olduğunuzu hissettirin. Zor bir sınava mı girecek, kalem kutusunun içine ilham verici sözler yazın. Okulda bir gösteriye mi katılacak, kostümünün üzerine onu mutlu edecek küçük bir not bırakın. Yanına belki de bir tane çikolata! Ne olursa olsun, elini her uzattığınızda sizin orada olacağınızı içinden hissetsin.
- Birlikte dans edin! Şöyle canlı, hareketli bir şeyler açın ve kendinizi müziğin ritmine bırakın. Koltukların üzerinde zıplamasına, dilediği gibi hareket etmesine izin verin. Emin olun, bu ikinize de iyi gelecek. Nefes nefese kalacak, ama kahkahalara boğulacaksınız.
- Dışarı çıkın ve onunla oyun oynayın. Hem artık günler de uzadı. Artık havanın kararması ya da soğukluğu gibi bahaneleriniz de yok. Yani işten geldiğiniz gibi eşofmanlarınızı üzerinize geçirin ve kendinizi dışarı atın. Çocuğunuzla basketbol oynayın, teke tek maçlar yapın, parka gidin, saklambaç oynayın, ip atlayın artık ne istiyorsanız onu yapın. Hem bu şekilde evinize bütün günün stresini atmış olarak girebilirsiniz.
- Birlikte yemek yapın. Ortaya çıkartacağınız şey neye benzer bilemiyorum, ama mutfağınızda oluşacak karmaşayı düşünmemeyi başarabilirseniz, emin olun ki bundan çok keyif alırsınız.
- Tamam, havalar henüz denize girecek kadar ısınmadı biliyorum; ama kapalı havuzlara giderek çocuğunuzla istediğiniz kadar suyun tadını çıkartabilirsiniz. Hatta eğer yüzme bilmiyorsa, onunla aileler için açılan yüzme kurslarına katılmayı düşünebilirsiniz. Yaz için bundan daha mantıklı ve eğlenceli bir hazırlık olamaz, değil mi?
- Çocuğunuzu sevginizi göstererek şımartacağınızı sakın ola düşünmeyin. Çünkü hala bu saçma düşünceye inanan ebeveynler olduğunu biliyorum. Yani fırsat buldukça onu öpün, koklayın, sarılın, ona onu sevdiğinizi söyleyin ve çocuğunuzun sevgi dolu bir ortamda büyümesi için uğraşın. Eğer onun da size sarılmasını, size sevgisini göstermesini istiyorsanız, bunu yapan önce siz olmalısınız. Çünkü ona sevmeyi en iyi öğretecek kişi kesinlikle sizsiniz.
Bu listeye eklenebilecek daha bir sürü şey var tabii ki ama ben yazıyı burada noktalamak istiyorum. Çünkü üzerine basmak istediğim noktayı çoktan anladığınızı düşünüyorum. Sonuçta yukarıdaki önerilere bağlı kalmak zorunda değilsiniz. Bunlar size sadece hem çocuğunuzu hem de kendinizi mutlu etmek için ne kadar çok farklı yol olduğunu gösterebilmek için! Yani akıp giden şu zamanınızın ve sahip olduğunuz en değerli varlığın kıymetini bilin.
Yazi da her sey çok net anlatmış.
?
Bunu bir ebeveyn değil bir çocuk okuyor. Ne vardı bunu ben değilde ailem okusaydı…