Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, son günlerde en çok konuşulan konulardan biri olan Orta Vadeli Program (OVP) hakkında açıklamalarda bulundu. OVP’nin en fazla mesai harcadıkları doküman olduğunu ve konuyla ilgili farklı kesimlerle görüşerek programı hazırladıklarını söyledi.
OVP’nin gerçekçi bir program olarak değerlendirildiğini belirten Yılmaz, Dünya Bankası tarafından verilen desteğin önemine dikkat çekti. Türkiye için taahhüdün 35 milyar dolara çıktığını hatırlattı.
BAE’den Kaynak Ne Zaman Gelecek?
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile 51 dolarlık finansman çerçevesinde bunun 11,5 milyar dolarlık kısmının hızlanacağını ve en geç 2023’ün sonuna kadar kaynakların Türkiye tarafından kullanılabileceğini aktardı.
OVP’de 4 ana başlık olduğunu paylaşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bunlardan ilkinin depremin yaralarını sarmak, ikincisinin enflasyon, üçüncü başlığın istihdam ve büyüme, dördüncüsünün enflasyon olduğunu dile getirdi.
Bu dört amaca para politikası, maliye politikası ve yapısal reformlar araçlarıyla ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
“Türkiye’nin Cari Açık Meselesi Var”
Türkiye’nin kalkınmakta olan bir ülke olduğunu, yatırım yapabilmek için tasarruflara ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. Türkiye’nin cari açık meselesi olduğunu ve bunun yeni olmadığını belirtti. OVP ile bunu azaltmayı düşündüklerini, 2023 sonunda cari açığı milli gelire oranla yüzde 4 olarak tahmin ettiklerini açıkladı.
Dış kaynağa ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Yılmaz, önemli olanın bunu sağlıklı, uzun vadeli kaynaklarla finanse etmek olduğunu vurguladı. Türkiye’nin geçmiş dönemlerde 20 milyara dolara varan yatırımları çektiğin, rezervlerin gelişeceğini belirtti.
Son 3 ayda 22 milyar dolarlık rezerv geliştiğini ve brüt rezervlerin 120 milyar doları aştığını açıkladı.
“Dünyaya Tanıtmamız Lazım”
Türkiye’de yatırım imkanlarının dünyaya tanıtılması gerektiğini, BAE’ye giderken güzel bir çalışma yaptıklarını aktardı. Somut projeler ortaya koyduklarını, iyi bir tanıtımla ciddi bir yatırım çekilebileceğini sözlerine ekledi.
Güven veren bir ortam oluşturulduğu zaman hem enflasyonu hem de büyümeyi sağlamanın mümkün olduğunu ifade eden Yılmaz, arz ağırlıklı bir büyümenin enflasyonla çelişmeyeceğini, hatta enflasyonu düşürücü katkısının olabileceğini vurguladı.
“Vergideki Yapı Tartışılmalı”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, “Vergi gelirlerindeki artış her zaman vergilerdeki artışla olmak zorunda değil” ifadelerini kullandı. 2023’te tedbirler aldıklarını ve tahakkuk – tahsisat oranlarını artırıcı tedbirler planladıklarını duyurdu. Enflasyonun kamunun giderlerini artırdığını, bunlara bakıldığında vergi artışının izah edilebildiğini paylaştı.
Dolaylı vergi konusunda mevcut yapının tartışılması gerektiğini, Türkiye’de bunun yüksek olduğunu kaydetti.
Vergi konusunda en önemli şeyin kayıtdışılılıkla mücadele olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu yapıldığında vergilerin de doğrudan arttığını söyledi.
Oransal olarak doğrudan vergilerin payının artmasının gerektiğine inandığını kaydeden Yılmaz, “Gelir düzeyine göre vergi ödenmesini hedefliyoruz.” dedi.
Yılmaz’dan Kur Açıklaması
OVP’nin herhangi bir kur tahmini olmadığını yineledi ve bununla ilgili herhangi bir rakam açıklamadıklarını dile getirdi.
Seçimlerden sonra kurda uzun süre değişim yaşanmadığını ve ciddi bir düzeltme olduğunu belirtti. Enflasyonun seyrinin, kaynak girişinin ve güven ortamının döviz kurlarını etkileyeceğini aktardı.
OVP’de enflasyonun üzerinde bir kur seyri öngörmediklerini açıkladı.
Memur ve Emekli Maaşı
Memur maaşına 2024’te oransal bir artış olacağı için kaydeder bir yükseliş görüleceğini, bunun memur emeklisine de yansıyacağını ifade etti.
Yılmaz, işçi emeklileri ve asgari ücrette de dengeleyici oranları çalıştıklarını dile getirdi. Emekli aylığı ile ilgili çalışma yaptıklarını ve yıl sonuna kadar tamamlamayı planladıklarını bildirdi.
“KKM’de Aşamalı Çıkış Olacak”
KKM’nin geçici bir mekanizma olduğunu ve görevini yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı, belirli bir büyüklüğe geldiği için ani bir duraklama yapamayacaklarını belirtti.
KKM’den çıkışın aşamalı bir şekilde olacağını, KKM’yi TL mevduata yönlendirmenin bir anda olmayacağını aktardı.
Özel bankalarda tüketime kaynak sağlayan bir yapının olduğunu, düzenlemelerin özel bankaları daha çok ticari kredilere yönlendireceğini paylaştı.
Belirsizliğin ekonominin en büyük düşmanı olduğunu, Mayıs’ta 5 yıllık bir pencere açıldığını hatırlattı. Zor bir dönemde olduklarını ama bunun fırsatları da beraberinde getirdiğini dile getirdi.
Yılmaz, son olarak 2026’da 1,3 trilyon dolarlık milli gelire ulaşılacağını vurguladı.