İngiltere’de enflasyonun fırlamasına sebep olan ve daha da kötüleşmesi beklenen enerji faturaları ile ilgili endişeler artıyor. İşletmeler, tarihi bir yaşam maliyeti kriziyle karşı karşıya ve gelecek yıla kadar büyük tehlikeler söz konusu. Fiyatlardaki ve faturalardaki artışın sebebi Rusya’ya yapılan yaptırımlar olarak görülüyor.
İşletme sahipleri kışın çok zor olacağını düşünüyor. İngiltere’de bir restoran sahibi, yıl içerisinde faturalarda inanılmaz artışlar gördüklerini ve hükümet yardım etmediği takdirde duvara toslayacaklarını söyledi.
Restoran işleten bir İngiliz, eskiden çok sayıda personel çalıştırdığını, ancak şimdi artan fiyatlarla ve iş gücü maliyetleriyle boğuştuğunu belirtti. Pandemiden önce bir balık çeşidine 70 Euro ödenirken şimdi aynı balığa 270 Euro ödendiğini ifade etti. Bu fiyat farkının balıkların ve deniz ürünlerinin büyük bölümünün Rusya’dan gelmesinden kaynaklandığını dile getirdi. İngiltere hükümetinin Rusya’ya uygulanan yaptırımlar kapsamında deniz ürünleri ithalatına da yüzde 35’lik ek tarife uyguladığını aktardı.
“Korkuyoruz”
Bir işletme müdürü olan Liam Parker, kışın dayanabilmek için yazın daha fazla para kazanmaya çalıştıklarını belirtti. Tedarikçilerin, sürekli seyahat halinde olduğunu, artan yakıt maliyetlerinin de fiyatları doğrudan etkilediğini söyledi.
Parker, “İşletmeler olarak korkuyoruz. Geleceğin ne getireceğinden emin değiliz.” dedi.
İşletmelerin, fiyatları dondurmak için çabaladıklarını, konuyla ilgili tedarikçilerle temasa geçtiklerini ancak jeopolitik faktörlerden dolayı tedarikçilerin istekli olmadığını kaydetti.
İngiltere’deki işletmeler, mevcut durumun bu zamana karşılaşılan en kötü kriz olduğunu belirtiyor. Mevcut tablo için “gerçekten çok korkutucu” ifadeleri kullanılıyor.
Geçtiğimiz ay, İngiltere’nin enerji düzenleyicisi Ofgem’in enerji faturalarındaki üst sınırın yüzde 80 artacağını bildirmesi büyük tepki çekmişti. Fiyat sınırındaki artışın gerekçesi olarak rekor yüksek seviyelerdeki küresel gaz fiyatları gösterilmişti.
Tek Sorun Enerji Krizi Değil
İngiltere’nin baş etmek zorunda olduğu sorunlar sadece enerji krizi değil. İngiltere’nin su temini ve atık su arıtımından sorumlu olan Thames Water, geçtiğimiz ay vadilerde ve rezervlerde ciddi düşüş görüldüğünü duyurmuştu. 1885’ten bu yana en kurak Temmuz ayını geçiren İngiltere, enerji krizinin yanında kuraklıkla da mücadele etmek zorunda. Kuraklık da gıda fiyatlarını ve bazı endüstrileri etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.
“Cesur Bir Hükümete İhtiyacımız Var”
İngiltere Ulusal Balık Federasyonu temsilcileri, “Zor kararları alacak ve geleceğe yatırım yapacak cesur bir hükümete ihtiyacımız var.” diyor.
Federasyon, personele ve çevre dostu işletme uygulamalarına yatırım yapan işletmelere daha fazla ödül sunulması için enerji tedarik sisteminin gözden geçirilmesi ile ilgili çağrıda bulunuyor.
Bir temsilci, “Küçük işletmeler ülkedeki en büyük iş verenlerdir. Her zaman bir esnaf ulusu olarak biliniyorduk, dürüst olmak gerekirse şu an ne olduğumuzu bilmiyorum.” ifadeleriyle dikkat çekti.
İngiltere’de Krizin Şokuyla İlginç Öneriler Geldi
1997 Muhafazakar Parti Parlamentosu Üyesi olarak görev yapan Edwina Currie, katıldığı bir televizyon programında verdiği tavsiyelerle gündeme gelmişti.
Currie, “Her şeyi devletten beklemeyin, kaloriferleri kapatın” demişti ve vatandaşlara ısınmaları için kalorifer peteklerinin arkasında alüminyum folyo koymalarını tavsiye etmişti.
Bunların yanında İngiltere’deki okullarda çocukların yemekleri ile ilgili de tartışmalar ortaya çıkmıştı. Sıcak sınıf ve sıcak yemek arasında tercih yapmak zorunda kalan okullar, kırmızı et gibi pahalı ürünler yerine vejetaryen menüleri tercih etmeye başladı.