Altın, daha güçlü dolar ve piyasaların bu yıl sadece iki Fed faiz indirimini fiyatlamaya devam etmesi ve enflasyonun yüzde 2 hedefinin üzerinde kalmasıyla Kasım ayından bu yana en büyük haftalık düşüşüne doğru ilerleyerek ons başına 2850 dolara geriledi.
Ons altın Cuma günü en son 2854 dolarda işlem görürken haftalık kayıp yüzde 2,7 oldu. Onsa paralel satıcılı seyreden gram altın ise en son 3349 liradan işlem görüp haftalık yüzde 2,5 değer kaybetti.
Neticede altının, fiyatların defalarca rekor seviyelere ulaştığı sekiz haftalık kazanç serisi bu hafta sona erdi. Yine de aylık bazda yüzde 1,4 arttı.
Altının Kasım ayındaki ABD seçimlerinden bu yana en büyük haftalık düşüşüne rağmen analistler kıymetli metalin uzun vadeli beklentileri konusunda iyimserliğini koruyor.
Zaten geri çekilme pek sürpriz olmadı ki birçok analist piyasanın aşırı kalabalık olduğu ve bir düzeltme için geciktiği konusunda uyarmıştı.
Daha fazla satış baskısının altını ons başına 2800 dolarlık önemli desteğe itebileceği ancak bu kısa vadeli risklere rağmen uzun vadeli yükseliş trendinin sağlam bir şekilde devam ettiği aktarıldı.
Kısa vadeli spekülatif hareketlerin ötesinde, altına yönelik yatırım talebi artıyor.
Geçtiğimiz hafta, Dünya Altın Konseyi’nden alınan veriler, 48 ton altının Kuzey Amerika’da listelenen altın destekli ETF’lere aktığını ve bunun Nisan 2020 başından bu yana en büyük haftalık artışı işaret ettiğini ortaya koydu.
Geleceğe bakıldığında, analistler ekonomik belirsizlik yoğunlaştıkça Batı’daki yatırım talebinin güçlenmesini bekliyor.
Analistler, durgun enflasyonun ekonomik belirsizliğe karşı güvenli bir liman görevi gördüğü için altın için ideal bir ortam sunduğunu belirtiyor. Ek olarak, daha yüksek enflasyon gerçek getirileri düşürecek ve altını getiri sağlamayan bir varlık olarak tutmanın fırsat maliyetini azaltacaktır.
WisdomTree ve Goldman Sachs dahil olmak üzere büyük yatırım şirketleri, yakın vadeli düzeltme risklerine rağmen altının bu yıl ons başına 3000 dolara ulaşma yolunda olduğunu savunuyor.
Neticede altın için aşağı yönlü riskler devam ederken, uzun vadeli görünüme odaklanmanın önemli olduğu söyleniyor.
