“Aklımızda oluşan her düşüncenin geleceğimizi şekillendiren parçalar olduğunu biliyor musunuz?” diyor Amerikalı yazar Louise Hay. Bu sözüyle kesinlikle farkına varmamız gereken bir gerçeği dile getiriyor. Çünkü düşüncelerimiz, hayata karşı bakış açımız ve yaklaşımımız gerçekten yarınlarımızı belirleyen en önemli unsurlar oluyor. Peki, ya siz bu gerçeğin farkında olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Yani diyorum ki içinde bulunduğunuz ana, geçmişinize ve belki de hepsinden önemlisi geleceğinize nasıl bakıyorsunuz? Hayır hayır, bunu bir iş mülakatında karşılaşabileceğiniz “kendini 5 yıl sonra nerede görüyorsun?” sorusu gibi düşünmeyin. Soruyu yanıtlamadan önce kendinizi gelecekte nasıl düşündüğünüzün sadece sizi ilgilendireceğini ve bu düşüncelerinizin kimse tarafından yargılanamayacağını bilin.
Eğer gelecekle ilgili düşüncelerinizin daha çok karamsar fikirlerden oluştuğunu görüyorsanız, o zaman büyük ihtimalle geleceğinizin de aynı doğrultuda şekilleneceğini bilirsiniz. İşte bu nedenle de kendinizi bilmem kaç sene sonra nerede ve nasıl gördüğünüz sadece ama sadece sizi ilgilendirir. Kaldı ki zaten en önemli şey de budur. Yani yarınlara daha umutlu gözlerle bakmanız, ne bana ne patronunuza ne de ailenize borçlu olduğunuz bir şeydir. Kısacası, gelecek hakkında olumlu düşüncelere sahip olmayı bir tek kendinize borçlu olduğunuzu bilmelisiniz. Çünkü başınızın üzerindeki kara bulutlar ancak bu şekilde sizi terk edebilir. Hep ters giden hayatınız ancak bu şekilde yoluna sokulabilir. Ödeyemediğiniz borçlar ancak bu şekilde üstesinden gelinebilir. Ulaşmak istediğiniz hayaller ancak bu şekilde gerçeğe dönüşebilir. İşte bu nedenle geleceğe olumlu gözlerle bakmak sadece kendinize borçlu olduğunuz bir şey diyorum.
Geleceğe karşı bakış açınız bu nedenlerden dolayı çok önemli ve yine bu nedenlerden dolayı olumlu olmak zorunda. Şayet güzel bir hayat yaşamak istiyorsanız, düşüncelerinize bu gerçeğe göre yön vermelisiniz. İşinize, arkadaşlarınıza, ailenize, yaşadığınız yere, geçtiğiniz yola, kısacası yaşantınıza karşı daha pozitif yaklaşmalısınız. Yarınlarınız üzerine hayaller kurarken “hayatım hep böyle olacak, asla tam anlamıyla mutlu olamayacağım, hiçbir zaman istediğim başarıya ulaşamayacağım” demek yerine, düşlerinizi bir gün mutlaka gerçekleştireceğinize inanmalısınız. Çünkü ancak bu şekilde hak ettiğiniz ve istediğiniz yaşama kavuşabilirsiniz. Peki, geleceğe daha olumlu bakmak için ne mi yapmalısınız? İşte hemen şimdi bunlardan bahsedeceğiz. O zaman artık başlayalım, değil mi?
Düşüncelerinizi Gözden Geçirin!
Geleceğe daha olumlu bakmak için öncelikli olarak yapmanız gereken şey düşüncelerinizi tek tek gözden geçirmek! Yani ilk etapta sizi olumsuz düşünmeye sürükleyen nedenleri, hangi konularda daha negatif olduğunuzu anlamak için uğraşmalısınız. Kendinize “neden yarınlara umutlu bakamıyorum” diye sormalı ve bu soruya tüm samimiyetinizle cevap bulmalısınız. Yanıtlarınızda kendinizi kandırmaktan vazgeçmeli, aslında ortada çok daha büyük bir neden varken negatif bakış açınızın nedeni olamayacak bahaneler üretmek gibi bir hata yapmamalısınız. Mesela; “geleceğe olumlu bakamıyorum, çünkü bana asla istediğim kadar para kazandırmayacak ve hiç sevmediğim bir işte çalışıyorum” dememelisiniz.
Zira sizi negatif düşünmeye iten neden bu olamaz. Geleceğe karşı yaklaşımınızı belirleyen neden asla bu kadar basit bir şey olamaz. Eğer çalıştığınız işten dolayı istediğiniz hayata kavuşamayacağınızı düşünüyorsanız, onu değiştirmeniz gerektiğini de düşünmelisiniz. Demek istediğim, olumsuz düşüncelerinizin ardında saklı olanı görebilmeniz gerekiyor. Mutsuz bir evliliğiniz varsa ve sırf bu yüzden geleceğinize umutla bakamıyorsanız, o zaman gerekeni yapmalısınız. Kısacası, bu durumun altında yatan gerçek nedeni bulabilmelisiniz. İşte bu nedenle de tekrarlayarak söylüyorum ki yapmanız gereken ilk şey düşüncelerinizi gözden geçirmek!
Kara Bulutların Yerine Bembeyaz Pamuk Gibi Olanları Koyun!
Yarınlarınız hakkında pozitif düşünmek ve geleceğinizi istediğiniz gibi şekillendirmek istiyorsanız, yapmanız gereken bir diğer şey de bu. Hani bir önceki adımınızda düşüncelerinizi ve sizi öyle düşünmeye iten nedenleri bulun demiştim ya, işte şimdi de o bulduklarınızı ortadan kaldırmanız gerekiyor. Yani “istediğim hayata asla kavuşamayacağım çünkü yeterince güçlü değilim,” diyorsanız; o zaman yeterince güçlü olmak için uğraşmalısınız. “Negatif düşünmekten kurtulamıyorum, çünkü hiçbir zaman işler istediğim gibi olmadı,” diyorsanız; o zaman geçmişi bir kenara koyarak yarınlarınızın güzel olacağına inanmalısınız. Aklınızdaki her bir negatif düşüncenin yerine olumlu olanı koymalı, nasıl düşündüğünüzün nasıl yaşadığınız üzerinde ne kadar etkili olduğunu bilerek bunun için çaba göstermelisiniz.
Tamam, belki hayat size şimdiye kadar istediğiniz hiçbir şeyi vermemiş olabilir. Ama bunun nedeni ne olursa olsun kendinizi ve yaşanmışlarınızı affetmeli, yeni bir başlangıç yapmak için kararlı olmalısınız. “Susadım, ama bardakta bir damla bile su yok” demek yerine “suya nasıl ulaşabilirim” demelisiniz. Ya da “geleceğe dair karamsarım çünkü çok borcum var” demek yerine “borçlarımdan kurtulmak için ne yapmalıyım” diyebilmelisiniz. Çünkü negatif düşünmeye devam ettiğiniz sürece başınız şanssızlıklar silsileden kurtulmayacak ve o kara bulutları tepenizin üzerinde kovmak için hiçbir şey yapmamış olacaksınız. İnanın bana, sizi negatif düşünmeye iten o kara bulutlar gerçekten istenmediklerini anlamadıkları sürece yanınızdan ayrılamayacaklardır.
Yaratmayı Bilin!
Yaratmayı bilin, derken ne mi söylemek istiyorum? Bir şeyler üretmenizi, negatif düşüncelerden kurtulmanın en iyi yollarından birinin de yaratıcılığı kullanma olduğunu söylüyorum. Bu dediğimi, kendinizi her kötü hissettiğinizde aldığınız kararlardan vazgeçmek üzere olduğunuz her sezişinizde yapabilirsiniz. Mesela; bir enstrüman çalabilir, bir şeyler karalayabilir, resim yapabilir, dikiş nakış işiyle uğraşabilir, ilmik ilmik negatif düşüncelerinizden uzaklaşmak için örgü örebilir ve yaratıcılığınızı ortaya koyabileceğiniz daha pek çok farklı yöntemi kullanabilirsiniz. Bahçenizi düzenlemek, yemek yapmak, evinizin şeklini değiştirmek ya da başka bir şey! Ne yaptığınız fark etmez. Yeter ki yaratıcılığınızı kullanın ve yeni bir şey ortaya çıkarmanın o muhteşem gücünü içinizde hissedin. Zira bunların size ne kadar iyi geldiğini göreceğinizi rahatlıkla garanti edebilirim.
Korkularınızla Yüzleşin!
Korkularınızla kesinlikle yüzleşmelisiniz, çünkü bütün o negatif düşüncelerin altında yatan neden aslında görmezden geldiğimiz korkularımızdır. Sınavı geçememek, iş hayatında başarılı olamamak, mutsuz bir evliliğin kurbanı olmak, yalnız kalmak, parasızlık çekmek ve bunlar gibi daha sayısız korkumuz yüzünden kendimizi negatif düşüncelere teslim ederiz. Korkularımızla yüzleşmek yerine onları görmezden gelmeye çalışır, bu şekilde iyileşebileceğimizi düşünerek hata yaptığımızı fark etmeyiz. Oysaki yapılması gereken şey, negatif düşüncelerin altında yatan korkuların farkına varmaktır. Ama nedense çoğumuz gerçeklerle yüzleşecek kadar cesaret gösteremeyiz. Kendimize başarısız olmaktan ölesiye korktuğumuzu itiraf edemez, ama aslında bunu gizleyerek zaten başarısızlığa mahkum olduğumuzu anlayamayız.
Aslında işin özü ne biliyor musunuz? Yarınlara daha umutlu bakabilmek için korkularımızla yüzleşmeyi öğrenmeliyiz. Sınavı geçememekten mi korkuyoruz, bunun dünyanın sonu olmadığını, belki şansımızı bir kez daha deneyebileceğimizi, belki de bizi bekleye çok daha güzel şeyler olduğunu düşünmeliyiz. İşimizi kaybedip parasız kalmaktan mı korkuyoruz, para kazanmak için binlerce farklı yol olduğunu düşünmeli, sağlığımız yerinde olduktan sonra istediğimiz kadar çok para kazanabilme şansına sahip olduğumuza inanmalıyız. Sonuç olarak; korkularımızı saklamak yerine onlara karşı farkındalığımızı arttırır ve özgürlüğümüzü kısıtlayan şeylerin neler olduğunu anlarsak, olumsuz düşüncelerden kurtulmak bizim için çok daha kolay hale gelir.
Gerektiğinde Yardımınıza Koşacak Motivasyon Kaynakları Bulun!
Geleceğe daha olumlu bakmak için yapabileceğiniz bir diğer şey de bu! Yani kendiniz için gerektiği zaman yardımınıza koşacak motivasyon kaynakları bulmalısınız. Yine negatif düşüncelerin esiri olduğunuzu hissettiğinizde, yine karamsarlığın her bir hücrenizi ele geçirdiğini düşündüğünüzde sarılıp güç alabileceğiniz bir şeyleriniz olmalı. Başucunuzdan ayırmayacağınız teşvik edici kitaplarınız, hatta daha da iyisi kendi cümlelerinizden oluşan bir ilham listeniz olmalı. Evet evet, belki de size en iyi gelecek cümleler kendi kaleminizden çıkanlardır. Hemen şimdi “kendime not” diye başlayarak pozitif düşünmek için zor zamanlarınızda neler yapmanız gerektiğini bir bir yazmalısınız. Çünkü sizi en iyi tanıyan kişi yine sizsiniz ve nasıl sözlerden daha çok güç alabileceğinizi en iyi siz biliyorsunuz. Mesela; kendinizi mücadele etmekten yorulmuş hissettiğinizde sevdiklerinizle konuşmanın mı, annenizin dizine yatıp ağlamanın mı, tek başınıza kalıp düşünmenin mi, yoksa başka bir şeyin mi size iyi geleceğini yine siz bilirsiniz.
İşte bu nedenle kendinize ufak notlar yazabilir, başınız sıkıştığında aslında ne kadar güçlü biri olduğunuzu hatırlatacak sözlerinizden ilham alabilirsiniz. Motivasyonunuzu yükseltmek için kullanabileceğiniz bir diğer şey de sevdiğiniz insanlar! Ailenizin, arkadaşlarınızın ya da diğer sevdiğiniz insanların fotoğraflarına bakarak gücünüzü tekrar toplayabilirsiniz. Çocuğunuzun gülen gözlerine bakıp, sırf onun için bile pozitif düşünmeniz gerektiğinin ayrımına varabilir, negatif düşündüğünüz takdirde kendinizle birlikte başkalarının hayatlarını etkileyeceğinizi düşünerek yola devam edebilirsiniz.
Aynı şekilde başarılı insanların hayat hikayelerini okumak da size iyi gelecektir. Belki sizden çok daha kötü durumlar içinden çıkmayı başarabilen kişilerin başarısı, imkansız gibi görülen insanların zaferlerinden esinlenerek içinizdeki ateşi tekrar yakabilirsiniz. Aslında her şeyin kendinize ne kadar inandığınız ve inandıklarınız için ne kadar çaba harcadığınızdan geçtiğini anladığınızda, içinde bulunduğunuz ya da hissettiğiniz durumdan mutlaka kurtulacağınızı da bilirsiniz.
Çok güzel ve yalın yazmışsınız, çok faydalandım teşekkürler
O kadar yalın ve güzel yazmışsın ki bir solukta okudum ve çok iyi geldi. Çoğunlukla bildiğimiz ama uygulayamadığımız ilkeleri hatırlattığınız için teşekkürler.