Uluslararası Para Fonu (IMF), ilk çeyrek küresel büyümesinin Nisan ayı tahminlerini biraz geride bıraktığını, ancak o zamandan bu yana verilerin “direnç cepleri” ve yavaşlayan ivme işaretleri ile karışık bir tablo gösterdiğini söyledi.
IMF, önümüzdeki hafta Hindistan’da yapılacak G20 finans liderleri toplantısı için bir brifing notunda, imalatın G20 ekonomilerinde zayıflık gösterdiğini ve küresel ticaretin zayıf kalmaya devam ettiğini, ancak hizmet talebinin, özellikle turizmin toparlanmakta olduğu yerlerde güçlü olduğunu belirtti.
Aşağı Yönlü Risklere Dikkat Çekildi
Kurum, Nisan 2023 küresel GSYİH büyüme tahmininde herhangi bir değişiklik belirtmezken, risklerin çoğunlukla aşağı yönlü olduğunu vurguladı. Bu riskler arasında Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının yoğunlaşma potansiyeli, inatçı enflasyon ve piyasaları alt üst edebilecek finans sektörü stresinin artması yer alıyor.
Raporda, enflasyonun 2022’de zirveye çıkmış gibi göründüğünü ve çekirdek enflasyonun gevşemesine rağmen çoğu G20 ülkesinde hedeflerin üzerinde kaldığı bilgisi yer aldı.
Azalan tedarik zinciri kesintileri ve düşük mal talebinin, mallardan kaynaklanan muhtemelen dezenflasyonist baskılar anlamına geldiğine yer verilen raporda, “Şu anda çekirdek enflasyonun ana itici gücü olan hizmet enflasyonunun düşmesinin daha uzun sürmesi bekleniyor” ifadelerine yer verildi.
G20 Ülkeleri Uyarıldı
IMF raporunda, G20 politika yapıcılarının, enflasyonun hedefe döndüğüne dair somut işaretler ortaya çıkana kadar, birçok ekonomide para politikasını sıkılaştırarak ve reel oranları nötrün üzerinde tutarak enflasyonla mücadeleye devam etmesi gerektiğini belirtti.
Fon, G20 ülkelerinin ayrıca borcun sürdürülebilirliğini sağlamak, mali alan yaratmak ve toplam talebi azaltarak enflasyonu düşürmeye yardımcı olmak için maliye politikalarını sıkılaştırması gerektiğini söyledi.
IMF İdari Direktörü Kristalina Georgieva, önceliklerinin, küresel ekonominin nasıl geliştiğine dikkat ederek kota kaynaklarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
IMF ayrıca G20 ülkelerini, Çin’in endüstriyel sübvansiyonlarına ve Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’ndeki yeşil enerji yatırımlarına atıfta bulunarak, sanayi politikasının ticaret ve yatırımda çarpıtmalara yol açabileceği tehlikeler konusunda uyardı.
