Türkiye’ye yönelik yabancı sermaye ihtiyacı artık hepimizin en önemli gündemi olmuş durumda. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ile birlikte 14-15 Aralık tarihlerinde İspanya’da yatırımcılarla bir araya gelecek.
Bu tarihlerde düzenlenecek olan yatırımcı toplantıları ve konferansına toplam cirosu 600 milyar Euro’yu aşan 80’in üzerinde İspanya merkezli küresel şirketin üst düzey yöneticileri de katılacak.
Bakan Şimşek bu yöneticilerle yapacağı toplantılarda Türkiye’ye yatırım çekmek için yine yoğun bir çaba harcayacak. Ayrıca 2 trilyon doları yöneten 30’un üzerinde banka ve fon yöneticisiyle de görüşme yapılacak.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, dün kaleme aldığı yazıda, Türkiye’nin doğrudan yabancı sermaye yatırımları (DYS) konusunda geçmiş yılları ve şu anki durumu hakkında bilgi verdi.
Kârlılığı artırmak için verimliliği artırmaya yönelik olan doğrudan yatırımlar özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için önemli. Ancak doğrudan yabancı sermayeli yatırım çekebilmenin de belli başlı kuralları var.
Bunun için öncelikle diğer ülkelere göre daha çekici bir ekonomik ortamın bulunması gerekiyor. Ücretlerin diğer ülkelere göre daha düşük olması, verimliliğin yüksekliği, nüfus, iç talep yüksekliği, siyasal, sosyal ve ekonomik istikrar da aranan diğer kriterler arasında yer alıyor.
Türkiye’nin DYS Miktarı Dünyanın Sadece Binde 8’i Kadar
Yukarıdaki tabloda 2022 yılında ülkelerin gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) miktarları, çektikleri DYS tutarları ve GSYİH içindeki oranları yer alıyor.
Buna göre 2022 yılında en çok yatırım çeken iki ülke ABD ve Çin olarak öne çıkıyor. ABD’nin çektiği DYS miktarı dünyadaki toplam DYS yatırımlarının yüzde 22,3’ü kadar.
Hong – Kong ve Singapur kendi GSYİH’lerine göre en yüksek DYS yatırımı çeken iki ülke oldu.
Türkiye’nin GSYİH’si 2022 yılında 906 milyar dolardı. Geçen yıl 13 milyar dolar DYS çekerken, bu dünyadaki yatırımların sadece binde 8’ine denk geliyor. Tarihi gelişmelerine bakıldığında Avrupa Birliği ile müzakereye başlandığı ilk yıl olan 2006 yılında çekilen DYS miktarı 21,2 milyar dolar oldu.
Bu tabloda ise gayrimenkul ve DYS arasındaki farka değinilmiş. Mavi kırıklı çizgi toplam doğrudan yabancı sermaye girişini, kırmızı kırıklı çizgi ise yabancıların gayrimenkul almak için getirdikleri sermayeyi gösteriyor.
Yani son yıllarda DYS yatırımları düşmesine karşın, gayrimenkul için getirilen sermaye miktarının arttığı görülüyor. Mahfi Eğilmez, bu veriden çıkardığı sonuca göre Türkiye’nin uyguladığı ekonomik program ve sosyal yapıyla doğrudan yabancı sermaye çekebilmesinin ancak gayrimenkul satışıyla mümkün olabildiğine dikkat çekiyor.