Yurt içi piyasalar ve milyonlarca vatandaş, Türkiye’de yapılacak yerel seçimlere odaklandı. Bazı uzmanlar, seçim sürecinin ardından birçok kalemin fiyatının artacağını ve zamların öne çıkacağını belirtiyor. Vatandaşlar ise 2024 yılı boyunca değişmeyecek olan asgari ücretle nasıl geçineceğini düşünüyor.
Türk lirasının değer kaybetmesi, yüksek enflasyon oranları ve alım gücünün erimesi, gelecek dönemlere ilişkin endişelerin yükselmesine neden oluyor.
Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, “Seçim bazlı senaryolar” başlığıyla kaleme aldığı yazısında ekonomi gündemine yönelik değerlendirmelerini paylaştı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz kurlarına müdahale etmesinin çok ağır bedelleri olacağını vurgulayan Alkin, enflasyonun üç haneli rakamlara çıkabileceğini söyledi.
Hem kambiyo rejimini hem kurları hem de faizi kontrol etmeye çalışmanın Türkiye’ye kabus senaryosu yaşatabileceğine dikkat çekti.
“Ciddi Şikayetler Var”
Seyahatleri esnasında her kesimden iş insanı ile konuşma fırsatı olduğunu belirten Alkin, “işler iyi” diyenlerin dijital hizmet üretenlerin, “işler kötü diyenlerin ise sanayiciler olduğunu aktardı.
Özellikle üretici ve ihracatçıların ciddi şikayetler dile getirdiklerini paylaştı. Herkesin karlılığı azaltan mevzuat uygulamalarından şikayetçi olduğunun altını çizdi ve “seçimler geçsin” yaklaşımının yeniden hakim olduğunu ifade etti.
“Üç Haneli Enflasyon Tehlikesi”
Dolar kurunun tutulmaya çalışılırken rezervlerden satış yapılmaya devam edileceğinin kesin olduğunu kaydetti ve diğer taraftan Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) rakamlarla eziyet edebileceğini belirtti.
Alkin, “Bu durumun sürdürülebilir bir tarafı yok. Denerken mutlaka bir yerde patlayacak. Dolayısıyla dövizi tutmak için atılan her adımı fırsata çevirmek gerekiyor. TCMB dolar/TL’yi tutmaya çalışırken sıçrama mesafesini artırıyor.” dedi.
Çift hane enflasyondan üç haneye geçme tehlikesinin yaşanabileceğini vurguladı ve “seçimden sonra ülkeye para yağacak” diyenlerin olduğunu, ancak bunun gerçekçi olmadığını söyledi. Bir kısım paranın gelebileceğini fakat bunun açığı kapatacak kadar yüksek olmayacağını dile getirdi.
“Kabus Senaryosu”
TCMB’nin dövizi tutmak için rezervlerden satmak yerine rezervleri güçlendirmeye başladığı senaryoda kademeli olarak kurları serbest bırakacağını, bu durumda enflasyonun Ekim ayına kadar yükselmeye devam edeceğini ve ardından baz etkisi ile düşmeye başlayacağını kaydetti. Rezerv artışlarının kredi notuna etki yapacağını, 2025 yılından itibaren yabancı sermaye girişlerinin artacağını ve döviz kurlarını sakinleşeceğini paylaştı.
Şu an sürdürülen politikanın yurt dışından yüklü bir kaynak girişi olmaması durumunda “kabus senaryosu”na döneceğini vurgulayan Alkin, seçimlerden sonra hem vergiler ve yüksek faizle üretim ve talebi boğmaya kalkıp hem de kurların tutulmaya çalışıldığı durumda büyük bir felaket olacağını belirtti.
“Dolar Yüzde 50 Yükselmişti”
Alkin, genel seçimlerden önce “TCMB ne yapıyor da döviz kurlarını tutuyor” diyenlere işaret etti. Doların yüzde 50 yükselerek cevap verdiğini ve şimdi de aynı soruyu soranların olduğunu aktardı. Meselenin tam olarak anlaşılamadığını söyledi ve “Hafızası zayıf bir milletiz” ifadelerini kullandı.
21 Şubat 16.00 itibarıyla dolar/TL 31 seviyesine, euro/TL ise 33,52 düzeyine ulaştı.
