Paratic Haber: Ekonomi, Finans RSS Interactive

Ekonomi Nedir? Ekonomi İle İlgili Tüm Temel Bilgiler

Ekonomi, kaynakların sınırlı olduğu dünyada bu kaynakların üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerini inceler. Paratic'te ekonomi hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenin.
Ekonomi Nedir? Ekonomi İle İlgili Tüm Temel Bilgiler
YAYINLANMA ZAMANI
SON GÜNCELLEME
Yorum

En basit haliyle ekonomi “insanların sınırsız isteklerinin sınırlı kaynaklarla karşılanması faaliyetini inceleyen bilim dalı” olarak tanımlanır. Bazıları bu tanımı yetersiz bulurken, kapitalist sistem için yeterli görülebilir.

Ekonominin tanımı yıllarca iktisatçılar tarafından peşinden koştukları akımlara göre yapılmıştır. Kimisi talep yönlü kimisi arz yönlü yorum yapmıştır. Kimisi insan ihtiyaçlarını ele almış kimisi üretim üzerine odaklanmıştır.

Gelin şimdi ekonomi nedir öğrenmek için tüm bu konulara birlikte göz atalım:

Ekonomi Nedir?

İlk çağlarda trampa adı verilen ekonomi, bir bilim dalı olarak incelenir. Takas sistemi ile ihtiyaçların karşılanmasıyla başlayan ekonomi, 18. yüzyılın başlarında Sanayi Devrimi ile ortaya çıktığı da ifade edilir.

Ünlü iktisatçılar benimsedikleri akımlara göre ekonomiyi tanımlamışlardır. Her biri farklı bir yönü ele alsa da “ÜRETİM – TÜKETİM – PAYLAŞIM” en genel haliyle ekonomiyi oluşturan üç temel olarak benimsenmiştir. Yine de kapitalist ekonomide tüketim üzerinde durulmuştur.

Bu bilgiler ışığında kabul gören en genel ekonomi tanımı şudur:

Ekonomi Nedir?Bu tanımı bahsettiğimiz 3 temel konuyu ele alarak inceleyelim.

  • Ekonomi üretim yönlü incelendiği zaman; üretimin kim tarafından, kim için, hangi miktarda ve kaça yapılacağıyla ilgilendiği söylenir.
  • Tüketim yönlü incelendiğinde ise sınırsız isteklerin sınırlı kaynaklarla karşılanması yönüyle ilgilenir.
  • Paylaşım konusu da üretimden kimin ne kadar pay alacağını incelemektedir.

Bazı iktisatçıların yorumlarından dolayı ekonomi, bir karar verme bilimi olarak da tanımlanır. Yani elinizdeki parayı ne için kullanacağınıza karar vermenin ekonomi olduğu ifade edilir.

Bir örnek verelim: Elinizde 50 bin lira var. Telefonunuzu çıkan en son model ile değiştirmek istiyorsunuz. Ancak bir televizyona da ihtiyacınız var. 50 bin lira ile ikisini birden yapmanız imkansız. Siz de birisini yapmaya karar veriyorsunuz. İşte bu durum ekonominin ta kendisi olarak tanımlanır.

Karar verme açısından incelendiği zaman ekonomi, mikro ve makro olarak iki sınıfa ayrılır. Eğer karar veren taraf bir insan veya şirketse mikroekonomi altında incelenir. Karar veren bir ülke veya ticaret birliğiyle makroekonomi konusuna girer.

Ekonomi bu bilgilerin tümü ele alınarak tanımlandığında ise ülkelerin zenginlikleri, gelirdeki artış, tüketim talebi, şirketlerin fiyat belirleme politikası ve bir malın üretim maliyetini inceleyen bilim dalıdır.

Ünlü İktisatçıların Ekonomi Tanımları

Ekonomi tanımı, farklı kişiler tarafından farklı şekillerde yapılmıştır. Bazı iktisatçılar ekonominin servetin incelenmesi demek olduğunu savunmuştur. Bazıları ise insanı günlük geçim ihtiyacını kazanırken ve yaşamdan keyif alırken incelediğini söylemiştir.

Tüm bu tanımlar kabul görürken tarihe adını altın harflerle yazdırmış iktisatçılar ekonomiyi şu ifadelerle tanımlamıştır:

Adam Smith Ekonomi TanımıKapitalizm ile ilişkilendirilen Adam Smith, ekonomiyi doğa kanunlarının varlığıyla açıklamıştır. Ayrıca Smith, ekonomik dünyayı milyonlarca insanın kendi arasında yarattığı ve iş bölümü içinde üretim yaptıkları bir atölyeye de benzetmiştir.

Lionel Robbins Ekonomi Tanımıİngiliz iktisatçı Lionel Robbins ise en yayın tanımı yapmıştır. 1932 yılında yazdığı ünlü “İktisat Biliminin Doğası ve Önemi Üzerine Bir Deneme”sinde bu tanımı yapmıştır. “İnsanlar sahip olamadıklarını isterler” sözüyle de hatırlanan Robbins’ın ekonomi tanımı ekonomistler arasında genel kabul görmüştür.

Alfred Marshall Ekonomi TanımıCambridge Okulu’nun kurucusu olan Alfred Marshall ise ekonomiyi insanların refah düzeyleriyle açıklamıştır. Marshall’a göre ekonomi insanların günlük ihtiyaçlarını inceler. Günlük ihtiyaçlar ise ekonomik faaliyetler ve para ile ölçülebilen faaliyetlerin bütünüdür.

Knut Wicksell Ekonomi Tanımıİsveçli ekonomist Knut Wicksell, iktisatçının iktisatçısı olarak nitelendirilmiştir. Politik Ekonomi terimini daha geniş bir anlamda kullanan Wicksell, teorik olarak basit varsayımlara dayanan ekonomik yasaların bir ifadesi olduğunu belirtmiştir. Pratik olarak da gerçek hayatın pratik problemlerini çözmek için bu yasaların uygulanması sorununu incelediğini ifade etmiştir.

Ekonomide Bilinmesi Gereken Önemli Kurallar

Ekonomiyi neden anlamak ve bilmek gerektiğini, radikal düşünceleriyle ekonomide çığır açan Britanyalı iktisatçı John Maynard Keynes şu şekilde açıklamıştır:

Keynes Ekonominin ÖnemiKeynes’in bu ifadelerinin ardından herkesin ekonomiyle ilgili olarak bilmesi gereken önemli kurallara geçebiliriz:

  • Bir hükümet harcama yaptığında bunu er ya da geç o ülkenin vatandaşları öder. Bu ödeme vergi gibi açık yollarla veya enflasyon gibi kapalı yollarla olabilir.
  • Çoğu insan kamusal bir ürün ve hizmet için başkalarının para ödemesini ister.
  • Piyasa, borsa oyuncularının elindeki bilgilerin toplamından oluştuğu için hisse senedi fiyatları, faiz oranları ve döviz kurları hakkında tahmin yapabilmek zordur.
  • Bir neslin maliyetleri sonraki nesillere aktarması uygulanabilir bir durum olarak görülür. Örneğin; Amerika’nın ulusal borç ve sosyal güvenlik sisteminin yaptığı budur.
  • Arzu edilen birçok şey uygulanabilir olmayabilir.
  • Kişiler ve toplumlar karşılıklı ödün vermek zorundadır.
  • Diğer insanlar kendi becerileri, emekleri ve tercihleri hakkında başkasının sahip olduğundan daha fazla bilgi sahibidir.
  • Yardım istediğini kişiler dahil olmak üzere bütün insanlar teşviklere tepki verir. Buna bağlı olarak da sosyal güvenlik programları her zaman istendiği gibi çalışmamaktadır.
  • Eşitlik ve verimlilik arasında tavizler söz konusudur.
  • Bir oyun veya ekonomide denge hali varsa, insanlar seçimlerinden tatmin olurlar. İyi niyetli kişilerin dışarıdan gelerek koşulları değiştirmesi bu nedenle zordur.
  • Gelecekte herkes teşviklere tepki verecektir. Bu nedenle tutmak isteyip tutulamayacak sözler vermek durumunda kalacağız. Bir söz vermeden, durumlar değiştiği halde bu sözü tutup tutamayacağınızı gözden geçirmeniz gerekiyor. Bu sayede de iyi bir ün elde edilecektir.
  • Hükümet ve seçmenler de, teşviklere tepki verir. Bu nedenle hükümetler bazen temerrüde düşer veya verdikleri sözleri tutamazlar.

Şimdi ekonomi ile ilgili en çok merak edilen konulara göz atalım:

Mikro Ekonomi Nedir?

Ekonomi biliminin tüketiciler, şirketler ve endüstriler düzeyinde incelenmesi mikroekonomi olarak tanımlanır. Ekonominin başına gelen mikro önekinden de anlaşılacağı üzere daha küçük birimler üzerine odaklanmaktadır.

Mikroekonomi; “NEYİN, NASIL ve KİMLER için üretileceği” sorularını cevaplamaya çalışır. Bu bağlamda tüketicilerin ve şirketlerin nasıl karar aldıklarını, piyasada bunların birbirini nasıl etkilediğini analiz eder.

Daha geniş anlamıyla mikroekonomi; kişilerin teşvikler, fiyatlar, kaynaklar ve üretim yöntemlerinde meydana gelen değişikliklere nasıl cevap verdiğiyle ilgilenir. Bu değişiklikler karşısında yaptıkları seçimler sonucunda neler olabileceğini ve nasıl eğilimlerin oluşacağını inceler.

Makro Ekonomi Nedir?

Makroekonomi, geniş boyutlu ekonomi incelemeleri sunar. Ülkeler ve ülkelerden oluşan birlikler düzeyinde inceleme yapan ekonomi dalıdır. Mikroekonomiye göre daha geniş bir şekilde ve ekonomiyi bir bütün olarak inceler.

Makroekonomi konuları; işsizlik, enflasyon, fiyat seviyeleri, ekonomik büyüme oranları, toplam üretim ve tüketim gibi temellerden oluşur. Kısaca bir ekonominin ne kadar iyi bir performans gösterdiğini ölçmeye çalışır.

Mikro ve Makro Ekonomi Farklarıİktisatçılar, ekonomiyi yöneten etkenleri ve performansın nasıl gelişebileceğini makroekonomi ile incelemiştir. Makroekonominin kurucusu ise John Maynard Keynes’tir. Keynes makroekonomi ile 1930 yılına kadar olan ekonomi bilimine yeni bir boyut kazandırmıştır.

Keynes öncesinde ekonomi; temel ekonomik karar birimleri olan tüketiciler, şirketler ve endüstriler seviyelerine yapıyordu. Yani mikro ölçekli bir ekonomi bilimi söz konusuydu. Keynes’in geliştirdiği makroekonomi kavramı ile ekonomiye bakış açısı genişlemiş ve toplam talep de gündeme gelmeye başlamıştır.

Bu kapsamda makroekonomi; ekonomi biliminin toplam tüketim – üretim, toplam tasarruf – yatırım, milli gelir ve istihdam gibi büyüklüklerini inceleyen, bunlarla ilgili çözümleme ve çıkarımlar yapan alt bilim dalı olarak tanımlanır.

Rasyonel Ekonomi Nedir?

Rasyonel ekonomi, insanların rasyonel yollarla davrandıklarını inceler. Yani insanların seçenekler ve kararlar söz konusu olduğu zaman mantıksal çerçevede bir değerlendirme yaptıkları düşüncesini benimser. İnsanların kararlarını verirken duygusal, ahlaki veya psikolojik unsurları ön planda tutmadıkları varsayımı rasyonel ekonomi olarak incelenir.

Maksimum fayda yerine optimal fayda düzeyine odaklanan rasyonel ekonomi, aslında karar birimlerini temsil eden kişilerin taşıdığı özelliği vurgulamak için kullanılan bir teoridir. Yani hesaplı, akla uygun gibi davranışların kararlarda etkili olması rasyonel ekonomi teorisini oluşturur.

Liberal Ekonomi Nedir?

Latince “liber” yani “hür” kelimesinden gelen liberalizm, özgürlüğü savunmak demektir. Ekonomik alanda devletin yetkilerinin sınırlandırılıp özel girişimlerin desteklendiği sistem liberal ekonomi olarak tanımlanır.

Başka bir deyişle; piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekleyen teoridir. Liberal ekonomide serbest ticaret ve açık rekabeti engelleyen hükümet müdahalelerine karşı çıkılır. Bu özelliğiyle merkantilizme tepki olarak çıktığı anlaşılmaktadır.

Tarihi açıdan liberal ekonomi, Büyük Buhran ve Keynesyencilik’in yükselişine kadar klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmış bir kavramdır. Teorilerinin Adam Smith tarafından geliştirildiği bilinir. Smith, hükümetin ekonomiye minimum müdahalesini savunur.

Sosyalizm gibi kapitalist olmayan ekonomik düzenlerin karşıtı olarak da görülen liberal ekonomi; düşük vergiler, azaltılmış hükümet harcamaları ve en aza indirilmiş hükümet borçlarını kapsayan politikaları savunur.

Esnek Ekonomi Nedir?

İş çevrelerinde oldukça sık duyulan bir kavramdır. İngilizce “gig economy” olarak tanımlanır. Gig kelimesi, “kısa süreli iş” anlamında kullanılır. Ünlü iş insanı Faruk Eczacıbaşı’nın “Daha Yeni Başlıyor” isimli kitabında “tek atımlık işler ekonomisi” olarak ifade edilmiştir. Peki, nedir bu esnek ekonomi?

Esnek ekonomi, internet ve dijital platformların yaygınlaşması sonucunda klasik ekonomi teorilerinin geçirdiği bir dönüşümü tanımlamak için kullanılır. Aslında bir çalışma modelini tanımlayan esnek ekonomi, tüm kontrolün çalışanda olduğu bir sistemdir.

En büyük özelliği geleneksel ekonomi ve istihdam modellerinden ayrılmasıdır. Çalışanlar iş yaptıkları şirketlere bağlı olmadan kısa süreli veya proje bazlı çalışmaktadır. Şirketler tarafından incelendiğinde ise ofis alanı ve tam zamanlı çalışan maliyetlerinden tasarruf ederek, büyümek için kaynak yaratırlar.

Esnek ekonomi modeli size freelance çalışmayı anımsatmış olabilir. Ancak freelance çalışmada, çalışanlar kendi işlerini yürüten bağımsız kişilerdir. Pazarlama, faturalandırma ve iletişim gibi konulardan kendileri sorumludur. Esnek ekonomi çalışanları ise bir şirkete bağlı olmadan çalışsalar da kendi işlerinin sahibi değillerdir.

Neoliberal Ekonomi Nedir?

Neoliberal Ekonomi Nedir?Neoliberal ekonomi nedir diyorsanız doğru yerdesiniz.

Aslında neoliberalizm, ekonomi temelli olarak gelişen siyasal bir ideolojidir. Hem siyaseti hem de ekonomiyi kapsayan bir politika modeli olan neoliberalizm, 1970’li yıllarda ortaya çıkmıştır.

Pek çok neoliberal politika, serbest piyasa kapitalizminin verimli işleyişiyle ilgilidir ve hükümet harcamalarını, hükümet düzenlemelerini ve kamu mülkiyetini sınırlamaya odaklanır.

Neoliberalizm genellikle 1979’dan 1990’a kadar Birleşik Krallık Başbakanı olan Margaret Thatcher ve 1981’den 1989’a kadar ABD’nin 40. Başkanı olan Ronald Reagan’ın liderliğiyle ilişkilendirilir.

Daha yakın zamanlarda neoliberalizm, kemer sıkma politikaları ve sosyal programlara yönelik hükümet harcamalarını kısma girişimleriyle bağdaştırılmıştır.

Devletçi Ekonomi Nedir?

Ekonominin devlet eliyle yürütülmesi, bir memleketin tarım ve sanayinin devlet eliyle yönlendirilmesine devletçi ekonomi denir.

Liberalizmin karşıtı olarak gösterilen devletçilikte, memleketin büyük üretim araçları, hükümet tarafından işletilir. Ancak yol, liman, köprü, baraj yapımı gibi bayındırlık işleri hükümete devletçi niteliği vermez.

Ekonomik amaçlar, sanayileşmeyi ve yabancı rekabete karşı korumayı teşvik etmek içinken politik olarak, devlet ve hükümet iç meşruiyet kazanabilir.

Sosyalizmden çok milliyetçilikten ilham alan devletçilik, devlet kapitalizmiyle uyumludur. 1980’den beri devletçiliğe ekonomik liberalizm ve yapısal uyum reformları meydan okudu. Fransa ve Japonya klasik devletçi örneklerdi.

Merkantilist Ekonomi Nedir?

Merkantilist Ekonomi Nedir?Merkantilizm, kısıtlayıcı ticaret uygulamaları yoluyla bir ulusun refahını ve gücünü artırmaya çalışan ekonomik milliyetçilik biçimiydi.

Amacı, bir devletin altın ve gümüş arzını ithalat yoluyla tüketmek yerine ihracatla artırmaktı. Aynı zamanda yerli istihdamı desteklemek için çalışmıştır.

İlk olarak 1500’lerde Avrupa’da görülen merkantilizm, bir ulusun zenginlik ve gücüne en iyi şekilde ihracatın artırılması ve ithalatın sınırlandırılmasıyla hizmet edildiği fikrine dayanıyordu.

Merkantilizm, Batı Avrupa’daki feodal ekonomik sistemin yerini aldı. O zamanlar İngiltere, Britanya İmparatorluğu’nun merkez üssüydü, ancak nispeten az doğal kaynağa sahipti.

Zenginliğini artırmak için İngiltere, sömürgecileri yabancı ürünler satın almaktan caydıran ve yalnızca İngiliz mallarını satın almaya teşvik eden maliye politikaları başlattı.

Öte yandan merkantilizmin tartışmasız en etkili savunucusu olan Fransız Maliye Genel Denetçisi Jean-Baptiste Colbert (1619-1683), dış ticaret ekonomi teorilerini inceledi.

Dindar bir monarşist olan Colbert, Fransız tahtını yükselen Hollanda ticaret sınıfından koruyan bir ekonomik strateji çağrısında bulundu.

Colbert, Fransa’nın zenginliğini artırmak için ticaret yollarını kontrol etmesi gerektiğine inanarak Fransız donanmasının boyutunu da artırdı. Uygulamaları nihayetinde başarısız olsa da fikirleri oldukça popülerdi. Nihayetinde, serbest piyasa ekonomisi teorisinin gölgesinde kaldı.

Ekonominin Temel Kavramları Nelerdir?

Temel bir ekonomi teorisi anlayışına sahip olmak, bir ev bütçesini dengelemek veya araba kullanmayı öğrenmek kadar önemli görülmese de ekonomi çalışmasının temelini oluşturan güçler hayatımızın her anını etkilemektedir. En temel düzeyde ekonomi, yaptığımız satın alma seçimlerini nasıl ve neden yaptığımızı açıklamaya çalışır.

İhtiyaç, fayda, değer, fiyat, arz ve talep kavramları olan üzere temel ekonomik kavramları anlamak bu noktada gereklidir.

İhtiyaç kavramı

Ekonomide, bir ihtiyaç kesinlikle bir insanın hayatta kalması için ihtiyaç duyduğu her şeyi ifade eder. Ekonomik olarak konuşursak, bu oldukça kısa bir listedir. Su, gıda ve barınak ekonomide ihtiyaç kavramını karşılamaktadır.

Su en temel ihtiyacımızdır. Su, hücrelerimizi canlı tutar, sıcaklığımızı düzenler ve vücudun diğer temel vücut fonksiyonlarını yerine getirmesine yardımcı olur. İnsan vücudu ölmeden önce sadece üç gün susuz kalabilir.

Gıda, vücudumuzun kalori şeklinde devam etmesini sağlayan yakıttır. Protein, vitamin ve mineral, karbonhidratların hepsi yiyeceklerden gelir. Vücut yağ şeklinde enerji depolarına sahip olduğu için, vücut yemek yemeden sudan daha uzun süre dayanabilir. Yeterince yiyecek alamıyorsak, vücut enerji için yağ depolarımızı yakar.

Barınma bir diğer temel ihtiyaçtır. Elementlere maruz kalmak da insanlar için ölümcül olabilir. Aşırı sıcaklıklardan, rüzgardan ve yağmurdan korunmaya ihtiyacımız var. Sıcak çarpması veya hipotermi gibi durumlar ölümcül olabilir.

Fayda kavramı

Ekonomik fayda, ürettiği para cinsinden ölçebileceğimiz herhangi bir faydadır. Örneğin, net gelir ve gelirler ekonomik fayda biçimleridir. Kâr ve net nakit akışı da ekonomik faydalardır.

Ekonomik bir fayda, maliyet gibi bir şeydeki azalmayı da ifade edebilir. Örneğin, daha düşük hammadde veya işçilik maliyetleri ekonomik faydalardır.

Değer, bir eylem sonucunda biriktirilecek veya üretilecek para miktarı olarak sayısal olarak ifade edilebilen bir faydadır.

Değer kavramı

Ekonomide, ekonomik değer, bir mal veya hizmetin sağladığı faydanın bir ölçüsüdür. Genellikle para birimi cinsinden ölçülür ve bu nedenle yorum şu şekildedir:

“Belirli bir aktörün fayda veya hizmet için ödemeye istekli olduğu ve ödeyebileceği maksimum para miktarı nedir?”

Ekonomik değer piyasa fiyatıyla aynı şey olmadığı gibi ekonomik değer de piyasa değeriyle aynı şey değildir. Bir tüketicinin bir mal satın almaya istekli olması, müşterinin mala piyasa fiyatından daha yüksek bir değer biçtiği anlamına gelir. Tüketiciye verilen değer ile piyasa fiyatı arasındaki farka “tüketici fazlası” denir.

Gerçek değerin piyasa fiyatından önemli ölçüde daha yüksek olduğu durumları görmek kolaydır. İçme suyu alımı buna bir örnektir.

Rakip ekonomik teori okulları arasında değer değerlendirmesi için farklı ölçütler vardır ve ölçütler bir değer teorisinin konusudur. Değer teorileri, çeşitli iktisat teorisi okulları arasındaki farklılıkların ve anlaşmazlıkların büyük bir bölümünü oluşturur.

Fiyat kavramı

Fiyat kavramıFiyat, belirli bir ürünü elde etmek için ödenmesi gereken para miktarı. İnsanların bir ürün için ödemeye hazır oldukları miktar onun değerini temsil ettiği sürece, fiyat da bir değer ölçüsüdür.

En basit haliyle fiyat, bir alıcının bir mal veya hizmet karşılığında bir satıcıya verdiği para miktarıdır.

Gerçek, gözlemlenebilir bir işlem gerçekleştiğinde, fiyat bazen işlem gören fiyat veya spot fiyat olarak adlandırılır. Ancak başka birçok fiyat türü vardır. Marjinal fiyat gibi bazıları kavramsaldır. Diğerleri, potansiyel bir işlemin zamanlaması veya alıcı ile satıcının göreli gücü ile ilgilidir. Ancak hepsinin nihayetinde spot fiyatla bir ilişkisi vardır.

Arz kavramı

Bir piyasa sistemi arz ve talep tarafından yönlendirilir. Ne kadar arz ya da talebin olduğuna bağlı olarak sistemin nasıl işleyeceğine karar verilir.

Örneğin, her yıl sadece bir miktar buğday yetiştirilir. Bazı insanlar ekmek ister, bazıları ise birayı tercih eder. Buğday kıtlığı nedeniyle belirli bir maldan ancak belirli bir miktar üretilebilir.

Ekmek ve bira için ne kadar un yapılması gerektiğine, arz ve talep tarafından yönlendirilen bir piyasa sistemiyle karar verilir.

Birçok kişi bira almak istiyorsa, biraya olan talebin yüksek olduğu kabul edilir.

Sonuç olarak, buğdayı un yapmak için kullanmaktansa, bira için daha fazla ücret alabilir ve bira yapmak için buğday kullanarak ortalama olarak daha fazla para kazanabilirsiniz.

Varsayımsal olarak bu, daha fazla insanın bira yapmaya başladığı ve birkaç üretim döngüsünden sonra piyasada o kadar çok bira olduğu, yani bira arzının arttığı ve bira fiyatının düştüğü bir duruma yol açabilir.

Bu basitleştirilmiş bir örnek olsa da temel düzeyde, arz ve talep kavramı, geçen yılın popüler ürününün neden ertesi yıl yarı fiyatına olduğunu açıklamaya yardımcı olur.

Talep kavramı

Yukarıdaki örnekte de açıkladığımız üzere talep kavramı, o ürüne olan istek ya da ihtiyaç demektir. Talep piyasalarda, belirli bir mal ve hizmete yönelen, belirli bir satın alma gücüyle desteklenmiş, satın alma isteğidir.

Ekonomide talep, tüketicilerin belirli bir fiyattan ne kadar mal veya hizmet satın almaya istekli olduklarını ifade eder. Talep yasası, fiyat arttıkça talebin genellikle düştüğünü ve bunun tersi olduğunu belirtir.

Belirli bir ürün veya hizmet için talep kanunu, talep eğrisi olarak bir grafik üzerinde çizilebilir.

Talep esnek olabilir, yani fiyat değişiklikleriyle hemen hemen aynı oranda değişir veya esnek olmayabilir, yani fiyat değişikliğinden bağımsız olarak oldukça tutarlı kalır.

Ekonominin Temel Prensipleri

Farkında olsanız da olmasanız da ekonomi günlük hayatımızda önemli bir rol oynuyor. Ne satın aldığımızdan nasıl bütçe yaptığımıza kadar ekonomi, düzenli faaliyetlerimizin çoğunda önemli bir faktördür.

5 temel ekonomik ilke, kıtlık, arz ve talep, marjinal maliyetler, marjinal faydalar ve teşvikleri içerir.

Kıtlık, kaynakların sınırlı olduğunu ve kaynakların tahsisinin arz ve talebe dayalı olduğunu belirtir. Tüketiciler, satın alma kararlarında marjinal maliyetleri, faydaları ve teşvikleri göz önünde bulundurur.

Ekonomi nedir sorusuna yanıtın “kaynakların mal ve hizmet üretmek için nasıl kullanıldığını ve tüketicilerin kıtlığa dayalı olarak satın alma kararlarını nasıl verdiğini inceleyen çalışma alanı” olduğunu biliyoruz.

Dolayısıyla kıtlık, arz ve talep, marjinal maliyetler, marjinal faydalar ve teşvikler gibi temel ekonomik ilkeleri anlamak; üreticiler ve tüketiciler için ekonomik karar vermede önem taşır.

Bir tüketici (veya alıcı), ekonomide mal veya hizmet satın alan veya satın alan bir birey, şirket, kuruluş, devlet kurumu veya başka bir varlıktır. Ekonomik üreticiler, tüketicilerin satın alması için mal veya hizmet üretmek veya sağlamak için üretim faktörlerini kullanan kişi veya kuruluşlardır.

Kıtlık, dünyanın sınırlı kaynaklara sahip olduğu ve kaynakların organize bir şekilde tahsis edilmesi gerektiği şeklindeki ekonomik ilkeyi ifade eder. Arz ve talep ilkesi, kaynakların fiyatlarının kaynaklar için arz ve tüketici talebine nasıl bağlı olduğunu açıklar.

Tüketiciler satın alma kararlarını maliyetlere, faydalara ve teşviklere göre vereceklerdir.

Kıt Kaynaklarla Seçim Yapma

Kıtlığın olduğu yerde seçim yapılmalıdır! Kıtlık, kaynakların sınırlı doğasını ve mevcudiyetini ifade ederken, seçim, insanların bu kaynakları paylaşma ve kullanma konusundaki kararlarını ifade eder.

Kıtlık ve seçim sorunu, bireylerin ve toplumun kıt kaynakları nasıl tahsis etmeyi seçtiğini inceleyen ekonominin tam kalbinde yer alır.

Bazı kaynaklar bolken bazıları nadirdir. Soluduğumuz havadan çok herhangi bir günde zamanımızı nasıl geçireceğimizi düşünmeye eğilimliyiz. Bunun nedeni, solunabilir havanın bariz bir bolluk içinde olması ve bir gündeki saat sayısının açıkça sınırlı olmasıdır.

Ana akım ekonomi, toplumdaki bireylerin tercihlerine ve kararlarına odaklanırken, kıt kaynakların adil bir şekilde dağıtılmasının değerlendirilmesi, bir tahsisin bir bütün olarak topluma faydasını yargılamak için tercihlerin toplanmasını gerektirir.

Fayda-Maliyet Analizi

Fayda-maliyet analizi, işletmelerin hangi kararları alacaklarını ve hangilerinden vazgeçeceklerini analiz etmek için kullandıkları sistematik bir süreçtir.

Bu alandaki analistler, bir durum veya eylemden beklenen potansiyel ödülleri toplar ve ardından bu eylemi gerçekleştirmeyle ilişkili toplam maliyetleri çıkarır.

Bir maliyet-fayda analizi, bir projeyi sürdürme kararının bir sonucu olarak kazanılan gelir veya tasarruf edilen maliyetler gibi ölçülebilir finansal ölçümleri içerir.

Çalışanların morali ve müşteri memnuniyeti gibi bir kararın maddi olmayan faydalarını ve maliyetlerini veya etkileri de analiz edilebilir.

Dengeli Pazarlar

Dengeli pazarlar, arz ve talebin birbirine paralel şekilde geliştiği pazarlardır. Dengeli bir piyasa arzın talebi karşılamasını ifade eder. Buğday örneğinden ilerleyelim.

Üretilen buğdayın, yeterli insanın talebini karşılaması durumudur.

X miktarı buğday üretilmesi ve x kadarının piyasaya yetmesi, dengeli bir pazarı yansıtır.

Büyük Ekonomistler ve Katkıları

Ekonomi çok geniş bir alan ve yeni teorilerle giderek büyüyor. Tarih boyunca, birçok iktisatçı, iktisat alanına toplumu değiştirecek şekilde büyük katkılarda bulunmuştur.

Sonuç olarak, bugün bildiğimiz ekonomi anlayışımızı şekillendiren isimler hakkında daha fazla bilgi edinmek için biraz zaman ayırmaya değer. İşte öğrenilmesi gereken ekonomistler ve katkıları:

Adam Smith ve Katkıları

Adam Smith ve KatkılarıAdam Smith (1723-1790) bir filozoftu. Genellikle modern ekonominin babalarından biri olarak kabul edilir ve klasik ekonomi okulu içinde önde gelen bir düşünürdü.

Laissez Faire: Bırakınız Yapsınlar politikalarına inanan Smith, bu kavramı “görünmez el” olarak ima ederek, serbest piyasaların kendi kendini düzenleme eğiliminde olduğunu öne sürmüştür.

En ünlü eserleri arasında sırasıyla 1759 ve 1776’da yayınlanan The Theory of Moral Sentiments ve An Inquiry into the Nature and Reasons of the Wealth of Nations yer alır.

Efsanevi iktisatçı Adam Smith ufuk açıcı kitabı Ulusların Zenginliği’nde (The Wealth of Nations) serbest ticaretin işletmelerin en verimli şekilde üretebilecekleri malları üretmede uzmanlaşmasını sağladığını savundu. Bu, daha yüksek üretkenliğe ve daha büyük ekonomik büyümeye yol açtı.

Kitap hala dünya çapında ekonomi politikalarının temelini oluşturmaktadır.

Adam Smith’in önemine dair daha fazla kanıta ihtiyacınız varsa, resmi 2007’de İngiltere Merkez Bankası tarafından 20 sterlinlik banknotun üzerine yerleştirilmiştir.

David Ricardo ve Katkıları

David Ricardo ve KatkılarıBir başka klasik iktisatçı olan David Ricardo’nun (1772-1823) ücretler, kârlar ve emekle ilgili birçok teorisi vardı. Bunlar arasında ekonomik rant kavramı, karşılaştırmalı üstünlük ve emek değer teorisi yer almaktadır.

En ünlü eseri, 1817’de yayınlanan Politik Ekonomi ve Vergilendirmenin İlkeleri Üzerine isimli kitabıdır.

Kitap, nüfus arttıkça arazi kirasının arttığı sonucuna varır. Napolyon Savaşları sırasında Ricardo, İngilizler tarafından buğdaya uygulanan ve Avrupa’nın geri kalanından buğday ithal edilmesini imkansız kılan bir vergi olan tahıl yasalarından bıkmıştı.

Zenginliğine rağmen çiftçileri desteklemek için taban fiyat yürürlüğe girdikten sonra artık tahıl ve ekmeğe gücü yetmeyenleri destekledi.

Ricardo, şu anda serbest ticaret olan şeyle ilgili argümanında bir ülke başka bir ülkeden daha düşük bir maliyetle bir mal alabiliyorsa, bir ülkenin o malı üretmektense o malı daha ucuz üreten ülkeden tedarik etmesinin uygun olacağı fikrini vurgular.

Karl Marx ve Katkıları

Karl Marx ve KatkılarıKarl Marx (1818-1883), bugün daha çok komünizmin faydalarını göklere çıkaran bir devrimci olarak bilinmesine rağmen iyi ya da kötü, bugün dünyadaki birçok ülkenin izlediği ekonomik düşünce ve ilkeler üzerinde yadsınamaz şekilde etkilidir.

Almanya’nın Trier kentinde doğan Marx, bir ekonomist olduğu kadar bir filozof olarak da kabul edilmiştir. Friedrich Engels ile birlikte yazdığı Komünist Manifesto ile en ünlüsüdür.

Çalışmada, Marx ve Engels, Marksizm doğasını ve kapitalist bir sistemin nasıl ortaya çıktığına dair anlayışlarını açıklarlar. Nihayetinde kapitalist bir toplumun sürdürülemez olduğunu ve sonunda onun yerini sosyalist bir toplumun alacağı fikri vardır.

John Maynard Keynes ve Katkıları

John Maynard Keynes ve KatkılarıJohn Maynard Keynes (1883-1946), radikal düşünceleriyle ekonomide yeni bir akım başlatan Britanyalı iktisatçıdır.

Keynesyen ekonomi, 20. yüzyıl İngiliz ekonomist John Maynard Keynes’in görüşlerini temel alan bir makroekonomik teoridir. Keynes ekonomisi özel sektörün ağırlıklı olduğu ama devlet ve kamu sektörünün büyük role sahip olduğu bir karma ekonomiyi savunmaktadır.

Keynesyen ekonomi, makroekonomi alanında büyük bir rol oynamıştır.

Keynes’in teorileri bugün hala okullarda öğretilmekle kalmadı. Aynı zamanda Michal Kalecki gibi iktisatçılar Keynes sonrası ekonomik düşünce okulunun savunucuları olarak hareket ettiler.

Keynes, bırakınız yapsınlar teorisine karşı çıkarak bunun yerine hükümetlerin istikrar, işsizliği azaltmak ve ekonomik durgunluğu önlemek için müdahale etmesi gerektiğine inanmıştır.

Zamanı için eşit derecede devrimci olan Keynes, o zamanlar yaygın inanca aykırı olan ekonomiyi yönlendiren en önemli gücün arz değil, talep olduğunu öne sürmüştür.

Milton Friedman ve Katkıları

Milton Friedman ve KatkılarıGenellikle Keynes’e karşı bir figür olarak resmedilen Milton Friedman, Chicago Ekonomi Okulu’nun arkasındaki figürdü. Adam Smith’in izinden giden Friedman, serbest piyasalardan yana olduğunu savunmuştur. Zaten en çok serbest piyasa kapitalizmini teşvik etmesiyle tanınır.

Keynesyen teorinin aksine, Friedman şunları savundu:

  • Daha az hükümet müdahalesi
  • Büyüyen ekonomilerde para arzının istikrarlı artışı
  • Diğer kalemlerin yanı sıra dalgalı döviz kurları

Çalışmaları geniş çapta tanındı ve Keynes ile birlikte 20. yüzyılın en büyük ekonomik düşünürlerinden biri olarak kabul edildi. 1976’da Friedman, Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görüldü.

Sonuç olarak ekonomi hangi taraftan baktığınızla ilgili olarak farklı anlamlara sahiptir. Evini geçindirmeye çalışan bir baba, işlerini büyütmek isteyen bir işletme sahibi, aldığı harçlıkla bir ayı geçirmeye çalışan üniversite öğrencisi gibi herkes tarafından farklı bir ekonomi tanımı vardır.

Paratic.com olarak bu yazıda ekonomi ne demek tanımladık. Ayrıca bu bilim dalı hakkında en çok merak edilen konuları ele aldık. Öğrenmek istediğiniz konuları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Sıkça Sorulan Sorular

  • İktisat ve Ekonomi Arasındaki Fark Nedir?

    Ekonomi, bir coğrafi bölgenin veya ülkenin ekonomik durumunu, statüsünü ve faaliyetlerini ifade eder. İktisat ise eldeki kaynakların verimli kullanılması ile ilgili bir alandır.

  • Finans ve Ekonomi Arasındaki Fark Nedir?

    Finans, kurumların varlıklarını veya fonlarını nasıl yönettiğini inceleyen bir iş disiplinidir. Ekonomi, mal ve hizmetlerin nasıl yapıldığına, dağıtıldığına ve kullanıldığına ve ayrıca ekonomik faaliyeti yönlendiren insanlarla birlikte ekonominin genel olarak nasıl işlediğini ele alır.

Size daha iyi hizmet verebilmek için Yasal Mevzuat çerçevesinde, veri politikalarımızda belirtilen amaçlarla sınırlı olmak üzere çerezler (cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgi ve izin iptali ile ilgili olarak Gizlilik Politikamızı inceleyebilirsiniz.

Ayrıntılar
Sponsorlu | 2024/3Ç Kar/Zarar 39.98%/60.02%
Yatırımlarınızı GCM Yatırım Aracılığıyla Yönetin
Kişisel Yatırım Temsilciniz ve Piyasa Analizlerine Ücretsiz Ulaşın