Az önce de belirttiğim gibi bugün empati ya da eşduyum nedir, ne anlama gelmektedir, sözlükteki anlamından tutun da detaylı açıklamasına varana kadar bu kavramla ilgili bir sürü farklı noktadan bahsedeceğiz. Zira her geçen gün empati yeteneğimiz biraz daha fazla eksiliyor.
Zamanın bizi getirdiği nokta; empati kurmaktan azar azar uzaklaştığımızı, her dakika biraz daha anlayışsız, biraz daha duyarsız, biraz daha bencil insanlar haline geldiğimizi açık ve net biçimde gösteriyor. İşte tam da bu nedenlerden dolayı, empati nedir sorusunun cevabını gerçekten özümseyerek öğrenmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
Gelin, kişinin başka birinin istek ve duygularını anlayabilmesi, başka birinin halini kavrayabilmesi durumu olarak da tanımlanan empatinin ne olduğundan başlayalım ve konunun diğer ayrıntılarına sırasıyla değinelim. İşte empati sözcüğü hakkında merak ettikleriniz:
Empati Nedir?
Empati; bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durumu ve nasıl hissettiğini anlamak olarak kısaca tanımlanabilir. Buna ek olarak, empati kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılmaktadır. Kişinin kendisini başka bir bilincin yerine koyarak, söz konusu olan bilincin duygu, düşünce ve isteklerini denemeksizin anlayabilme becerisi tanımıyla da karşımıza çıkan kelime, pek çok farklı ifadeyle açıklanmaktadır. Kökeni Fransızca olan bu sözcüğün TDK tanımına baktığımızda ise karşımıza duygudaşlık kelimesi çıkmaktadır. Kısacası; empatinin genel geçer bir tanımı yoktur. Kaldı ki kaynaklara baktığımızda empatiyle ilgili farklı tanımlarla karşılaşmamız, bu durumu kanıtlar niteliktedir.
Mesela; humanistik yaklaşımın önemli kurucularından biri olan Amerikalı psikolog Carl Ransom Rogers’e empati; bir kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısından bakması, onun duygu ve düşüncelerini doğru bir şekilde anlaması ve anladığını göstermesidir. Zaten ünlü psikoloğun bu tanımında empatinin oluşması için gerekli olan 3 temel kuraldan da bahsedilmiştir. Bunlar; kişinin kendisini karşısındaki kişi yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakması, karşıdakinin duygu ve düşünceleri doğru bir şekilde anlaması ve o kişiyi anladığını belli etmesidir. Peki, herkes empati yapabilir mi? Ya da şöyle sorayım. Herkes empati yapma yeteneğine sahip mi?
Aslına bakarsanız, evet! Az ya da çok bir şekilde herkes empati yapma yeteneğine sahip. Sadece bu yeteneğin ne kadar kullanıldığı değişkenlik gösteriyor. Bebekler üzerinde yapılan araştırmalar da bu önermenin doğru olduğunu kanıtlıyor. Zira doğuştan empati yeteneğimizin yüksek olduğu öne sürülüyor. Ama yüksek olan empati yeteneği zamanla, kullanılmaya kullanılmaya kaybediliyor. Tıpkı çalıştırılmayan bir kas gibi, empati kurma becerisi de eriyip yok oluyor. İşte bunun için empati yeteneğini geliştirmenin yollarını aramalı, hadi geliştirmeyi de bırakın, en azından bunu kullanmayı öğrenmeliyiz diye düşünüyorum.
Empati Kurmak-Yapmak Ne Demektir?
Empati nedir, ayrıntılı bir şekilde incelediğimize göre gelelim empati kurmak ne demektir sorusuna! Gerçi yukarıda yazanlara bakarak, empati kurmak ya da yapmak hakkında az çok fikir edinmişsinizdir. Ancak ben yine de birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Çünkü empati kurmak her ne kadar kişinin kendini karşısındaki kişinin yerine koyması olarak belirtilse de bu söz öbeği çok daha fazlasını ifade ediyor. Yani empati kurmanın ne anlama geldiğinin çok daha iyi biçimde anlaşılması gerek!
Öncelikle empati kurma yetisinin doğuştan geldiğini söylemek istiyorum. Diğer bir ifadeyle; henüz küçücük bir bebekken bile empati yapabiliyoruz. Büyüme aşamasında ise doğuştan sahip olduğumuz bu yeteneği etrafımızdakilerin davranışlarına bakarak, onları örnek alarak geliştiriyoruz. Anne-babamızla başlayan empati geliştirme süreci etrafımızda yer alan insanlarla, görüp duyduklarımızla devam ediyor. İşte bu noktada bazıları, empati kurma yeteneğini sürekli kullanırken, bazıları bu becerinin ne kadar önemli olduğunu kavrayamıyor. Başka bir tabirle; eşduyum olarak da bilinen empati yeteneğini sonradan kazanabilmenin yolları kullanılmıyor.
Tavsiye İçerik: İletişim Nedir? Ögeleri ve Çeşitleri Nelerdir?
Örneğin; karşı taraftaki kişinin duygu, düşünce ve isteklerini anlayabilmek için açık uçlu sorular sorulmuyor. Hani “nasıl, niçin, neden” gibi sözcüklerle başlayan soruları diyorum. Diyelim ki, iş arkadaşınız kendini kötü hissettiği için yarın işe gelemeyeceğini söylüyor. Ve siz ona nedenini sormak yerine “hım, geçmiş olsun” gibi şeyle söylüyorsunuz. Ya da eşiniz “şunu istemiyorum-istiyorum” gibi bir şey söylediğinde ona tamam ya da olmaz diyor ama nedense sebebini öğrenmeye çalışmıyorsunuz. Çünkü empati yeteneğinizi kullanmak istemiyorsunuz. İşin kolayına ya da yüzeysel olanına kaçıyor, doğru iletişim kurabilmek için empati yapmanın ne kadar önemli olduğunu anlamıyorsunuz.
Tüm bunlara ek olarak, empati yapmanın temelinde karşı tarafı anlama amacının güdüldüğünü biliyoruz. Kısacası; empati kurmak için karşı tarafı anlamak gerekiyor. Bunun için de önce iyi bir dinleyici olma şartı mevcut! (Bakınız: İyi Bir Dinleyici Olmak için Dikkat Edilmesi Gereken 5 Nokta) Sonuçta; karşınızdaki kişinin söylemek istediği şeye kulak vermeden, onun gerçek düşüncelerini anlayamazsınız, değil mi? E günümüzde de çoğu kişinin dinlemeyi bilmediğini düşünecek olursak, empatiden neden bu kadar yoksun olduğumuz konusunda da elle tutulur bir neden elde etmiş oluruz.
Zira söylenenlere karşı kulaklarımızı kapatma gibi kötü bir alışkanlığımız var. Ne yazık ki bunu pek çoğumuz yapıyoruz. Karşı tarafın ne söylediğinden daha çok, ona ne cevap vereceğimize ya da duymak istediğimiz şeye odaklanıyoruz. Dolayısıyla; kendimizi karşı tarafın yerine koyamıyoruz ve söylediği şeyi doğru bir şekilde yorumlayamıyoruz. Etrafımıza ördüğümüz görünmez duvarlar hem karşı tarafın söylediğini hem de bizim cevabımızı bir nevi etkisiz eleman haline getiriyor.
Uzun lafın kısası; empati kurmak için iyi bir dinleyici olmalı, farkındalığımızı arttırmalı, onu anladığımızı göstermeli, yorumlarla bunu daha belirgin hale getirmeli ve kendimizi gerçekten karşı tarafın yerine koyabilmeliyiz. Aksi takdirde empati kurma sürecini doğru bir şekilde tamamlayamayız.
Empati Yapmanın Faydaları Nelerdir?
Empati yapmanın bir dizi farklı faydası bulunmaktadır. Ve bunlardan en önemlisi doğru bir şekilde iletişim kurabilmektir. Doğru iletişim kurmak da kişiye her bakımdan olumlu katkı sağlayacak bir beceridir. İş hayatındaki başarısından tutun da özel hayatındaki ilişkilerine ve sosyal çevresine varana kadar her alanda insanın hayatını kolaylaştıracak empati, hem birey hem de toplumlar arasında huzur, refah ve mutluluğun anahtarlarından biri niteliğindedir.
İsterseniz, birkaç örnekle empatinin ne gibi faydaları olduğunu daha net anlayalım. Mesela; bir yönetici olduğunuzu ve iş hayatınızda neredeyse hiç empati yapmadığınızı farz edin. Çalışanlarınızın isteklerini ne kadar iyi anlayabilirdiniz? Ya da müşterilerinize ne kadar doğru cevaplar verebilirdiniz? Anlayışlı olmanız gereken yerlerde tam zıttı yönde davranarak ne kadar başarılı, ne kadar sevilip sayılan bir yönetici olabilirdiniz? Evet, ne demek istediğimi anladınız mı?
Diyorum ki empati kurmak sizi bencillikten kurtarır. Duyarlı bir insan olmanızı, hayatınızı çok daha huzurlu ve mutlu biri olarak geçirmenizi sağlar. Karşınızdaki kişiyi daha iyi anlar, sosyal ilişkilerinizde daha başarılı olursunuz. İnsanları anlamak için gerçekten uğraş verir ve insanlara daha fazla yardım edebilirsiniz. Hem kendinizin hem de karşınızdaki kişinin sorunlarıyla akıllıca başa çıkar, daha çözüm odaklı düşünmeye başlarsınız. Toplumda sevilen ve saygı gören biri olursunuz. Tüm bunlara ek olarak; empati sizi negatif düşüncelerden e uzaklaştırır.
Ekstra Bilgi: Empati hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorsanız, Olasılıksız isimli kitabıyla meşhur olan Adam Fawer’in Empati isimli eserini okumanızı öneririm. Zira 2008 yılında yayımlanan bu kitapta yazar, empati, sinestezi ve gnostisizm gibi konuları ele almış. Neticede; okurları tarafından tam not alan bu kitabı, okunacaklar listenize yerleştirebilirsiniz.
Empati Yapmanın Zararları Nelerdir?
Peki, empati yapmanın zararları deyince aklınıza bir şey geliyor mu? Ama bir dakika, bu kadar olumlu ve gerekli bir şey, insana nasıl zarar verebilir ki? Biliyorum, şu anda benzeri düşünceler içerisindesiniz ama empati yapmanın zararlarından kastımın ne olduğunu söyleyene kadar bekleyin derim. Çünkü burada demek istediğim asıl şey; empati yapmanın değil fazla empati yapmanın ya da olayı abartmanın kişiye zarar verebildiği! Daha açık bir ifadeyle; empati uç noktalara eriştiğinde zararlı hale gelebiliyor çünkü kişi kendini karşı tarafın yerine koyma olayında aşırıya kaçıyor. Ve her durumda olduğu gibi burada da fazlalık zarar haline geliyor.
Mesela; empati yeteneği fazlasıyla gelişmiş olan bir yönetici düşünün. Kendini çalışanlarının yerine koyduğu için olmayacak şeyleri bile anlayışla karşılayan ve çalışanın sorunlarını çözmeye odaklanmış bir yönetici. İşte böyle bir yönetici zaman içinde suiistimal edilir ve işleyiş bozulur. Bir tek yöneticiler de değil eşler, sevgililer, ebeveynler de aynı hatayı yapıyor. Özellikle de aşırı empati kuran aileler! Çocuğunun üzülmesine, zorlanmasına, canının sıkılmasına dayanamayan anne-babalar, çocuklarının sorumluluklarını üstlenerek gelişimlerini olumsuz etkiliyor. Ya da kişi karşısındaki kişinin derdini kendi derdi gibi görüp, gereksiz yere hayatını zorlaştırıyor. İşte bu gibi nedenlerden dolayı, eşduyumun dozunu kaçırmamak, yani dengeli empati kurmak gerekiyor.
Empati Örnekleri Nelerdir?
Yeri gelmişken; birkaç küçük cümleyle empati örneklerinden de bahsedelim. Diyelim ki; bir arkadaşınızla buluştunuz ve size canının ne kadar sıkkın olduğunu söyledi. Sonra sevgilisiyle girdiği tartışmadan tutun da anne-babasıyla arasında olan sorunlarına varana kadar hemen her derdini anlattı. İşte böyle bir durumda, empati yapabilmek için onun ruh halinden etkilenmemeye ve olumsuz düşüncelerin sizi esir etmesine izin vermemeye dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde arkadaşınıza moral vermeniz gerekirken onun içini daha çok karartır ve fayda yerine zarar vermiş olursunuz.
Yapmanız gereken onu anladığınızı, ne kadar zor bir durumda olduğunu anlamaya çalıştığınızı ama kendini üzerek bir sonuca varamayacağını anlatmak olmalı. Ayrıca kendinizi onun yerine koyarak sorununa çare aramalı ve problemleri için alternatif çözüm yolları sunmalısınız. Ancak bu şekilde empati yapmış olursunuz.
Ya da dışarıda zor durumda olduğunu gördüğünüz bir yabancıyla karşılaştınız diyelim. O anda empati yaparsanız, yabancının yanına gidip yardım edip edemeyeceğinizi sorar ve elinizden gelen bir şey varsa yaparsınız. İşte bu davranış da bir empati örneğidir! Veya sokaktaki yaralı hayvana yardım etmek istemeniz de bir empati örneğidir. Çünkü onun acı çektiğini anlıyor ve ne kadar çaresiz olduğunu duyumsayabiliyorsunuz.
Empati Kurmak Neden Önemlidir?
Yoksa siz hala empatinin önemini anlayamadınız mı? O zaman şunları söyleyeyim. Empati önemlidir çünkü sağlıklı bir iletişimin olmazsa olmazlarındandır. Ayrıca empati son zamanların en çok konuşulan konular arasında olan duygusal zekanın en önemli unsurlarından bir tanesidir. (Bakınız: Duygusal Zeka Nedir? Nasıl Geliştirilir?) Çünkü duygusal zekayı geliştirmek için doğru bir şekilde empati kurabilmek gerekmektedir.
İnsanlarla iyi ilişkiler kurabilmek, daha iyi bir ekip oyuncusu olabilmek ve dünyayı başkalarının bakış açılarından da görebilmek için empati yapmayı öğrenmek gerekiyor. Çünkü biz sosyal varlıklarız. İstesek de istemesek de bir şekilde iletişim halinde olmak durumundayız. Ve başarılı iletişim için karşı tarafı anlamak, onu anladığını göstermek ve gerektiği şekilde cevap verebilmek mutlak kurallar.
Ayrıca empati pek çok kişinin öncelikleri arasında yer alan iş hayatı başarısını da olumlu etkiliyor. Hatta profesyonel hayatta başarı için empati yeteneğinin olmazsa olmaz bir kural olduğu rahatlıkla söylenebilir. Çünkü ister yönetici olalım ister çalışan, karşı tarafı anlayamadıktan sonra başarılı olamayız. Nihayetinde; öfkemizi kontrol altında tutup, fevri hareketlerden kaçınmamıza yarayan empatinin neden bu kadar önemli olduğunu daha ayrıntılı öğrenmek istiyorsanız, aşağıdaki yazıyı da bakmalısınız derim.
Empati ile Sempati Arasındaki Farklılıklar Nelerdir?
Empatinin sık sık sempati sözcüğüyle karıştırıldığını biliyor muydunuz? Evet, pek çok insan empati ile sempati arasındaki ayrımı bilmemektedir. İşte bu nedenle; empati nedir yazımızda bu konuya da değinmek istedim. Zira 21. yüzyılda yaşıyoruz ve birbirinden çok farklı olan bu iki sözcüğün birbirinden farklı olduğu gerçeği herkes tarafından görülmeli diye düşünüyorum. Hatta bu karmaşanın arasına zaman zaman antipati sözcüğü bile katılabiliyor. İnanamayabilirsiniz ama birçok kişi empati, sempati ve antipati kelimelerinin anlamları konusunda kafa karışıklığı yaşıyor.
Evet, empati kişinin karşı tarafın duygu ve düşüncelerini anlamasıdır. Sempati ise kısaca hak vermek olarak tanımlanabilir. Mesela; bir tanıdığınız hakkında “onun adına çok üzüldüm, ben de böyle bir şeyle karşılaşsam onun gibi hissederdim” gibi cümleler kurduğunuzda, empati değil sempati göstermiş oluyorsunuz. Yani ona hak veriyor, onu onaylıyorsunuz. Oysaki empatide onu anlıyor, çözüm üretebiliyor, karşınızdaki kişiye yardım edebiliyorsunuz. Her ikisinde de bir duygu, düşünce paylaşımı olmasına rağmen sempatide karşınızdaki kişinin duygu ve düşüncelerinin aynısına sahip olursunuz. Yani sempatide işin temeli karşınızdaki kişinin yandaşı olmanızdır.
Kısacası; üzgünse üzgün, mutluysa mutlu olmak sempati duymaktır. Empatide ise bunu anlar ama aynı duygu ve düşünceler paylaşmazsınız. Örneğin; ilişkisi bittiği için fazlasıyla üzgün olan bir arkadaşınız var. Onunla birlikte ağlamak, acısını paylaşmak arkadaşınıza sempati duyduğunuzu göstermektedir. Diğer taraftan, onun üzgün olduğunu anlar ama ilişkisinin bitmesinin doğru bir karar olduğunu düşünürseniz ve yorumlarınızla ona ne kadar üzgün olduğunu anladığınızı ama yakında geçeceğini söylerseniz empati yapmış olursunuz.