Yaşlı Adam ve Deniz, Çanlar Kimin için Çalıyor, Silahlara Veda gibi eserleriyle tanınan Ernest Hemingway, 20. yüzyılın ünlü Amerikan yazarları arasında yer almaktadır. Özgür ruhlu yazar, kariyerine bir gazeteci olarak başlamış, sonrasında ise pek çok farklı kimliğe bürünmüştür. Önemli bir edebiyatçı da olmuş, yetkisi olmadığı halde savaşta bir grup insana önderlik de etmiş, yakın arkadaşı James Joyce ile birlikte sayısız kavgaya da karışmış, genetiği bozuk onlarca kediyle yaşayan huzurlu bir adama da dönüşmüştür.
Heyecanı seven ve hayatı hep dolu dolu yaşayan Hemingway, hayatının son dönemlerinde ise tıpkı Elvis Presley gibi paranoya yapmaya başlamıştır. Sürekli olarak takip edildiğini iddia etmiş ve yakınlarına yaşadığı tuhaf olayları anlatıp durmuştur. Etrafındakiler Hemingway’in FBI tarafından takip edildiği yönündeki düşüncelerini, ünlü yazarın aklını yitirmesine bağlamış, hatta onu bir psikiyatri kliniğine yatırmışlardır. Yaşadığı zihinsel çöküş sırasında birkaç kez intihar girişiminde bulunan Hemingway, sonunda başarılı olmuş ve kendi elleriyle hayatına son vermiştir. Ve önemli eserlerinin yanı sıra dışı hayatıyla da akıllara kazınan ölümsüz isimler arasındaki yerini almıştır.
Ernest Hemingway Kimdir? Kısaca Bilgi
Ernest Hemingway kimdir denildiğinde çoğu kişinin aklına hemen hemen aynı şey gelmektedir. O da yazar kimliğidir. Yani verilecek cevap genellikle, Ernest Hemingway Amerikalı ünlü bir yazardır, olacaktır. Ancak o, bu cevaptan çok daha fazlasını hak eden bir kişidir diyebilirim. Zira adrenalini fazlasıyla seven Ernest Hemingway, ömrünü yalnızca yazarak geçirmemiş. Bunun yanı sıra gerçekten yaşamış.
Diğer bir ifadeyle, hayatın seyircisi olmak yerine onun gerçek bir oyuncusu olmayı tercih etmiş. Ömrü boyunca pek çok farklı hobi edinmiş ve hepsine tutkuyla sarılmış. Sanatın yanı sıra spor ve politikayla da uğraşmış. Hatta ünlü kişilik bir dönem KGB için ajanlık yapmış. Anlayacağınız, Ernest Hemingway’in şaşırtıcı bilgilerle dolu olan hayat hikayesini okumalısınız derim. Emin olun; bu ünlü kişilik hakkında ne kadar çok şey bilmediğinizi siz de anlayacaksınız.
Ernest Hemingway’in Hayatı
Amerikan edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Ernest Hemingway, 21 Temmuz 1899’da Chicago’nun batısındaki Oak Park’ta dünyaya gelmiş. 4 kardeşi olan Hemingway’in 1 erkek, 2 tane de kız kardeşi varmış. Babası bir tıp doktoru olan Clarence Edmond Hemingway, annesi ise eski bir müzisyen olan Grace Hall Heminhgway imiş. Annesi sayesinde müzikle küçük yaşlarda tanışmış ve aldığı eğitimle çello çalmayı öğrenmiş.
Çocukluğunda da hayata sıkı sıkıya bağlı olan Hemingway, yaz tatillerinde ailesi ile birlikte Michigan Gölü kıyısındaki evlerine gidermiş. Ve burada yetişkin bir adamken de ilgilendiği, avcılık, kampçılık, balıkçılık gibi açık hava sporlarıyla uğraşırmış. Franz Kafka ve Nietzsche gibi pek çok ünlü yazarın aksine varlıklı ve kültürlü bir aile içerisinde sağlıklı bir çocukluk geçirmiş Ernest Miller Hemingway. Lise yıllarına geldiğinde ise kalemini kullanmaya başlamış.
Cephede Ağır Yara Aldıktan Sonra İyileşme Döneminde Olan Ernest;
İlk makalesini bir okul dergisi olan Trapeze’de yayınlayan genç Ernest, dönemin ünlü köşe yazarlarından Ring Lardner’i takip etmiş ve hayranlığını yazılarında kullandığı “Ring Lardner Jr.” takma adıyla belli etmiş. 1917 yılında liseden mezun olan Hemingway, ailesinin bütün ısrarlarına rağmen, hayatının her döneminde yapacağı gibi kendi bildiğini okuyarak üniversiteye gitmemiş. Bunun yerine; Kansas City Star isimli bir gazetede muhabir olarak çalışmaya başlamış.
Maceracı kişiliğinin arzularına hiçbir zaman ket vuramayan Hemingway, muhabirlik yaptığı dönemde orduya katılmak için başvurmuş ancak sol gözündeki bozukluktan dolayı I. Dünya Savaşı’na dahil olamayarak hayal kırıklığına uğramış. Ardından Kızılhaç’ın gönüllülerine katılmak için listeye yazılmış ve bu kez istediğine ulaşarak gönüllü ambulans şoförlüğü yapmaya başlamış. Gazetedeki görevinden ayrılan Hemingway, ilk olarak Paris’e gitmiş, sonrasında ise Alman sınırlarındaki İtalyan birliklerinde görev yapmaya başlamış. Henüz yirmi yaşını bile doldurmayan genç adam cephede 6 ayını doldurmak üzereyken, az ilerisinde patlayan bir top ile ağır yara almış.
İtalya’da Aşık Olup Evlenme Teklif Ettiği Hemşire Agnes von Kurowsky;
Yardım etmeye çalıştığı İtalyanlardan bir tanesi ölürken, diğeri ise bacaklarını kaybetmiş. Başka bir askere yardım etmeye çalışırken ise bacaklarından yaralanmış. Olayı ağır yaralı atlatan Hemingway, daha sonra gazetelerde kahraman olarak ilan edilmiş ve Gümüş Madalya ile onurlandırılmış. İtalya’da bir hastanede tedavi altına alınan Hemingway, 6 ay boyunca burada kalmış. Ve kendisinden 5 yaş büyük bir hemşireye Agnes von Kurowsky’ye körkütük aşık olmuş. Kurowsky’e evlilik teklif eden ama reddedilen genç adam, büyük bir üzüntüyle memleketine geri dönmüş. Ve yaşadığı aşk, ileride yazacağı ünlü romanı Silahlara Veda’nın ana konusu olmuş.
1919 yılında teğmen olarak terhis edilen Ernest, Amerika’ya geri dönmüş ama hemen iş hayatına başlamamış. Bir yıl boyunca sakatlığından dolayı ordudan aldığı para ile geçinmiş. 1921 yılında Hadley Richardson ile tanışıp evlenen Hemingway, aynı yıl Chicago’ya taşınmış. Kısa süre sonra da Toronto’da Daily Stars isimli gazetede iş bularak, Paris’e taşınmış. Burada; aralarında daha sonra sıkı dost olacağı James Joyce’nin de olduğu, Ezra Pound, Scott Fitzgerald ve Gertrude Stein ile tanışmış. Ve edebiyata yönelmesi için onlar tarafından teşvik edilmiş. 1922’de savaş muhabiri olarak İstanbul’a gelen Hemingway, ülkemizde bir ay kadar kalmış ve İzmir Yangını ile ilgili haberler yapmış.
Ernest Hemingway’in İlk Eşi Hadley Richardson;
1923’te eşiyle birlikte Amerika’ya dönen Hemingway, aynı yıl ilk kez baba olmuş. Ve Hemingway eşiyle, John Hadley Nicanor “Jack” Hemingway ismini verdikleri oğulları dünyaya geldikten kısa süre sonra sonra yeniden Paris’e taşınmış. 1923 yılında yaşanan bir diğer önemli olay ise Hemingway’in Üç Öykü ve 10 Şiir isimli ilk kitabını yayımlaması olmuş. 1925 ile 1929 yılları arasında, yazarlık döneminin en önemli eserlerini vermiş ve ilk büyük çıkışını 1926 yılında yayımlanan Güneş de Doğar isimli kitabıyla yapmış. Kendine has üslubu ve yeteneği ile beğenilen Hemingway, 1927’de yayımladığı Kadınsız Erkekler ile kısa öykünün üstadı olarak anılmaya başlamış. 1929’da ise İtalya’da aşık olduğu hemşireden esinlenerek yazdığı Silahlara Veda’yı çıkartmış.
1927’de eşinden ayrılan Hemingway, zaten aşk yaşadığı Pauline Pfeiffer ile hemen evlenmiş. Ve 1940 yılında, başka bir kadına aşık olana kadar Pauline ile evli kalmış. Ve tıpkı Hadley’de olduğu gibi Pauline’de de hamilelik nedeniyle Paris’ten beraberce ayrılmışlar. İkinci oğlu Patrick, zor bir doğumun ardından Kansas City’de dünyaya gelmiş. İkinci oğlu Gregory’nin dünyaya geldiği 1931 yılı ise aynı zamanda babası intihar ettiği yıl olmuş. Ve bu olay Hemingway’i derinden etkilemiş. Maddi sıkıntı çeken babasının ölüm haberi, Hemingway’i depresyona sürüklemiş ve yazar olarak ünlenen adam eski hayatına bir dönem ara vermiş.
Ernest Hemingway ve İkinci Eşi Pauline Pfeiffer;
Oğulları ile birlikte evde vakit geçirmenin yanı sıra sık sık alkol almaya başlayan Hemingway, yazmaya da ara vermiş. 1930’lı yıllarda yazlarını Florida – Key West, kışlarını ise avcılık ve balıkçılık yaptığı Wyoming’de geçirmekteymiş. Ve 1931 yılında kendisine hediye edilen beyaz renkli genetiği bozuk kedi, onu bu nadir türlere aşık etmiş. Snawball adını verdiği kediden sonra, yaklaşık 50 genetiği bozuk kedi daha sahiplenmiş ve Key West’teki evinde onların özgürce yaşamasını sağlamış. Günümüzde müze olarak kullanılan evde hala Snawball’un torunlarının olduğunu ve bu özel hayvanların “Hemingway’in Kedileri” olarak anıldığını bir ek bilgi olarak belirtmek isterim.
1933’te eşi Pauline ile birlikte Afrika’ya bir safari macerasına gitmiş. Ve bu yolculuk Ernest’in 1935 yılında yayımlayacağı Afrika’nın Yeşil Tepeleri isimli eserinin kaynağı olmuş. Aynı seyahat Klimanjaro’nun Dağları ile Francis Macomber’in Kısa Mutlu Yaşamı öykülerine de ilham vermiş. Afrika’dan döndükten sonra Pillar adını verdiği bir balıkçı teknesi almış. Teknenin donanımını epey geliştiren Hemingway, Pillar ile sık sık avlanmaya çıkmış. Hobi olarak başladığı uğraşında epey profesyonelleşen Hemingway, 1938 yazında tam 52 tane kılıçbalığı yakalamış.
Ernest Hemingway, Çok Sevdiği Mutant Kedileri ve Oğulları ile Birlikte;
1935 yılında yakaladığı köpekbalığı da dillere destan olacak türdenmiş. Teknesine çıkardığı köpekbalığıyla o kadar boğuşmuş ki sonunda silahıyla köpekbalığıyla birlikte kendisini de vurmuş. Hatta Hemingway’in balıkçılığı o kadar efsane olmuş ki Fidel Castro onun için 1960’da Küba’da bir turnuva bile düzenlemiş. İşte Ernesy Hemingway’in Pillar isimli teknesiyle çıktığı avlar, Yaşlı Adam ve Deniz isimli eserinin de ilham kaynağı olmuş.
1936 yılında savaş muhabiri Martha Gellhorn ile tanışıp onunla İspanya’ya giden Hemingway, burada Amerika Gazeteler Birliği adına çalışmış. Gellhorn ile farklı yerlerde çalışmalarına rağmen sık sık bir araya gelen ikilinin arasında yeni bir aşk doğmaktaymış. İspanya’da bulunduğu 2 yıl boyunca boğa güreşi tutkusunu da ihmal etmeyen savaş muhabiri yazar, zeki ve özgür ruhlu Gellhorn’a iyice bağlanmış.
Ernest Hemingway Üçüncü Eşi Martha Gellhorn ile;
Geri döndükten sonra eşinden ayrılmak isteyen adam, Pauline’den uzaklaşmak için 1939’da Küba Havana’da bulunan bir otele yerleşmiş. Martha da peşi sıra sevgilisinin yanına gitmiş. 1 yıl sonra Pauline’den boşanan Hemingway, Havana yakınlarında bir çiftlik satın almış ve üçüncü eşi Martha ile orada yaşamaya başlamış. Aynı yıl, en başarılı ve ünlü eserlerinden biri olan “Çanlar Kimin için Çalıyor” yayımlanmış ve bu kitabı yaratıcısının Pulitzer Ödülü’ne aday gösterilmesini sağlamış. Ancak ödülü kazanamamış. Ardından yeni eşi ile birlikte ülkeyi işgal eden Japonları izlemek için Çin’e gitmiş. Daha sonra, Küba’ya geri dönen ikili, 1944’te ise savaş muhabiri olarak Avrupa’da görev almış.
22. alayla birlikte seyahat edene Hemingway, Rambouillet kasabasındaki operasyonlardan bini yönetme iznini koparmış. Ve aradan çok fazla zaman geçmeden küçük bir gruba gizlice liderlik yapmaya başlamış. Hemingway’in emirlerini sorgusuz sualsiz yerine getiren üyelerin sayısı arttıkça, örgüt düzensizler olarak anılmaya başlamış. Bir savaş muhabiri olmasına rağmen albay üniforması giyen Hemingway, bunun yanında birkaç kez düzensizleri savaşın içine sokmuş. Ve Cenevre Sözleşmesi’ne aykırı davrandığı için askeri mahkemede yargılanmış ama bir şekilde paçayı kurtarmayı başarmış. Yeniden savaş alanına dönen Hemingway, savaş bittikten iki yıl sonra ise bronz madalya ile ödüllendirilmiş.
Ernest Hemingway ve Son Eşi Mary Walsh;
Bu sırada Martha ile de ayrı kalan Hemingway savaştan sonra Londra’ya geri döndüğünde Time dergisi muhabiri Mary Welsh ile tanışmış. Ve çift 1946’da evelenerek Küba’ya yerleşmiş. Burada bozulan sağlığı yüzünden sıkıntı çeken Hemingway, Küba’da bulunduğu yıllarını sık sık balığa çıkarak, avlanarak ve doğayla iç içe olarak geçirmiş. 1952 yılında Yaşlı Adam ve Deniz isimli eserini kaleme alan Hemingway’in kitabı 1953’te Pulitzer, 1954 yılında ise Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş.
Seyahatlerine dördüncü eşi Mary ile devam eden Hemingway, geçirdiği iki uçak kazası ve aşırı alkol tüketiminin etkisiyle hem fiziksel hem de zihinsel olarak kötü dönemler geçirmeye başlamış. Durumu 1928 yılında Paris Ritz Otel’e bıraktığı iki sandığı bulup anılarını yazmaya çalışmasıyla daha da kötüleşmiş. Idaho’da ev alan Hemingway, yeni evinin yanı sıra Küba’ya gelip gitmeye devam etmiş.
Ernest Hemingway’in Mezarı;
Küba’da değişen rejimden sonra tamamen Idaho’ya yerleşen Hemingway, bu dönemde paranoyak düşünceler içerisine girmiş. Ajanların onu izlediği, FBI’ın her an peşinde olduğu gibi sözler etmeye başlamış. Gerçi Hemingway’in bu sözleri pek de paranoyakça değilmiş. Zira ünlü ismin ölümünden yıllar sonra, Elvis Presley de dahil pek çok ünlü ismi mercek altına alan FBI görevlisi J. Edgar Hoover, Hemingway’i takip ettiğini açıklamış. Ayrıca ünlü kişiliğin, bir dönem KGB için çalıştığı da yıllar sonra edinilen bilgiler arasındaymış.
Her neyse, eşi ve yakın dostları onun zihinsel sağlığından şüphe ederken, Hemingway’in bir gün evinin mutfağında intihar etmek üzereyken bulunması şüpheleri daha da güçlendirmiş. Bunun üzerine yazar, psikiyatri kliniğine yatırılmış. Hatta o dönemin popüler tedavi yöntemine, elektro şok tedavisine tabi tutulmuş. Taburcu olduktan iki gün sonra yeniden intihar girişiminde bulunmuş ve ne yazık ki bu kez başarılı olmuş. Silahını ağzına dayayarak ateş eden Hemingway, 2 Temmuz 1961’de tıpkı iki kardeşi ve babası gibi intihar etmiş vaziyette bulunmuş.
Ernest Hemingway Eserleri
Bir roman ve hikaye yazarı olan Ernest Hemingway’nın Yaşlı Adam ve Deniz, Çanlar Kimin için Çalıyor, Afrika’nın Yeşil Tepeleri, Irmaktan Öteye Ağaçların İçine, Varlık Yokluk, Ya Hep Ya Hiç, Kadınsız Erkekler, Akıntı Adaları, Tehlikeli Yaz, Silahlara Veda, Güneş de Doğar, Kilimanjaro’nun Karları, Kazanana Ödül Yok, Paris Bir Şenliktir, Yazma Üzerine, Öğleden Sonra Ölüm, Askerin Dönüşü, Beyaz Filden Tepeler isimli eserleri bulunmaktadır. Gelin şimdi, bunlardan birkaç tanesini aşağıda kısaca inceleyelim.
Yaşlı Adam ve Deniz
Hemingway’in Küba’da kaleme aldığı bu eser, birçok ödül kazanmıştır. Ünlü ismin Pillar isimli teknesiyle çıktığı balık avlarından esinlenerek yazdığı Yaşlı Adam ve Deniz’de Kübalı bir balıkçı olan Santiago’nun maceraları anlatılmıştır. İncil’den ögelerin de bulunduğu eserde Hemingway, olayları ve kahramanları sembolik bir şekilde işlemiştir.
Çanlar Kimin için Çalıyor
Hemingway’in en ünlü romanlarından biri olan Çanlar Kimin için Çalıyor’da ise savaşın ne kadar anlamsız olduğu üzerinde durulmuştur. Başarılı yazarın her zamanki gibi sade bir dille yazdığı eser, 1943 yılında beyaz perdeye de uyarlanmış, ayrıca kitabın adı Metalllica’nın meşhur şarkılarından biri olan şarkının adı da olmuştur.
Güneş de Doğar
1926 yılında yayımlanan Güneş de Doğar isimli eser ise Hemingway’in ilk büyük romanı olduğu için önem taşımaktadır. Ülkemizde ilk defa 1955 yılında yayınlanan eser ayrıca Time dergisinin 1923 ile 2005 yılları arasında yazılmış en iyi 100 İngilizce roman listesinde de yer almıştır.
Ernest Hemingway Sözleri
Ernest Hemingway hakkında pek çok şey öğrendik. Tadını çıkartarak yaşayan ünlü kişiliğin sözleri de hayatı kadar etkileyici. İşte karşınızda birkaç Hemingway ünlü sözü:
Demiş ve öyle de yapmış. Boğa güreşinden, savaşa, ajanlıktan, yazarlığa, avcılıktan, aile babalığına pek çok farklı kimliğe bürünmüş ve dolu dolu yaşamış.
Sahiden! Sizin hayatınızda muhteşem olduğunuzu düşünen birileri var mı? Şayet varsa, onun değerini bilmelisiniz derim.
Basit bir dil kullanmasına rağmen derinliğiyle tanınan Hemingway’in kısa öyküdür. Rivayete göre bir grup arkadaş toplantısında Hemingway’in yeteneği bir edebiyatçı tarafından sorgulanır. Ona 10 kelimeyi geçmemek şartıyla bir hikaye yazıp yazamayacağı sorulur. Bunun üzerine Hemingway, 6 kelimeden oluşan yukarıdaki öyküyü yazar.
4 evlilik yapan Hemingway, sahip olduğu bütün niteliklerinin yanında gerçek bir aşıkmış.
Ne kadar da doğru bir söz, değil mi? Tamam, işin ucunda belki hayal kırıklığı yaşamak var ama bunu denemeden öğrenemeyeceğimiz de apaçık ortada.
Ne diyorsunuz, Ernest Hemingway sizce de hayatı dolu dolu yaşamamış mı? Maceradan maceraya koşan ünlü kişilik, yolculuğunu intiharla nihayete erdirmiş olsa da aşktan acıya savaştan barışa mutluluktan depresyona hayatın bütün gerçeklerini tatmamış mı?
etkileyici yazı
etkileyici yazar