Ted Bundy Kimdir? Ünlü Seri Katilin Hayatı ve Cinayetleri

Evet, dünyanın ilk seri katili olarak da tanımlanan Ted Bundy, geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran, gerçek bir cani. Yakalanmasının ardından iki kez kaçmayı başaran zeki sosyopat, idam cezasından kaçarken bile cinayet işlemiş, ilk bulduğu fırsatta kadın kurbanlarının kanını akıtmıştır.

Kötü bir çocukluk dönemi geçiren ve gayri meşru olarak dünyaya gelen seri katil, kimilerine göre sevgilisinden intikam almak için cinayet işlemeye başlamış, kimilerine göre ise öldürerek çocukluk döneminde yaşadıklarının acısını çıkartmış. Anlayacağınız; Ted Bundy hakkında yapılan pek çok farklı yorum bulunuyor. Gelin, bu yorumları ve Ted Bundy hakkında bilinmeyenleri aşağıda teker teker inceleyelim.

Ted Bundy Kimdir? Kısaca Bilgi

Amerika’nın ve dünyanın ilk seri katili olarak gösterilen Ted Bundy, pek çok kadın cinayetinden sorumlu tutulan kişidir. Büyük bir soğukkanlılıkla işlediği cinayetleri tutuklu olduğu dönem içerisinde anlatan cani, hapishanedeyken sayısız aşk mektubu almıştır. Hatta aynı dönemde bir evlilik yaparak baba olmuştur.

Hayatı filmlere ve kitaplara konu olan Ted Bundy, yakalandığı dönemde FBI ajanlarıyla defalarca görüşme yapmış, faili meçhul cinayetlerinin aydınlanmasına ve sözüm ona başka bir seri katilin yakalanmasına yardım etmiştir. Bu özelliğiyle ünlü caninin, Anthony Hopkins’in mükemmel oyunculuğuyla hafızalarımıza kazınan Doktor Hannibal Lecter karakterine de ilham verdiği söylenmektedir. Ayrıca en iyi psikolojik gerilim filmleri arasında yer alan Amerikan Sapığı’ndaki Patrick Bateman karakterinde de Ted Bundy izleri bulunmaktadır.

Konu hakkında yeteri kadar ön bilgiye sahip olduğunuza göre, gelin şimdi Ted Bundy kimdir, nasıl bir hayat sürdürmüştür, cinayetlerini nasıl işlemiştir gibi soruların cevaplarını inceleyeceğimiz alt başlığımıza geçelim.

Ted Bundy ‘nin Hayatı

24 Kasım 1946’da Burlington, Vermont’ta gayri meşru bir çocuk olarak dünyaya gelmiş Ted Bundy. Ve genç annesi Eleanor Louise Cowell’i yıllarca ablası olarak bilmiş. Çünkü babası olmayan bir çocuk, o dönemlerde insanlar tarafından hiç hoş karşılanmazmış. Bu nedenle annesi herkese, küçük çocuğu evlat edindiklerini ve onun kardeşi olduğunu söylemiş. Hayatının ilk dokuz yılını ablası sandığı annesi ve dedesi ile birlikte Philadelphia’da geçiren Ted, daha sonra sözde ablasıyla Washington’da yaşayan bir akrabalarının yanına taşınmış.

İçine kapanık ve sessiz bir çocuk olarak tanımlanan Ted Bundy, insanlarla iletişim kurmakta zorlanıyor, daha küçük bir çocukken arkadaşlık etmenin saçma olduğunu düşünüyormuş. O buradaki yeni hayatına alışmaya çalışırken, annesi de Washington’dayken bir kilisenin düzenlediği faaliyette tanıştığı aşçı Johnny Culpepper Bundy ile evlenmiş. Fazlasıyla çekingen bir çocuk olmasına rağmen, derslerde hep iyi notlar alan çocuk, her zaman sınıfın en başarılıları arasında yer almış.

Ted Bundy’nin İlk Cinayeti Lynda Ann Healy;

Wilson High School’a devam ettiği sırada, hırsızlık, hilecilik ve röntgencilik gibi ufak suçlar işlemeye başlayan Bundy, aslında bu suçlarla sosyopat olduğunu yavaş yavaş gösteriyormuş. Lise eğitiminin ardından Washington Üniversitesi’ne başlayan Ted Bundy, burada Stephanie Brooks (gerçek ismi değil) adında genç ve güzel bir kıza aşık olmuş. Ancak Stephanie, Ted Bundy’yi yeteri kadar olgunlaşmadığı bahanesini öne sürerek terk etmiş ve bu ayrılık Bundy’de derin yaralar açmış.

Ardından ablası zannettiği kadının annesi olduğunu öğrenmiş ve tüm bu olanlardan sonra okulunu da bırakmış. Kadınlara duyduğu nefret içinde filizlenmeye başlayan seri katil, insan psikolojisini daha iyi anlamak amacıyla yeniden üniversiteye başlamış. Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra, Cumhuriyetçi Parti için çalışmaya başlamış ve buradayken henüz acemi bir muhabir olan Ann Rule ile tanışmış. Nitekim Ann Rule, daha sonra beyaz perdeye de uyarlanacak The Stranger Beside Me isimli kitabın yazarı olacak kişiymiş.

Ted Bundy Hakkında Kitap Yazan Ann Rule;

Bir yandan politika ile ilgilenmeye devam ederken, bir diğer yandan da Utah’ta hukuk okumak için ikinci üniversitesine başlayan Ted Bundy, her gün yeni şeyler öğreniyor, giderek daha kültürlü biri haline geliyormuş. Bir zamanlar kendi halinde, öyle sessiz sedasız takılan Ted Bundy, havalı, cool ve kültürlü bir adama dönüşmüş.

San Francisco’ya yaptığı bir iş gezisinde eski sevgilisi ile buluşan Ted Bundy, Stephanie’ye evlilik teklif etmiş. 2 yıl süren ayrılığın ardından karşısında yeni ve büyüleyici bir Ted gören genç kadın, bu çekici adamın cazibesine dayanamayarak teklifini kabul etmiş. Ama seri katil bu teklifi yalnızca kendini kanıtlamak amacıyla yapmış. Evet cevabını aldıktan iki gün sonra da Stephanie’yi terk ederek onunla bir daha hiç görüşmemiş.

Ted Bundy’nin Hapishanedeyken Evlendiği Kadın;

Hukuk bölümünü yarıda bırakarak, cinayetlerini işlemeye başlayan Ted Bundy, kurbanlarını eski sevgilisine benzer kadınlar arasından seçiyormuş. Öldürdüğü kadınların hepsi ortadan ayrılmış siyah saçlı, beyaz tenli, genç kadınlarmış. Kayıtlara geçen ilk cinayetini 1974 yılında, 27 yaşındayken işlemiş seri katil. Ancak Ann Rule ve dedektif Robert D. Keppel’e göre Ted Bundy ilk katlini 15 yaşındayken, Tocamalı 8 yaşında bir kızı öldürerek yapmış.

4 Ocak 1974’teki ilk caniliğini, Washington Üniversitesi öğrencisi Joni Lez’e yapmış. Bir apartmanın bodrum katında yaşayan 18 yaşındaki genç kızın evine, kilitlemediği pencere camından giren Ted Bundy, ilk önce onu bagajından hiç ayırmadığı eşyalarından biri olan demir levyeyle dövmüş. Ardından çelik bir sopayla cinsel saldırıda bulunmuş. Ertesi gün yatağında kanlar içinde ağır yaralı bulunan Lenz ölmemiş, ancak beyninde kalıcı hasar meydana gelmiş.

Ted Bundy, Karısı ve Kızı ile Birlikte Hapishanede;

Ölümle sonuçlanmayan bu girişiminden sonra, Lenz gibi Washington’da okuyan ve uzun, ortadan ayrılmış koyu renk saçları olan Lynda Ann Healy’yi kurbanı olarak seçmiş. 31 Ocak 1974’te genç kızın odasına girip, onu bayılttıktan sonra üzerine kot ve bluz giydiren seri katil, Lynda’yı bir çarşafa sararak dışarı çıkarmış. Ve genç kızın cesedinden geriye kalanlar 1 yıl sonra dağlarda bulunmuş. Kabul edilen ilk cinayeti Lynda Ann Healy’nin katli olan Ted Bundy, 1974 yılının Ocak ve Haziran ayları arasında en az 8 genç kadını daha öldürmüş.

Kurbanlarını döven, tecavüz eden, çeşitli aletlerle işkence yapan Ted Bundy, zekası, beyefendi görünüşü ve çekiciliği sayesinde yıllarca fark edilmeden cinayet işlemeye devam etmiş. Utah, Colorado, Washington, Florida gibi pek çok eyalet ve şehir dolaşan seri katil, görünümünü değiştirme konusunda gayet başarılı olduğu için daha sonra “bukalemun” biçiminde de adlandırılmış. Şeytani bir zekaya sahip olan seri katil kimi zaman koltuk değnekleriyle arabasına kitap taşımaya çalışan bir genç oluyormuş, kimi zaman da polis kılığına giriyormuş. Bazen de cazibesiyle kızlara çıkma teklifi edip, onları istediği yere götürüyormuş.

Ted Bundy’nin Elinden Kurtulup Onu İhbar Eden Carol DaRonch; 

Buz kıracağı, levye, metal boru, kelepçe, kadın çorabı gibi aletlerle kurbanlarını öldüren seri katilin, bazı kurbanlarının etini pişirip yediği de söylentiler arasındadır. Ayrıca sosyopat katil, kurbanlarına hem canlıyken hem de ölüyken tecavüz ediyormuş. Hata bazılarına güzel elbiseler giydirip makyaj yapıyor ve onları çürüyene kadar bırakmıyormuş. Bu davranışıyla Ted Bundy “ölü sevici” olarak da anılmaktadır.

Ardı arkası kesilmeyen cinayetlerin peşinde olan polis, ne yaparsa yapsın bir delil elde edemiyormuş. Çünkü Ted arkasında hiçbir iz bırakmıyor, şeytani zekasıyla şüphe çekebilecek bütün delilleri yok ediyormuş. Ancak bir gün işler istediği gibi gitmemiş. 8 Kasım 1974’de Utah’ta tam da kurban modeli olan genç bir kız seri katilin planını bozmuş. Carol DaRonch isimli genç kızın yanına polis kılığında yaklaşan Bundy, ona arabasının kapılarının zorlanmış olduğunu söyleyerek işlerin yolunda olup olmadığını sormuş. Aracını kontrol eden Carol bir sorun olmadığını söylese bile Ted, genç kadının merkeze ifade vermeye gelmesi gerektiği konusunda ısrar etmiş.

Kendi Avukatlığını Yapan Ted Bundy;

Carol, seri katilin arabasına binmiş ama bir süre sonra şüphelenerek kendini arabadan atmış. Polise gidip Bundy’nin eşkalini vermiş ve arabasının bir Volkswagen Beetle olduğunu söylemiş. Aylar sonra 16 Ağustos 1975’te yakalanan Ted Bundy, Carol’un onu teşhis etmesi üzerine genç kızı kaçırmaktan suçlu bulunmuş. Ve bu suçu dolayısıyla 15 yıl hapis cezası istemi ile yargılanmış. Çünkü tüm şüphelere rağmen, onun kadın cinayetlerini işleyen seri katil olduğu yönünde bir delil bulunamıyormuş.

Eski bir hukuk öğrencisi olan Ted Bundy, dava boyunca hiçbir zaman avukat istememiş. Zira kendi savunmasını en iyi kendisinin yapabileceğini düşünüyor, bu yönde açıklamalar yapıyormuş. Ancak işin özünde, önceden tasarladığı kaçış planları varmış. Çünkü kendi avukatlığını yapacağı için kelepçelenmeyecek ve salona takım elbisesiyle girebilecekmiş. 7 Haziran 1977’teki davası sırasında binadaki kütüphaneden hukuk kitaplarına bakmak için izin alan zeki adam, yalnız kaldıktan sonra ikinci kattaki camdan aşağıya atlayarak kaçmış. Ve ne kelepçesi ne de mahkum kıyafeti olmadığı için diğer insanların arasına kaçıp oradan uzaklaşmış.

Ted Bundy’nin Yakalanışı;

Kaçarken iki ayak bileğine de zarar veren Bundy, fazla uzaklaşamadığı için bir hafta sonra çalıntı bir arabanın içerisinde yakalanmış. Bir sonraki duruşmaya kadar tutuklu yargılanan Bundy, demir bir testere bularak hücresinde tünel kazmaya başlamış. Aylarca kazmaya devam eden Bundy, uygun zamanı beklemiş ve 30 Ekim 1977’de kaçış planını hayata geçirmiş. Başgardiyanın odasına çıkan tüneli takip eden Bundy, burada kıyafetlerini ve görünüşünü değiştirerek dışarı çıkmayı başarmış. Zamanlamayı iyi yapması ve yatağına doldurduğu kitaplar sayesinde kaçtığı saatlerce anlaşılamamış.

Kaçtığı fark edildiğinde çoktan Florida’ya varmış olan Ted Bundy, burada yeni bir kimlikle tuttuğu tek odalı dairesinde yaşamaya başlamış. Ancak durmak niyetinde olmayan seri katil, üniversiteli kızları öldürmeye devam etmiş. Florida’nın Lake City isimli şehrinde, kaçırıp öldürdüğü 12 yaşındaki Kimberly Leach de Bundy’nin kurbanı olmuş. Neyse ki bu onun son katliamıymış. Çünkü 15 Şubat’ta çalıntı arabasıyla Florida’ya giderken durdurulan seri katil tutuklanmış ve kimliği tespit edildikten sonra Miami’ye gönderilmiş.

Ted Bundy’nin İdam Kararı Karşısında Gösterdiği Tepki;

25 Haziran 1979’da yeniden başlayan dava süreci 29 Temmuz’a kadar devam etmiş. Ve Bundy savunmasını yine kendisi yapmayı tercih etmiş. Mahkeme deva ederken, dedektifler araştırma yapmaya devam etmiş ve sonunda Bundy’i suçlayacak kanıt ele geçirilmiş. Bulunan bir kadın cesedindeki ısırık izi seri katili, cinayetle suçlamak için gayet yeterliymiş. Kurbanın kalçasındaki diş izleriyle suçlanacağını öğrenen Ted Bundy, aklanmak için dişlerini kırmaya çalışmış ancak görevliler buna engel olmuş. Karşılaştırılan diş izleri sonucunda Bundy’nin idam emri verilmiş.

Fakat seri katil, kurallara uyulmadığı gerekçesiyle şikayetçi olmuş ve idamını 10 yıl erteleyecek temyiz sürecini başlatmış. Bir anda bütün ülkenin tanıdığı seri katil, hapishanedeyken sayısız mektup almış. Evet, ilginç bir şekilde genç kızlar ve kadınlar ona aşk mektubu yolluyor, hatta birçoğu sırf Bundy’i görebilmek için mahkemeye katılıyormuş. Ve seri katil, tutukluluğu devam ederken 1980 yılında hayranlarından Carole Ann Boone isimili kadınla evlenmiş. 2 yıl sonra da bir kız çocuğu olmuş. Ancak Carol Ann Boone, 1986 yılında Ted Bundy’den boşanmış ve hem kızının hem de kendisinin soyadını değiştirmiş.

Ted Bundy’nin 12 Yaşındaki Kurbanı: Kimberly Leach;

10 yıl boyunca ölümünü bekleyen Ted Bundy, bu süre içerisinde cinayetlerinden bazılarını anlatmış. Özel ajan Hagmaier’le sık sık bir araya gelmiş, hatta bir süre sonra onu en yakın arkadaşı olarak tanımlamış. 1984’te dedektif Robert Keppel’e Green River Katili olarak bilinen Gary Leon Ridgway’in yakalanması için yardım etmiş. İdam edilmeden 1 gün önce ise dindar bir yazar, psikolog ve Focus on the Family isimli Hristiyan kurumunun başkanı olan Dr. James Dobson ise televizyon röportajı yapmış.

Görüşme sırasında, Ted Bundy şiddet içerikli pornografinin kendisini genç yaşlarda etkisi altına aldığını ve onu korkunç şeylere sürüklediğini söylemiş. Medyanın şiddete ve pornografiye yer vermeye devam etmesi durumunda daha bir sürü Ted Bundy doğacağı yönündeki açıklamasıyla da hafızalara kazınmış. İdam edileceği günün sabahında, kahvaltı mönüsünde biftek, patates, yumurta ve kahve varmış.

Ted Bundy’nin İdamı;

İdama gitmek üzere hücresinden zorla çıkartıldığı söylenen katil, 23 Ocak 1989’da, vücuduna 2000 volt elektrik verilerek idam edilmiş. Saat 7.16’da öldüğü açıklanan Ted Bundy’nin idamı yüzlerce kişi tarafından kutlanmış, hatta cezaevinin dışında havai fişekler patlatılmış. Son olarak ailesine ve arkadaşlarına sevgilerinin iletilmesini isteyen ünlü caninin cesedi yakılmış ve külleri vasiyeti gereğince Cascade Sıradağları’nda açıklanmayan bir yere savrulmuş.

30’dan fazla cinayet işlediğini açıklamasına rağmen, çok daha fazla kadını katlettiği düşünülen Ted Bundy, bir sürü filme ve kitaba konu olmuştur. Örneğin; 2002 yapımı Matthew Bright imzalı Ted Bundy, 2003 yapımı The Stranger Beside Me, 2004 yapımı The Riverman, 2008 yapımı Bundy: An American Icon isimli filmler hep seri katili konu almaktadır.

Bunlara ek olarak Rum asıllı Türk tiyatro-sinema sanatçısı, yazar, yönetmen ve öğretim üyesi olan Kosta Kortidis de yazdığı “Ted Bundy” isimli tiyatro eserinde, seri katilin idam gününde yaşadıklarını ele almıştır. Evet, 20. Yüzyılın en meşhur ve cani katillerinden biri olarak tarihe geçen Ted Bundy’nin kim olduğunu hep birlikte öğrendiğimize göre artık yorumlarınızı alabiliriz.