Mart ayında 2018’den sonra ilk kez faiz artıran FED (ABD Merkez Bankası), sonrasında verdiği mesajlarda daha fazla artırıma işaret etti. FED Başkanı Jerome Powell, Mayıs toplantısı için faiz için 50 baz puan artışın masada olacağını belirtti.
Bununla birlikte FED’in tırmanan enflasyonu dizginlemek için atacağı adımların ABD ekonomisinde gerileme yaratacağına ilişkin endişeler arttı. FED politikasına ilişkin gelen son bir tahmin ise kurumun ne kadar agresif olabileceğini sorguladı.
FED Yeterince Agresif Hareket Etmeyecek!
Yüksek enflasyonun üstesinden gelmek için faiz oranlarının zorlu bölgeye itilmesi gerekeceğini söyleyen uzman, herhangi bir merkez bankasının bunu yapmaya cesareti olup olmadığını sorguladı.
Dünyanın en büyük halka açık riskten korunma fonu şirketi Man Group’un CEO’su Luke Ellis, CNBC’ye verdiği demeçle gündeme geldi.
“Enflasyonla fiilen mücadele etmek için bir merkez bankasının faizleri acı bölgesine koymaya istekli olduğunu göstermesi gerekecek” diyen Ellis, bu noktada ABD ile Avrupa’yı kıyasladı.
ABD’deki güçlü reel ve nominal büyüme göz önüne alındığında bunun FED için Avrupa Merkez Bankası’na kıyasla daha güçlü olması gerektiğini söyledi. Yine de Ellis, Fed’in bile bu yıl yeterince agresif hareket etme inancına sahip olacağından şüphe duyduğunu söyledi.
Bu tahminini, özellikle manşet enflasyon rakamlarının azalma belirtileri göstermesine ve ABD’nin Kasım’daki ara seçimlerinin yaklaşmasına bağladı.
Enflasyon önceki yıla göre Mart ayında yüzde 8,5 ile 30 yılın rekorunu kırsa da çekirdek enflasyondaki hafif gerileme, oranların zirveye yaklaşabileceği konusunda umut verdi.
Man Group CEO’su, enflasyonun yıl sonuna kadar yüzde 5-6’lara düşebileceğini ve bunun enflasyonun daha uzun sürmesi anlamına geldiğini dile getirdi.
FED’in bu yıl boyunca gerçekten agresif bir şekilde faiz oranlarını bu yıl acıya neden olacak kadar yükseltme olasılığına şüpheli yaklaştığının üzerini çizdi.
Yatırımcılara portföylerini “genişletilmiş bir sıkılaştırma süreci” için konumlandırmalarını tavsiye eden CEO, pandemi sonrası tüketici maliyetlerini düşürme baskısı altında kalan Netflix gibi hisse senetlerinin, özellikle inişli çıkışlı bir seyir içinde olabileceğini kaydetti.
