Kur korumalı mevduatta yükümlülüğün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) geçmesinin ardından banka bilançosuna yansıyacak etki yakından takip ediliyor. Ekonomist Haluk Bürümcekçi ise öncü göstergeler üzerinden hesaplama yaparak TCMB’nin yılı zararla kapatabileceğini öngördü.
Bürümcekçi tarafından müşterilerine geçilen bilgi notunda daha önceki yıllarda Merkez Bankası’nın Hazine’ye aktarım yaptığını ancak mevcut durumda aktarım sırasının Hazine’ye geçebileceğini öne sürdü.
Merkez Bankası’nın kar-zarar durumu açısından analitik bilançoda iç varlıklar altında yer alan diğer kalemler hesabının söz konusu durum hakkında kabaca bir fikir verdiğini bildirdi.
İrili ufaklı birçok başka kalemin de konsolide edildiği bir hesap olduğunu söyleyen Bürümcekçi, ağırlıklı değerinin dönem kârı veya zararı belirlediğine işaret etti. Hesapta pozitif rakamların dönem zararını, negatif rakamlarınsa dönem kârını gösterdiğini kaydetti.
Diğer Kalemler Hesabı Gidişatla İlgili Fikir Veriyor
Bahsi geçen kalemle ilgili yorumlarda bulunan Bürümcekçi, hesabın 31 Temmuz’da 354,5 milyar lira ile pozitif bakiye verdiğine dikkat çekti. 2022 yılındaysa bahsi geçen hesabın yılı eksi 41,2 milyar lira bakiye ile kaparken bankanın vergi karşılığı sonrası dönemdeki kârının 71,9 milyar lira olduğunu anımsattı.
Diğer kalemler hesabının 2021’de yılı eksi 60,2 milyar lira kapatırken bankanın dönem kârını 57,5 milyar lira olarak açıkladığını hatırlattı. 2020’de de diğer kalemler hesabının eksi 39,1 milyar lira kapanırken, dönem kârının 34,5 milyar lira olduğunu belirtti.
Tüm bu sebeplerden kaynaklı birebir olmasa da bilgileri aktarılan hesaptaki gelişmelerin gidişat açısından kabaca fikir verdiğinin altını çizdi.
TCMB Gelecek Yıl Bütçesine Katkı Sağlayamayacak
Aktardığı veriler üzerinden değerlendirmelerde bulunan Bürümcekçi, TCMB’nin yılı zararla kapatabileceğini öngördü. TCMB’nin gelecek yılın bütçesine katkı sağlamasının söz konusu olmadığı yönünde tahminde bulundu.
Merkez Bankası’nın zarar yazılmasının sürekli olarak rezerv paranın büyümesi anlamına geleceğini dile getiren Bürümcekçi, sistemdeki likidite fazlasının kalıcı bir problem haline gelmesine sebep olacağını bildirdi.
Ayrıca rezerv paranın büyümesinin, gecelik borç alma faizinin fiili politika faizi durumuna geçerek para politikası etkinliğinin azalmasına sebep olabileceği konusunda uyarıda bulundu.