Türkiye Cumhuriyeti’nin en çok konuşulan cumhurbaşkanları arasında başta gelen Turgut Özal, bazılarının hayranlıkla söz ettiği bazılarınınsa hakkında pek hoş yorumlar yapmadığı bir isim. Özellikle Cumhurbaşkanlığı döneminde yönetim şekli ile ilgili farklı metodlar kullanmasıyla hafızalara kazınmıştır.
Yönetim şeklinin tam anlamıyla Türkiye’yi ikiye böldüğü uzunca bir süre tartışma konusu olmuştur. Özal’ın kime ve neye hizmet ettiği, iktidara birileri tarafından mı getirilip getirilmediği de kimileri için akıllarda soru işareti olarak kalmıştır. Diğer taraftan Cumhurbaşkanlığı döneminde ülke menfaatlerini düşünerek, dış mihraklara karşı yurdunu savunan bir kişilik olarak da yorumlanmıştır. Gelin, tartışmalı bir kişilik olan Turgut Özal kimdir sorusunun cevapları üzerine daha detaylı konuşacağımız alt başlıklarımıza geçelim.
Turgut Özal Kimdir? Kısaca Bilgi
Malatya doğumlu Turgut Özal memur bir çiftin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve hayatının ilk yıllarında farklı farklı yerlerde eğitim görmüş. Yoksulluğun ne demek olduğunu iyi bilen Özal, burslu olarak girdiği İstanbul Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği bölümünü bitirmiş. Mezun olduktan sonra hem devlet hem de özel kuruluşlarda çalışarak, 1980 darbesinden sonra başbakan yardımcılığı olarak görev yapmıştır.
1983’te Anavatan Partisi’ni kuran Özal; ezici bir çoğunlukla önce başbakan, sonra da cumhurbaşkanı olmuştur. İktidarda olduğu dönem boyunca çalışmaları ve renkli kişiliğiyle dikkatleri üzerine çeken Özal, 17 Nisan 1993’te nedeni hala kesin olarak açıklanamayan bir sebepten dolayı hayata veda etmiştir. Kısaca Turgut Özal kimdir sorusuna bu şekilde cevap verdiğimize göre, gelin şimdi ünlü ismin detaylı haya hikayesini incelemeye başlayalım.
Turgut Özal’ın Hayatı
Banka memurluğu yapan Mehmet Sıddık Özal ile ilkokul öğretmeni Hafize Hanım çiftinin çocukları olarak 13 Ekim 1928’de yılında Malatya’da dünyaya gelmiş Turgut Özal. Ve babasının işi nedeniyle hayatının ilk yıllarında pek çok farklı yerde yaşamış.
İlk olarak 4 yaşındayken ailesiyle birlikte Bilecik’in Söğüt ilçesine taşınan Turgut Özal, ilköğretimine burada başlamış. Ardından Silifke’ye taşınılmış ve Özal burada eşeğin üzerinden düşerek kolundan sakatlanmış. İşte bu sakatlık yüzünden de çocukluk hayali olan pilotluktan vazgeçmek durumunda kalmış. Ortaokulu Mardin’de tamamladıktan sonra burada lise olmadığı için Konya Lisesi’ne gönderilmiş.
Turgut Özal Çocukluk ve Gençlik Fotoğrafı;
Paralı yatılı okumaya devam ettiği sırada kardeşi Korkut Özal da ortaokuldan mezun olmuş. Fakat ailenin maddi durumu her iki çocuğu da paralı yatılı okutmak için müsait değilmiş. Bunun üzerine, çocuklar; belirli bir kira karşılığında dayıları Süleyman Doğan’ın yanına Malatya’ya gönderilmiş.
Kayseri Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’ne burslu giren Özal, burada elektrik mühendisliği bölümünü bitirmiş. 1950’de diplomasını aldıktan sonra ise Ankara Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nde mühendislik yapmaya başlamış. Aynı dönem, ailesinin ısrarları sonucunda Ayhan İnal ile nikah masasına oturmuş. Fakat bu birliktelik hiç uzun sürmemiş.
İkinci Eşi Semra Hanım;
1952 yılında ise iş arkadaşı olan Semra Hanım ile evlenmiş ve hepimizin tanıdığı Semra Hanım’dan Zeynep, Efe ve Ahmet isimlerinde 3 çocuğu olmuş. Evliliğinden kısa süre sonra Amerika’ya gönderilen Özal, Teksas Üniversitesi’nde ekonomi alanında ihtisas yapmış. Ülkeye geri döndükten sonra Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nde Genel Müdür Yardımcılığı yapmaya başlayan Özal, 1958’de Planlama Komisyonu’nda görev almış. 1959’da ise askerlik görevini tamamlamak üzere Ankara Ordonat Okulu’nda yedek subay olmuş.
Askerdeyken, Devlet Su İşleri Genel Müdürü Süleyman Demirel de Özal’ın yanına gelmiş ve Özal da ona usta asker olarak yardımcı olmuş. Askerlik görevinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı’nın kuruluşunda çalışmış, 1965 seçimlerinden sonra da Süleyman Demirel’in danışmanlığını yapmaya başlamış. 1967’de de Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı olmuş. Görevi boyunca özel girişime yoğunlaşılması gerektiğini savunan Özal, 12 Mart Darbesi’nden sonra istifa ederek Amerika’ya gitmiş.
Sivil Kıyafetleriyle Sivil Yönetime Destek Veren Özal;
1971’den 1973’e kadar Amerika’da Dünya Bankası Sanayi Dairesi’nde danışman olarak çalıştıktan sonra yurda geri dönmüş. Türkiye’ye geri döndükten sonra aralarında Sabancı Holding’in de bulunduğu pek çok şirkette yönetici pozisyonunda çalışan Özal, 1977 genel seçimlerinde Milli Selamet Partisi’nden İzmir milletvekilliğine aday olmuş fakat seçilememiş. 43. Hükümet döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı ile DPT Müsteşar Vekilliği görevlerine getirilmiş ve liberal ekonomiyi destekleyen 24 Ocak Kararları’nın alınmasındaki en etkili isimlerden biri olmuş.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra Bülend Ulusu hükümetinde ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı yapan Özal, bu görevinden 22 ay sonra istifa etmiş. Daha sonra Anavatan Partisi’ni kurarak, 1983 seçimlerinde 400 kişilik parlamentodan 211 milletvekili çıkarmayı başarmış. Dolayısıyla tek başına iktidara gelerek 45. Hükümet Başbakanı olmuş. 1984 ve 85 yıllarındaki seçimlerden de başarıyla çıkan Özal, 1987 yılında 46. Hükümet Başbakanı olmuş.
Ailesi ile Birlikte;
1988 yılında yapılan suikast girişiminden sağ elinden yara alarak kurtulan Özal, 31 Ekim 1989’da Kenan Evren’den sonra Cumhurbaşkanlığı’na seçilmiş. Cumhuriyetimizin 8. Cumhurbaşkanı olarak 9 Kasım 1989’da göreve başlayan Özal, görevi boyunca hem ekonomik hem de politik alanda pek çok yenilik yapmış.
Örneğin; Cumhurbaşkanı olmasının hemen ardından herkes onun Cuma namazına gidip gitmeyeceğini merakla beklerken, Turgut Özal gayet rahat bir şekilde Ankara’daki Kocatepe Camii’ne giderek ibadetini yapmış. Ayrıca iktidarda olduğu 1893-1991 dönemi boyunca, ekonomi yıllık ortalama % 5.2 oranında büyümüş. Serbest piyasa düzenini esas alan Özal, bu yaklaşımıyla ekonomiyi kalkındırsa da daha sonra bir kesim tarafından ülkeyi sattığı yönünde iddialarla anılmış.
Güler Yüzlü Cumhurbaşkanı;
Cumhurbaşkanlığı döneminde I. Körfez Savaşı’na girmeyi destekleyen Turgut Özal, Saddam’a karşı Amerika’nın yanında yer almış ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay istifa ettiği için Türk ordusunu harekata dahil edememiş. Her daim sivil yönetim taraftarı olan Cumhurbaşkanı, pek çok ziyaretini sivil kıyafetleriyle gerçekleştirmiş, çoğu Cumhurbaşkanından farklı renkli kişiliğiyle de milletin sevgisini kazanmış. Ayrıca pek çok konuğunu Köşk yerine Marmaris’teki resmi yazlıkta ağırlamayı tercih etmiş.
Terörle mücadele konusunda da farklı bir yol izleyen Turgut Özal, 12 Mart 1991’de Çankaya Köşkü’nde Celal Talabani ile özel bir görüşme yapmış. Ve görüşmeden kısa süre sonra Celal Talabani, Der Spiegel dergisine Özal’ın Kürtlere özerklik vereceği yönündeki iddialarıyla dikkat çeken bir açıklama yapmış. Tüm bunlara ek olarak Turgut Özal, Yılmaz Güney ile aynı gün vatandaşlıktan çıkartılan Cem Karaca ile Münih’te yaptığı görüşme ile de hatırlanmaktadır. Ünlü politik kişilik Cem Karaca’nın ülkeye dönüşünde etkili isim olmuştur.
Renkli Kişiliğiyle Turgut Özal;
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü de Turgut Özal döneminde açılmış, 1988 yılında köprüden geçen ilk aracı yanında eşiyle birlikte kendisi kullanmıştır. Hatta aşağıdaki videoda da gördüğünüz gibi eşine “haydi, bir kaset koy da şöyle bir neşelenelim Semra Hanım” deyişi ile gündeme oturmuştur. Bulgaristan’dan zorunlu göç ettirilen vatandaşlar için de çalışmalar yapan Özal, 1987’de Avrupa Ekonomik Topluluğu’na üyelik başvurusu yapmış, 1991’de de Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi başvuru hakkı kabule edilmiştir. Ayriyeten, dünyayı yöneten güçlerden biri olarak görülen David Rockefeller tarafından yapıldığı söylenen açıklamada, kendisinin Amerika’nın planı doğrultusunda yönetime getirildiği ve Özal’ın da ülkenin kapısını kapitalist sisteme sonuna kadar açtığı yönünde iddialar bulunduğunu belirtmek isterim.
Cenaze Töreni;
Millet devlet için değil, devlet millet için diyen Turgut Özal, öldükten sonra İstanbul’a defnedilip kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed’in manevi ruhaniyeti altında bulunmak istediğini söylemiş ve Cumhurbaşkanlığı görevine devam ederken vefat ettiğinde bu isteğine uyulmuştur.
Özal’ın Anıtmezarı;
Evet, Turgut Özal 12 gün süren Türkistan gezisinin ardından 17 Nisan 1993’te hayata veda etmiş, cenazesine binlerce insan katılmıştır. Topkapı Vatan Caddesi’nde Adnan Menderes’in yanına kendisi için yapılan anıtmezara gömülen Turgut Özal’ın cenaze töreni televizyonlarda canlı olarak yayımlanmış, ülkede bayraklar yarıya indirilmiştir.
Yıllar sonra eşi Semra Özal da dahil olmak üzere ölümü pek çok kişi tarafından şüpheli bulunmuş ve 2012 yılında mezarı açılıp otopsi yapılmıştır. Otopsi sonucunda zehre rastlandığı açıklanmış ancak ölüm sebebinin zehir olup olmadığı konusunda kesin bir yargıya ulaşılamamıştır.
Turgut Özal Suikastı
18 Haziran 1988’de Ankara Atatürk Spor Salonu’ndaki toplantıda Kartal Demirağ isimli şahıs tarafından öldürülmeye çalışılan Özal, neyse ki John F. Kennedy kadar şanssız değilmiş. Kürsüye çıkmasının üzerinden fazla zaman geçmeden Özal’a iki el ateş eden Kartal Demirağ yakalanmış ve idam cezasına çaptırılmış. Ancak bu ceza 20 yıla çevrilmiş, ardından da Demirağ 4 yıl hapis yattıktan sonra 1992’de Turgut Özal tarafından affedilmiş.
Suikastçısını Affetti;
Suikastla ilgili bir diğer önemli bilgi de salonda makineli tüfekli bir kişinin daha görüldüğü, ancak karışıklıktan kaçmayı başardığı yönündeki açıklamalardır. Emekli askeri savcı Faik Tarımcıoğlu’nun gördüğü şahsın, sonradan Kartal Demirağ’ı öldüreceği tahmin edilmiştir.
Ayrıca suikastçının silahının yalnızca iki kez ateş edebilen bir silah olduğu tespit edilmiş, bunun Demirağ’ın kendini koruyamaması için yapıldığı düşünülmüştür. Suikast girişiminin ardından parmağını bir bezle sararak konuşmasına devam eden Özal, “Allah’ın verdiği canı ondan başka alacak yoktur” demiş ve aynı gün oy birliğiyle yeniden genel başkanlığa seçilmiştir.