Elliott, 2023 için tahminlerinde en kötüsü henüz gelmedi diyen Uluslararası Para Fonu ve diğer pek çok kuruluşun karamsar tahminleri arasına eklendi.
Yaklaşık 56 milyar dolarlık varlığı yöneten büyük hedge fonu Elliott’a göre artan enflasyon ve Son yirmi yılda küresel olarak en büyük faiz artışları, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük ekonomik çalkantıya zemin hazırladı. Financial Times’ın Çarşamba günü bildirdiğine göre Elliott, müşterilerini yakın tarihli bir mektupta böyle uyardı.
Eşsiz ve olağanüstü bir dizi ekonomik koşulun, dünyayı son 70 yılın borsa çöküşlerinden veya enerji şoklarından daha kötü bir krize doğru yönlendirdiğini öngördü. Ancak mektup, korkunç durumun garantilenmediğini de kabullendi.
Yine de FED dahil merkez bankaları, artan enflasyona agresif faiz artırımlarıyla yanıt verdiğinden, önümüzdeki yıl başlayacak bir dereceye kadar ekonomik gerileme giderek daha olası görünüyor.
Ancak merkez bankalarının pandeminin ilk günlerinde para politikasını gevşettiklerinde enflasyon krizini tetiklediğini iddia eden Elliott’a göre sonuç ekonomik gerilemeden daha kötü olabilir. Fon, yaklaşan ekonomik sarmalın sonucunun küresel toplumsal çöküşe ve sivil veya uluslararası çekişmeye kadar gidebileceğini belirtti.
Merkez Bankalarına Suçlamalar Çoğalıyor!
Elliott mektubunda, politika yapıcıları artan enflasyonun arkasındaki gerçek neden konusunda dürüst olmamakla ve merkez bankalarını enflasyonun yaratılmasında
oynadıkları rolün sorumluluğunu almamakla suçladı.
Fon, ABD Merkez Bankası’na (FED) yönelik suçlamalarda bulunanlar arasına katıldı. Pazar araştırma şirketi NorthmanTrader’ın kurucusu Sven Henrich, Ekim ayında yaptığı bir açıklamada FED’in enflasyonu şişirdiğini ve çok uzun süre para bastığını söyleyerek “bu hataların bedelini kim ödeyecek” demişti.
Ünlü ekonomist Steve Hanke de ABD’nin durumun FED’in para basmasının kaçınılmaz sonucu olduğunu söyleyerek Powell’ı tek sorun olarak nitelendirmişti.
Benzer şekilde Elliott da FED başta olmak üzere küresel merkez bankalarını hedef aldı. Düşük oranlı dönemin uzun vadeli sonucunun dünyayı hiperenflasyona giden yola sokabileceğini belirtti.
Büyük ölçüde kontrolsüz olan ve genellikle en az yüzde 50’lik bir aylık enflasyon oranı olarak tanımlanan hiperenflasyona atıfta bulundu. Aylık yüzde 50’lik bir enflasyon oranı, yıllık yüzde 12,875’lik bir orana dönüşecek ve mevcut yıllık ABD enflasyon oranının yüzde 8,2’sinin epey üzerinde olacağından hiperenflasyon son derece nadir bir durum.