Türkiye’de gündemden hiç düşmeyen enflasyon, hükümete yönelik eleştirilerin başında yer alıyor. Günden güne artan fiyatlar ve maliyetler, vatandaşların alım gücünü zorlamaya devam ederken Ekonomist Alaattin Aktaş Ekonomim’de kaleme aldığı yazısında enflasyon konusuna farklı bir açıdan yaklaştı.
Aktaş, yüksek enflasyonun iktidar bilinçli bir tercihi olduğunu ve mücadele edilmediğini söyledi.
“Enflasyonun Nimetleri Var”
Ekonomist, enflasyonun nimetleri olduğunu ve bundan yararlananlar olduğunu vurguladı. 2021’in ortasında faiz indiriminin bazı kesimler tarafından ideolojik takıntı olarak okunmak istediğini belirtti. Bu faiz indirimi sürecinin ve sonrasında ortaya çıkan yüksek enflasyonun bilinçli olarak hazırlanmış bir politika seçeneği olduğunu görmek gerektiğini söyledi.
Yüksek enflasyonun büyümeye yaradığı kadar reel borçların küçülmesine yardımcı olduğunu aktaran Aktaş, kamu ve özel sektörün brüt borç stokunun 2023’ün ilk yarısının sonunda 22,6 trilyon lirayı geçtiğini anımsattı.
Kamuda en yüksek artışın doğal olarak Hazine’nin borçlarında gözlemlendiğini, sadece Haziran’da 822 milyar lira gibi devasa bir yükselişle tarihi rekora imza atıldığını ifade etti. Yükselişin en büyük sebebinin Hazine’nin borçlarının yüzde 67’sine yakın bölümünün dövizli borçlardan oluşmasından kaynaklandığını dile getirdi.
Borç Eritmenin İki Yolu
Borcun milyonu aştıktan sonra normal koşullarda ödenmesinin pek mümkün olmadığını kaydeden Aktaş, bunun savaş ve yüksek enflasyon ile ödenebileceğini belirtti.
Savaş olamayacağına göre bunun tek yolunun yüksek enflasyon olduğunu vurguladı ve iktidarın da yüksek enflasyonu tercih etmesiyle milli gelirdeki büyümeyi canlandırdığını, hem de reel borç oranının hızla düşmesini sağladığını aktardı.
Yüksek Enflasyon Kimin İşine Yarıyor?
Sorunun cevabının gayet açık olduğunu söyleyen ekonomist, yüksek enflasyonun borçlu şirketlerin ve Hazine’nin işine yarayacağını ifade etti.
Şirketlerin fiyatlarını enflasyona bağlı olarak artırdıkları sürece borç ödemekte zorlanmayacağını, hele bunun sabit faizli ve TL ile olması durumunda da kolay olacağını kaydetti.
“Dar ve Sabit Gelirliler Zarar Görüyor”
Yüksek enflasyon ortamında en çok zarar gören kesimin dar ve sabit gelirliler olduğunu vurgulayan Aktaş, bu kesimlerin her geçen gün satın alma güçlerinde yaşadıkları azalmalar sonucunda hızla fakirleştiğini söyledi.
Artan fakirleşme ve yoksulluğun popülist iktidarın hayat kaynağı olduğunu, yoksulluğu yöneterek siyasi ömrünü uzattığını paylaştı. Hele bir de Türkiye’deki gibi yüksek enflasyonun siyasi nedenini ve sonuçlarını tam olarak tahlil edemeyen bir muhalefet yapılanması olması durumunda bunun iktidarın çıkarına olduğunu ifade etti.
