Enflasyonist baskı, enerji krizi ve arz zincirindeki kırılma Avrupa’nın en büyük ekonomisini derinden sarstı. Deutsche Bank CEO’su, durgunluk anlamına gelen resesyonun Almanya’da kaçınılmaz olduğunu savundu.
kolayca yatırım yapın
Almanya’nın en büyük bankalarından Deutsche Bank’ın CEO’su Christian Sewing, Frankfurt’ta düzenlenen Bankacılık Zirvesi’nde konuştu. Üretimin uzaklaşmaya başladığı Alman ekonomisinin çizdiği yol hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Alman ekonomisinin kriz durumunda olduğunu ifade ederek, enflasyon oranlarının geldiği noktaya dikkat çekti. Almanya’da Temmuz ayı enflasyon rakamları yıllık olarak yüzde 7,5, aylık olarak yüzde 0,9 oranlarına çıkmıştı.
Almanya’nın da içinde yer aldığı Euro Bölgesi’nde ise son açıklanan verilere göre enflasyon Ağustos’ta yüzde 9,1 ile rekor tazelemişti.
Geleceğe yönelik iyimser olmayan Sewing, “Sonuç olarak, Almanya’da bir durgunluk artık önlenemeyecek” diyerek dikkat çekici bir tahminde bulundu.
Faiz Kararları Daha da Radikalleşecek
Deutsche Bank CEO’su, enflasyonla mücadele için faiz artırımı hamlelerine de değindi.
Durgunluğun her ülke ekonomisi için istenmeyen bir durum olduğunu belirterek, “Ancak enflasyon ne kadar uzun süre yüksek kalırsa, acı ve sosyal patlayıcılar o kadar büyük olur” diyerek önceliğin enflasyon canavarını yenmek olduğu mesajını verdi. Sewing’in yorumu şöyle:
“Ekonomi, bu durgunluğu iyi bir şekilde atlatmak için yeterli dayanıklılığa sahip. Ancak bu, merkez bankalarının şimdi hızlı ve radikal bir şekilde hareket etmesi gerektiği anlamına geliyor.”
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) gerçekleştireceği toplantı öncesi Sewing’in bu yorumu, kilit faiz oranında 75 baz puanlık önemli bir ayarlama yapılmasını işaret etti.
Sorunun Kaynağı Dış Ülkelere Olan Bağımlılık
Almanya’nın Çin’e olan ekonomik bağımlılığını “önemli bir risk” olarak gören Sewing, “Bağımlılıklar söz konusu olduğunda kendimize Çin ile nasıl başa çıkacağımıza dair rahatsız edici soruyu da sormamız gerekiyor” dedi.
Almanya’nın ekonomide yaşadığı sorunun kaynağının başka ülkelere olan bağımlılıktan kaynaklandığını savundu. Ancak ekonomik bağımsızlık idealinin gerçekleşmesinin zor olduğunu, Çin’den bağımsızlık kazanmanın çok daha karmaşık olduğunu kabul etti.
“Çin ekonomimizin temel taşıdır” diyen Sewing, Çin’in Alman ihracatındaki payının yüzde sekizini, Alman ithalatının ise yüzde on ikisini oluşturduğunu ekledi.
Çin’e Bağımlılık Rusya ile Yaşananların Benzerini Yaşatır
Sewing, Ukrayna topraklarının ilhakından bu yana Rusya’ya tavır koyan Alman hükümetinin aldığı kararın ardından Şubat ayından beri enerji yoğun sektörlerde üretimde düşüş kaydedildiğini hatırlattı.
Rus gazı kesintisinin ardın enerji krizi yaşayan Almanya’nın Çin’den uzaklaşmak istediğinde de başka sıkıntılarla yüzleşeceği uyarısını paylaştı.
Sewing, “Bu bağımlılığı azaltmak, en az Rus enerjisinden ayrılmak kadar köklü bir değişiklik gerektirecektir” şeklinde ifadede bulundu.