Muammer Kaddafi kimdir sorusuna farklı farklı cevaplar verilebilir. Zira o kimilerine göre ülkeyi yıllarca diktatörlükle yönetmiş kanlı bir lider, kimilerine göre de Libya’daki refah seviyesini arttırmak için uğraşmış bir devrimcidir.
Anlayacağınız; o da tıpkı Vladimir Lenin, Josef Stalin, Adolf Hitler gibi tartışmalı liderlerdendir. Yirminci yüzyılın en çok konuşulan siyasi kişiliklerinden biri olan Muammer El Kaddafi, Libya’yı 42 yıl boyunca demir yumrukla yönetmiş, ayrıca renkli kişiliği ve farklı tarzıyla da adından sıkça söz ettirmiştir.
Muammer Kaddafi Kimdir? Kısaca Bilgi
Gösterişli kıyafetleri ve kendine has tarzıyla fazlasıyla dikkat çeken bir lider olmuştur Muammer El Kaddafi. Yanından ayırmadığı kadın korumaları, çapkınlıkları ve siyasi görüşleriyle de hafızalara kazınmış, lüks çadırında ağırladığı misafirleriyle de manşetlerde yer almıştır. Tony Blair, Silvio Berlusconi ve Vladimir Putin gibi isimleri çadırında ağırlamış, ABD’yi karşısına almış ve Kıbrıs Barış Harekatı’nda Türkiye’ye destek veren tek ülke olmuştur.
Kıbrıs Harekatı’nda Türkiye’ye mühimmat ve maddi açıdan yardım ederek dostluğunu kanıtlamış, dünyadaki işleyen sisteme ayak uydurmaktansa, insanlığa faydalı olabilecek kendi tarz sistemlerini yaratmıştır. Halkların özgürlüğünü ve yaşam kalitesini esas alarak yönetim şeklini yarattığı ideolojiye göre belirlemiştir. Pek çok kişi tarafından diktatör olarak nitelendirilmiş ancak o bunu hiçbir zaman kabul etmemiştir. Şimdi gelin, tartışmalı devrik liderin hayat hikayesini ve hakkında merak edilenleri inceleyelim.
Muammer Kaddafi’nin Hayatı
Libya’nın Akdeniz kıyısında yer alan Sirte isimli kentte Bedevi bir ailenin çocuğu olarak 7 Haziran 1942’de dünyaya gelmiştir. Tam adı Muammer Muhammed Abu Minyar el-Kaddafi olan lider, ilk ve ortaöğrenimini Sebha’da tamamlamış, ardından da Libya Üniversitesi’nde Tarih bölümü okumuştur. 1963’deki mezuniyetinin ardından Bingazi’de Askeri Akademi’ye katılmış, burada okul arkadaşlarıyla birlikte daha sonra Özgür Subaylar Hareketi adı alacak gizli örgütü kurmuştur.
Askeri Akademi’den mezun olmasının ardından 1966’da İngiltere’ye uzmanlık eğitimi almıştır. Genç yaşlarında Mısır devlet başkanı Cemal Abdül Nasır’a ve onun Arap sosyalizmi ile Arap ulusçuluğuna hayran olan Kaddafi, Libya Gizli Servisi’nin varlığına rağmen devrim yapmak için 7000’in üzerinde yandaş toplamayı başarmıştır. Kral İdris el-Sunusi’yi devirme planları yapan Kaddafi, 1969 yılında yüzbaşı rütbesiyle harekete geçmiştir.
27 Yaşında Ülkenin Başına Geçen Lider;
O sırada Kral İdris’in Bursa’daki kaplıcalarda tedavi için bulunmasından faydalanan Kaddafi, yanındaki 60 civarındaki genç subaylarla Trablusgarp ve Bingazi’de rejimi yıkma eylemini başlatmıştır. Bu gelişme üzerine Kral’ın yeğeni veliaht El Rida tahttan vazgeçtiğini açıklamış ve ev hapsine alınmıştır. 1 Eylül 1969’da yapılan devrim sonucunda monarşi kaldırılmış, yeni Libya Arap Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
Devrim Komuta Konseyi başkanı ilan edilen Kaddafi, aynı zamanda albaylığa yükseltilmiş, savunma ve içişleri bakanlıkları görevlerini de üstlenmiştir. 27 yaşında ülkeyi tek başına yönetmeye başlayan lider, İslami Sosyalizm kuracağını, Arap Birliği için uğraşacağını ve bağımsız ülkelerle birlikte ırkçılığa, sömürgeciliğe karşı çıkacağını açıklamıştır. Kaddafi yönetimi ABD ve diğer batılı ülkelerce tanınmış, devrik lider örnek aldığı Cemal Abdül Nasır’ın izinden gitmeye başlamıştır.
Devrik Liderin Gençliği;
Libya’daki Amerikan ve İngiliz üslerini kapatan Muammer Kaddafi, üçüncü dünya ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilip emperyalizm ile sonuna kadar mücadele edileceğini açıklamış. Bankaları ve petrol şirketlerini kamulaştıran lider, ayrıca ülkenin refah seviyesinin arttırılması için çalışmalar yapmış. Genç lider, hem yaptıkları hem de farklı tarzıyla (güneş gözlükleri, safari kıyafetleri…) tüm dünyanın dikkatini çeken siyasi bir kişilik olmuş.
16 Ocak 1970’de yeni anayasayı çıkartan lider, bazı ülkelerde sol eğilimli hareketlere destek vermiş. SSCB ile de yakın ilişkiler kuran Kaddafi, Libya’daki azınlıkların mal varlığına el koyarak onları zorunlu göçle ülkeden çıkartmıştır. Petrol gelirlerini dış siyasette çıkarına kullanan lider, Nasır’ın ölümünün ardından Arap dünyasına önderlik etmeye çalışmıştır.
1971’de bu amaç doğrultusunda Libya, Mısır ve Suriye’nin de katılımıyla Arap Cumhuriyetleri Federasyonu kurulmuştur. Aynı yıl Fas ve Sudan’daki askeri darbeleri desteklemiş, 1972 yılında Devrim Komuta Konseyi başkanlığı ve başkomutanlık dışındaki tüm görevlerinden ayrılmıştır. Tabii yeni başbakan Abdülselam Callud’u bu göreve kendi getirmiş, dolaylı da olsa ülkeyi yönetmeye devam etmiştir.
Hayran Olduğu Cemal Abdül Nasır ile Che Gueavara
1973 yılında Kültür Devrimi planına başlamış, eğitim, sağlık, ulaşım, sanayi gibi pek çok alanda yenilikler yapmıştır. 1977’de ülkenin resmi adı Libya Sosyalist Arap Halk Cemahiriyesi olarak değiştirilmiş, Kaddafi Genel Halk Kongresi genel sekreteri unvanını almıştır. 1979’da Mısır ile İsrail arasındaki antlaşmaya karşı çıkmış, hatta Mısır’ın Arap Birliği Örgütü’nden çıkartılması gerektiğini savunmuştur. 1980’de desteklediği yönetimin devrilmesi üzerine Çad’a destek kuvvet yollamış, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün başkanıyla da anlaşmazlık yaşamıştır. İran-Irak savaşında İran’ı destekleyen Kaddafi, Amerika başkanı Ronald Reagan tarafından Batı ülkelerine terör yaymakla suçlanmış, 1981’de başlayan ekonomik ambargonun devam ettirileceğini açıklamıştır.
19882 yılında Afrika Birliği Başkanlığı yapan Kaddafi’ye karşı muhalif tepkiler artarken, yıllık petrol geliri de önemli ölçüde azalmıştır. Bu sırada İngiltere ve Amerika’nın Libyalı diplomatları, Libya’nın da Amerika ve İngiltere’nin diplomatlarını sınır dışı etme kararları alınmış gerginliği iyiden iyiye arttırmıştır. Kaddafi ile Reagan arasındaki anlaşmazlık 1986 yılına kadar devam etmiştir. Amerikan filolarının Libya açıklarında tatbikat yapmasının hemen ertesinde Libya’nın da aynı şekilde tatbikat yapması sırasında iki Libya jeti düşürülmüş, Kaddafi bunun hesabının sorulacağını açıklamıştır.
Kaddafi’nin Kadın Korumaları;
1986’da Libya’ya yapılan hava saldırı sonucunda Kaddafi’nin eşi ve oğlu yaralanmış, 40 civarında kişiyle birlikte liderin 13 yaşındaki kızı da hayatını kaybetmiştir. Tüm dünyanın konuştuğu bu olayı Kaddafi, asıl teröristin ABD olduğunu vurgulayarak şiddetle eleştirmiş. 1986 yılında 43 subayın yaptığı devrim hareketini bastıran Kaddafi’nin ülke içindeki konumu da sarsılmış. ABD’nin Lockerbie kenti üzerinde patlayan yolcu uçağı kazasından sorumlu tuttuğu teröristleri teslim etmeyi reddederek, BM’nin ambargo kararıyla karşılaşmış.
Fakat daha sonra Libya Lockerbie faciasının sorumluluğunu kabullenmiş ve 2003 yılında BM ambargoları kaldırmış. Libya, Amerika ve İngiltere ile bir anlaşma imzalayarak kurbanların ailelerine 2.7 milyar dolarlık tazminat ödemiş. 2011 yılında Arap Baharı’yla birlikte ülkede çıkan iç savaş sonucunda 23 Ağustos’ta Kaddafi rejimi yıkılmış ve devrik lider 20 Ekim 2011’de halk tarafından linç edilerek öldürülmüş.
Muammer Kaddafi’nin Ölümü
20 Ekim 2011’de linç ederek öldürülen Libya lideri hakkında hala pek çok farklı yorum yapılmaktadır. Bazılarına göre Muammer Kaddafi öldürülmemiş olup, şu anda kimsenin bilmediği bir yerde hayatına devam etmektedir. Fakat internette dolaşan videolar, bu varsayımların doğruluğunu çürütmektedir. Ayrıca bu görüntülerin insanın kanını donduracak nitelikte olduğunu da söylemek isterim.
Hatta bazı kaynaklarda yapılan linç girişimi sırasında devrik liderin makatına kazık sokulduğu yönünde bilgiler de bulunmaktadır. Libya Çölü’ne defnedildiği söylenen Kaddafi’nin tam olarak nerede gömülü olduğu ise bilinmemekte, ülkesinden kaçabileceği halde bunu yapmayıp (Venezüella lideri Hügo Chavez ile Küba lideri Fidel Castro Kaddafi’ye sığınma teklifinde bulunmuş) kalmayı tercih eden liderin cesedine hala ulaşılamamaktadır.
Kaddafi ile Oğlunun Cesetleri;
Peki, Kaddafi’nin ölümünden sonra dünya liderleri nasıl yorumlar yapmış? Obama bu olayı; Libyalılar için uzun ve acı içinde geçen bir dönemin sona erdiğini, İngiltere Başbakanı David Cameron ise Lockerbie faciasının kurbanlarıyla Libya’da öldürülen İngiliz polis Yvonne Fletcher’in hatırlanması gerektiğini söylemiştir. Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy, Libya devrik liderinin ölümünün ülkenin özgürleşmesi yolunda atılan büyük bir adım olarak değerlendirmiştir. Hügo Chavez ise bu duruma tepki göstermiş ve Kaddafi’nin şehit olduğunu dile getirmiştir. Libya’nın Washington Büyükelçisi Ali Aucali de Kaddafi’nin devrilmesindeki katkılarından dolayı ABD, Tunus, Mısır, NATO ve uluslararası topluma teşekkür etmiş.
Seyfül İslam Kaddafi;
Gelelim, devrik liderin yakınlarına. Kaddafi’nin ikinci oğlu Seyfül İslam Kaddafi liderin ele geçirilip öldürülmesinden kısa süre sonra ele geçirilmiş ve 5 yıldan uzun süre cezaevinde kalmıştır. 2015 yılında idamla yargılanan Kaddafi, daha sonra affedilerek serbest bırakılmıştır. Kaddafi’nin beşinci oğlu Mutasım ise babasıyla birlikte yakalanıp linç edilmiştir. Eski bir futbolcu olan üçüncü oğul Saadi Kaddafi ise Nijer’de sürgündedir. Kaddafi’ni iki oğlu daha ayaklanmalar sırasında öldürülmüştür. Küçük oğlu Hannibal, kızı Ayşe ile karısı Safiye de Cezayir’e sığınmışlardır.
Muammer Kaddafi ile Türkiye Arasındaki İlişkiler
Türkiye’ye yaptığı yardımlarla gündeme gelen Kaddafi, 1974 yılından sonra ülkemizde herkes tarafından bilinen bir isim olmuştur. Çünkü Muammer Kaddafi 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda yalnız kalan Türkiye’ye Batılı ülkeleri umursamadan yardım etmiş, Türkiye’yi destekleyen tek ülke Libya olmuştur. Amerika’nın silah ambargosu uyguladığı Türkiye, Kaddafi’nin teklifiyle ihtiyacı olan silah ve malzemeleri temin etmiştir. Libya ile Türkiye kardeş iki ülke olmuştur.
Fakat daha sonra Öcalan’ı Libya’ya davet ederek Türkiye’yi kızdırmış, bir de Başbakan Necmettin Erbakan’ı azarlamasıyla gündeme gelmiştir. Kaddafi basın toplantısında Kürdistan’ın kurulması gerektiğini savunmuştur. Kürt ayrımcılığı yapıldığını söyleyen Kaddafi ayrıca İsrail’in Suriye’yi işgal etmesine Türkiye’nin rolü olduğunu ve Türkiye Suriye’ye saldıracak olursa Libya’daki Türk şirketlerinin kapatılıp yerine Yunan şirketlerinin getirileceğini açıklamıştır. Anlayacağınız; Kaddafi Kıbrıs Barış Harekatı’nda Türkiye’nin yanında olsa da daha sonra yaptıklarıyla eleştirilmiş, çoğu kişiye göre tutarsız davranışlar sergilemiştir.
Muammer Kaddafi Eserleri
Muammer Kaddafi’nin Mao’nun Kızıl Kitap’ına karşılık yazdığı Yeşil Kitap ilk kez 1975 yılında basılmış ve devrimci lider kitabında siyasi felsefesini anlatmıştır. Kitabın son cildi 1979’da yayımlanmış ve üçüncü dünya teorilerinin ele alındığı eserde Kaddafi eğitimden eşitliğe, yönetim araçlarından azınlıklara varana kadar pek çok farklı konuyu ele almıştır. Bundan başka; Escape to Hell and Other Stories, My Vision (2005), Kadhafi parle: de l’Afrique, des femmes, de l’Islam… (1993), Escapade en enfer et autres nouvelles (1996) gibi kitapları da bulunmaktadır.
Muammer Kaddafi Sözleri
Şimdi de Kaddafi’nin unutulmayan birkaç sözüne yer vererek yazıyı sonlandırıyoruz.
O demokrasi dese de çoğunluk Kaddafi’yi diktatörlüğüyle hatırlayacaktır.
Protestoculara karşı güç kullanmadığını söylemiş Muammer el-Kaddafi.
Obama’dan NATO öncülüğündeki hava operasyonlarına son vermesini isteyen lider, ABD Başkanı’na yazdığı mektupta ona oğlum diye hitap etmiş.
Böyle söyleyerek muhalifleri açıkça tehdit etmiş Kaddafi.
Libya’da 1 Eylül 1969’da devrimin 28. yıldönümü dolayısıyla verdiği demeçte söylediği sözüdür.
Ne diyorsunuz? Muammer Kaddafi’nin linç edilerek öldürülmesi, insanlık tarihinin en büyük ayıplarından birisi değil mi? Suçlu olsa bile yıllarca ülkesi için çalıştığını söyleyen devrik lider hakkında fikriniz nedir?
Şunu söylemeliyim ki, görülen o zaten. Muhalifler Muammer Kaddafi’yi bol ketçap soslu, pastırmalı, acı pul biberli, karışık pizzalarla, lahmacunlarla beslemişler. Kendisinin üzeri ketçap lekesiyle dolmuş.