
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret suçundan Aralık ayı ortalarında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmişti. Mahkeme, İmamoğlu’na Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. maddesinin uygulanmasını hükmetmişti.
Söz konusu madde gereğince İmamoğlu’nun belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmişti. Alınan kararla birlikte siyasi yasak getirilebileceği de gündeme gelmişti. Mahkeme tarafından kararın gerekçeleri açıklandı.
Mahkeme 17 sayfalık gerekçeli kararında İmamoğlu’na neden alt sınırdan uzaklaşarak ceza verdiğini açıkladı. İmamoğlu’nun YSK üyelerine karşı hakaret suçunu basın önünde işlediğine dikkat çekildi.
Böylelikle suçun yüksek yargı mensuplarından oluşan Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde olduğu ve hakaret ettiği gerekçe olarak sunuldu.
Temel Ceza, Alt Sınırından Uzaklaşarak Belirlendi
Gerekçeli kararda İmamoğlu’nun İBB Başkanlığı sıfatının bulunduğu, söylediği her sözünse Türkiye’de ve yurt dışında basın aracı ile kolaylıkla duyulabileceği belirtilerek şöyle eklendi;
“Takip edilen sanık tarafından bu şekilde hakaret suçunun işlenmesi nedeniyle temel ceza alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmiştir.”
Açıklanan gerekçeli kararda İmamoğlu’nun Ordu Valisi’ne hakaret suçundan adli para cezası aldığı da anımsatıldı. Bu sebepten İmamoğlu’nun geçmişte mahkemede olumsuz bir kanaat oluşturduğu vurgulandı.
İmamoğlu’nun Davranışları Yargıyı Ciddiye Almıyor Olarak Yorumlandı
Söz konusu yargılama sürecindeyse 21 Eylül 2022 tarihli duruşmadan sonra basın mensuplarına İmamoğlu’nun davayla ilgili söylediği ‘olmaması gereken bir dava sürdürülüyor, boş işler bunlar’ şeklindeki açıklaması anımsatıldı.
İmamoğlu’nun 21 Eylül’deki sözlerine ek olarak 11 Kasım 2022 tarihli duruşmadan sonra ‘şu mahkemeden utanç duyuyorum böyle bir yargılama olamaz, şaka gibi, trajikomik bir durum, beni zerre ilgilendirmiyor’ açıklamasına da dikkat çekildi.
Yargılama sürecinde İmamoğlu’nun davranışlarının, mahkemece yapılan yargılamayı ciddiye almadığını gösterdiği yorumlandı. Olumsuz olarak nitelendirilen davranışlardan dolayı İmamoğlu’nun lehine indirim uygulandığı söylendi. Böylelikle cezada neden indirime gidilmediği açıklanmış oldu.
Suça konu edilen İmamoğlu’nun, “Tam da işte 31 Martta seçimi iptal edenler ahmaktır” sözü de yer aldı. Gerekçeli kararda, “Ahmak sözcüğünün cümle içinde kullanış biçimi ve yapılan vurgu dikkate alındığında aptal, gerizekalı anlamında kullanıldığı kanaatine varılmıştır.” denildi.
Davada Hakimin Tarafsızlığından Şüphe Duyularak Reddedildi
Açıklanan gerekçeli kararda mahkemedeki ilk hakimin değişmesi konusunda da değinildi. Sanık avukatlarının adil yargılanma hakkından mahrum kaldıkları yönündeki savunmalarının yerinde olmadığı vurgulandı.
Davanın ilk hakiminin davayı, 28 Mayıs 2021 tarihinden 01 Haziran 2022 tarihindeki beşinci celseye kadar yargılamayı yaptığı belirtildi.
İmamoğlu’nun avukatlarının doğal yargıçlık ilkesi gereğince baktığını belirttikleri ilk hakimin 23 Mart 2022 tarihli duruşma sonrasında taleplerinin kabul edilmemesi sebebiyle hakimin tarafsızlığından şüphe duyulduğunu gerekçe göstererek hakimin reddedildiği bildirildi.
Dava dosyasının aslında önceki hakim tarafından sonuçlandığı ancak hakimin tarafsız olmadığını ileri sürüldüğü için yargılamaya itiraz edildiği öne sürüldü. Bu sebepten dava dosyasına bakan iki ayrı hakimin hakkında da iddia edilen hakimlerin tarafsız olmadığı gerekçesinin yerinde görülmediği eklendi.