Merkez Bankası hakkında duyacağınız en sık kavramlar bankaların bankası, bankaların anası, devletin bankası şeklindedir. Neden böyle denildiğini ise az çok tahmin edersiniz. Diğer bankaların elinde olmayan yetkilere sahiptir ve onların da yönlendirilmesini sağlar. Bu açıdan baktığınızda bankaların anası denir. Aynı zamanda ülkemizde bulunan diğer bankalar, Merkez Bankası’na belli karşılıklar ayırmak zorundadır ve kredi gibi ihtiyaçları olduğunda Merkez Bankası’na başvuru yapar. Durum böyle olunca da bankaların bankası denilebilir. Ayrıca yaptığı ekonomik düzenlemeler, para ödeme gibi işlemler ile Türkiye ya da devletin bankası konumunda görünür. Bunlar Merkez Bankası için söylenen tabirlerin nelere karşılık geldiğidir.
Her ülkenin ya da birliğin, bizde olduğu gibi mutlaka Merkez Bankası vardır. Bizde bulunan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ise 11 Haziran 1930 yılında kurulmuştur. Kurulduktan sonra merkez bankasına birçok görev ve fonksiyon yüklenmiştir. Merkez Bankası da uyguladığı çeşitli politikalarla, amacını ve görevlerini yerine getirmeye çalışır. Aynı zamanda diğer bankaların kontrolüne ve ekonomik gelişmeye katkı sağlamayı hedefler. Bunun yanında da farklı görevleri bulunur. Durum böyle olunca; merkez bankasının ne olduğunu, görev ve fonksiyonlarının nelerden oluştuğunu ayrıntılı bir şekilde incelemekte fayda vardır.
Merkez Bankası Nedir?
Merkez bankası; para politikalarından sorumlu olarak bir ülkenin ya da birliğin banka kurumudur. T.C. Merkez Bankası’nın sitesine de girerseniz dikkatinizi çekecek ilk şey; ‘Fiyat istikrarının sürdürülmesi ve sağlanmasıdır.’ yazısı olur. Bu en temel amaçlarındandır ve bunun dışında birçok amacı mevcuttur. Merkez bankası siyasi müdahalelerden uzak, yasalarla çalışan ve bağımsız olan bir yapıdır, öyle de olması gereklidir. Bu tür yapılaşmayı sağlayan ise ekonomileri gelişmiş, zengin ülke örnekleridir. T.C. Merkez Bankası da bunlara örnektir. Fakat dünya üzerinde bulunan bütün merkez bankaları bu şekilde değildir. Bazıları kamuya bazıları da özel mülkiyete aittir. Peki, T.C. Merkez Bankası görev ve fonksiyonları nelermiş, şimdi onlara bakalım.
Merkez Bankasının Görevleri Nelerdir?
T.C. Merkez Bankası’nın birçok görevi bulunmaktadır. Bunların en başında sitesinde de yer alan ‘fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek’ olduğunu söylemiştik. Bunun dışında merkez bankasının diğer görevlerinden biri de para basmadır. Dolaşımdaki para çeşitli politikalar için artırmak istenirse, bu merkez bankasının görevidir. Para basılıp basılmayacağının kararını verir ve buna göre faaliyetlerde bulunur. Bunun yanında devlet için kaba bir tabirle ödeme ve tahsil etme işlemlerinde de bulunur. Yani bir nevi veznedarlık görevi üstlenir.
Merkez bankalarının önemli görevlerinden biri de para politikalarını uygulamaktır. Şöyle ki uyguladığı bu politikalarla para arzının kontrolünü sağlar. Böylelikle faiz oranlarında belirlemeler yaparak ekonomiyi düzenlemeye çalışır. Faiz oranlarının belirlenmesiyle enflasyon, deflasyon, ülke döviz kuru gibi durumların kontrolünü sağlaması hedeflenir. İşte bu durum genelde uyguladığı çeşitli politikaların, piyasalarda etkili olmasıyla mümkündür.
Bankaların üzerinde bulunan görevi ise sektörün denetlenmesi ve düzenlenmesini gerçekleştirmesidir. Ayrıca bankaların ve hükümetin kredi kurumu olarak da görevlerini sürdürür. Bunu yaparken ülkenin altın ve döviz rezervlerinin kontrolünü sağlar. Bu yüzden altın, döviz gibi araçlar üzerinden yatırım yapan kişilere, merkez bankasının faiz oranlarıyla birlikte rezerv tutma oranlarının da kontrol edilmesi gerektiği söylenir.
Merkez bankasının görev ve amaçlarını toparlayacak olursak; fiyat istikrarının sağlanması, döviz ve altın piyasalarında istikrarın sağlanması, para piyasalarında etkin rol alması, büyümenin gerçekleştirilmesi ve istihdamın tam bir şekilde gerçekleştirilmesi şeklinde olduğunu söyleyebiliriz.
Merkez Bankasının Fonksiyonları Nelerdir?
Merkez Bankası amaçlarını ve görevlerini yerine getirmek için birçok fonksiyondan yararlanır. Bunlara politika araçları da denir. Bunlar üzerinde çeşitli düzenlemeler yaparak, istediği ölçüde değişimlere sebep olmaya çalışır. Para politikaları ve piyasa işlemleri bu fonksiyonların başında gelir.
Para politikaları, merkez bankasının para arzı üzerinde değişiklik yapmak istediğinde uyguladığı kararlardır. Bu kararları alırken de enflasyon ya da deflasyonun yaşanmasını engelleyerek, tam istihdama ulaşmak ve bunun sürdürülmesini sağlamaktır. Bunu uygularken ekonominin durumuna bakar. Yani ekonomi bir durgunluk ya da yavaşlama içerisinde ise para arzının kontrolüyle, böyle bir durumdan çıkarılmasını sağlamaya çalışır. Para arzının değişimi ise birçok ekonomik faktörü zincirleme olarak etkiler. En başta da faiz oranları üzerinde bir etki gösterir. Para politikaları ise genişleyici veya daraltıcı olarak uygulanır.
Genişleyici para politikaları; para arzının artırılarak, faiz oranlarının azaltılması hedeflenerek yapılır. Böylelikle faiz oranlarının düşmesi, kredilere olan talebin artmasını ve ekonomi içerisinde bir canlılık olmasını sağlamaya çalışır. Daraltıcı para politikası ise tam tersidir. Yani para arzının azaltılarak faizlerin oranlarının yükseltilmesi ve sonucunda da ekonomik düzenin yavaşlatılması sağlanır. Merkez bankası bu politikalarını gerçekleştirirken bankaları kullanır. Yani bankaların rezerv karşılıklarının artırılması ya da azaltılması şeklinde uygulamalarda bulunur. Böylelikle bankaların kaydi para yaratma hacimleri artar ya da azalır. İşte burada devreye piyasa işlemleri girer.
Piyasa işlemlerinde karşımıza; açık piyasa işlemleri (APİ), reeskont ve rezerv oranları çıkar. Açık piyasa işlemleri yani APİ’leri kullanırken yaptığı işlem, devlete ait bono ve tahvilleri piyasaya satması ya da piyasadan alması şeklindedir. Bu işlemlerin yapılması bankaların rezerv oranlarını doğrudan etkilediği için Merkez Bankası’nın sıklıkla başvurduğu politikalardan biridir. Ayrıca içlerinde en esnek uygulanabilecek seçenektir.
Reeskont oranın kullanımı ise bankaların Merkez Bankası’ndan kredi talebiyle mümkündür. Bankalar sıkışık dönemlerinde Merkez Bankası’na kredi başvurusu yapar ve kullanım gerçekleştirir. Eğer merkez bankası reeskont oranları üzerinden bir politika uygulamak isterse bankalara verdiği kredinin faizlerinde değişimler gerçekleştirir. Yani bankaların kullandığı faiz oranına reeskont oranı denir. Ekonomik duruma ve koşullara göre bunun artırılması ya da azaltılması üzerinden, düzenleyici politikalar uygulanır.
Son olarak rezerv oranlarına baktığımızda da politikalar uygulanabildiğini görürüz. Şöyle ki her bankanın merkez bankası bünyesinde belirli bir oranda karşılık ayırması gerekmektedir. Karşılık ayrılmasının amacı ise bankaların herhangi bir durumda kötüye gitmemesi ve buna bağlı olarak da banka işlemleri gerçekleştiren vatandaşların korunmasıdır. Ayrıca merkez bankalarının para miktarını kontrol altına alabildiği en iyi araç karşılık oranlarıdır. Merkez Bankası zorunlu karşılık oranını yükselterek ya da azaltarak çeşitli politikaları gerçekleştirmeye çalışır. Burada ayrılan karşılığın yükselmesi; bankaların ellerinde tutması gereken paranın yükselmesi ve müşterilerine sağlayacakları kaydi paranın azalacağı anlamına gelir. Tersi ise yükseleceği anlamına gelir. Bu durumda para arzı üzerinde etkin bir şekilde müdahalelerde bulunur ve politikalarını gerçekleştirir.
Sonuç olarak merkez bankası; bankaların en üstünde bulunan ve onların düzenlemelerini yapan, gerektiğinde finansman kaynağını sağlayan bir yapıdır. Aynı zamanda devletin kasası görevini de üstlenmiştir. Bunların altında birçok göreve sahiptir. En önemli görevinin ise fiyat istikrarını sağlamak olduğunu düşünürsek, bunun sağlanması için birçok politika uygular. Böylelikle ekonomik düzenin kurulmasını sağlar. Kısacası ülkenin düzen içerisinde kalkınması için bulunan en önemli yapıdır diyebiliriz.