Cuma günü doğu Ukrayna’nın Kramatorsk kentindeki tren istasyonuna yapılan roket saldırısının yankıları sürüyor. Rusya, Bucha olayındaki gibi saldırı iddialarını reddediyor.
kolayca yatırım yapın
En az 50 kişinin öldüğü, 100 kişinin yaralandığı tren saldırısının Bucha vahşeti hala gündemdeyken gerçekleştirilmesi ayrıca tartışılıyor.
Bucha görüntülerinin ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Rusya’nın İnsan Hakları Konseyi üyeliğini askıya alırken yeni saldırının sonuçları konuşuluyor.
Gelişmeler üzerine yapılan yorumlara göre Putin, savaş suçlarıyla itham edilmesine rağmen duruşunu değiştirmeyecek.
Kremlin Hafta Boyunca Reddettiği Saldırıları Sürdürdü!
Ukraynalı sivillere karşı Rus vahşetinin boyutunu ortaya seren ve uluslararası kınamalarla dolu olan hafta boyunca, savaşa ilişkin birçok gelişme geldi.
ABD, Avrupa Birliği ve Batılı müttefikleri Kremlin’e karşı katliam, soykırım ve savaş suçlamalarında bulunurken Rus yetkililer iddiaları ısrarla reddetti.
Konuşan son yetkililerden Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, “Sahte ve yalan günlerde yaşıyoruz” diyerek Ukrayna şehirlerinin sokaklarında ölü sivillerin fotoğrafları hakkında “cesur bir sahtekarlık” ifadelerini kullandı.
Bucha yankıları sürerken Cuma günü tren istasyonuna yapılan saldırı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaş suçu ithamıyla karşı karşıya kalsa bile saldırılarından vazgeçmeyeceğine işaret etti.
Kiev’in hemen dışındaki Bucha, Irpin ve Hostomel şehirlerinden yüzlerce yıkıcı görüntü ve sivillere yönelik toplu katliamlara ilişkin haberlerle birlikte Kremlin’in yalanlamaları sürdü. Batılı müttefikler ve insan hakları grupları, sivil saldırıları kınamak için bir araya geldi.
Perşembe günü G-7 ülkelerinin dışişleri bakanları, Rus kuvvetleri tarafından işlenen potansiyel savaş suçları ve insanlığa karşı suçları soruşturma çabalarını “hoş karşıladıklarını ve
desteklediklerini” söyleyerek yanıt verdiler.
Ortak bir bildiride, Bucha kasabasında ve diğer Ukrayna şehirlerindeki katliamların, uluslararası hukukun ciddi ihlalleri listesine yazılacağı kaydedildi. Ancak bu tür önlemlerin Kremlin’i saldırısından caydırmak için yeterli olmayacağı düşünülüyor.
Putin Savaş Suçuyla Yargılanabilir mi?
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Kremlin liderliğindeki saldırıların soykırım olduğunu söyledi ve sorumluların tıpkı İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın Nürnberg kentinde kurulan gibi bir mahkeme önünde savaş suçu yargılamalarıyla yüzleşmesini istedi.
Bu arada, Batılı müttefikler tarafından desteklenen Uluslararası Ceza Mahkemesi liderliğinde, iddia edilen savaş suçlarına ilişkin soruşturmalar devam ediyor.
Ancak savaş suçları için kanıt toplamak uzun ve karmaşık bir süreç ve sonunda Putin veya diğer faillerin yargılanacağına ilişkin garantisi yok. Aktarılan bilgilere göre savaş suçlarından veya insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutulan çok az devlet başkanı var ve hiçbiri iktidardayken sorumlu tutulmadı.
Bu nedenlerle savaş suçu soruşturması tehdidi Kremlin için yeterli bir caydırıcı olmayabilir.
Peskov da bu hafta yaptığı açıklamada Johnson’ın istediği gibi Rusya Başkanı Putin’in bir savaş suçları mahkemesine çıkacağı yönündeki herhangi bir öneriyi göz ardı ederek “Bunun için bir olasılık görmüyoruz, gerçekçi bulmuyoruz” dedi.
Rusya’ya yönelik savaş suçu iddialarına katılanlar arasına bugün Almanya Başbakanı Olaf Scholz da katıldı.
Dayton Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi’nin yönetici direktörü Shelley Inglis ise bu tür davaların Batı ittifakı için siyasi olarak riskleri artırabileceğini, Rusya’nın dünya sahnesindeki konumunu daha da zayıflatabileceğini söyledi.
Ancak diğerleri son olayların ne kadar acımasız olursa olsun, savaşı sona erdireceği konusunda fazla iyimser değil.
Notre Dame Üniversitesi’nden Bob Latiff, Suriye ve Çeçenya’daki önceki suçlara atıfta bulunarak; “Uluslararası kınama veya savaş suçu tehditlerinin Rus davranışı üzerinde çok az etkisi olacak. Bu onlar için yeni bir şey değil” ifadeleriyle görüş bildirdi.
Clark Üniversitesi Profesörü Thomas Kuehne, diğerleri gibi yakın zamanda savaşın sonu gelmeyeceğini belirterek şöyle açıkladı:
“Son 100 yılı aşkın savaş ve savaş suçlarının tarihi, şu anda gördüğümüz gibi savaş suçlarının kasıtlı olarak ve uyandırdıkları şokun tam bilincinde olarak işlendiğini tutarlı bir şekilde gösteriyor. Şok olduk ama ne yazık ki bu tür suçlara ve sonuçlarına da alışığız.”
Hindistan BM’de Çekimser Kalırken Çin Bu Kez Direkt Olarak Rusya’nın Yanında Durdu
Uzmanlar, Çin ve Hindistan baskısının Putin’i durdurabileceği yönünde de yorumda bulundu. Daha önce Putin üzerinde etkili olabilecek tek kişinin Çin Devlet Başkanı Xi Jinping olduğu söylenirken buna Hindistan Başkanı Indra Modi eklendi.
Notre Dame Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Mary Ellen O’Connell’a göre suçların, Ukrayna’nın mevcut destekçileri arasında askeri yardımı ve ekonomik baskıyı sürdürme ve hatta hızlandırma konusundaki kararlılığını artırdığını belirtti. Ancak savaşı sona erdirmenin, daha büyük bir destek koalisyonu gerektireceğini belirterek Çin ve Hindistan’a atıfta bulundu.
Hindistan, Rusya’nın adını vermeden bu haftanın başlarında Bucha’daki toplu katliamları kesin bir şekilde kınadığını açıklarken önceki tarafsızlığından koptu ve bağımsız soruşturma çağrılarını destekledi.
Fakat Perşembe günü, ülkelerin üçte ikisinin desteklediği oylamada Rusya’nın BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğinin askıya alınmasına yönelik oylamada çekimser kaldı. Rusya’nın Ukrayna’yı kınama tasarısında da Hindistan, Çin’le birlikte çekimser kalmıştı.
Öte yandan Çin, Rusya üyeliğini askıya alma oylamasında bu kez doğrudan hayır yanıtını verdi.
Inglis de dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin duruşunda değişiklik olmadıkça Putin’in hareket etme olasılığının düşük olduğunu söyledi.
“Çin savaş konusundaki tutumunu değiştirecek olsaydı, muhtemelen Putin için bir oyun değiştirici olurdu” diyen Inglis, Çin’in BM’de savaşla ilgili kararlara ilişkin oylamalarda tarihsel olarak çekimser kalmaktan, karara karşı oy kullanmaya geçtiğinin üzerini çizdi.