Bugün yayımlanan verilere göre kontrolden çıkan enflasyon, büyüyen bir borç krizi ve yaşam maliyeti sorunları, önümüzdeki iki yıl içinde G20 ülkelerinin iş yapmaları için en büyük tehditler olarak öne çıkıyor.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Yeni Ekonomi ve Toplum Merkezi tarafından yürütülen yönetici anketi, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu G20 ülkelerinin üçte birinin (yüzde 37) yükselen fiyatları en büyük endişeleri olarak gösterdiğini ortaya serdi.
Yüzde 37’lik payı, yüzde 21 ile borç krizleri ve yaşam maliyeti krizi endişeleri izledi. Bu arada jeo-ekonomik çatışma, iki G20 ülkesi tarafından en büyük risk olarak belirlendi. Diğer katılımcılar en önemli endişelerini, devletin çöküş potansiyeli, yaygın dijital hizmetlerin eksikliği ve dijital eşitsizlik olarak açıkladı.
Mısır’daki COP27 ve bu ayın sonunda Endonezya’da gerçekleştirilecek G20 zirvesi öncesinde yapılan ankete göre çevresel kaygılar yıllardır ilk kez arka planda kaldı. Ayrıca kritik altyapıya yönelik artan siber saldırı tehdidine rağmen, ilgili teknolojik riskler bu yıl en az belirtilen ilk beş risk arasında yer aldı.
Bu durumun nedeni, dünyanın Rusya-Ukrayna savaşının sonuçlarından yaşam maliyeti krizine kadar daha acil sosyo-ekonomik sorunlara odaklanması oldu.
Net-sıfıra geçiş, birçok iş liderinin kısa vadeli gündemlerinde çok aşağılara düşerken birbiriyle bağlantılı ekonomik, jeopolitik ve toplumsal riskler, G20 iş liderleri arasındaki risk ortamını domine ediyor.
Zurich Insurance Group Baş Risk Sorumlusu Peter Giger, bu yıl değişen endişe gündemine ilişkin iklimin önemini şu sözlerle açıkladı:
“Net-sıfıra geçiş, birçok iş liderinin kısa vadeli gündemlerinde çok aşağılara düştü. Oysa iklim değişikliğinin etkileri hem kısa hem de uzun vadelidir. Mevcut jeopolitik ve ekonomik açıdan zorlu ortamda bile, net-sıfır bir geleceği elimizin altında tutmayı umuyorsak, daha temiz, daha uygun maliyetli ve daha güvenli bir enerji sistemi oluşturmaya odaklanmamız gerekiyor.”