Şimdiye kadar kıyı bankacılığını duymamış olabilirsiniz, belki de off – shore bankacılık dersem anımsayacaksınız. Bakıldığında birçok avantajı olan off – shore bankacılığı son zamanlarda gündemde fazlasıyla yer alıyor. Özellikle Panama Belgeleri ile sıklıkla kendinden bahsettirmiştir. Kıyı bankacılığı 1960’lı yıllarda özellikle vergi açısından zengin olan ülkelerde ortaya çıkmıştır. Ülkelerin vergiler açısından avantajları ve çeşitli denetimlerin olmamasından dolayı birçok finansal hizmetin yapılması için gözbebeği olmuştur.
Ülkemizde ise bankacılığın ve vergi sisteminin beğenilmemesinden, 1990 sonrasında ciddi anlamda tercih edilmiştir. 1994 yılında yaşanan mali krizden ötürü bankalar sektörüne devlet tarafından bir güvence getirildi. Fakat kıyı bankacılığı bu güvenin dışında bırakılmıştır. Bunun sebebi ise ülke sınırları dışında olmasıdır. Böylelikle herhangi bir güvencede olmayan ve yinede kıyı bankalarını tercih eden kişiler, bankanın başına bir iş gelmesiyle bütün mevduatlarını kaybedebiliyorlardı. Aslında doğru kullanımı sonucunda oldukça avantajlı olan kıyı bankalarının amacını çoğu kişi saptırmaktadır.
Tarihine bakıldığında ise 2. Dünya Savaşı sonrasında Bretton Woods anlaşmasından sonra önemini artırdığı görülür. Bu konferansta alınan kararlar sonucunda ABD Doları’nın ciddi bir artış yaşaması ve Euro’nun ortaya çıkmasıyla birlikte Avrupa bankaları ellerinde bulunan doların ABD yerine Fransa ve İngiltere’de bulunan muhabir bankalarda bırakmışlardır. Aynı zamanda soğuk savaşın hüküm sürmesi ve ABD’nin ödemeler dengesinin sürekli açık çıkmasından dolayı bankacılık alanında da düzenlemeler gerektirmiştir. Global düzeyde fonlarda fazla veren ülkelerden açık veren ülkelere aktarılması da meydana yeni finansal merkezlerin çıkmasına neden olmuştur.
1970’li yıllardan sonra Asya, Ortadoğu ve Pasifik devletleri, ekonomilerinin gelişmesi ve yeni yatırımların yolunu açacağının düşüncesiyle yabancı bankaların kurulmasının önünü açarak, fon girişi sağlamaya çalışmışlardır. Ülkelerin coğrafi konumlarını da bakıldığında Amerika ve Avrupa gibi önemli finans merkezlerine kafa tutmaya başlamışlardır. Böylelikle batılı devletlerinde açtığı bankalar sayesinde kıyı bankalarının merkezi olmasını hızlandırmıştır. Bu durumda kıyı bankacılığı önemli bir yere sahip olarak hakkında bilgi edinilmesi gereken bankacılık sistemlerinden biridir.
Kıyı Bankacılığı Nedir?
Kıyı bankacılığı ya da off – shore bankacılık; genel itibari ile alacaklının da borçlunun da yabancı olduğu bir türdür. Diğer bir deyiş ile ülke dışında sağlanan fon ya da mevduatların yine ülke dışında kullanılmasını sağlayan bir sistemdir. Off – shore olarak da bilinen kelime dilimize İngilizceden geçen bir bankacılık terimidir. Anlamı ise ‘kıyıdan esen ya da gelen‘ olarak karşımıza çıkar. Türk Dil Kurumu da bu kelimenin karşılığını ‘kıyı bankacılığı’ olarak önermiştir.
Bu bankaların kullanılmasında ki en büyük etken; ülke içerisinde bulunan vergi, hukuki düzenlemelerden muaf olmak istenmesidir. Çünkü kıyı bankalarının bulunduğu bölgeler serbesttir ve vergi gibi düzenlemeler daha gevşektir. Serbest bölgelerle daha sık anılmasının sebebini de bilgi vererek anlayalım. Ulusal alanda deniz ya da havaalanı yakınlarında faaliyet gösteren ve gümrük sınırlarının dışında kaldığı için vergi, gümrük ve kambiyo gibi ekonomik düzenlemelerin dışında kalan yerlerdir. Böylelikle ticaret serbest bölgelerde daha rahat yapılır.
Şimdi diyeceksiniz ki “Kıyı bankaları ile serbest bölgelerin ne alakası var?”. Şöyle ki kıyı bankaları yoğunluklu olarak serbest bölgelerde kurulur. Bu yüzden kıyı bankacılığı dendiğinde serbest bölgeler akla gelir. Ülkemizde de birçok serbest bölge olduğu gibi dünya üzerinde de çok fazladır. Ülkemizde bulunan başlıca serbest bölgeler; İstanbul Deri ve Endüstri Serbest Bölgesi, Ege Serbest Bölgesi ve Kocaeli Serbest Bölgesidir. Dünya üzerinde önemli kıyı bankalarının merkezlerine bakacak olursak; Aruba, Bahama Adaları, Bahreyn, Cayman Adaları, Dublin, Malta, Singapur ve Urugay olarak görebiliriz.
Kıyı Bankacılığı Görevleri Nelerdir?
Kıyı bankacılığı işlemleri klasik bankaların işlemlerinden çok farklı değildir. Yani normal bankalarda yapılan işlemlerin birçoğu kıyı bankalarında da gerçekleşmektedir. Trust, kısa ve uzun vadeli işlemleri rahatlıkla yapabilirsiniz. Kısa vadeli işlemlerden kastım; para transferleri, faiz uygulamaları, swap, forward, future ve opsiyon gibi vadeli işlemler, altın – döviz işlemleri, kredi gibi birçok hizmet verilmektedir.
Uzun vadeli işlemler ise; kredi kullandırım, mevduat, ihraç ürünleri, yabancı ve euro tahviller, leasing, factoring, forfaiting gibi işlemlerde rahatlıkla yapılabilir. Ayrıca kısa, orta ve uzun vadeli olarak birçok bankanın katılım sağladığı ve faiz oranının da dalgalı olarak alındığı sendikasyon kredisi kullandırılmaktadır. Trust işlemi de bir sözleşmedir. Yapılan trust sözleşmesi altında; kişinin sahip olduğu menkul ve gayrimenkul değerlerinin korunması, saklanması, yönetilmesi, işletilmesi, ölümü karşısında vasiyetname kurallarının gerçekleştirilmesi şeklinde işlemlerin yapılmasıdır. Ayrıca bu sözleşmeye bağlı olarak Trustee adı verilen kişi ve kurumlara devredilmesini de gerçekleştirir.
Kıyı Bankacılığı Fonksiyonları Nelerdir?
Kıyı bankaları sadece bulundukları ülkenin değil yabancı ülkelerin de para birimlerinde işlemlerini gerçekleştirirler. Belli bir şarta bağlanmamış olsa da genelde yabancı kişiler ve kurumlar tarafından yapılır. Ayrıca kıyı bankalarında yapılan işlemlerin çoğu yurtiçi piyasalarda gerçekleşen birçok vergi, hukuksal düzen, yasa gibi durumlara tabi değildirler. Bu tür fonksiyonlar kıyı bankalarının gelişmesinde önemli bir yer edinmiştir. Bunları değerlendirmek isteyen kişi ve kurumlar buralarda hesap açarak, işlemlerini gerçekleştirmektedirler. Özellikle ticaretle uğraşan kişilerin bu konuda ki tercihleri çok fazladır.
Kıyı bankacılığında bulunan muafiyet ver serbestliklerin ilk başında faiz oranlarının belirlenmesi gelir. Kıyı bankalarında faiz oranları serbest bir şekilde belirlenir. Ayrıca normal bankalarda olan karşılıkların, off – shore bankalarda olmaması ve likidite gibi oranların bulunmaması da önemlidir. Vergiler açısından bakıldığında da gelir ya da kurumlar vergisinin kaldırılması veya çok düşük tutarlarda olması da, kişi ve kurumlar için önemlidir. Son olarak ise müşterilerden kesilen stopajın uygulanmaması ve kambiyo sınırlamalarından muaf olması kıyı bankalarının tercihini de ciddi oranda artırmaktadır.