Şöyle arkamıza yaslanıp, televizyon tarihinin gördüğü en komik karakterleri sayacak olsak, akla ilk gelenler arasında Engin Günaydın’ın hayat verdiği Burhan Altıntop olacaktır. Avrupa Yakası’na üçüncü sezonda katılan ancak sonrasında dizinin en önemli dişlisi haline gelen Engin Günaydın, kuşkusuz Burhan Altıntop ile sınırlı kalamayacak derecede büyük bir yeteneğe sahip.
O, yeri geldiğinde art-house bir filmde karşımıza çıkabileceği gibi, yeri geldiğinde de göbek çatlatan bir mizahın başrolü olarak arz-ı endam edebilir. Öte yandan; Gülse Birsel’in senaryosunu yazdığı Aile Arasında filminin başrolü olarak da çok beğenilmiştir. Biz de bu vesileyle Engin Günaydın kimdir, hangi projelerde yer almıştır, sizler için kaleme aldık.
Engin Günaydın Kimdir?
1972 yılında Tokat, Erbaa’da dünyaya gelen Engin Günaydın, çocukluk yıllarından itibaren oyunculuğa merak salmıştır. Nitekim lise yıllarında tiyatro yapması, onun konservatuvara gitme düşüncesini iyiden iyiye pekiştirmiştir. Ancak o ailesinin ısrarı ile İzmit’teki ablasının yanına gönderilir.
Burada hayallerinden vazgeçmeyen Engin Günaydın, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı‘nı kazanır ve oradan da Mimar Sinan’a yatay geçiş yapar. Esasen eğitim hayatındaki başarılar, gümbür gümbür gelen bir oyuncunun da ilk ayak sesleri olarak nitelendirebilir. İlk yıllarında BKM ekibiyle yolları kesişen ve bu sayede Otogargara‘da sahne alan Günaydın, hemen akabinde de daha popüler bir iş olarak tabir edebileceğimiz Bir Demet Tiyatro‘da boy göstermiştir.
Geniş kitlelere hitap eden dizilerdeki küçük çaplı rolleri esasen onun yeteneğinin de göze çarpmasına olanak sağlamıştır. Sonrasında, Zeki Demirkubuz ile yolu kesişen Günaydın, hemen akabinde ise Okan Bayülgen‘in ekibine dahil olarak Zaga‘daki küçük skeçlerde yer alır.
Esasen bu skeçler, onun kariyerine de büyük bir ivme kazandırmıştır. Bu dakikadan itibaren Engin Günaydın’ın önünde durmak, yarattığı mizahı göz ardı etmek, tabiri caizse mümkün olmamıştır. 2004 yılında Avrupa Yakası dizisi ile adını unutulmazlar arasına yazdırmayı başaran yetenekli oyuncu, burada 4 sezon oynayıp, dizinin komedi yükünü sırtlayan isim olduktan sonra, senaryosunu yazdığı Vavien‘le beyaz perdede boy gösterdi.
Daha sonrasında birçok televizyon dizisinde yer alan ancak geçtiğimiz yıl içerisinde bir daha dizilerde yer almak istemediğini deklere eden Günaydın, sinema çalışmalarına da ağırlık vermiş durumda. Bunun ilk göstergesi olarak, Aile Arasında‘da yer alan oyuncu, yalnızca yeteneği ile gündeme gelmeyi yeğleyen ve özel hayatını kapalı kapılar ardında yaşamayı başaran ender sanatçılardan da biridir.
En İyi Engin Günaydın Dizileri
Tabii, mevzu bahis Engin Günaydın oldu mu, onun yer aldığı dizilere göz atmak ve fütursuzca kahkaha atmak da kaçınılmaz bir süreç halini alıyor. Dilerseniz, yetenekli oyuncu ile televizyon ekranlarından buluşmamıza vesile olan dizilere hep birlikte göz atalım.
Bir Demet Tiyatro
Mükremin Çıtır ve ailesini merkezine alan, aynı zamanda ekran başına geçen herkese doyumsuz kahkahalar vadeden Bir Demet Tiyatro, kuşkusuz ekranların da gördüğü en özel işlerden biri. Yılmaz Erdoğan önderliğinde ekranlara gelen ve birçok kült karakteri bizlere kazandıran dizinin, unutulmazlarından biri de Engin Günaydın’ın hayat verdiği Zabıta İrfan‘dır.
Asap bozan konuşması, herkese üstten bakışı ve de o özgün şivesiyle, dizinin antipatik olmasına karşın en sevilen karakterlerinden biridir. Özellikle Engin Günaydın’ın tarifsiz yeteneğini bizlere tanıştırması hasebiyle oldukça değerli bir noktada duran Zabıta İrfan, Bir Demet Tiyatro‘nun unutulmazlar arasına adını yazdırmasındaki en önemli yapı taşlarından da biridir. Halihazırda dahi, bakkala gelip her koşulda gofret yiyebilme yetisi, hafızlarda ilk günkü güncelliğini korumaktadır.
Aşkım Aşkım
Senaryosunu Çarli, Yılan Hikayesi ve Beşik Kertmesi gibi bir dönemin kült dizilerini yaratan Tayfun Güneyer’in yazdığı Aşkım Aşkım, döneminin mizah anlayışını yansıtan yer yer abartılı olsa da güldürmeyi başaran bir dizi olarak hatırlanmaktadır.
Mehmet Ali Erbil ve Emel Sayın’ın geçinmekte zorlanan ancak yine de birbirlerinden vazgeçemeyen restoran sahibi bir karı-kocaya hayat verdiği dizide, Engin Günaydın’ı ise Tarık Usta rolüyle görmekteyiz. Her ne kadar dizinin başrolü olmasa da hikayenin eğlence kısmının bir kez daha Engin Günaydın’ın sırtına yüklendiğini rahatlıkla söylemek mümkün.
Özellikle kendine has şivesini bir kez daha konuşturan, otoriter ama bir o kadar naif bir aşçı olarak karşımıza gelen Tarık Usta’nın Japon güzeli Makiko’ya olan aşkı da oldukça keyifli anları beraberinde getirmektedir. Engin Günaydın’ın, Zabıta İrfan‘dan sonra üstüne koyarak geldiğinin en büyük kanıtı olan Tarık Usta, alelade bir dizinin akılda kalıcı bir karakteri olarak hafızlarımızda yer etmeyi başarmıştır.
Avrupa Yakası
Sırada televizyon tarihinin en özgün komedilerinden biri olan Avrupa Yakası var. İtiraf edelim, Engin Günaydın’ın üçüncü sezonda diziye katılışı onun kariyerini nasıl baştan aşağı değiştirmişse, televizyon izleyicisinin de komediye bakış açısını bir nebze de olsa farklılaştırmıştır. Nitekim Burhan Altıntop tiplemesinden sonra, her karakter yavan, her hikaye tatsız tutsuz gelmeye başlamıştır. Çünkü Engin Günaydın, yeteneği ile mizahı öyle bir seviyeye çıkarmıştır ki tartışmasız Türk televizyonlarında bir daha kimse o noktaya erişememiştir bile!
Avrupa Yakası dergisinin gizemli ama bir o kadar da sürprize açık İdare Müdürü olarak hikayeye dahil olan Burhan Altıntop, ilerleyen sezonlarda git gide dizinin de en önemli yapı taşı olmayı başarır. Önce Sütçüoğlu Rezidans‘a taşınır, sonrasında Makbule ile nişanlanır ve iyiden iyiye ailenin bir parçası olur. Tabii bu süre zarfı içerisinde, kendisini Nişantaşı‘na, dolayısıyla dergi ekibine kabul ettirme çabası ve her defasında dışlanması da birbirinden eğlenceli anları beraberinde getirir.
4 sezon boyunca en az başrol kadar ilgi çeken dizi karakterleri Burhan Altıntop karakterine hayat veren Engin Günaydın, hiç kuşkusuz tarihin de en spesifik karakterlerinden birini Türk izleyicisine sunmayı başarmıştır. Keza aradan geçen yıllarda, Avrupa Yakası hala popülaritesinden zerre ödün vermediyse, bunun en büyük müsebbiblerinden biri de Engin Günaydın‘ın ta kendisidir.
Muhteşem Yüzyıl
Televizyon tarihinin gördüğü en dev bütçeli yapımlardan biri olan Muhteşem Yüzyıl, bir yandan Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem’in destansı aşkına eğilirken, öbür yandan da Harem entrikaları ile anlatısını güçlendirmekteydi. Bu süre zarfında hikayeye dahil olan birçok karakter de Muhteşem Yüzyıl’ın görkemli anlatısını perçinliyordu. İşte, o oyunculardan biri de tüm yeteneği ile arz-ı endam eden Engin Günaydın‘dı.
Dizinin ilk bölümünde Gül Ağa karakteri ile karşımıza çıkan, ancak daha sonrasında senaryo gereği diziye devam etmeyen Engin Günaydın, gelen yoğun istek üzerine 2. sezon başında diziye tekrardan dahil olmuştur. Özellikle Sümbül Ağa ile olan çekişmesi ve Şeker Ağa ile olan münasebeti ile fazlasıyla güldürmeyi başaran Engin Günaydın, bir kez daha unutulmaz ve kendisine özgü bir karakteri izleyiciye sunmayı başarmıştır.
Evet, belki bu sefer başrollerden biri değildi, olmasına da ihtimal yoktu ancak Gül Ağa, Muhteşem Yüzyıl‘ın en sevilen karakterlerinden biri olmayı yine başarmıştı. Tabii bundaki aslan payı da, yeteneğini her koşulda konuşturmayı başaran Engin Günaydın‘a ait! İlerleyen süreçte bir kez daha diziden ayrılan Gül Ağa, Harem’i boş bıraksa dahi, gülen yüzü ve sinsi duruşuyla hafızlarda her daim yerini korumuştur.
Galip Derviş
Ünlü Amerikan dizisi Monk’un Türkçe uyarlaması olarak huzurlarımıza gelen Galip Derviş, orijinalini aratmayacak derecede eğlenceli ve bir o kadar da gizem sosu yüksek bir anlatıyla karşımıza gelmeyi başarmaktadır. Engin Günaydın’ın, obsesif bir kahramana hayat verdiği dizide, çözülmesi en zor olayları eliyle koymuş gibi bulan ancak fobilerinin de esiri olan Galip Derviş, esasen tüm samimiyetiyle izleyicisini selamlamaktadır.
Engin Günaydın’ın bir kez daha döktürdüğü aynı zamanda yanına monte edilen Algı Eke ve Ersin Korkut ile de iyi bir ekip görüntüsü çizdiği dizi, her bir anıyla güldürmeyi başarırken, başrolündeki oyunculara da hayran bırakmayı ihmal etmemektedir. Kanal D ekranlarında izleyicisi ile buluşan ve polisiye ile mizahın harikulade bir birleşimi olarak karşımıza gelen Galip Derviş, Engin Günaydın’ın son dizisi olmasının yanı sıra, onun eşsiz yeteneğine bir kez daha tanıklık ettirmesi hasebiyle de oldukça değerli bir noktada durmaktadır.
En İyi Engin Günaydın Filmleri
Her ne kadar Engin Günaydın’ı televizyona yaptığı işlerle daha fazla tanıyor olsak da, beyaz perdede de hatırı sayılır işler yaptığını söylemeden geçmek olmaz. Birçok usta işi filmde yer alan, yeri geldiğinde kamera arkasında da üzerine düşeni yerine getiren Engin Günaydın’ın yer aldığı unutulmaz filmlere dilerseniz hep birlikte göz atalım.
Yazgı (2001)
Engin Günaydın’ın ilk beyaz perde tecrübesini içeren Yazgı, aynı zamanda usta sinemacı Zeki Demirkubuz’un “Karanlık Üzerine Öyküler” adını verdiği üçlemesinin de ilk filmi olma özelliği taşımaktadır. Sonrasında gelecek, İtiraf ve Bekleme Odası isimli filmlere zemin hazırlaması hasebiyle değerli bir noktada duran Yazgı, usta yönetmenin alışılagelmiş vurucu anlatısından izler taşırken, Engin Günaydın’ın hayat verdiği Necati tiplemesiyle de yer yer güldürmeyi başarmaktadır.
Hayata karşı kayıtsız kalmış, her şeyi akışına bırakmış Musa, tam anlamıyla donuk ve boşvermiş bir karakter olarak karşımıza gelmektedir. O, annesinin ölümüne bile kayıtsız kalmayı yeğleyen, hiçliği kendine pusula edinmiş biridir. Böylesine bir adamın hayatına giren Necati gibi uçarı bir tip bile, onun yaşantısını hiçbir şekilde değiştirmeyi başarmaz. Ancak hafızalarda, sergilediği duruş cin fikirli yapısı kalır.
Engin Günaydın’ın, sokakta karşımıza çıkması muhtemel tiplemelerden birini bizlere sunduğu Necati, ilginç ama bir o kadar da okuması zevkli karakterlerden biridir. En iyi festival filmleri arasında yer alan yapım Engin Günaydın‘a Ankara Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyucu Ödülü kazandırmış, aynı zamanda başarılı oyuncunun, beyaz perdede ne denli başarılı işler yapabileceğinin ilk göstergesi olmuştur.
G.O.R.A. (2004)
Türk mizahı için mihenk taşı olan filmlerden biri de hiç şüphesiz ki G.O.R.A.‘dır. Cem Yılmaz’ın hayat verdiği Arif Işık‘ın uzaylılar tarafından kaçırılmasını ve bir başka gezegende başına gelen ilginç hadisleri konu alan film, aynı zamanda zengin oyuncu kadrosu ile de dikkat çekiyor. Esasen, pek kimselerin gözüne batmayan, ancak tüm endamıyla G.O.R.A.’da var olan isimlerden biri de Engin Günaydın’ın ta kendisidir.
Film henüz başlamış, Arif elindeki UFO görüntülerini dergiye satmak istiyordur. Ancak burada bir yanlışlık baş gösterir, Arif’in çekmiş olduğu UFO görüntüsünün üzerinde “Kütahya Porselen” yazmaktadır.
İşte Arif’in fotoğrafları satmak istediği ancak “Bunlar fake” cevabını aldığı dergi editörü, Engin Günaydın‘dır. Filmin başında ve sonunda kısa süreli olarak gözüken, ancak kendisine biçilen süre zarfı içerisinde üzerine düşeni fazlasıyla yerine getiren yetenekli oyuncu, mizahın anbean beraberinde getiren böyle bir yapı içerisinde, akılda kalmayı ve ortaya koyduğu esprilerle unutulmazlar arasına adını yazdırmayı da başarıyor.
Vavien (2009)
Engin Günaydın’ın kariyerinin en önemli çalışmalarından biri olan Vaviven, usta oyuncunun aynı zamanda senaryosunu da kaleme aldığı bir film. Ülkemiz sinemasının yüz akı kara komedilerinden olan Vavien‘in yönetmenliğini ise Taylan Biradeler üstleniyor.
Evliliği sallantıda giden ve eşine gerektiği saygıyı göstermeyen Celal’in aynı zamanda başka bir kadınla da ilişkisi vardır. Karısından bir an önce kurtulmanın planlarını yapan Celal’in tek derdi ise eşi Sevilay’ın sakladığı paralardır. Bu noktadan itibaren şeytanın dahi aklına gelmeyecek planlar yapan Celal, izleyicisini de büyük bir bilinmezin ortasına bırakır.
Bir yandan güldüren öte yandan ise derin düşüncelere sevk eden Vavien, kara mizahın tüm ögelerinden sonuna kadar beslenmeyi başarıyor ve izleyicisine harikulade bir film armağan etmeyi başarıyor. Özellikle Engin Günaydın ve Binnur Kaya ikilisinin başroldeki uyumuyla hafızlara kazınan film, beklenmedik anda vuku bulan mizahı ve bunu ağdasız şekilde yapısıyla, sinemamızın son yıllardaki en önemli filmlerinden biri olarak da öne çıkmayı başarmaktadır.
Yeraltı (2012)
Engin Günaydın ve Zeki Demirkubuz ikilisinin yeniden buluşmasını müjdeleyen Yeraltı, Rus yazar Dostoyevski’nin başyapıtlarından biri olarak gösterilen Yeraltından Notlar kitabından serbest şekilde uyarlanarak beyaz perdeye aktarılmıştır. Bir varoluş problemi olarak adlandırabileceğimiz Yeraltı, Muharrem’in eski dostlarıyla hesaplaşmasına da ayrı bir parantez açmaktadır.
Özellikle Engin Günaydın’ın, “Sayın generalim ve kadirşinas yalakaları” cümlesiyle söze başladığı efsanevi tirat, yalnızca filmi yücelten en önemli sahnelerden biri değil, aynı zamanda sinemamızda da uzun yıllar hafızlardan silinmeyecek bir sekanstır.
Zeki Demirkubuz’un içsel sancılara eğildiği ve ustaca anlatımını her bir ana yaydığı ödüllü Türk filmleri arasındaki Yeraltı, yönetmenin de son yıllardaki en dişe dokunur filmi. Aynı zamanda Engin Günaydın’ın, bir kez daha üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğine tanıklık etmek ve onun ciddi rollerde de ne denli başarılı olduğunu bir kez daha kanıtlaması, Yeraltı‘nı değerli kılan başlıca etmenlerden.
İçimdeki Ses (2014)
Engin Günaydın‘ın senaryosunu kaleme aldığı ikinci film olma özelliği taşıyan İçimdeki Ses, Vavien’e oranla izleyicisine daha pastel bir mizah armağan ederken, zaman zaman kahkahayı beraberinde getiren yapısıyla da dikkat çekmeyi başarmaktadır.
Selim, içine kapanık, dış dünyayla pek fazla ilişkisi olmayan bir yazardır. Yalnızlıktan sürekli dem vuran ve bu nedenle de Umre’den yeni dönen annesinin yanına taşınan Selim, yalnızlıktan kurtulmuştur belki ama bu sefer de annesinin onun üzerinde kurduğu baskıdan iyiden iyiye yılmıştır. Tam da bu süre zarfı içerisinde, tesadüf eseri hayatına giren güzeller güzeli Ayşıl, Selim’in hayatını baştan aşağı değiştirecektir.
Artık onun tek bir amacı vardır, bu güzel kadını kendisine aşık etmek! Bu dakikadan itibaren, hikayesini bir dolu dolambaçlı hadise içine yerleştiren ve buradan eğlenceli bir mizah çıkarmayı başaran İçimdeki Ses, Engin Günaydın filmografisinin zayıf işlerinden olsa da, yer yer güldürmesi ile öne çıkmayı başarıyor. Yönetmenliğini Çağrı Bayrak’ın yaptığı, Engin Günaydın’ın başrolü Leyla Lydia Tuğutlu ve Füsun Demirel ile paylaştığı film, tam anlamıyla bir aile komedisi olarak huzurlarımıza gelmektedir.
Aile Arasında (2017)
Şimdilerin taze komedisi olarak adlandırabileceğimiz Aile Arasında, Avrupa Yakası‘nda birlikte çalışan ve harikulade bir uyum yakalayan Engin Günaydın – Gülse Birsel ikilisini yeniden bir araya getiriyor. Temponun anbean yukarıya çıktığı ve izleyicisine muazzam bir güldürü armağan ettiği Aile Arasında, son zamanlarda karşımıza çıkan en leziz komediler arasında!
Engin Günaydın’ın bir kez daha başrolde harikalar yarattığı ve işin mizah tarafını fazlasıyla sırtlandığı film, Gülse Birsel’in eşsiz senaryosu ve Ozan Açıktan’ın dinamik anlatımıyla birleştiğinde tadından yenmez bir seyirlik haline dönüşüyor. Engin Günaydın’ın başrolleri Demet Evgar, Fatih Artman, Erdal Özyağcılar, Devrim Yakut, Su Kutlu ve Ayta Sözeri ile paylaştığı film, doyumsuzca gülmek isteyen herkesin görmesi gereken bir iş olarak fark yaratmaktadır.
işlem yapmak için
GCM Yatırım
yanınızda!
Paratic Haber
Paratic Piyasalar
