Filmlerden, dizilerden ya da kitaplardan duymuş olabilirsiniz ünlü seri katilin ismini! Kurbanlarını öldürdükten sonra iç organlarını çıkarttığı için bu lakapla anılan Karındeşen Jack, uzun süre dönemin gazete manşetlerinde yer almış, Londra’da yaşayan insanların kabusu olmuştur. Modern zamanların ilk seri katili olarak da ifade edilen Karındeşen Jack tıpkı Ted Bundy gibi yalnızca kadınları öldürmüş, hiçbir zaman yakalanamadığı için efsane haline gelmiş, adı operalarda, çizgi romanlarda, oyunlarda ve şarkılarda dile getirilmiştir.
Peki, sırlarla ile dolu olan Karındeşen Jack sahiden kimdir? Aynı kişi tarafından işlendiği kesinleşmiş 5 kadını katletmekten sorumlu cani, neden bulunamamıştır? Gerçek kimliğinin ortaya çıkarıldığı yönündeki söylentiler ne kadar doğrudur? İşte tüm bu soruların yanıtlarını aşağıda detaylı olarak inceleyeceğiz.
Karındeşen Jack Kimdir?
1888 yılının ikinci yarısında başlayan cinayetlerle tanınmaya başlamıştır Jack the Ripper; yani Karındeşen Jack! Tümü kadın olan kurbanlarını hayat kadınları arasından seçmiş, önce boğazlarını keserek onları öldürmüş, sonrasında da iç organlarını çıkartmıştır. Bilinen ilk cinayetini, 31 Ağustos 1888 gecesinde işlemiş, Londra’nın Doğu Yakası’nda bulunan Whitechapel mahallesinin arka sokaklarını kana bulamıştır.
Aslında bu mahalle cinayetlere, kavgalara pek de yabancı değildir. Fakat acımasız katilin işlediği cinayet, diğerlerinden çok ama çok farklıdır. Batakhaneleri, meyhaneleri, sarhoşları ve hayat kadınları ile ünlü olan varoş mahallesinde bir sürü farklı millet yaşamaktadır.
Son Kurbanı Mary Jane Kelly;
Ve böylesine bir mahalle bile, Karındeşen Jack’in kurbanına yaptıkları karşısında şok olmuştur. Çünkü kimliği belirsiz katil, Mary Ann Nicholls isimli kurbanının önce boğazını kesmiş, ardından da onu pek çok farklı yerinden bıçaklamıştır. Ve bu cinayet hiç kimse tarafından görülmemiştir. Kurbanını delik deşik ettikten sonra ortadan kaybolan katil artık pimini çekmiş, saçacağı dehşetlerin startını vermiştir.
Karındeşen Jack;
Bölgede yaşayan insanları fazlasıyla tedirgin eden olayın bir benzeri de 8 Eylül 1888’de yaşanmış. Kurbanın vahşice katledildiği cinayette, Annie Chapman’ın boğazı kesilmiş, karnı defalarca bıçaklanmış ve rahmiyle birlikte bütün iç organları dışarı çıkartılıp parçalanmış. İlk olay mahallinden 800 metre uzaklıkta, pansiyon olarak kullanılan bir binanın arkasında işlenen bu cinayetteki kurban 47 yaşında bir hayat kadınıymış.
Olaydan sonra etraftaki söylentiler hızla yayılmış. Gazete manşetlerinde yer alan haberlerle birlikte katilin deri önlüklü, şapkalı ve pelerine benzer uzun paltolu biri olduğu yönünde dedikodular ortaya çıkmış. Ayrıca elinde bir çanta ile dolaştığı söylenen şüphelinin, suç aletlerini bu çantada taşıyor olabileceği düşünülmüş. Cerrah ya da kasap olmasından kuşkulanılan katil, birkaç hafta sonra polis merkezine gönderdiği mektupla dikkatleri iyice üzerine çekmiş. Karındeşen Jack imzası ile yollanan mektuptaki şahıs, polisin katili yakaladığı yönündeki haberlere çok güldüğünü, işini (cinayet işlemeyi) çok sevdiğini ve buna devam edeceğini belirtiyormuş.
From Hell Mektubu;
Polisle birlikte gönüllü kitleler tarafından başlatılan aramalar hızla devam etse de katil bulunamıyormuş. Ve mektubun polisin eline geçmesinden yalnızca 2 gün sonra Karındeşen Jack, üçüncü ve dördüncü cinayetini işlemiş. Elizabeth Stride adında İsveçli bir hayat kadını olan kurbanın iç organlarını tamamen çıkartamayan kurban, aynı gece Catherine Eddowes ismindeki 43 yaşındaki hayat kadınını da katletmiş.
Kadını ıssız bir medyada götürdükten sonra önce boğazını kesmiş, sonra da karnını tamamen yararak, kadının sol böbreğiyle birlikte oradan uzaklaşmış. Polisler o gece, olay mahalline yakın bir alanda tebeşirle yazılmış “Yahudiler boş yere suçlanmaması gereken kişilerdir” sözüyle karşılaşmışlar. Ve bu yazının sonrasında katilin bir Yahudi olabileceği ihtimaline yoğunlaşılmış.
Bu cinayetin ardından polis merkezine Karındeşen Jack’ten From Hell (Cehennemden Gelen) diye başlayan bir mektup daha gönderilmiş. Ve yazı stili ilk mektuptan daha farklı olan bu mektubun gerçek katile ait olduğu anlaşılmış. Çünkü mektubun yanında Eddowes’a ait olduğu belirtilen bir de yarım böbrek varmış. Yani ilk mektup haricinde diğer iki mektubun Karındeşen Jack’a ait olduğu görüşü kabul edilmiş.
Karındeşen Jack Müzesi;
Karındeşen Jack’in son cinayeti olarak düşünülen katliam ise 9 Kasım gecesi gerçekleştirilmiş. 3 aylık hamile olan bir hayat kadını ile onun odasına giden katil, kadının iç organlarını soğukkanlılıkla dışarıya çıkartarak bunları etrafa yerleştirmiş. Ve olay yerinden Mary Kelly isimli kadının kalbini alarak ayrılmış.
Bu vahşetten sonra Karındeşen Jack’in tarzında başka bir olay yaşanmamış. Ortadan kaybolan katil hakkında sayısız teori ortaya atılmış. Onun bir kasap ya da cerrah olabileceğine inanılarak, civarda pek çok araştırma yapılmış. Hatta şüphelilerin arasında soylu İngilizler bile varmış. Fakat hepimizin bildiği gibi katil hiçbir zaman bulunamamış. Dosyası da 1892 yılında tamamen kapatılmış.
Karındeşen Jack ile İlgili Teoriler
Karındeşen Jack’in kim olduğuna dair farklı farklı yorumlar yapılmıştır. İlk başta semtte yaşayan Rus ve Polonya Yahudileri araştırılmış. Ancak bu araştırmadan bir sonuç çıkmamış. Ardından Clarence Dükü Prens Albert Victor, Montague J. Druitt isimli bir avukat, ressam Walter Sickert, yazar Lewis Caroll gibi pek çok isim de şüpheliler listesine dahil edilmiş. O dönemler katili bulabilmek için 2000’den fazla kişi sorguya çekilmiş, yüzlerce kişi araştırılmış ve 80 kişi gözaltına alınmış.
Suçlu profili polis doktoru Thomas Bond tarafından çıkartılmış, 5 kadın cinayetinin de aynı kişi tarafından işlendiği belirtilmiştir. En eski suçlu profili olarak da bilinen Bond’un görüşüne göre 4 kadının boğazının da sağdan sola doğru kesilmiş ve kadınların boğazları kesilirken yatıyor pozisyondalarmış. Bond ayrıca katilin anatomik bilgiye sahip olduğunu da ekleyerek, onun aşırı cinsel istek duyma hastalığı ya da dinsel hezeyenlara sahip olabileceğini de yorumlarına eklemiş.
Daha sonra yapılan yorumlardan bazıları ise şu şekilde. Yazar Stephen Knight’a göre cinayetler masonluğun işiymiş. Başka bir yazar Patricia Cornwell’e göre ise Karındeşen Jack, İngiliz ressam Walter Richard Sickert imiş. Richard Wallace ise Alice Harikalar Diyarında kitabının yazarı Lewis Caroll’un cinayetleri işleyen kişi olduğunu savunmuş.
21. yüzyılın profil uzmanlarına göre katil zanlısı, Yahudi bir tüccar olan Jacop Levy’dir. Cinayetlerin işlendiği bölgede kasaplık yapan Levy’nin ölüm raporunda frengi hastası olduğu yazıyormuş. Ve ilk cinayetin, frengi hastalarını tedavi ettiği bilinen hastanenin önünde işlenmiş olması ihtimalleri güçlendirmektedir.
Profil uzmanlarına göre Jacop Levy, hastaneden düş kırıklığı ile çıkıp, öfkeyle cinayeti işlemiş. Hayat kadınlarını öldürmüş olması da onun frengi hastalığını bir hayat kadınından kapmış olması olarak açıklanmış. Levy’nin Karındeşen Jack olma ihtimalini arttıran başka şeyler de var. Mesela; son cinayetten 2 yıl sonra ölen Levy’nin karısı, kocasının işlerinin kötü gittiğini ve onun hayaller gördüğünü söylemiştir. Ayrıca cinayetler Levy’nin kasap dükkanının yakınlarında işlenmiş.
Karındeşen Jack Tarafından İşlenmiş Cinayetler;
Mary Ann Nicholls – Lakabı Polly – Ölüm Tarihi: 31 Ağustos 1888
Annie Chapman – Lakabı Dark Annie – Ölüm Tarihi: 8 Eylül 1888
Elizabeth Stride – Lakabı Long Liz – Ölüm Tarihi: 30 Eylül 1888
Catharine Eddowes – Lakabı Kate Conway, Mary Ann Kelly – Ölüm Tarihi: 30 Eylül 1888
Mary Jane Kelly – Lakabı Ginger – Ölüm Tarihi: 9 Kasım 1888
Karındeşen Jack Tarafından İşlendiği Düşünülen Cinayetler;
Kimliği Belirsiz Kadın, Aralık 1887
Annie Millwood – 25 Şubat 1888
Ada Wilson – 28 Mart 1888
Emma Elizabeth Smith – 3 Nisan 1888
Martha Tabram – 7 Ağustos 1888
Kimliği Belirsiz Kadın – 2 Ekim 1888
Annie Farmer – 21 Kasım 1888
Rose Mylett – 20 Aralık 1888
Elizabeth Jackson – 25 Haziran 1889
Alice McKenzie – 17 Temmuz 1889
Frances Coles – 13 Şubat 1891
Carrie Brown – 24 Nisan 1891
Karındeşen Jack’in Gerçek Kimliği Ortaya Çıktı mı?
Cinayetlerin üzerinden yüzyılı aşkın zaman geçmesine rağmen hala konuşulan Karındeşen Jack üzerine yapılmış sayısız farklı yorum bulunmaktadır. Efsanevi katil adına 2015 yılında Doğu Londra’da Jack the Ripper Museum (Karındeşen Jack Müzesi) açılmıştır. Ayrıca Karındeşen Jack 2006 yılında BBC History Magazine tarafından tarihin en kötü İngiliz’i seçilmiştir.
Kurban Eddowes’in Kanlı Şalı;
Hakkında en çok yazılan suçlu profili olarak da bilinen Jack, pek çok filme, kitaba, oyuna ve şarkıya da konu olmuştur. Ancak geçtiğimiz yıllarda yapılan bir inceleme sonucunda Karındeşen Jack’in gerçek kimliğinin ortaya çıkartıldığı belirtilmiştir. Ünlü bir iş adamı olan Russell Edwards, yapılan açık arttırmada Jack’in kurbanlarından Catherine Eddowes’a ait kanlı şalı satın almış.
İlginizi Çekebilir :
Şaldaki kandan yapılan DNA testi de katilin Polonyalı berber Aaron Kosminski olduğunu göstermiş. DNA Uzmanı Dr. Jari Louhelainen’in açıklamasına göre Karındeşen Jack, o dönemlerde sorgulanan şüpheliler arasındaki Yahudi berber Aeron Kosminski’den başkası değilmiş.
Ya bu gecek mi yoksa masal filan mi ilginc cok ilginc boyle insanlar gercekten sokaklarda gezmemli ya nasil bir sey boyle ……
Lewis Caroll’u listenize şüpheliler alamazsınız olamazzzzz